GÜNDEM - 15 Haziran 2025 Pazar 18:45

Akın ve Gök’ün uçurtma hayali gerçek oldu

A
A
A
Akın ve Gök’ün uçurtma hayali gerçek oldu

Ankara’da babalarını kaybeden Akın Türk Turan Taner ve Gök Türk Ata Taner kardeşlerin, "Gökyüzünde uçurtma uçurmak istiyoruz" sözleri bir etkinliğe ilham oldu. Babalar Günü’nde parkta bir araya gelen çocuklar ve aileleri, uçurtmalarını gökyüzüne bıraktı.


Gazi Parkı’nda düzenlenen uçurtma etkinliğine çok sayıda aile katıldı. Parkta bir araya gelen çocuklar ve aileleri, uçurtmalarını hep birlikte gökyüzüne bıraktı. Rüzgarla yükselen rengarenk uçurtmalar, hem görsel bir şölen oluşturdu hem de anlamlı bir buluşmaya sahne oldu.


Akın ve Gök kardeşler, kendi uçurtmasını annesiyle birlikte hazırladı. Akın ve Gök’ün annesi Gülşah Taner, "Oğlum uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştı. Bugün onun hayali gerçekleşti. Çok mutluyuz. Aynı kaderi paylaşan insanlar bugün bizimleydi. Bir çocuğun daha yüreğine dokunabildiysek ne mutlu bize. Bazen bir çocuk için sadece gökyüzüne bakmak bile yeterlidir" diyerek duygularını paylaştı.


Katılımcılara çeşitli ikramların sunulduğu etkinlikte, çocuklar için özel oyun alanları ve müzikli aktiviteler düzenlendi. Parkta uçurtmalarla oynayan çocuklar neşeyle koşarken, ebeveynler de çocuklarının mutluluğunu izleyerek anlamlı anlar yaşadı. Vatandaşlar ise duydukları memnuniyeti ve mutluluğu dile getirerek, böyle özel ve anlamlı bir etkinlikte bir arada olmanın önemine vurgu yaptı.


Alana gelen ailelere çeşitli ikramlar sunulurken, çocuklar için oyun alanları ve müzikli etkinlikler de düzenlendi. Parkta uçurtmalarla oynayan çocuklar gönüllerince eğlenirken, etkinliğe katılan vatandaşlar, böyle anlamlı bir günde bir arada olmanın önemine dikkat çekti.



Akın ve Gök’ün uçurtma hayali gerçek oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Adalet Bakan Yardımcısı Can, tarihe kara leke olarak geçen 15 Temmuz gecesini anlattı Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin en sıcak noktalarından biri olan TBMM’de yaşananları anlattı. Can, "Cumhurbaşkanımızın bir işaretiyle milletimiz meydanlara akın etti. Bu aziz millet, devletin ve vatanın bekası için model silahlara karşı gövdesini siper etti. TBMM’nin açık olması da bu alçak FETÖ yapısının dengesini bozdu. Meclis bombalanınca bu aziz milletimiz gibi biz milletvekilleri olarak da bir duruş sergiledik" dedi. Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 9’uncu yıl dönümüne ilişkin İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, o gecede yaşananları detaylarıyla anlatarak milletin kahramanca direnişine dikkat çekti. Dönemin AK Parti Kırıkkale Milletvekili olarak olaylara bizzat şahitlik ettiğini belirten Can, "251 şehidimiz, 2 bin 741 gazimiz var. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Allah bir daha 15 Temmuz gecesini yaşatmasın. İnsan gerçekten inanamıyor. Aziz milletimizin dişinden tırnağından artırarak vermiş olduğu vergilerle alınan silahları, maalesef düşmana karşı kullanacak ordunun içerisindeki alçak bir yapı millete karşı kullanmaktan imtina etmedi" dedi. ""Uçaklar çok yakından uçmaya başladı" 15 Temmuz günü Kırıkkale’de gündüz programlara katıldığını, ardından Ankara’ya geçtiğini ifade eden Can, saat 22.00 sıralarında uçakların apartman seviyesinde uçmaya başladığını belirterek, "Uçaklar çok yakından uçmaya başladı. Apartmanın altından geçercesine uçuyorlardı, çocuklar korktu. Hemen ajanslara ve haber kanallarına baktım, bir hareketlilik vardı. Başbakanımız Binali Yıldırım, illegal bir yapının ayaklanmaya teşebbüs ettiğini açıkladıktan sonra biz de evden ayrıldık" şeklinde konuştu. "Bekir bey konuşmasına başladıktan 6 dakika sonra maalesef TBMM bombalandı" İnönü Bulvarı’nın tanklarla kapatıldığını duyduklarını, ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gittiklerini söyleyen Can, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın o gece Meclis’i açarak yönettiğini vurguladı. Can, "İsmail Başkanımıza gidip ’Bekir bey, Adalet Bakanımız geldi. Burada konuşma yapabilir mi?’ dedim. ’Tabii yapabilir’ dedi. Bekir bey konuşmasına başladıktan 6 dakika sonra maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı. Bekir beyin o muhteşem duruşunun ardından Meclis tekrar bombalandı" diyerek o anları anlattı. "TBMM’nin açık olması bu alçak FETÖ yapısının dengesini bozdu" TBMM’nin açık kalmasının FETÖ’cü hainlerin dengesini bozduğunu ve bu nedenle bombalandığını dile getiren Can, "Elbette, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açık olması bu alçak FETÖ yapısının dengesini bozdu. Meclis bombalanınca biz milletvekilleri olarak bir duruş sergiledik. O duruşun fotoğrafı da bu. Bir arkadaşımız tarafından çekilmişti ve demokrasi ödülü aldı" dedi. Genelkurmay Kavşağı, Ankara Emniyeti, Kahramankazan, Şehitler Köprüsü, Gölbaşı Özel Harekat ve Türksat’taki direnişleri hatırlatan Can, "Oradaki duruşlar bizim Meclis’teki duruşumuzun da fevkalade üstündeydi" ifadesini kullandı. "İyi ki böyle bir milletimiz var" Milletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir işaretiyle vatandaşların meydanlara akın ettiğini belirten Can, "Cumhurbaşkanımızın bir işaretiyle bu aziz milletimiz meydanlara akın etti. Cumhurbaşkanımızın, hükümetin, devletin, vatanın, milletin bekası noktasında milletimiz canını siper etti. Aziz milletimize teşekkür ediyoruz. İyi ki böyle bir milletimiz var. Böyle bir milletin ferdi olmaktan da gurur duyuyorum" dedi. FETÖ’ye karşı verilen mücadelenin önemine vurgu yapan Can, "Alçak FETÖ’ye karşı bu aziz milletimiz adeta model silahlara karşı gövdesini siper etti. Bir bedel ödedik. 780 bin kilometrekarede, 86 milyon nüfusuyla milletimiz kenetlendi. Hainlere asla geçit vermememiz lazım. Büyük bir darbe indirdik. Uyanık olmamız lazım; memleketimizin ve çocuklarımızın geleceği için" ifadelerini kullandı. "Son 20 yılda, havada, karada ve denizde ordumuzu modern silahlarla donattık" Yerli ve milli savunma sanayisinde elde edilen başarıları da hatırlatan Can, "Yerli ve milli silahlar ürettik. İHA’lar, SİHA’lar dünyada ses getirdi. Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yan gözle bakılamaz. Ne demişler: ’Hazır ol cenge, ister isen sulh-u salah’ Barış istiyorsan savaşa da hazır olman lazım. Bu manada Türkiye çok büyük mesafe kat etti. Tüm bu başarılar, hem savunma sektöründeki gelişmeler hem de 15 Temmuz’a karşı verilen mücadelede, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oldu. Dolayısıyla liderlik çok önemli. Özellikle son 20 yılda, havada, karada ve denizde ordumuzu modern silahlarla donattık. Bu noktada da Cumhurbaşkanımıza ne kadar teşekkür etsek azdır" şeklinde konuştu. Can, açıklamasını, "Allah’ın izniyle, Cumhurbaşkanımızın kararlılığı ve aziz milletimizin desteğiyle bu badireyi atlattık. 15 Temmuz’da hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum" sözleriyle tamamladı.
Adana Endemik mavi kelebekler için Saimbeyli’ye akın ettiler Adana’nın Saimbeyli ilçesinde yalnızca 20 gün boyunca doğada gözlemlenebilen ve Türkiye’deki kelebek türlerinin yüzde 40’nın görülebildiği bölgede yaşayan endemik Saimbeyli Mavi Kelebeği, doğaseverler ve fotoğraf tutkunlarının ilgi odağı oldu. Saimbeyli Kaymakamlığı ve Belediye tarafından bu yıl ilçede düzenlenen gözlem ve fotoğrafçılık etkinliğine yüzlerce vatandaş katıldı. Saimbeyli Kaymakamlığı ve Saimbeyli Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl ikincisi düzenlenen "Saimbeyli Mavi Kelebeği Fotoğraf ve Gezi Etkinliği", Avcıpınarı Mahallesi’ndeki lavanta bahçelerinde gerçekleşti. Etkinliğe Saimbeyli Kaymakamı Emre Açar, Belediye Başkanı Mahmut Dal, Feke Belediye Başkanı Cömert Özen, Adana Olgunlaşma Enstitüsü, Kozan Ticaret Odası, sivil toplum kuruluşları ve çevre ilçelerden çok sayıda vatandaş katıldı. Lavanta çiçeklerine konan kelebeklerin oluşturduğu renkli görüntüler, katılımcılara adeta görsel bir şölen sundu. Fotoğraf tutkunları, endemik mavi kelebeği ölümsüzleştirmek için objektiflerine sarıldı. Saimbeyli Kaymakamı Emre Açar, etkinlikte yaptığı konuşmada ilçede son dönemde yaşanan acılar nedeniyle konser ve eğlence programlarının iptal edildiğini belirterek, "12 şehidimiz ve ilçemizde vefat eden vatandaşlarımız nedeniyle bu yıl etkinliğimiz sade bir şekilde gerçekleşiyor. Sadece 2 hafta gözlemlenebilen bu nadir tür sayesinde ilçemizin doğal ve kültürel değerlerini tanıtmayı amaçlıyoruz" dedi. Saimbeyli Belediye Başkanı Mahmut Dal ise, "Ülke olarak acımız büyük. Bu nedenle şenlik ve konser kısımlarını iptal ettik. Ancak mavi kelebeğimizin tanıtımı sayesinde doğa ve fotoğraf turizminde ilçemizin kalkınacağına inanıyoruz. Bu yıl ikinci gerçekleşen etkinlikte sadece ilçemizde gözlemlenebilen Mavi kelebek için bir araya gelerek ilçemizde üretilen ürünlerini de katılımcılara tanıyoruz" ifadelerini kullandı. Feke Belediye Başkanı Cömert Özen ise Kuzey adanın doğada endemik canlıları doğası ile Adana2nın eko turizmde parlayan bir yıldız olduğunu kaydetti. Etkinlikte, Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nün mavi kelebekten ilhamla hazırladığı el sanatları büyük beğeni topladı. Kelebek figürleri, kilim, takı ve geleneksel dokumalarda işlenerek sergiye sunuldu. Saimbeyli’ye gelerek mavi kelebeği gözlemleyen Metehan Demirelli ise, "Kelebekleri görünce çok mutlu olduk. Bu güzelliği yakından gözlemlemek harika bir deneyim" dedi.
Ankara 15 Temmuz şehidi annesi Kaşaltı: "Hainler aslan gibi oğlumu şehit ettiler, 2 çocuğumuz yetim kaldı" ‘15 Temmuz Milli Birlik Günü’nde şehit anneleri o günleri anlattı. 15 Temmuz şehidi annesi Sıttık Kaşaltı,"Hainler aslan gibi oğlumu şehit ettiler, 2 çocuğumuz yetim kaldı" dedi. Türkiye’de 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan, demokrasiyi hedef alan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. ‘15 Temmuz Milli Birlik Günü’ dolayısıyla şehit anneleri o kara günde yaşanılanları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı. "Hainler aslan gibi oğlumu şehit ettiler, 2 çocuğumuz yetim kaldı" Oğlunun Külliye’de görev yaptığını söyleyen Şehit Köksal Kaşaltı’nın annesi Sıttık Kaşaltı, "Önce aradım, neredesin Köksal, emniyete bomba atıldı dedim. Yok anne, biz Külliye’nin önündeyiz dedi. Kendine dikkat et dedim. En son konuşmamız 3’te falandı sanırım. 6.45’te en son atılan bomba ile şehit olmuştu. Hainler aslan gibi oğlumu şehit ettiler, 2 çocuğumuz yetim kaldı. Gelinim yeni hamileydi 2,5 aylık. Bir tane 3 yaşında çocuğumuz vardı. Sabaha karşı oğlum aramış eşini. Artık yatın, siz de yoruldunuz. Hainler teslim oluyor diye. 5 dakika kafamı koydum. 6.45’de bir acıyla uyandım. Hep ağlıyordum ama. Gelin birden kalktı, anne ne oldu? Yok dedim, bir şey olmadı. Saat 9.30 gibi bizim kapıyı çaldılar. Ben koştum, dedim Köksal geldi. Eşi koştu, Köksal geldi. Torun koştu, babam geldi ama kara haberciler geldi. Ben 9 saat bile oğlumun sesini duymadan yapamazdım. 9 senedir ona hasretim. Evet gururu büyük. Çok büyük bir şeref bıraktı ama çok büyükte acı bıraktı. Vatan sağ olsun, milletimiz sağ olsun. O hainleri de Allah kahretsin" dedi. "Oğlumun kanı yerde kalmasın" Kaşaltı, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ölüm haberini öğrendiğindeki düşüncelerini şöyle anlattı: "Acım hafiflemedi. Sevinemedim çünkü arkası var. Bu vatan bayrağında yaşayıp, bu vatanın ekmeğini suyunu içip, bu vatana hainlik yapanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Ben şehit annesi olarak hakkımı helal etmiyorum. Oğlumun kanı yerde kalmasın. O hapistekiler de çıkmasın. Bizim yüreğimiz daha fazla yanmasın" "Onlar gibi hain değil bizim yavrularımız çok şükür" Şehit Feramil Ferhat Kaya’nın annesi Şengül Kaya ise o günün doğum dünü olduğunu belirterek, gelinin kendisin sürpriz yaptığını aktardı. Oğlunun "Mutlu oldun mu anne" sorusuna "Evet" karşılığını verdiğini söyleyen Şengül Kaya, daha sonra oğlunun işten geldikten sonra kendisini bırakacağını söyledi. O esnada oğlunun kendisine "Dışarıda durma hemen içeri gir" dediğini ve ne olduğunu anlayamadığını belirtti. Kısa bir süre sonra oğlunun eve geldiğini söyleyen Kaya, "Bu uçaklar neyin nesidir" diye oğluna sorduğunu ve oğlunun ise "Anne ben de bilmiyorum, İstanbul Köprüsü’nü kapatmışlar" cevabını aldığını dile getiren Şengül Kaya, "Arkadaşı, Şehit Ahmet Çakır. Beraber gelmişlerdi, işe gideceklerdi. Arabayla beni bırakacaktı. Beni getirdiler evin önüne kadar. Ahmet’i alnından öptüm. Nasıl oldu anlamadım. Ahmet’e dedim ki, oğlum annenin yerine öpüyorum ben. Dile getirmiyorsunuz ama kalbinizde bir şeyler sizi yönlendiriyor. Sağ ol Şengül teyze dedi. Sonra oğlumu da yanaklarından öptüm. Sizi Rabbime emanet ediyorum dedim. Çocuklarım gittiler. Dedi ki anne, babama selam söyle. Eve girin, kapıları da kilitleyin dışarı çıkmayın dedi. Yani onlar belli ki bir duyumlar almış çocuklarım. Hem çocuklarımızı şehit ettiler hem de Türkiye’yi ele geçirselerdi Özel Harekat ailelerine Mamak’ta bir çukur açmışlar. Sözde bizleri o çukura gömeceklermiş. Kazdıkları çukurlara kendileri gömüldüler. Evlatlarımız gururumuz. Onlar gibi hain değil bizim yavrularımız çok şükür" dedi. "Önceden bir benim oğlumdu, şimdi koca Türkiye’nin oğlu oldu" Saatin 10.00’a yaklaştığını ve bir patlama sesi duyduğunu belirten Kaya, oğlunun durumunu öğrenmek için aradığını söyledi ve oğluna ulaşıp "Anne, havacılığa bomba attılar. Kendinize iyi bakın" cevabını aldığını aktardı. Sonrasında saat 11’de yine bir patlama sesi duyduğunu aktaran Şengül Kaya, tekrar oğlunu aradığını ve bir türlü ulaşamadığını, hatta telesekreter sesine artık sinir olduğunu söyledi. Sabah namazı saatlerinde Özel Harekata doğru yola çıktıklarını, oraya vardıklarında ise helikopter ve uçakların hala uçtuğunu belirten Kaya, "Özel Harekat’ın aşağı kısmında polisler bizi geri çevirdiler. Bize zarar verirler diye. Ankara’nın birçok yerinde özel hastanelere, devlet hastanelerine, hepsine gittik ama oğlumu bulamadık. Sonra bulmuşlar ama bana hemen söylemediler. Ertesi gün sabah, etraftan babamlar, memleketten eş, dost gelince dedim niye geldiniz? Hiç kondurmuyorsunuz, kondurmuyorum çünkü. Ya görevde telefonu çekmiyor ya da yaralı. Yani aklıma hiç onu getirmek istemedim. Kardeşim seninle bir konuşalım dedi. Abla ben gittim, Ferhat’ımızı gördüm ve gülümsüyordu, sana da çok selamı vardı dedi. Oğlum şehadete erdi. Ben de şehit annesi oldum. Gururluyum, onurluyum çok şükür. Önceden bir benim oğlumdu, şimdi koca Türkiye’nin oğlu oldu. Acısı da çok büyük. Acısını hiç ifade edemem. O sene kısımları söylendiği zaman bile içim o kadar acıyor ki" diye konuştu. "Soğumuyor içimiz, soğumaz da" Kaya, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ölüm haberine dair düşüncelerini şu şekilde ifade etti: "İçim soğudu mu soğumadı. Çünkü o haini bizim öldürmemiz gerekiyordu. O hain ve onun yanındaki yandaşları. Bizim bir şey yapmamız gerekiyordu onlara. İçeri giriyorlar, hapisteler falan. Soğumuyor içimiz, soğumaz da. Acı çektiğini görmemiz gerekiyor çünkü." "İnsanın içine doğuyor zaten" FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde şehit olan Ferhat Koç’un annesi Necla Koç, oğlunun vatan sevgisiyle dolu bir insan olduğunu belirterek o kara geceye dair yaşadıklarını anlattı. O günün sabahında hiçbir şeyden habersizce düğün hazırlıkları yaptıklarını anlatan Koç, "Sabah oğlumu işe uğurladık. İçimden öyle bir bakmak geldi, fırladım yataktan. Kahvaltı yapamıyordu, geç kalırım diye. Gözümün altından o bana baktı, ben ona baktım. Hiçbir şey konuşmadık. Daha doğrusu konuşamadık. İnsanın içine doğuyor zaten. İçimde bir sıkıntı var. Sürekli terliyor, kendimi garip hissediyordum. Kendime diyorum ki düğün yapacağız ondan mı? Kızımda böyle olmadı oğlumda niye böyle oldu diye. Akşam oldu, hava karardı. Bizim orası Akıncılar’la Etmesut Havalimanı’nın ortasında. Uçak sesleri var ama görüntü yok. Hepimiz bakıyoruz yukarıya, hiçbir şey göremiyoruz. Ben bilmiyorum ki, ışıkları söndürüp de yavrumun üstüne bombayı yağdıracağını. Televizyonun karşımızda, onu açmıyoruz. Hiç bakmıyoruz, Rabbim baktırmadı. Sonra yan komşuya sorduk ne oldu, darbe varmış dedi. İçime ateş düştü. Hemen duyar duymaz çocuğumu aradık. O gün kendisi nöbete gitmişti. Düğün iznine ayrılacak ya kimsenin hakkına girmeyeyim diyordu, öyle bir çocuktu. Evdekiler aradı. Oğlum, burada ışıklar kesik. Siz beni merak etmeyin, ben sizi arayacağım dedi. Ondan sonra yok, ulaşamadık" dedi. "Yavrumun düğünün 15 günü vardı, ben düğün yapacaktım" Oğlunun ilk şehitlerden olduğunu belirten Necla Koç, "Vur" emri veren hainlerin hem bu dünyada hem öbür dünyada aynı acıyla yaşamalarını ve hiç kimsenin yaşattığını yaşamadan ölmediğini söyledi. Oğlunun ona gurur verdiğini ve gururlu yaşadığını vurgulayan Koç, "Yavrumun düğünün 15 günü vardı, ben düğün yapacaktım. Nerede verecekler hesabını? Ama öbür dünyada çıkacağım onların karşısına. Zaten mahkemede de diyordum ben. Sırıta sırıta bakıyorlardı bize. Dedim siz iyi bakın, iyi tanıyın beni. Oğlumla ben sizi cennetten, cehennemde yanarken seyredeceğim. Düğününü yapamadık ama şuna eminim ki hissiyatım düğününün cennetinde yapıldığını ve de mezarının başında da duydum. Tam düğün günü. Anne düğünüm yapılıyor dedirtirdi, bana hissettirdi. Karınca incitmeyeni yaktılar. Yaktılar ama ölümsüzleştirdiler. Ölümsüz benim oğlum. Onların da ciğerleri yansın. Biz çoluk çocuk dışarı çıktık. Gölbaşı Havacılığı bombalamışlar denildi. Havacılığı bombalamışlar, polisler şehit olmuş deyince zaten ben hissettim de üstüne konduramıyordum. Çünkü ben onu öpmeye, sevmeye kıyamıyordum. Sabah ezanından Gölbaşı’na gittik, hastaneye vardık. Soruyoruz, listelere bakıyorlar. Yok diyorlar, su veriyorlar. Anladım, su kime verilir?" şeklinde konuştu. Koç, kendisinin sakinleştirilmeye çalışıldığını ve oğlunun şarjının bittiğini, ona ulaşacağını söylediklerini dile getirdi. Oğlunun sağ olsa haber vermeden durmayacağını belirterek çevresindekilere "Yalan söylüyorsunuz" dediğini söyledi. Sonrasında hastane yatakları yerine direkt morgları aradığını ama oğlunu bulamadığını belirtti. En sonunda Karayolları hastanesinde olduğunu öğrendiklerini, olayların zaten gelişinden anladıklarını söyledi. "Öyle olmamalıydı, sürünecekti" Necla Koç, FETÖ elebaşı Gülen’in ölüm haberi sonrası düşüncelerini şu şekilde ifade etti: "Çok sevindik. Ölüme sevinilir mi? O kadar sevindik. Darısı öbürlerine dedik. Öbür o kaçanlar var ya, yurt dışındakiler. Ama öyle olmamalıydı, sürünecekti. Beklesin bizi. Geleceğiz, öbür dünyada halledeceğiz. Nasıl vereceklerse hakkımızı. O yavrumun hakkını nasıl verecekse. Her şeyi yarıda kaldı benim oğlumun."
İzmir Çeşme Dalyan Marina’da yat yangını İzmir’in Çeşme ilçesindeki Dalyan Marina’da demirli olan tekne, çıkan yangında alevlere teslim oldu. Deniz İtfaiyesi ekiplerinin hızlı müdahalesiyle yangın kontrol altına alınırken, tekne kullanılamaz hale geldi.Çeşme ilçesine bağlı Dalyan Mahallesi’ndeki marinada demirli bulunan "Seanymph" isimli yat, sabah saatlerinde henüz bilinmeyen bir nedenle yanmaya başladı. Yangını fark eden çevredeki vatandaşlar, alevlerin diğer teknelere sıçramasını önlemek amacıyla yatın halatlarını keserek başka bir tekne yardımıyla Seanymph’i açık denize sürükledi. Alevlerin hızla büyümesi üzerine durum itfaiyeye bildirildi. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen deniz itfaiyesi ekipleri, yanan yata müdahale ederek yangını kısa sürede kontrol altına aldı. Vatandaşların zamanında müdahalesi sayesinde marinadaki diğer tekneler zarar görmezken, Seanymph isimli yat çıkan yangında tamamen kullanılamaz hale geldi. Olayla ilgili açıklama yapan Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Adnan Tan, "Sabah limanımızda balıkçı arkadaşlarımızla gezerken bir tekneden duman çıktığını gördük. Daha sonra arkadaşlarımızla beraber hızlı bir şekilde müdahale ettik ve tekneyi çözüp limanın dışına aldık. Bu şekilde, yangının limandaki diğer teknelere sıçramasını önledik" dedi. Öte yandan yangının çıkış nedeni ile ilgili ekipler tarafından inceleme başlatıldı.