GENEL - 28 Şubat 2012 Salı 20:06

HİSARCIKLIOĞLU, `İPTAL` KARARINI DEĞERLENDİRDİ

A
A
A
HİSARCIKLIOĞLU, `İPTAL` KARARINI DEĞERLENDİRDİ

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Fransa Anayasa Konseyi tarafından iptale edilen yasayla ilgili açıklama yaptı. Hisarcıklıoğlu, "Fransız Anayasa Konseyi, soykırımın inkarını suç sayan yasa tasarısını iptal ederek, tarihi bir yanlışın önüne geçmiştir" dedi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Fransa Anayasa Konseyi’nin, sözde Ermeni soykırımı iddialarının inkarını suç sayan yasa tasarısının anayasaya uygun olmadığına karar vermesi üzerine yazılı bir açıklama yaptı.
"Fransız Anayasa Konseyi soykırımın inkarını suç sayan yasa tasarısını iptal ederek, tarihi bir yanlışın önüne geçmiştir" diyen Hisarcıklıoğlu, bu kararla, Fransız değerlerine, fikir özgürlüğüne, tarihi gerçeklere aykırı ve Türkiye-Fransa ilişkilerine büyük zarar verecek olan bir hukuksuzluğun engellendiğini belirtti.
"Şunu artık herkesin kabul etmesi gerekiyor. Tarih yazmak parlamentoların işi değildir" diyen Hisarcıklıoğlu, açıklamasında, "Tarihi gerçekler parlamentoların eliyle değiştirilemez. Fransız siyasetçilerin, bu karardan gerekli dersleri çıkaracağını umuyorum. Bu konunun artık kısır siyasi kaygılara alet edilmemesini diliyorum. Zira gerekli dersleri çıkarmayıp yanlışlarında ısrar eden siyasetçiler, hem kendi vatandaşları nezdinde, hem de uluslararası kamuoyunda itibarlarını yitirmeye mahkumdur" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak sürecin en başından itibaren konuyu yakından takip ettiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
"Devlet kurumlarımızla işbirliği içinde büyük bir lobi faaliyeti yürüttük. Her kanaldan, Fransız iş dünyasına bu işin yanlışlığını ve ikili ilişkilerimize vereceği zararı anlattık. Haklılığımızı Fransız kamuoyuna duyurduk. Bu süreçte bizim yanımızda olan tüm Fransız iş çevrelerine teşekkür ediyorum. Bu konu artık siyasi zeminlerde tartışılmamalıdır. Türkiye siyasi zemindeki bu tür ayak oyunları ile vakit kaybetmemelidir. Bunun tek yolu da, tarihi gerçeklerin tüm belgeleri ile ortaya konularak,
uluslararası çevrelerde daha iyi anlatılması olacaktır. Bizim bundan sonraki mücadelemiz bu alanda devam edecek. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi bünyesinde kuracağımız Nüfus Hareketleri Etüt Merkezi’nde bu konudaki her türlü bilimsel çalışmayı destekleyeceğiz. Bu Enstitüde gerek yerli, gerekse yabancı bilim adamlarının, tarihçilerin arşiv belgelerine dayalı çalışmalarını destekleyerek, tarihi gerçeklerin tüm dünyadaki bilimsel platformlarda lobisini yapacağız. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bu
haksız ve hukuksuz ithamlar sona erene kadar çalışmalarımız artarak devam edecektir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’un kredisi arttı Erzurum’da 38,0 milyar TL tutarında kamu bankası 16,5 milyar TL tutarında özel banka, toplamda ise 54,6 milyar tutarında nakdi kredi kullanımı gerçekleşti. İlde kişi başına düşen nakdi kredi tutarı 72 bin 809 TL oldu. Erzurum bu yılın 3 ayında kişi başına düşen nakdi kredi değeri kaydında KUDAKA İstatistik, Kuzeydoğu Anadolu İstatistik ve Doğu Anadolu Bölgesi ortalamalarını geçti. İl kredi kullanımı hacmi bazında Malatya, Van ve Elazığ gibi bölgenin diğer gelişmiş 3 iline fark attı. Mart Ayı Verileri TBB 2024 Mart dönemi Erzurum nakdi kredi iller dağılım sonuçlarını açıkladı. Erzurum’da 38,0 milyar TL tutarında kamu bankası 16,5 milyar TL tutarında özel banka, toplamda ise 54,6 milyar tutarında nakdi kredi kullanımı gerçekleşti. İlde kişi başına düşen nakdi kredi tutarı 72 bin 809 TL oldu. İl Nakdi kredi kullanım tutarı yüksekliği bakımından Bölge illeri sıralamasında ilk sırayı aldı. Erzurum Kişi Başına Düşen Kredi Tutarı Türkiye Bankalar Birliği TBB ‘Nakdi Kredilerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı’ verilerine göre Erzurum’da 2024 Mart ayı ölçeğinde kişi başına düşen nakdi kredi tutarı kamu banka kredilerinde 50 bin 734 TL, Özel banka kredilerinde 22 bin 74 TL, nakdi kredi toplamında ise 72 bin 809 TL olarak hesaplandı. Kamu Bankası Kredileri ve Erzurum’un Payı Mart 2024 dönemi kaydında Erzurum’da 38,0 milyar, KUDAKA istatistik Bölgesi illerinde 48,7 milyar, Kuzeydoğu Anadolu İstatistik Bölgesi illerinde 74,1 milyar, Doğu Anadolu Bölgesinde 162,1 milyar, tutarında kamu bankası nakdi kredi kullanımı kaydedildi. Erzurum’un Payı İlin Bölge kamu bankası kredi kullanım tutarı payı KUDAKA istatistik Bölgesi İlleri toplamında yüzde 78,10, Kuzeydoğu Anadolu istatistik Bölgesi illeri toplamında yüzde 51,33, Doğu Anadolu Bölgesi illeri toplamında da yüzde 23,47 olarak hesaplandı. Özel Banka Kredileri ve Erzurum Yılın ilk 3 ayında Erzurum’da 16,5 milyar, KUDAKA istatistik Bölgesi illerinde 22,7 milyar, Kuzeydoğu Anadolu İstatistik Bölgesi illerinde 38,5 milyar, Doğu Anadolu Bölgesinde ise 98,3 milyar TL tutarında özel banka nakdi kredi kullanımı kaydedildi. Erzurum’un Özel Banka Kredisi Payı İlin Bölge kamu bankası kredi kullanım tutarı payı KUDAKA istatistik Bölgesi İlleri toplamında yüzde 72,65, Kuzeydoğu Anadolu istatistik Bölgesi illeri toplamında yüzde 42,92, Doğu Anadolu Bölgesi illeri toplamında da yüzde 16,84 olarak hesaplandı. Bölgesel Toplam Kredi Verileri TBB Verilerine göre Mart 2024 döneminde Erzurum’da 54 milyar 606 milyon, KUDAKA istatistik Bölgesi illerinde 71 milyar 506 milyon, Kuzeydoğu Anadolu İstatistik Bölgesi illerinde 112 milyar 693 milyon, Doğu Anadolu Bölgesinde 260 milyar 423 milyon tutarında nakdi kredi kullanımı gerçekleşti. Erzurum’un Toplam Kredi Payı DOSİAD analizlerine göre, Mart 2024 döneminde Erzurum’da kullanılan nakdi kredi değeri KUDAKA İstatistik Bölgesi illeri toplamında yüzde 76,36, Kuzeydoğu Anadolu İstatistik Bölgesi toplamında yüzde 48,45, Doğu Anadolu Bölgesi illeri toplamında yüzde 21’lik pay gösterdi. Kişi Başına Düşen Kredi Değeri Bölgesel Veriler ve Erzurum DOSİAD’ın veriler üzerinden yaptığı hesaplamalara göre kişi başına düşen toplam nakdi kredi değeri Erzurum’da 72 bin 809, KUDAKA İstatistik Bölgesi illeri toplamında 66 bin 244, Kuzeydoğu Anadolu İstatistik Bölgesi toplamında 51 bin 894, Doğu Anadolu Bölgesi illeri toplamında 43 bin 530 TL oldu. Erzurum İller Sıralamasında 26’ıncı Erzurum ülke illeri nakdi kredi kullanım değeri yüksekliği bazında 26’ıncı sırayı aldı. Ülkede nakdi kredi kullanım değerinin en yüksek olduğu iller; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Gaziantep, Kocaeli, Adana, Konya, Denizli, Mersin, Kayseri, Hatay, Manisa, Samsun, Muğla, Balıkesir, Tekirdağ, Aydın, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Eskişehir, Şanlıurfa, Trabzon, Sakarya, Erzurum olarak sıralandı. Bölge İlleri Kredi Kullanım Tutarı Dağılımı Mart 2024 kaydında, Erzurum’da 54,6 milyar, Van’da 38,4 milyar, Malatya’da 38,4 milyar, Elazığ’da 33,6 milyar, Kars’ta 14,3 milyar, Erzincan’da 13,8 milyar, Ağrı’da 12,6 milyar, Bitlis’te 11,2 milyar, Muş’ta 10,3 milyar, Iğdır’da 8,0 milyar, Bingöl’de 7,0 milyar, Hakkari’de 6,5 milyar, Ardahan’da 6,0 milyar, Tunceli’de 5,1 milyar TL tutarında nakdi kredi kullanıldı.
Hatay Hayvansever vatandaşın yıkımı gerçekleştirilen hasarlı binadan yavru köpekleri kurtardığı anlar kamerada Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yıkımı gerçekleştirilen hasarlı binaya giren hayvansever İbrahim Göçer’in mahsur kalan 4 yavru köpeği canı pahasına kurtardığı anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı. Kahramanmaraş merkezli depremde en çok hasara uğrayan Hatay’da yıkım işlemlerinde sona gelindi. Enkaza dönen kentte sokakta yaşayan hayvanlar, hasarlı binalara sığınıyorlar. Kırıkhan ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde hasarlı binanın yıkımı esnasında 4 yavru köpeğin mahsur kaldığı fark edildi. Çevredeki vatandaşların haber vermesi üzerine 32 yaşındaki hayvansever İbrahim Göçer, hasarlı binaya girerek 4 yavru köpeği canı pahasına kurtardı. Ağır hasarlı binadan kurtardığı yavru köpekleri güvenli bölgeye götüren Göçer’in hayvanları kurtardığı anlarsa cep telefonu kamerasına yansıdı. "’Ya Allah Ya Bismillah’ deyip ağır hasarlı binaya girdim ve gözümü kapatıp yavruları aldım" Yavru köpekleri kurtarmak için canını hiçe sayan hayvansever Göçer, "Sokak hayvanlarına bakıyorum. Gönüllüler tarafından enkazda canların kaldığı ihbarını aldım. Hemen geldim. İnşaat firması yıkımı durdurdu. Ben gelip baktığımda 4 can yıkım sırasında binanın altındaydı. Yetkili ’sen girersen karışmam’ dedi. Ben de ’Ya Allah Ya Bismillah’ deyip ağır hasarlı binaya girdim. Gözümü kapatıp yavruları aldım. 4 köpek yavrusu bir de anneydi. Anne insanlardan kaçıyordu. 4 köpek yavrusu insanların yanlarına yanaşmıyordu. Evin içerisine girerek zor da olsa yakalayıp 4 köpek yavrusunu kurtardım. Onları güvenli alana getirdim. Mezarlığın orasında yavrular, annesiyle birlikte yaşıyorlar. Günlük gelip yemeklerini veriyoruz. Bundan 3 ay önce aynı olay bir daha yaşandı. Bu sefer hayvanları 5’inci kattan kurtardım. Binaya girip 2 yavruyu gizli yere saklanmasına rağmen kurtardım. Her gün buraya gelip besleme yapıyorum. Enkaz yıkımlarına gidiyorum ve oralara bakıyorum. Bütün yıkım şirketlerine numaramı verdim. Binalarda yıkım sırasında kedi veya köpek olduğunda beni arıyorlar. Ben de gidip bakıyorum. Burada yıkım sırasında lütfen binalara baksınlar. Bu zamanlarda kediler ve köpekler içeriye giriyorlar" ifadelerini kullandı.
İstanbul “Enflasyon düşme eğilimine giriyor ama zor bir süreç yaşanacak” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36’den yüzde 38’e yükseltildi. Tahmin aralığı ise yüzde 34 yüzde 42 bandında daraltıldı. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bu durumun yılın sonuna 8 ay kalması, belirsizlik unsurlarının azalmasıyla açıklanabileceğini söyledi. 2025 yıl sonu tüketici enflasyonu tahmininin yüzde 14’te korunduğuna dikkat çekerek “2 puanlık bir artışı söz konusu. Geçen ay ABD’de de bireysel harcamalar enflasyonunun beklenenden yüzde 0.1 yüksek gelerek yüzde 2,7 açıklandı. Bu tüm hesapları değiştirmişti. Bu bize sembolik gibi gelen 2 puanlık artışın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, enflasyon raporunu detaylı olarak inceleyerek yorumladı. Henüz piyasanın enflasyon beklentilerinin çıpalanamadığının görüldüğünü belirterek nedenlerini, “Nisan ayı piyasa katılımcılarının 2024 TÜFE beklentisi yüzde 44. TCMB’nin tahminini yüzde 38’e yenilemesiyle aradaki fark yüzde 6’ye daraldı. Ne var ki, piyasanın gelecek 12 aylık dönem beklentisi yüzde 35.2. Bu 2025 sonu için yüzde 30 civarında bir oranı ima ediyor ki, TCMB’nin tahmini yüzde 14 oranı ile arasında büyük bir fark bulunuyor. Bu da enflasyon beklentilerinin çıpalanamadığının gösterir” şeklinde açıkladı. Asgari gelirlinin bütçesi, beslenme, ulaşım ve barınmaya Koç Üniversitesi-Konda hane halkı araştırmasına göre ise sade yurttaşların yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 96 çıktığını hatırlattı. Bu farkın nedenlerini açıklayan Kozanoğlu, “İnsanlar beklentilerini geçmişe göre belirler. Nisan ayında yüzde 69.8’e ulaşan manşet enflasyonun üzerine TÜİK’in verilerine duyulan güvensizlik de neden olabilir. Diğer bir nedeni de özellikle dar gelirlinin zorunlu ihtiyaç kalemlerinin enflasyon endeksinden daha fazla artması. Nisan ayı verilerine göre; pazar fiyatlarının göstergesi taze meyve-sebze yüzde 78, ulaştırma hizmetleri yüzde 101, kira ise yüzde 124.5’luk bir yıllık enflasyon sergilemiş. Bu rakamlar bütçesi beslenme, ulaşım ve barınmaya sıkışan bir asgari ücretlinin maruz kaldığı enflasyon, araştırmanın ortaya koyduğu yüzde 96 oranını yakın” şeklinde konuştu. Enflasyon Raporu enflasyonun Mayıs sonunda yüzde 75’i aşacağını, yaz aylarında ise baz etkisi denilen 2023 Temmuz-Ağustos aylarındaki yüzde 9’u aşan aylık enflasyon rakamlarının devreden çıkmasıyla enflasyonun hızla gerileyeceğini ancak ancak önceki raporlardaki beklentilerin aksine burada çıktı fazlası olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu, “Bu bir ekonominin kapasitesinin üzerinde üretim yapması ve bunun da enflasyona yol açması anlamı taşıyor” yorumunu yaptı. “Temmuz’da asgari ücret güncellenmeli” Rapora göre, I. Enflasyon Raporu’na kıyasla enflasyonun ana eğilimi tahmini yüzde 1.8, çıktı açığı yüzde 0.4, gıda fiyatları yüzde 0.2 yukarı çekmiş. Buna karşı Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarıyla yönetilen/yönlendirilen fiyatlarının yüzde 0.2 aşağı indiğinin görüldüğünü belirten Kozanoğlu, “Bunun net etkisi enflasyon tahmininin yüzde 2 yukarı güncellemesi olmuş. Burada dikkat çeken nokta ise yönetilen/yönlendirilen fiyatlar. Çünkü elektrik, doğal gaz zamları ile KDV-ÖTV ayarlamaları önce 31 Mart seçimleri sonrasına, şimdi de muhtemelen Temmuz ertesine bırakıldı. Böylelikle ilk 6 ay enflasyonuna bağlı olarak emekli ve kamu çalışanlarına yapılacak zam oranının düşük çıkması düşünülüyor olabilir. Diğer boyutu ise, ertelenmiş bir enflasyon dinamiğinin devreye girmesiyle yıl sonu enflasyonunu besleme riski” diyerek önemli uyarılarda bulundu. Kozanoğlu, ayrıca asgari ücretin Temmuz’da güncellenmesi gerekliliğine işaret ederek, emekli ve kamu çalışanının ücret artışlarının gündemin öncelikli maddeleri olacağını kaydetti. “Uygulanan programın sosyal yan etkileri: Vatandaşın daha az et ve peynir tüketmesi” Enflasyon Raporu’nda satıcıların aşırı fiyat koyması, bozulan enflasyon beklentilerini suistimal etmesine yani “satıcılar enflasyonu”na değinilmemesini de eleştiren Kozanoğlu, raporun, “Faizler yükselir, parasal sıkılaşma sürdürülürse ortalama tüketici harcama yapmak yerine tasarrufa yönelir, böylece talep düşer, enflasyon geri çekilir” mantığı üzerine kurgulandığını hatırlattı. Keskin bir sıkılaşmanın, ekonomiyi durgunluğa sürüklemesi ve işsizliği patlatması tehlikesini taşıdığını ifade etti. Kozanoğlu’na göre dar gelirli yurttaşların, özellikle emekli ve asgari ücretlilerin bu şartlarda tasarruflarını artırmak gibi bir lüksleri yok. Enflasyon Raporu döneminde ihtiyaç kredisi faizlerinin 20.6 puan artarak yüzde 81.3’e yükseldiği, kart nakit çekimde aylık faizin yüzde 5’e getirildiği ifade ediliyor. Ayrıca Kozanoğlu, “Borçlanma şartlarının bu şekilde ağırlaştırılmasının, insanların yaşamlarına daha az et, peynir tüketmek, pazarda sebze-meyveye uzanamamak şeklinde yansıyacak. Bu da uygulanan programın sosyal yan etkisi” öngörüsünde bulundu. “Kişi başına ortalama borç bakiyesi ise 73 bin 346 lira” Bankalar Birliği Risk Merkezi Şubat verilerine göre ihtiyaç, konut ve taşıt kredisi olmak üzere 40.2 milyon kişinin bireysel kredi borcu var. Buna göre, kişi başına ortalama borç bakiyesinin 73 bin 346 lira olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu sözlerini söyle sürdürdü: “Bireysel kredi kartı bulunan 37 milyon kişinin ortalama borcu ise 36 bin 086 lirayı buluyor. Türkiye ekonomisinin önünde artan faizlerle saatli bomba gibi bekleyen önemli bir bireysel kredi borcu sorunu duruyor. TCMB mevduat faiz oranlarının yükselişini sürdürdüğünü ve 26 Nisan itibarıyla yüzde 60.3 düzeyine çıktığını söylüyor. Gelgelim Rapor’un, ‘Yüksek ve düşük montanlı mevduata uygulanan faiz farkı ve nedenleri’ bölümünde; 100 bin liranın altındaki mevduata, 1 milyon liranın üzerindeki mevduatın 10.7 puan altında faiz verildiği söyleniyor. Enflasyon beklentilerinin arttığı, kurlardaki oynaklığın yükseldiği dönemlerde bu farkın arttığının altını çiziliyor. Özetle faizler yükselse de tasarruflar artsa da bu durumdan yine zenginler faydalanıyor. Dar gelirliler düşük faizlerle yetinmek zorunda kalıyor.”
Van Bel fıtığı nedeniyle yürüyemeyen hasta ameliyat sonrası sağlığına kavuştu Bel fıtığı nedeniyle yürüyememe şikayetiyle Lokman Hekim Van Hastanesine başvuran hasta, mikrocerrahi yöntemiyle yapılan başarılı ameliyatın sonucunda yeniden sağlığına kavuştu. Yıllardır Van ve bölgeye sağlık hizmeti sunan Lokman Hekim Van Hastanesinde başarıyla sonuçlanan ameliyatlar yapılmaya devam ediliyor. Son olarak Van’ın Edremit ilçesinde yaşayan Bayram Tatar (45), başarılı operasyonla sağlığına kavuştu. Yaklaşık 15 yıldır bel fıtığına bağlı ağrısı olan 3 çocuk babası Tatar, geçtiğimiz hafta yürüyemeyecek duruma geldi. Şikayetlerinden dolayı Lokman Hekim Van Hastanesine başvuran Tatar, burada çekilen bel MR görüntülerinin ardından fıtığının patladığı ve buna bağlı felçlik geçirdiği tespit edildi. Acil ameliyata alınan Tatar, Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Gülşen ve ekibinin başarılı operasyonu sonucu yeniden sağlığına kavuştu. “Ameliyat sonrası yürümeye başladı” İHA muhabirine konuşan Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Gülşen, hastanın kendilerine bel fıtığına bağlı ayaklarda felç şikayetiyle geldiğini belirtti. İlk geldiğinde hastanın sağ ayağında hareket olmadığını ifade eden Doç. Dr. Gülşen, “Belden kaynaklı her iki ayağına da felçlik vurmuştu. Bu da 5-6 günlük bir felçlikti. Hastanın bel MR görüntülerini inceledik. İncelediğimiz görüntülerde, bel fıtığının patladığını ve omuriliği sıkıştırarak her iki bacağı felç edecek duruma getirdiğini tespit ettik. Hastamızı acil olarak ameliyata aldık. Mikrocerrahi yöntemiyle iki fıtığını temizledik. Hemen ilaç tedavisine başladık. Hastamızın bugün 4’üncü günü felç olan ayağı da yüzde 90 düzelmeye başladı. Hızlı bir şekilde fizik tedaviye de başladık. Sağlık durumu ise her gün daha iyiye doğru gidiyor. Bel fıtığına bağlı yürüyemeyen ve ayağından felçlik olan hastamız, ameliyat sonrası yürümeye başladı” dedi. “Ağrılarımdan kurtuldum” Bel fıtığının patladığını ve buna bağlı yürüyemediğini dile getiren Bayram Tatar isimli hasta ise “Rahatsızlığımdan dolayı birçok merkeze başvurdum. Ama arkadaşlarım bana Doç. Dr. İsmail Gülşen hocamızı önerdi. Son bir haftadır yürüyemeyecek durumdaydım ve çok kötüydüm. Ameliyat sonrası ise çok iyiyim. Ağrılarımdan kurtuldum. Ameliyatı gerçekleştiren Doç. Dr. İsmail Gülşen ve ekibine teşekkür ederim” diye konuştu.
Bayburt Kadın girişimci bir merakla başladığı mesleğinde 19 yılı geride bıraktı Bayburt’ta yaşayan ve zamanla kendi dikiş, nakış, piko atölyesini açan Güngör Köse bir hevesle başladığı işinde 19 yılı geride bıraktı. 19 yıl önce kadınların ekonomide çok az söz sahibi olduğunu vurgulayan Köse, bugünlerde çalışan, kendi ayakları üzerinde duran ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadınları görünce gururlandığını, mutlu olduğunu söyledi. Şimdilerde 30 yaşında olan oğlu Yusuf Köse’nin küçükken "anne çalışmak ayıp değil, yapabilirsin, sen başarırsın" demesi üzerine ev ekonomisine katkı sağlamak amacıyla hevesle giriştiği işinde 20 yıla adım adım yaklaşan Köse, "Allah ömür verdikçe işime devam edeceğim, işimi seviyorum bir gün atölyeye gelmediğimde boşluğa düşmüş gibi hissediyorum, 19 yıldır çalışan bir kadın olarak çalışmamak bana göre değil" dedi. Yorgan sırıma, dikiş, nakış, terzilik gibi işlerin yanı sıra son zamanlarda da takı, incik, boncuk işine merak saldığını kaydeden Köse, çalışmayı sevdiğini, boş vakitlerini de takı yaparak değerlendirdiğini sözlerine ekledi. Bir hevesle başladı, kendi atölyesini kurdu, hiç boş durmuyor, ev ekonomisine destek oluyor Çalışarak, ayakları üzerinde durarak iş yerini kendi imkanlarıyla kurduğunu bildiren Köse, "İş yerimi kendi elimle kurdum, ayaklarım üzerine durarak, kendim çalışarak başardım. 3 çocuk büyüttüm ve çocuklarım bana engel olmadılar. Ev ekonomisine destek olmak amacıyla başladım ve işime devam ediyorum. Burada dikiş dikiyorum, yorgan sırıyorum, evlenecek olan kızlarımızın çeyizlerini yapıyorum aklınıza gelebilecek bütün terzilik işlerini yapabiliyorum ve akşamları da eve gidince hiç boş durmuyorum. Ev ekonomisine yine katkıda bulunmak için takı yapıyorum, bir nevi çocuklarıma destek veriyorum" diyerek konuştu. "Sıfırdan başladım, bu noktaya kadar gelebildim" İşe başlamadan önce iş hayatını merak ettiğini, sonrasında ise bir hevesle işe başladığını ve büyük oğlunun da yıllar önce kendisine verdiği destekle bugünlere geldiğini söyleyen Köse, "Ben bu işe başlarken çok merak içinde, severek başladım. Çalışmak istiyordum, büyük oğlum bana destek verdi anneciğim çalış, çalışmanın ayıbı olmaz dedi ve ben çalışmaya başladım. Sıfırdan başladım, bu noktaya kadar geldim. 3 çocuk yetiştirirken çocuklarımın bütün her şeyini karşılamak zorunda kaldım, tabii eşim de destek oldu birlikte yaptık" şeklinde konuştu. "Bütün kadınlara seslenmek istiyorum ayaklarınız üzerinde durun, çalışın" Hemcinslerine, "çalışın, ayaklarınız üstünde durun, ekonomik özgürlüğünüzü elinize alın" diyerek seslenen Köse, "Kadınlar imkan bulamıyor çalışamıyorlarsa hiç yoktan yine evde oturup takı yapsınlar, paralarını kazansınlar. Bütün kadınlara söyleyeceğim bir şey var, ayaklarınızın üzerine durun, çalışın. Dediğim gibi hiçbir şey yapmıyorsanız bile evde oturup en azından takı yapın, üretin. Kadınlar evde oturmasınlar, ekonomik özgürlüğünü kazansınlar" ifadelerini kullandı.