YEREL HABERLER - 18 Ocak 2014 Cumartesi 11:30

Organları İflas Eden Hastaya Aynı Anda Hem Karaciğer Hem Böbrek Nakledildi

A
A
A
Organları İflas Eden Hastaya Aynı Anda Hem Karaciğer Hem Böbrek Nakledildi

Ankara Güven Hastanesi’nde, hem karaciğer hem de böbrekleri iflas etmiş bir hastaya, kadavradan alınan organlar nakledildi. 7 kişilik bir ekip tarafından 8 saat süren bir operasyonla yapılan karaciğer ve böbrek nakli sonrası hasta sağlığına kavuştu.
Özel Güven Hastanesi Organ Nakli Merkezi, birden fazla organı değişmesi gereken hastaya umut oldu. Herşey, Ankara’daki bir devlet hastanesinde hayatını kaybeden bir hastanın organlarının yakınları tarafından bağışlanmasıyla başladı. Bağışlanan karaciğer ve böbreğin, her iki organı da iflas etmiş ve kadavra organ bekleyen bir hastayla uyum gösterdiği tespit edildi. Tetkik ve hazırlıkların ardından, kadavradan alınan karaciğer ve böbrek, 7 kişilik bir ekip tarafından alıcıya nakledildi. Üç transplant cerrahı, iki anestezi uzmanı ve iki hemşireden oluşan nakil ekibi hastanın önce karaciğer, daha sonra da böbrek naklini gerçekleştirdi.
Operasyonla ilgili bilgi veren Özel Güven Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Sedat Karademir, öncelikle karaciğer naklinin gerçekleştirildiğini, bu işlem sırasında ve sonrasında hastanın kalp ve damar sisteminin düzgün ve etkin çalıştığını bildirdi. Karademir, “Sorunsuz geçen bir karaciğer naklinin sonrasındaki uygun ortamda, hastamızın kasığına yerleştirdiğimiz böbrek de ameliyat masasında idrar üretmeye başladı. Doğrusunu söylemek gerekirse, karaciğer nakli yaparken, transplant cerrahını ve anestezi uzmanını en çok rahatlatan şey, çalışan bir böbreğin varlığıdır. Çünkü, operasyon sırasında hastaya çok yüksek miktarlarda sıvı, ilaç, kan ve kan ürünü damardan verilir ve vücuda giren her bir gram sıvının bir şekilde dışarı çıkması gerekmektedir. Bu işi en sağlıklı olarak böbrekler yapar. Böbrekler, vücudun sıvı fazlası yanında toksik maddeleri de dışarıya atan en etkin organımızdır. Böbreklerin çalışmadığı bir hastada karaciğer nakli sırasında ya da sonrasında verilen sıvılar vücutta birikir, dokular ve hasta şişer, akciğerler su toplar, oksijen alması imkânsız hale gelir. Operasyon sırasında diyaliz yapmak zor bazen de imkânsızdır. Bu durum gerçekten çok sıkıntılı hale gelebilir. O nedenle, bu hastalarda karaciğer nakline ek olarak böbrek naklinin de aynı seansta yapılması başarıyı artıran, hayat kurtaran bir işlemdir. Toplam ameliyat süresini en fazla 2 saat uzatan böbrek nakli, hastaya ve organ nakil ekibine tahmin bile edilemeyecek kadar değerli katkı sağlamaktadır” dedi.
“AYNI KİŞİDEN ALINDIĞINDA KARACİĞER BÖBREĞE ANALIK EDER”
Aynı kişiden alınan karaciğer ve böbreğin birlikte aynı seansta bir alıcıya takılmasının önemli kazanımları olduğunu belirten Prof. Sedat Karademir, "Basit olarak anlatmak gerekirse, karaciğer böbreğe analık eder. Yani, onu dışardan gelen saldılara karşı korur. Burada 'dışarısı' dediğimiz şey, alıcının bağışıklık sistemidir. Kendinden olmayan karaciğer ve böbreği bir yabancı gibi görüp ona saldırmaya programlanmış bu sistemin ortasında karaciğer, büyük cüssesi sayesinde alıcının bağışıklık hücrelerini üzerine çekip, bir nevi hedef şaşırtır ki, bu sayede böbrek fark edilmekten ve reddilmekten korunur" ifadelerini kullandı.
Kadavra organ naklinde uygun bir karaciğer veya böbrek grefti bulmanın kolay olmadığını kaydeden Prof. Karademir, uygun bir karaciğer-böbrek kombinasyonuyla karşılaşmanın ise çok daha zor olduğunu belirtti. Prof. Karademir, "Nakil işleminin başarısı, nakledilen organların yapısına ve nakledildiği yerde gösterdiği uyuma bağlıdır. Organın yapısı ya da kalitesi denilince, beyin ölümü nedeninden tutun da vericinin yaşı, kilosu, tansiyonu, geçmiş ve güncel hastalıkları, enfeksiyonunun olup olmaması ve kullandığı ilaçlar gibi birçok faktör işin içine girer. Daha da ileri gidersek, vericinin hangi ilde, hangi hastanenin yoğun bakımında, hangi şartlarda bakıldığı da önemlidir. Bu hastamız için son bir yıl içinde 2 kadavra organ teklifini reddetmek zorunda kaldık. Nedeni, teklif edilen organlarla, aşırı kırılgan olan hastamızın hayatta kalma şansının çok düşük olduğunu öngörmemizdi. Buradaki mucize, bu vericinin Ankara'da, deneyimli bir merkezde, çok iyi bakılan, yaş ve organ fonksiyonları açısından çok uygun bir kişi olmasıdır. Piyango çıkması gibi bir şey" dedi.
“CANLIDAN NAKİLLERDE ÖNLERDE, KADAVRADAN NAKİLLERDE ARKA SIRALARDAYIZ”
Türkiye olarak canlı donörden organ nakli söz konusu olduğunda dünyada ön sıralarda yer alırken, kadavradan organ naklinde son sıralara indiğimize dikkat çeken Prof. Sedat Karademir, “Bu anlamda, kadavradan kombine karaciğer-böbrek nakli yapabilmemiz, bir ülkede organ dağıtımındaki organizasyonun başarısını göstermesi açısından önemlidir. Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Ulusal ve Bölge Koordinasyon Merkezlerindeki bilinç ve yapılanma, halkımızın ve üzülerek söylüyorum hekimlerimizin çok ilerisindedir. Bizim ve hastalarımızın bu dünyada ihtiyacı varken o organları toprağa gömmek, buna karşı da hiçbir sağlık problemi olmayan insanlardan, yani canlı vericilerden organlarının bir tanesini ya da bir parçasını alıp çıkarmayı ve onları riske atmayı kabullenmek ahlaken doğru değildir. Bu, inanıp inanmamakla ilgili birşey değildir, başa gelip gelmemekle ilgili bir şeydir" diye konuştu.
“ORGAN BEKLERKEN KAYBEDİYORUZ"
Ülkemizde kadavra organ bağış oranının düşük, bekleme listeleri ve sürelerinin uzun, beklerken ölenlerin sayısının ise yüksek olduğunu bildiren Prof. Sedat Karademir, “Bu nedenle, bu tür kombine organ nakli bekleyen alıcıların sorununu çözmek için aynı canlı vericiden hem karaciğerin bir parçasını hem de bir böbreği aldığımız durumlar da olmuştur. Bu işlemi ayrı kişilerden farklı organlar alarak da yapabiliyoruz. Örneğin, bir canlı vericiden karaciğerinin sağ parçasını alırken diğer bir canlı vericiden de sol böbreği alıp aynı kişiye (alıcıya) aynı seansta nakledebiliriz. Ancak, bunlar daha önce de söylediğim gibi sınırların ve vicdanların zorlandığı zamanlardır" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın yeni spor vadisi, sosyal merkez olarak planlandı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı iş birliğiyle 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde başlatılan kapsamlı dönüşüm çalışmasında sona gelindi. Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, "Burayı yalnızca bir spor alanı olarak değil ailelerin huzurla vakit geçirebileceği, gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara yönlendirebileceği, doğayla iç içe bir sosyal merkez olarak planladık" dedi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Başkan Fırat Görgel öncülüğünde şehri sporla bütünleştiren vizyon projelerini bir bir hayata geçirmeye devam ettiği bildirildi. "Spor Şehri Kahramanmaraş" hedefi doğrultusunda yatırımlarını artırarak sürdüren büyükşehir belediyesinin, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı iş birliğiyle 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde başlattığı kapsamlı dönüşümde sona yaklaştığı ifade edildi. 30 bin metrekarelik alan üzerinde hayata geçirilen projeyle, şehre modern standartlarda donatılmış yeni bir spor vadisi kazandırıldığına dikkat çekildi. Dönüşüm kapsamında alanda; 4 tenis kortu, 3 basketbol sahası, 2 açık fitness alanı, kaykay pisti, satranç üniteleri, masa tenisi alanları ve bocce sahaları yer alıyor. Spor Vadisi’nde spor alanları ve çocuk oyun gruplarının imalatı büyük ölçüde tamamlanırken, ekipler eş zamanlı olarak çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarını sürdürüyor. Yeşil alan düzenlemeleri, yürüyüş yolları ve dinlenme alanlarıyla birlikte proje, çok yönlü bir yaşam merkezi olarak planlandı. Son hazırlıkların da tamamlanmasının ardından 15 Temmuz Spor Vadisi, Kahramanmaraşlıların hizmetine sunulacak. Tesisin yalnızca spor tutkunlarının değil, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyen ailelerin, gençlerin ve çocukların da yeni buluşma noktası olması bekleniyor. Her yaştan vatandaşa hitap eden yapısıyla spor kültürünü güçlendirmeyi, gençlerin spora erişimini artırmayı ve güvenli, nitelikli sosyal alanlar oluşturmayı amaçlayan projenin, Kahramanmaraş’ın spor altyapısına uzun yıllar katkı sağlaması hedefleniyor. "Bir sosyal merkez olarak planladık" Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, "Kahramanmaraş’ı sporla büyüyen, sporla güçlenen bir şehir haline getirme hedefiyle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Spor Toto Teşkilat Başkanlığımızın destekleriyle hayata geçirdiğimiz 15 Temmuz Spor Vadisi, bu vizyonun en somut örneklerinden biri. 30 bin metrekarelik bu alanda tenis kortlarından basketbol sahalarına, kaykay pistinden açık fitness alanlarına kadar her yaştan vatandaşımıza hitap eden, modern ve nitelikli bir spor yaşam alanı oluşturduk. Burayı yalnızca bir spor alanı olarak değil ailelerin huzurla vakit geçirebileceği, gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara yönlendirebileceği, doğayla iç içe bir sosyal merkez olarak planladık. İnşallah son hazırlıkların tamamlanmasıyla birlikte Spor Vadimizi hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız" ifadelerini kullandı.
İstanbul Reel Kesim Güven Endeksi Aralık ayında 0,5 puan arttı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 103,7 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık ayı İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) verilerini paylaştı. Aralık ayında İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1799 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edildi. 2025 yılı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 103,7 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki üretim hacmi, mevcut mamul mal stoku, genel gidişat ve gelecek üç aydaki toplam istihdama ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre değişmeyerek 100,8 seviyesinde gerçekleşti. Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise azalış bildirenler lehine döndüğü görüldü. Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğunu bildirenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı gözlendi. Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği, ihracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki istihdama ilişkin azalış yönlü beklentilerin artış bekleyenler lehine döndüğü, gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı gözlendi. Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak yüzde 33,0 seviyesinde gerçekleşti. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha kötümser olduğunu belirtenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü.
Adana Halk korosu ilk konserini verdi Adana’nın Kozan ilçesinde oluşturulan halk korosu, ilk konserini verdi. Kozan Belediyesi Ebulfez Elçibey Kültür ve Sanat Merkezi bünyesinde bir araya gelen sanatseverlerden halk korosu oluşturuldu. Koro, ilk halk konserini verdi. Ömürlük şarkılar konserinde nostalji rüzgarı esti. Yerel halktan oluşan halk korusu izleyicilerden tam not aldı. Kozan Belediye sinemasında düzenlenen konserde Türk sanat müziği, Türk halk müziği ve 90’lı yılların pop müzikleri sahnede seslendirildi. Konserde halktan oluşan halk korusu birbirinden güzel eserleri izleyicilere seslendirirken izleyiciler konsere tam not verdi. Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı, ilçede bu kez siyasetin sustuğu ve sanatın konuşulduğunu ifade etti. Başkan Atlı," Kozan tarihimizde Dadaloğlu, Karacaoğlan’ın izinde ilerleyen Adana’da sanatın kültürün izlerini geleceğe taşıyan bir öncü ilçe olsun istiyoruz. ilçede ilimle bilimle gençlerimizi Nihat Atlı Eğitim Tesisleri’nde geleceğe hazırlarken, kültür sanat merkezinde bale, resim, gitar, saz ve ritim, değerler eğitimi kursu ile gençlerimizin önünü açıyoruz. Koza sokaklarında sadece tarih, siyaset değil sanat konuşulsun istiyoruz. Merkezimin oluşturduğu halk korosu ile unutulmaz bir konser izledik. emeği geçenleri kutluyoruz" dedi. Kozan Belediye Başkan Yardımcısı Alev Ataş’ta 645 kursiyere sanat merkezinde eğitim verildiğini kaydetti. Ataş, ayrıca sanat, eğitim ve kültür alanında ön plana çıktığı bir Kozan inşa etmek için çalışmaların hızla sürdüğünü sözlerine ekledi.
Adana Tarımda ’B-Reçete’ aşırı ilaç kullanımını önleyecek Tarımsal üretimde zirai ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek, bilinçsiz ve aşırı kullanımın insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, "B-Reçete Sistemi, bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımının önüne geçecek" dedi. Bitki koruma ürünlerinin doğru kullanımı ve izlenebilirliğinin sağlanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek B-Reçete Sistemi hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı. Sarıçam ilçesi Evliya Çelebi Uygulama Oteli Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, tarımsal üretimde zirai ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Bilinçsiz ve aşırı kullanımın insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Bayazıt, "Bakanlığımız tarafından uygulamaya alınacak B-Reçete Sistemi, bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımının önüne geçerek bitki koruma ürünlerinin doğru, kontrollü ve izlenebilir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır" diye konuştu. "B-Reçete Sistemi Türkiye’de bir ilk" Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Bayram ise Türkiye’nin yıllık bitkisel üretiminin 130-135 milyon ton olduğunu, bunun yaklaşık 50-55 milyon tonunu yaş meyve ve sebze üretiminin oluşturduğunu belirtti. Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin toplam yaş meyve sebze üretiminin 80-85 milyon ton civarında olduğunu ifade eden Bayram, "Türkiye tek başına AB’nin üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştirmektedir. Bu veriler, yapılan çalışmanın ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı. Türkiye’de 669 kayıtlı zararlı organizma ile mücadele edildiğini hatırlatan Bayram, bu mücadelenin doğru yönetilmemesi halinde hem ürün kayıplarının hem de insan ve hayvan sağlığına yönelik risklerin arttığını söyledi. B-Reçete Sisteminin Türkiye’de bir ilk olduğuna dikkat çeken Bayram, "Bu sistem bir milat, adeta bir devrimdir. Bayiden üreticiye, reçete yazandan müdürlüklere kadar herkes bu sistemin bir paydaşıdır. Sistem sayesinde hangi tarlada, hangi ürüne, ne kadar bitki koruma ürünü kullanıldığı il, ilçe ve parsel bazında izlenebilecektir" şeklinde konuştu. Sistemin hâlen geliştirme aşamasında olduğunu belirten Bayram, ÇKS ve TÜKAS gibi mevcut sistemlerle entegre şekilde çalışacağını, kullanıcıların katkı ve önerileriyle zaman içerisinde daha da güçleneceğini de kaydetti. Bayram, amaçlarının üreticiyi zorlamak değil, tarımsal üretimde ihtiyaç kadar, doğru dozda ve doğru zamanda ilaç kullanımını sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.