POLİTİKA - 11 Eylül 2024 Çarşamba 11:18

12 Eylül mağdurları yaşadıkları işkenceleri ve kötü muameleleri anlattı

A
A
A

Türk demokrasisine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 ihtilalinin mağdurları yaşadıkları işkence ve kötü muameleleri anlattı.

12 Eylül 1980 ihtilalinin mağdurlarından Kürşat Kemal Timuroğlu ve Mehmet Biçer Mamak Askeri Cezaevi’nde kurulan C5 adlı işkence odalarında ve darbe sonrasında hapishanede yaşadıkları işkence ve kötü muameleleri İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Darbe öncesinde ilk cezaevine girdiğinde 16 yaşında olduğunu ifade eden Timuroğlu, “İskenderun’da lisedeyken adam yaralama, otobüs kaçırma olayları nedeniyle mahkemelik oldum. Yargılandım ve Ankara’ya nakil oldum. Okuma hakkımız elimizden alındı. Sonrasında milliyetçilik duygularıyla Ülkücü camia içinde Ankara Bahçelievler yönetiminde görev yaptım. O bölgelerde görev yaptım. Bu görev sırasında muhtelif olaylardan sonra aranmaya başladım. Kısa dönem firardım. Sonra yakalandık ve işkence gördük. İşkence sırasında hastanelik oldum. Hastaneden sonra Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı Askeri Mahkeme’de yargılandım. Bir dönem muharebe okulunda, Bir dönem Kolordu C blokta yattım. Sonra tahliye oldum” dedi.

“Her gece 150 kere coplanıyorduk”

Darbe sonrası cezaevinde tacizlere ve şiddete maruz kaldıklarını söyleyen Timuroğlu, “Mamak Askeri Cezaevi’nde eğitim görüyorduk. Her gün dayak vardı. Her gece 150 kere coplanıyorduk. Sağcı-solcu karışık dayak yiyorduk. Sürekli sabahtan akşama kadar eğitim yapılıyordu. Eğitimlerde marşlar söyleniyordu. Tacizlere maruz kalıyorduk. Askerin müdahaleleri oluyordu. Şınav çekmemizi istiyorlardı. Çekemeyince copla vuruyorlardı. C5’te sorgulandım. C5’te işkence gördüm” dedi. MHP Davası’nın sanıklarından biri olarak yargılandığını belirten Biçer ise, “Ülkü Ocakları’nın kongresinde yönetime girdim. Muhsin Yazıcıoğlu başkanımızdı. O yıllarda beraber mücadele ettik. 12 Eylül’den önce aranmam vardı. Ankara’da görevliyken bazı ilçelerin sorumluluğunu yaptım. Semtin birinde bir silahlı yaralanma olayı oluyor. Bir arkadaşımız yakalanıyor. Yakalanan arkadaşım ifadesinde ’silahı Mehmet Biçer’den aldım’ diyor. Polis, bulunduğum kaldığım yurdu bastı. Tesadüfen orada değildim ve yakalanmadım. Ankara’dan bir müddet uzaklaştım. Sonra 12 Eylül süreci oldu. Teşkilatlardaki görevlerimden dolayı aranmaya devam ettim. 12 Eylül’den 4 ay sonra yakalandım. MHP Davası’nın sanıkları olarak yargılandım” diye konuştu. Mamak Askeri Cezaevi’nde çok ciddi işkenceler gördüğünü söyleyen Biçer cezaevinde 4.5 yıl yattığını dile getirdi.

“Zeki Kaman ve Dürüst Oktay’dan oluşan 50 kişilik tim oluşturdular”

Yakalandıktan sonra C5 adlı işkence odasında yaşadıklarını anlatan Biçer, “Cezaevine girmeden yakalandığımda çok ciddi işkenceler gördüm. C5 denen bir birim oluşturdular. Yakalandığımda emniyete götürüyorlar diye düşündüm. Zeki Kaman ve Dürüst Oktay’dan oluşan 50 kişilik tim oluşturdular. Yakalandığımda küçük erkek kardeşim vardı. İskenderun’dan Ankara’ya gelmişti. Bizim gözlerimizi bağladılar. Kardeşimle beni, minibüsün arka koltukla bagajın arasına koydular. Sonra minibüs hareket etti. Yarım saat sonra bir yerde durduk. Bizi arabadan indirdiler. Arkadan biri ‘Mehmet Biçer, artık yolun sonuna geldin. Ya Ali’nin yerini söylüyorsun ya da söylemiyorsun. Söylemezsen kardeşinle seni burada öldüreceğiz’ dedi. Sonra gözümüzü açtılar. Dağın başında ıssız karlı bir yerdeyiz. Ben tanımadığımı söyledim. Ölümü göze aldım. Meğerse bize işkence yaptıkları yer C5 olan yerin yanındaymışız” dedi.

“Parmaklarımızdan ve cinsel organımızdan elektrik verdiler”

’Elektrik işkencesi bitsin de falakaya yatırsınlar’ diye dua ettiğini dile getiren Biçer, “Gözlerim bağlı şekilde beni tezgaha yatırdılar. Kollarımı kalasa bağladılar. Tabi öncesinde beni soydular. Parmaklarımızdan ve cinsel organımızdan elektrik verdiler. Biz acıdan bağırdıkça dişlerimize de elektrik verdiler. Beynimizde şimşekler çakıyordu. Acıdan bayılıyoruz bizi dinlendirip tekrar aynı şeyleri yapıyorlar. Ayrıca falakaya yatırıyorlar. Elektrik vermeleri bitsin de falakaya yatırsınlar diye dua ederdim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.