ASAYİŞ - 03 Kasım 2025 Pazartesi 16:32

100 milyon liralık vurgun yapan ‘Ölüler Çetesi’ vurgununun detayları ortaya çıktı

A
A
A

Ankara’da, mirasçısı olmayan kişilere ait taşınmazları sahte belgelerle devralıp satarak 100 milyon liralık vurgun yapan organize suç şebekesi çökertildi. ‘Ölüler Çetesi’ olarak adlandırılan grup, bir tapu memurunun dikkati sayesinde ortaya çıkarıldı.

Olay, Ankara’nın Çubuk ilçesinde yer alan Çubuk Tapu Müdürlüğü’nde meydana geldi. Çubuk Tapu Müdürlüğü’nde görev yapan Ş.B., e-Devlet üzerinden yürütülen bir tapu devrinde şüpheli bir durum fark etmişti. Evrakları inceleyen memur, belgelerin sahte olduğunu anlayarak durumu üstlerine bildirmişti. Olayın ardından Cumhuriyet Savcılığı devreye girmiş ve Mali Suçlarla Mücadele ekipleri tarafından geniş kapsamlı bir soruşturma başlatmıştı. Başlatılan soruşturma kapsamında; çetenin mirasçısı bulunmayan ölen kişilere ait taşınmazları, ayrıca yurtdışında yaşayan kişilerin tapularını hedef aldığı belirlendi. Şüpheliler, sahte mühür, imza ve belgelerle bu gayrimenkulleri önce kendi üzerlerine geçirmiş, ardından üçüncü kişilere satmıştı.. Bu yöntemle birçok tapunun el değiştirdiği tespit edildi. Durum hakkında İhlas Haber Ajansı muhabirine özel açıklamalarda bulunan Çubuk Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı yaşanılan olayın Çubuk’ta yer alan emlakçılarla ve müteahhitlerle bir bağlantısı olmadığını, Çubuk’un adının lekelenmediğini, vatandaşların yanlış ithamlarla galeyana gelmemesi gerektiğini belirtti.

100 milyon liralık vurgun yapan ‘Ölüler Çetesi’ vurgununun detayları ortaya çıktı

100 milyon liralık devasa vurgun

Çubuk Sulh Ceza Hakimliği, 8 çete üyesini ‘resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, örgüt kurma ve rüşvet’ suçlarından tutukladı. Yapılan incelemelerde, örgütün bu yöntemlerle yaklaşık 100 milyon lira haksız kazanç elde ettiği belirlendi. MASAK raporları da çetenin gerçekleştirdiği para trafiğini doğruladı.

Tapuda suçüstü yakalandılar

Soruşturma kapsamında müteahhit Y.O., tapu memuru H.N.S., emlakçılar H.Y., M.B. ve T.T., esnaf M.K., arsa alım satımcısı H.G. ve üniversite öğrencisi Y.İ.O. dün yapılan operasyonlar sonucu gözaltına alındı. Şüphelilerin bir kısmı, tapu müdürlüğünde sahte evrakla işlem yaparken suçüstü yakalandı. O anlara ait görüntüler de güvenlik kameralarına yansıdı.

100 milyon liralık vurgun yapan ‘Ölüler Çetesi’ vurgununun detayları ortaya çıktı

Osmanlı tapularını bile listeye almışlar

Soruşturma dosyasına göre, tapu memuru H.N.S., kurum arşivinde yer alan Osmanlı dönemine ait eski tapuları da araştırarak mirasçısı olmayan taşınmazları tespit ediyordu. Çete, sahte evraklarla başkasına ait tapuları tanıdıklarının ve yakınlarının üzerine aldığı belirlendi.

100 milyon liralık vurgun yapan ‘Ölüler Çetesi’ vurgununun detayları ortaya çıktı

"Bu olayın Çubuklu esnafımızla hiçbir alakası yok"

Tapu Müdürlüğü’nde yaşanılan olayın Çubuklu esnafla ve Çubukla hiçbir bağlantısı olmadığını ve herkesin bunu bilmesi gerektiğini belirten Çubuk Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Celalettin Rumi Türkoğlu, "Çubuk’ta gerçekleşen bu olayın Çubuklu esnafımızla hiçbir alakası yok. Bu olay yaklaşık 4 ay önce gerçekleşmiş ama bugün ulusal basına düştü. Çubuk Tapu Müdürlüğü’nün uyanık ve duyarlı bir şekilde davranması sonucu bu çeteyi yakalamışlardır, çökertmişlerdir. Buradan Çubuk Tapu Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz. Bu işlemler, Ankara’nın başka ilçelerinde de yapılmış ama şahıslar Çubuk’ta yakalandığı için Çubuk ismi geçmektedir. Çubuk’ta bunu başaramamışlardır. Bu şahısların hepsi Çubuk ile alakası olmayan insanlar, Ankara’nın diğer bölgelerinde olan esnafların isimleridir. Çubuk’ta hiçbir esnafımızın bu olayla alakası yoktur. Böyle bilinmesi, güzel Çubuğumuzun adının lekelenmemesi adına kamuoyuna duyurulur. Bu tür olaylarda insanların da dikkatli olması gerekir ama tapu müdürlükleri bu konuda en güvenilir yerlerdir. Tapu müdürlüklerine sorup işlemlerini o şekilde takip ederlerse daha iyi olur. Tapu müdürlüklerinin bu tarz işlerde yanılma oranları neredeyse sıfır. Tapu Müdürlüğü de şahısları deneme aşamasında yakalamıştır. Çubuk Tapu Müdürlüğü’ndeki bu belgelerin sahte olduğunu gören memurun ihbarı üzerine Çubuk Tapu Müdürlüğü’nde bu çete çökertilmiştir" diye konuştu.

Ahmet Mert Fırat - İbrahim Çakmak   

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.