GENEL - 27 Şubat 2012 Pazartesi 16:14

HOCALI KATLİAMININ YIL DÖNÜMÜNDEKİ IRKÇI PANKART VE SÖYLEMLER

A
A
A
HOCALI KATLİAMININ YIL DÖNÜMÜNDEKİ IRKÇI PANKART VE SÖYLEMLER

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, dün İstanbul’da Hocalı katliamını anma eylemi sırasında açılan ırkçı pankartlar ve söylemlerle ilgili olarak, "Bu katliamı ne kadar lanetlemek gerekiyorsa, oradaki pankartlar da tamamen ırkçı, ayrımcı ve nefret uyandıran ifadeler içermektedir. Biz 2005’te TCK’da bir değişiklik yaptık. Orada ayrımcılığın cezası açıkça yazıyor. Fakat savcılar bu maddeleri henüz uygulamadıkları için bu ayrımcı, ırkçı söylemler devam ediyor"
dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Almanya’daki ırkçı cinayetleri araştırmak üzere komisyon üyeleri ile Almanya’ya gerçekleştirdikleri seyahat hakkında basınla sohbet toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Üstün, dün Hocalı’daki katliamı anma eyleminde açılan ırkçı pankartlar ve Hrant Dink’in katilleri lehine atılan sloganlarla ilgili olarak, "Bu katliamı ne kadar lanetlemek gerekiyorsa, oradaki pankartlar da tamamen ırkçı, ayrımcı ve nefret
uyandıran ifadeler içermektedir. Biz 2005’te TCK’da bir değişiklik yaptık. Orada ayrımcılığın cezası açıkça yazıyor. Fakat savcılar bu maddeleri henüz uygulamadıkları için bu ayrımcı, ırkçı söylemler devam ediyor. Bizden nefret suçlarıyla ilgili kanun çıkartılmasını istiyorlar. Evet çıkartalım ama öncelikle mevcut kanunları tatbik edelim. Mevcut kanunlarda var. Savcılar derhal takibat yapmalı" dedi.
Anma töreninin çok daha büyük yapılması, hatta Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan çekilmesi için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini ifade eden Üstün, "Ama o topluluk o söylemleri yapanları içinde barındırmamalıydı. O söylemler, yapılan anma törenini sıfıra indirdi. ’Türkiye büyük bir devlet olacak, içinde her türlü rengi barındıracak’ diyoruz; ama hala bu tür ırkçı söylemlerin olması kabul edilebilir bir durum değildir" diye konuştu.
Üstün, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in de bu eylemde konuşma yaptığının hatırlatılması üzerine ise, "Onu bana sormayın, o herkesin kendi kararıdır. O pankartı gördü mü görmedi mi, söylenenleri duydu mu duymadı mı bilmiyorum" dedi.
"ALMANYA’DAKİ RAPOR DÖRT DÖRTLÜK"
Üstün, Almanya’daki cinayetlerle ilgili çalışmalarının iki aşamadan oluştuğunu belirterek, ilk aşamanın olayları incelemek ve rapor yazmak, ikinci aşamanın da yargılama süreçlerini sonuna kadar izlemek olduğunu söyledi. Komisyonun 21-24 Şubat tarihlerinde gerçekleştirdiği bu gezinin çalışmanın ilk ayağı olduğunu belirten Üstün, bu çerçevede öncelikle Alman Federal Parlamentosu’nda tüm grupların da önergesiyle kurulan Araştırma Komisyonu başkan ve üyeleriyle bir toplantı yaptıklarını bildirdi. Genel Kurul
kararıyla ciddi bir önerge hazırlandığını belirten Üstün, "Biz onlara, ’önergedekileri ortaya çıkarsanız ve rapor haline getirseniz başka bir şey istemiyoruz’ dedik. Çünkü dört dörtlük hazırlanmış" dedi.
Üstün, 23 Şubat’ta hayatını kaybedenler için yapılan anma törenine de katıldıklarını belirterek, törende Almanya Başbakanı Merkel’in duygusal bir konuşma yaptığını kaydetti. Bu törenin ardından Merkel ile bir araya geldiklerini ve bu törenden dolayı teşekkür ettiklerini belirten Üstün, "Merkel’e ’Ancak bunlar sembolik toplantılar. Solingen olayından sonra da bu tür şeyler yapıldı, vaatler verildi. Ama maalesef yapısal değişiklikler olmadığı için suçlular tam olarak cezalandırılamadı ya da sonraki olaylar
önlenemedi’ dedim. ’Siz karizmatik bir lidersiniz, bunu değiştirmeye gücünüz var, meselenin üzerine giderseniz gerçekten Almanya’da değişiklikler yapılabilir. Aksi takdirde araştırma komisyonlarının bu işleri değiştirmeye gücü yetmeyebilir’ dedim. Açık şekilde bunları Merkel’e ifade ettik. O da, kendi adına elinden geleni yapacağını söyledi" diye konuştu.
ALMAN MEDYASINA TEPKİ
Üstün, cinayetler öncesinde, sırasında ve sonrasında temel hatalar, temel insan hakları ihlalleri yapıldığını belirterek, "Bir babanın evladını, bir kadının kocasını öldüreceği akla gelmiş, ticari rekabet akla gelmiş, 11 yaşındaki bir çocuğun babasını öldüreceği akla gelmiş ancak hiçbir zaman Neo Nazilerce bu cinayetlerin işlenebileceği akla gelmemiş. Üstelik bu cinayetlerin çoğu aynı marka silahla işlenmiş, hatta kovan saçılmasın diye poşetin içinden ateş edilmiş. Çok profesyonel, derin bir örgüt
tarafından işleneceği akla gelmesi gerekirken, basın da önyargılı davranmış, ’dönerci cinayeti’ diye alay etmiş. Oysa 8 cinayetten sadece biri dönercilik yapıyormuş. ’Dönerci cinayetleri’ diye yayarak soruşturmanın başka yöne kayması için alt yapı oluşturmuşlar. Bu cinayetleri küçümsemişler. Alman basınının bakışı son derece şaşı olmuş. Alman basınının çok büyük sorumluluğu var" dedi.
Üstün, Alman medyasının kendine çeki düzen vermesi gerektiğini ifade ederek, "Güvenlik kurumlarının ihmali varsa, güvenlik kurumları ile işbirliği yapan, soruşturmayı sağa sola yönlendiren Alman medyasının da sorumluluğu vardır" şeklinde konuştu.
"ETKİN YARGILAMA BEKLİYORUZ"
Almanya’da bu olayların çözülmesine ilişkin beklentilerini de aktardıklarını belirten Üstün, "Orada, ’yargıdan etkin bir soruşturma bekliyoruz. Tetiği çekenleri yargı cezalandırmalı ve bunların arkasındaki güçleri de bulmalı ve ceza vermeli’ dedik" diye konuştu.
Üstün, ayrıca Almanya’daki muhataplarına "Yargılama süreçlerini takip edeceğiz dedik. İşin peşini bırakmak niyetinde değiliz" dediklerini de aktardı. Üstün, yargılama sürecini ne şekilde takip edeceklerinin sorulması üzerine ise, komisyon üyelerinin birebir davaları izlemeye gideceğini söyledi. Davaların muhtemelen sonbaharda açılacağını bildiren Üstün, "Henüz 6 kişinin tutuklu olması bize yargılamanın da sanki ağır aksak yürüdüğü kanaati oluşturuyor dedik. Herhangi bir ihmal olmaması için yargılamaları
sonuna kadar takip edeceğiz" dedi.
Merkel’i samimi bulup bulmadıklarının sorulması üzerine ise Üstün, "Almanya’da şunu gördük, ilişkileri tamir etme refleksi var. Ama ciddi bir siyasi güç harcamaları lazım" dedi. Merkel’in cinayetlerin ’aşırı sağcılar’ tarafından işlendiğine ilişkin ifadesini de eleştirdiklerini belirten Üstün, "Sorunu çözmek için adını doğru koyun dedik. Sağcı demeyin, adını ırkçı terör koyarsanız o zaman çözümleri de ortaya koyarsınız. Aşırı sağcı derseniz sağ politikacılara haksızlık etmiş olursunuz, hem de sorunu
çözemezsiniz dedik" diye konuştu.
Üstün, ayrıca Paris’teki Zaman gazetesi bürosuna yapılan saldırıyı da kınadıklarını ve lanetlediklerini belirterek, geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini söyledi.
Uludere olayı ile ilgili Heron görüntülerinin izlenmesinin ardından yeni bir gelişme olup olmadığına ilişkin soru üzerine ise Üstün, Aselsan’dan çağırdıkları uzmanlardan istedikleri raporun henüz gelmediğini söyledi.
POZANTI CEZAEVİ’NDE ÇOCUKLARA CİNSEL ŞİDDET İDDİASI
Pozantı Cezaevi’nde çocuk mahkumlara yönelik cinsel şiddet iddialarıyla ilgili bir soru üzerine ise Üstün, "Bu konuları resen gündemimize alacağız. Böyle bir şey inşallah çıkmaz. Her olayın üzerine gitmeye çalışıyoruz. Özellikle cezaevleriyle ilgili askeri, sivil, kadın cezaevi vs. hepsinde denetimler yapıyoruz. Bugüne kadar yaptıklarımızın hiçbirinde ’bize kötü muamele yapılıyor’ diye bir şikayet gelmedi. Ancak temel sorun sıkışıklık. Bu olay ne kadar doğru bilmiyoruz. Bazen bu tür iddialar gerçek dışı
çıkıyor. İnşallah yine gerçek dışı çıkar" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Şimşek: ‘‘Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘En büyük önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Hedefimiz gelecek sene enflasyonu yüzde 20’nin altına düşürmek. Enflasyon düşüyor, düşmeye devam edecek Hükümetimizin nihai amacı kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak’’ dedi. Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi’nin ikincisi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleşti. Bakan Şimşek, yaptığı konuşmada Türkiye’nin uyguladığı ekonomi programa ilişkin bilgi verdi. Enflasyon rakamları hakkında bilgi paylaşan Şimşek, ‘‘En büyük önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Enflasyonda 2025 yılını büyük ihtimalle yüzde 31 seviyelerinde bitireceğiz. Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ dedi. ‘‘Nihai amacımız kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak’’ Hükümetin nihai amacının kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak olduğunun altını çizen Şimşek, ‘‘Nihai amacımıza ulaşmak için yapısal dönüşümü başarmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu programı uyguluyoruz. Bu programın üç evresi var; birinci evre makro risklerin yönetimi, ikinci evrede mali disiplini tesis ettik cari açığı düşürdük, kur korumalı mevduat mekanizmasından çıktık enflasyon düşmeye başladı. Üçüncü evre ise kazanımların pekiştirildiği tek haneli enflasyonun kalıcı olduğu, cari açığın sorun olmaktan çıktığı, verimlilik ve rekabet gücünün artması için reformların hızlandığı dönem olacak. Üçüncü evreye gelecek sene geçiyoruz’’ şeklinde konuştu. Temel mallarda enflasyonun yüzde 20’nin altına düştüğünü hatırlatan Şimşek, ‘‘Gıda enflasyonu yüzde 27 civarı. Buna rağmen manşet enflasyon yüzde 31. Çünkü Türkiye’de kira, eğitim ve hizmet enflasyonu hala yüksek seyrediyor. Hizmet enflasyonu yüzde 97’den yüzde 44’e kadar düştü. Bunu düşürmek için deprem bölgesinde konut inşa ediyoruz 350 bin konutu teslim ettik. Gelecek sene 600 bin konut teslim edilecek. Sosyal konut projeleri devam ediyor, kentsel dönüşüm projelerini uyguluyoruz. Bütün bunları bütçeden yapıyoruz. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 90’ı devlet okullarına gidiyor. Yüzde 10’un gittiği özel okullarda ise yüksek rakamlar görüldü, oralarda da makul fiyatlar görülecek’’ ifadelerini kullandı. ‘‘Kamuda tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz’’ Önümüzdeki dönemde kamu maliyesinde önemli reformlar planladıklarını dile getiren Şimşek, ‘‘Bütçe açığımız deprem nedeni ile milli gelire oranı yüzde 5’e çıkmıştı. Bütçe açığımız bu sene yüzde 3’e düştü, gelecek senelerde daha düşük seviyelere düşüreceğiz. Tasarruf konusunda kamu giderlerini kontrol altına almada başarılı olduk. 10 yıllık ortalamaya göre bu harcamaların (kamu giderleri) bütçeye oranı yüzde 4,6. Biz geçen sene yüzde 3,1’e indirdik, bu sene 3’ün de altında olacak. Kamuda tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz’’ sözlerini ifade etti. KKM’nin de 143 milyar dolar azaltıldığını da ifade eden Şimşek, "Türkiye’nin bilançosunda 250 milyar doları aşan bir iyileşme var" dedi. Altın ithalatına ilişkin de bilgi paylaşan Şimşek, ‘‘Altın ithalatı sadece sanayide kullanmak için yapılmıyor. Altın bir portföy tercihidir, saygı duyuyoruz. Vatandaşımızın ithal ettiği altınları bir kenara bırakırsak Türkiye’de cari açık kalmıyor. Osmanlı’nın son 100 yılına da baksanız, Türkiye’nin ilk 100 yılına da baksanız en büyük darboğaz döviz darboğazıdır. Cari açıkla ilişkilidir. İlk defa biz yapısal olarak biz bu sorunu aşma noktasındayız’’ ifadelerini kullandı. ‘‘Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz’’ Bakan Şimşek Merkez Bankası rezervlerinin arttığına da dikkat çekerken, ‘‘Çünkü her an bir takım şoklarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle rezerve ihtiyaç var. Biz net rezervlerimizi son 2 yılda programımız dahilinde 118 milyar dolar artırdık. Kur korumalı mevduatı 143 milyar dolar azalttık, bitiyor 400 milyon dolar kaldı vadesini bekliyoruz. Türkiye’nin bilançosunu 250 milyar dolar iyileştirdik. Türkiye’nin risk pirimi son 7,5 yılın en iyi seviyesine geldi. Son 2 yılda Türkiye’nin risk pirimi 472 baz puan düştü. Bize benzer ülkeler 49 baz puan düştü. Türkiye’nin kredi notu en az 2 kademe artırıldı. Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz’’ açıklamasında bulundu. Türkiye’nin milli gelirindeki artışa da değinen Şimşek, ‘‘2002’de dünya ekonomisinde 21’inci sıradayken şimdi 16’ıncı sıradayız. Satın alma gücü paritesinde 16’ıncı sıradan 11’inci sıraya yükseldik’’ diye konuştu.
Antalya 16 yaşındaki özel çocuk Bayram Efe müzik sevgisini bisikletine taşıdı Antalya’nın Serik ilçesinde 9. sınıf özel birey öğrencisi Bayram Efe Baykan’ın en büyük tutkusu müzik dinlemek. Küçük yaşlardan itibaren elektronik eşyalara olan ilgi duyan Baykan’ın bu merakını gören öğretmenlerinde dikkatini çekti. Okul yönetimi de Bayram Efe’nin kendisinden istediği müzik sistemi malzemeleri alarak destek oldu. Kendi başına bisikletine bağladığı müzik sistemini açarak her gün okula gelen özel rehabilitasyon öğrencisi Bayram Efe, "Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Bisikletimi görenler video çekiyor. ’Sen mi yaptın ?’ diye soruyorlar. Ben yaptım deyince inanmıyorlar" dedi. Bayram Efe Baykan, " Müzik sistemini aküye bağlayarak çalıştırdım. Ardından hoparlöre bağladım. Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Görenler video çekiyor. ’Sen mi yaptın ?’ diye soruyorlar. Ben yaptım deyince inanmıyorlar. 16 yaşındayım 9. sınıf öğrencisiyim. Kendim yaptım sadece babam suntayı kesmeye yardımcı oldu" dedi. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi kurucusu Olcay Akça, "Bayram Efe, bizim öğrencimiz. Yaklaşık 8 yıl oldu okulumuzda öğrenim göreli. İlk geldiğinde konuşma bozukluğu ve özgüveni problemi yaşıyordu. Dil terapisi ile Bayram Efe’de iyileşmeyi gördük ve konuşması düzeldi. Daha sonra büyüyünce elektronik eşyalara ilgi alakası arttı. Daha sonra bindiği bisiklete müzik sistemini kendisi bağladı. Bizde ona akü, teyp, hoparlör müzik malzemelerini aldık ve destek olduk. Tebrik ediyoruz. Okulunu çok seviyor. O bizi çok seviyor, Bizde onu karşılıksız çok seviyoruz" diye konuştu.
İstanbul TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu "Sağlığın Ve Sporun Zirvesi"ne konuk oldu Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu ile Medicana Sağlık Grubu CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Reha Özkaya, "İz Bırakanlar: Sağlığın ve Sporun Zirvesi" programında bir araya geldi. Medicana Ataköy Hastanesi ev sahipliğinde gerçekleşen "İz Bırakanlar: Sağlığın ve Sporun Zirvesi"nde Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, kariyer yolculuğunun kritik dönüm noktalarını ve sahadaki liderlik deneyimlerini; Medicana Sağlık Grubu CEO’su Reha Özkaya ise Türkiye’de sağlık yatırımlarının dönüşümüne ilişkin perspektifini paylaştı. Programda Türkiye Basketbol Süper Ligi ana sponsoru olan Medicana’nın parkede ve yeşil sahada spora verdiği desteğin de altı çizildi. NBA dönemlerinden TBF başkanlığına uzanan kariyerine değinen Türkoğlu, MBA Okulları öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Necip Kozalı: "Sporu desteklemek, sağlıklı nesillerin geleceğine destek vermektir" Zirve, Medicana Ataköy Hastanesi Genel Müdürü Dr. Necip Kozalı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Necip Kozalı, "Bugün parkenin unutulmaz ve efsane ismini Sayın Hidayet Türkoğlu’nu ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Hidayet Bey parkede gösterdiği başarıyı uzun yıllardır sürdürdüğü Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığına da taşıyarak müthiş bir liderlik örneği gösteriyor. Medicana yönetim kurulu üyesi ve CEO’su Reha Özkaya’yı ise bugün yöneticimiz olarak değil, masanın diğer tarafında sektördeki başarılarını dinliyor olmakta ilham verici" dedi. Reha Özkaya: "Hidayet Türkoğlu milletimizin kalbinde iz bıraktı" Hidayet Türkoğlu’nun Türk basketbolunu ileriye taşıyan bir kimlik olduğunu söyleyen Reha Özkaya, "Kariyeri boyunca büyük fedakârlıklar yapan Hidayet Türkoğlu, yıllarca yalnızca sahada değil, toplumun kalbinde de iz bıraktı, ülkemizin basketbol kültürüne büyük katkıda bulundu. Bu nedenle çok önemli bir kimliği var. Sadece bununla da kalmadı ülkemizdeki gençlere umut, daha sağlıklı bir neslin yetişmesine katkı sağladı. Biz de Medicana olarak sporun bu iyileştirici, katkı sağlayıcı ve birleştirici gücüne her zaman inandık. Bu nedenle, yıllardır farklı branşlarda pek çok sporcuya, spor kulübüne ve federasyona sağlık desteği sağlıyor; sporun gelişimini bir toplumsal sorumluluk bilinciyle destekliyoruz. Bu etkinliğe katılarak deneyimlerini bizlerle paylaşan Hidayet Türkoğlu’na teşekkür ediyorum. Sporun geleceğini birlikte inşa ederken, biz Medicana olarak her zaman parkelerde, yeşil sahalarda sporun destekçisi olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Hidayet Türkoğlu: "Sahadaki her adımın arkasında sağlıklı bir beden ve sağlam bir zihnin olduğunu çok erken öğrendim" Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, spor dünyasında başarıya giden yolu aktarırken, "Basketbola çok erken yaşta başladım ve 25 yıl boyunca gece-gündüz süren bir tempoda, tamamen disiplin ve adanmışlıkla yaşadım. Sahadaki her adımın, her fedakarlığın arkasında sağlıklı bir beden ve sağlam bir zihnin olduğunu çok erken öğrendim. Sporculuktan yöneticiliğe geçişimde de aynı prensip geçerliydi. Artık yalnızca kendi performansımı değil, büyük bir yapının sağlıklı işleyişini düşünmem gerekiyordu. Bugün geldiğim noktada, sürdürülebilir başarının temelinin sağlık olduğunu çok daha iyi görüyorum. Bu nedenle sporun iyileştirici gücünü sağlıkla buluşturan böyle anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapan Medicana Sağlık Grubu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Milli Takım’ın başarısında kredi hocamıza ve sporculara ait" A Milli Basketbol Takımı’nın 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndaki başarısına değinen Türkoğlu, "Milli Takım’ın başarısında bize kredi çıkarmaya çalışıyorlardı ama ben bu kredinin tamamen hocanın ve sporcuların olduğuna inanan bir insanım. Biz sadece işin içinden gelen insanlar olarak sporcularımızın ve hocamızın tamamen basketbola konsantre olacağı ortamı oluşturduk. Burada hepimizin göğsümüz kabara kabara oturuyor olmamızın sebebi hocamız ve sporcularımızdır" cümlelerine yer verdi. Basketbolu neden 997 maçta bıraktığını açıkladı Reha Özkaya’nın basketbolu neden bin değil de 997 maçta bıraktığı sorusuna yanıt veren TBF Başkanı Türkoğlu, "Basketbola hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi bakıyorduk. Ben bıraktıktan sonra oynadığım maç sayısını fark ettim. Sakatlık olmadan ne kadar fazla oynayabileceğimize odaklıydık. Bıraktıktan sonra bana 997 maçta kaldığımı söylediler" dedi. "Merkez, federasyona da ekonomik katkı sağlayacak" Abdi İpekçi Spor Salonu’nun Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’ne dönüştürülmesi sürecine de değinen Türkoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Neler eksik, neler yapılırsa daha çok şey kazanılır gibi düşüncelerin sonunda böyle bir tesisin kazandırılmasının büyük bir değer olacağına karar verdik ve sonunda hepimizin gurur duyacağı bir eser kazandırdık. Milli Takımımızın antrenman salonları yoktu. Altyapılarımız için neler yapabiliriz onları da ekledik. Bu sene de 2025-2026 döneminde de Milli Eğitim Bakanlığı ve Spor Bakanlığıyla protokol yaptık. İlk defa İstanbul TBF Basketbol Spor Lisesi hayata geçti. Federasyona da ekonomik anlamda katma değer sağlayacağını düşündüğümüz için otel bulunan, spor malzemelerinin satıldığı küçük mağazaların olacağı, insanların gelip vakit geçireceği bir Merkez olarak düşündük." "Finali kaybettiğimiz için üzülüyoruz ama ikincilik de çok büyük bir başarı" Avrupa Şampiyonası ikinciliğinin büyük bir başarı olduğuna değinen TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu, "Bu seneki başarının uzun yıllardan sonra ve kendi ülkemizin dışında başka bir ülkede olması bizim için ayrı bir sevinç kaynağıydı. Zaman zaman idrak edemediğimiz bir süreç var. İkincilik ortada kalmış bir başarı gibi görülüyor. Şampiyon olan çok sevinir, finali kaybeden çok üzülür. Üçüncü olan üçüncü olduğu için sevinir. Biz hala üzülen taraftayız. Halbuki ikincilik de çok büyük bir başarı" diye konuştu.