ASAYİŞ - 20 Nisan 2025 Pazar 09:11

Ankara’da dolandırıcılık operasyonu: 23 gözaltı

A
A
A
Ankara’da dolandırıcılık operasyonu: 23 gözaltı

Ankara’da kendisini polis ve savcı olarak tanıtarak dolandırıcılık yapan çeteye yönelik operasyon düzenlendi, 23 şüpheli gözaltına alındı.



Edinilen bilgilere göre kendisini polis ve savcı olarak tanıtan şüpheliler Ankara’da yaşanan 10 kişiyi arayarak adınız terör örgütüne karıştı, kimlik bilgilerinizi kullanarak FETÖ terör örgütü para topluyor, biz bu şahıslara operasyon yapacağız, bu sebeple evinizde bulunan ziynet eşyası ve paraları kapıya gelen görevliye verin, inceleme sonrasında size geri vereceğiz diyerek mağdurları dolandırdılar. Telefon irtibatını hiç kesmeyen şüpheliler; 10 mağdurdan toplam 15 milyon değerinde döviz ve altın teslim aldılar. Şüphelilerin izini süren Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda; Ankara merkezli İstanbul ve Şanlıurfa illerinde gerçekleştirdiği operasyonla dolandırıcıları kıskıvrak yakaladı, operasyon kapsamında milyonlarca para ve ziynet eşyası ele geçirildi. Bazı mağdurların ise dolandırıldığından halen haberi yoktu, yapılan çalışmalar sonucu o mağdurlarda tespit edildi. Polisin şüpheli şahısları yakalaması sonucunda 255 bin dolar ve 4 milyon Türk Lirası ele geçirildi. Şüpheli şahısların 17’si Asayiş Şube Müdürlüğünde yapılan işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.


(MEA-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Perakende ve tedarik zincirinin paydaşları bir araya geldi İstanbul Ticaret Odası Perakende Komitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 4’üncü İstişare Programı, perakende ve tedarik zincirinin tüm paydaşlarını aynı masada buluşturdu. Cemile Sultan Korusu’ndaki toplantıda sektörün bugünü ve geleceği tüm detayları ile masaya yatırıldı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Perakende Komitesi, sektörün yapısal sorunlarını ve dönüşüm ihtiyacını ele almak amacıyla düzenlediği 4’üncü İstişare Programı ile perakende dünyasının nabzını tuttu. İTO Perakende Komitesi Başkanı Yavuz Altun’un ev sahipliğinde Cemile Sultan Korusu’nda gerçekleştirilen toplantı, kapsamı ve katılımcı profiliyle bir istişare buluşmasının ötesine geçerek adeta bir sektör zirvesi niteliği taşıdı. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ve E-İhracat Daire Başkanı Hasan Önal’ın da yer aldığı zirve, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Toplantıya; İTO Perakende Komitesi üyelerinin yanı sıra il ticaret ve tarım müdürleri, Mega Center Başkanı Kemal Altınkılıç, PERDER üyeleri, tedarikçiler ve perakendeciler katıldı. Zirve, karar verici isimlerle sahadaki aktörleri aynı zeminde buluşturmayı başardı. Sorunlar ve çözümler konuşuldu "Karşılıklı sürdürülebilirlik" yaklaşımıyla kurgulanan toplantıda; perakendeci-tedarikçi ilişkilerinin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması, maliyet baskıları, fiyatlama dengeleri, raf yönetimi, lojistik verimlilik ve tedarik zincirinin yeniden yapılandırılması gibi başlıklar bütüncül bir perspektifle ele alındı. Katılımcılar, kendi alanlarından somut veriler ve saha deneyimleriyle toplantıya katkı sundu. Program kapsamında NielsenIQ tarafından yapılan sunumda; Türkiye perakende sektörünün mevcut durumu, büyüme eğilimleri, kategori bazlı performanslar ve tüketici davranışlarındaki değişim detaylı verilerle aktarıldı. Sunumun, sektörün sezgiyle değil veriyle yönetilmesi gerektiği konusunda önemli bir çerçeve sunduğu aktarıldı. Dijitalleşme, lojistik ve e-ihracat öne çıktı Toplantının öne çıkan gündem maddeleri arasında; dijital dönüşümün perakende operasyonlarına etkisi, lojistik maliyetlerin düşürülmesi, tedarik zincirinde teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması ve e-ihracatın perakende sektörü için sunduğu yeni fırsatlar yer aldı. Özellikle kamu, özel sektör ve oda yapıları arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. "Geleceği bu masalar belirliyor" İTO Perakende Komitesi Başkanı Yavuz Altun, toplantının ardından yaptığı değerlendirmede, istişare kültürünün önemine dikkat çekti. Altun, sektörün tüm taraflarını aynı masada buluşturmanın artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu vurgulayarak, bu toplantıların perakendenin geleceğine yön verdiğini ifade etti. Altun, "Ülkemize ve sektörümüze katkı sağlamak, perakende dünyasını daha sağlam temeller üzerine inşa etmek amacıyla bir araya geldik. Bu buluşma, sadece bir toplantı değil; perakendeci ve tedarikçi dostlarımızın geleceğe yön vereceği bir vizyon platformu oldu. Karşılıklı sürdürülebilir başarı modellerini hep birlikte ele aldık. Çok yoğun katılımlı ve derinlemesine analizlerin yapıldığı bu anlamlı günde tüketicilerimize nasıl daha uygun daha kaliteli ürün sağlayabiliriz üzerine konuştuk, teveccühlerinden dolayı tüm sektör paydaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Adana Karısını öldürdüğü iddia edilen şahsa ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı Adana’da evde av tüfeğiyle vurulmuş halde bulunan karısını öldürdüğü iddia edilen koca hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Olay, 1 Şubat 2025’te merkez Seyhan ilçesi Barbaros Mahallesi Manisalı Alibey Caddesi’ndeki müstakil evde yaşandı. Silah sesi duyan çevredekiler durumu polise bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Eve giren ekipler, av tüfeğiyle vurulmuş halde buldukları Fatma Koçaklı’nın hayatını kaybettiğini belirledi. Olay sonrası yakalanarak tutuklanan Koçaklı’nın eşi M.B. hakkında Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcı, sanık hakkında ‘Kadını Kasten Öldürme’ suçundan iddianame hazırladı. Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame yapılan inceleme sonucunda kabul edildi. İddianamede, sanığın, tanıkların ve öldürülen Fatma Koçaklı’nın annesinin ifadesi ile otopsi raporuna yer verildi. İddianamede, karı-koca arasında olay öncesi tartışma çıktığı, tartışmada M.B.’nin Fatma Koçaklı’yı darp ettiği ardından cinnet geçirip, av tüfeğiyle vurduğu belirtildi. Sanığın iddianamede yer alan ifadesinde, olay öncesi gittiği tuvalette bulunduğu sırada da bir el silah sesi duyduğunu, odaya girdiğinde de Fatma Koçaklı’yı yerde sırt üstü hareketsiz bir şekilde yatarken bulduğunu, iki adımlık mesafede de kendisine ait tüfeğin olduğunu, kontrol ettiğinde de göğsünden vurulduğunu görüp, yarasına battaniye bastırıp, yukarı çıkararak yardım çağırdığını söylediği yer aldı. Ayrıca sanığın annesinin odaya girdiğinde tüfeği yatağa attığını ve olay yerine polisler geldikten sonra ellerini yıkayıp, kıyafetlerini değiştirdiğini, uyuşturucuyu da Fatma ile beraber kullandığını söylediği belirtildi. "Karısını ıslak havluyla dövmüş" Öldürülen kadının annesi F.K.’nın iddianamede yer alan ifadesinde söyledikleri ise kan dondurdu. Sanık M.B.’nin öldürülen kızını aldatma bahanesiyle darp ettiğini, boğazını sıktığını, ıslak havlu ile dövdüğünü, kızının ara sıra yanına geldiğinde de vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar gördüğünü söyleyen anne F.K.,’’Ben olayı görmedim. Olay sonrası beni, kızımın eltisi olduğunu söyleyen bir kişi arayıp, Fatma ile kocasının tartıştığını ardından da bağırma sesi duyduğunu söyledi’’ diyerek sanıktan şikayetçi oldu. Sanık Mikail B.’nin annesi N.B.’nin iddianamede yer alan ifadesinde ise, olay günü bağrışma sesleri duyarak baktığında oğlunun,’’ Fatma, neden böyle yaptın? Ben tuvalete girdim. Sen kendine niye böyle yaptın?’’ diyerek bağırdığını duyduğunu söylediğine yer verildi. Oğlunun bağırması üzerine yanına giden anne N.B.’ye oğlu ‘’Ana ben tuvalete girdim, Fatma kendisini öldürdü’’ dediği, içeri girdiğinde de yatak üzerindeki tüfeğe eliyle vurup, ‘’Bununla mı canına kıydın?’’ diyerek feryat ettiğini söylediği ifade edildi. Öldürmekle tehdit etti İddianamede ifadesine yer verilen öldürülen Fatma Koçaklı’nın kız kardeşi G.O.’nun da bir yıl önce sanık M. B.’nin zorlamasıyla kız kardeşinin dini nikah kıydığını, evlilikleri boyunca da sanıktan şiddet gördüğünü ve sözünü dinlememesi durumunda evdeki tüfeğiyle kendisini öldürmekle tehdit ettiğini söyledi. Öldürülen Fatma’nın annesi F.K.’nın eski eşi M.D.’nin iddianamede yer alan ifadesinde, Fatma’nın 2023 yılı Ekim ayından beri sanık M. B.’den fiziksel şiddet gördüğü için yanlarına geldiğini, vücudunda çok sayıda morluk olduğunu, sanığın telefonla Fatma’yı arayıp,’’ Seni öldüreceğim, parçalara ayıracağım, kimsenin bulamayacağı bir yere saklayacağım. Ya bana gelirsin ya da senin anneni de kız kardeşin A.’yı da okuldan alırım ikisinin de ölüsünü bulamazsın’’ dediğini, bu yüzden korkarak M.’nin yanına gittiğini belirtti. 15 gün sonra Fatma’nın tekrardan yanlarına geldiğine değinen M.D.,’’Fatma yanımıza geldiğinde sanığın vücudunda kesi izleri oluşturduğunu, vücudunda sigara söndürdüğünü ve kendisini darp ettiğini söyledi. 2025 yılı Ocak ayında Fatma yanımızdayken sanık kendisini arayarak, ‘’Seni bu sefer hiç kimse kurtaramaz, nerede olursan ol seni bulup parçalara bölüp öldüreceğim. Küçük kız kardeşini okuldan alıp annenle birlikte senin yanına yollayacağım hepsini kökünden halledeceğim’’ diyerek tehdit etti. Ayrıca Fatma bize, sanığın evdeki kilitli sandıkta bulundurduğu tüfeğini zaman zaman çıkarıp kendisine doğrultarak, öldürmekle tehdit ettiğini de söyledi’’ dediğini anlattı. Sanık M.B.’nin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Aydın Başkan Ercan: "2026 yılında da hizmetlerimiz devam edecek" Yenipazar Belediye Başkanı Malik Ercan, 2025 yılı değerlendirmesini kamuoyuyla paylaştı. Başkan Ercan, yeni yılda da hizmet ve yatırım yağmurunun devam edeceğinin altını çizdi. Göreve geldiği günden bugüne ilçeyi adeta şantiye alanına çeviren Yenipazar Belediye Başkanı Malik Ercan, yeni yıla girmeye günler kala 2025 yılı değerlendirmesini vatandaşlarla paylaştı. Başkan Ercan, "Yenipazar için çalışmaya, hizmet üretmeye 2026 yılında da devam edeceğiz. Vatandaşın talebini yine yerine getireceğiz" ifadelerini kullandı. Yenipazar’ın 18 mahallesine de hizmet götürdüklerini söyleyen Başkan Ercan, "İlçe merkezimiz ve mahallelerimizde toplam 150 bin metrekare parke taşı döşemesi, 100 bin metrekare asfalt dökümü gerçekleştirdik. Çarşı, Direcik ve Donduran Mahallelerimizde yeni sosyal alanlar kazandırdık. Rutin olarak adlandırdığımız mezarlık bakımı ve temizlikleri, cadde ve sokak temizlikleri, cemiyet alanımızda eksiklikleri giderme gibi işlemleri de oldukça titiz bir şekilde tamamladık. Büyük caddelerimizde asfalt dökümü ve yeni parke taşı döşemelerini yaptık. İlçe merkezimizdeki tüm mahallelerimize doğalgazı ulaştırdık. Pide festivalimizi yaptık, ilçemizde ünlü sanatçıları ve misafirlerimizi ağırladık. Araç filomuza yeni iş makineleri kazandırdık. Bunları sadece bir yılda tamamladık. Yeni yılda da bu çalışmalarımızın yanı sıra tarla, ova, bahçe ve hayvan ahırı yollarında düzeltmeler, genişletmeler, taş döşemesi ve asfalt dökümü yapılmaya devam edecek. Yeni projelerimizi de hayata geçireceğiz. Yenipazar için 2025 yılı fragmandı, asıl hizmet filmi 2026’da başlayacak" dedi.
Kayseri Rektör Karamustafa: "Kandiller ortak manevi değerleri hatırlatan zaman dilimleridir" Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Regaib Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. Mesajında kandillerin ortak manevi değerleri hatırlatan, toplumsal sorumluluk bilincini güçlendiren ve insan ilişkilerinde karşılıklı saygı ile dayanışmayı öne çıkaran özel bir zaman dilimi olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa; bu mübarek gecenin bireysel arınma ve toplumsal bütünleşme açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa mesajında şu ifadelere yer verdi; "Kandil geceleri, milletimizin inanç ve kültür dünyasında yüzyıllar boyunca anlamını korumuş, manevi hayatımızın temel yapı taşlarından biri olmuştur. Üç ayların başlangıcını simgeleyen Regaib Kandili; insanın iç dünyasına yöneldiği, ibadet ve tefekkürle kendini yenileme imkânı bulduğu, yaşamını sorgulama ve muhasebe etme fırsatı sunduğu müstesna bir gecedir. Rahmet, bereket ve mağfiret ikliminin yoğun biçimde hissedildiği bu anlamlı zaman dilimi; toplumsal birlik ve beraberliğin güçlendiği, yardımlaşma ve paylaşma kültürünün daha görünür hâle geldiği, insanlar arasındaki sevgi, hoşgörü ve saygının pekiştiği önemli bir manevi duraktır. Regaib Kandili vesilesiyle edilen dualar, bireysel olarak gönüllere huzur verirken, millet ve ümmet olarak ortak değerler etrafında kenetlenmemize de katkı sağlamaktadır. Bu düşünceler doğrultusunda; üniversitemiz mensupları başta olmak üzere, aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Regaib Kandilini tebrik ediyor; bu mübarek gecenin insanlığa umut, gönüllere sükûnet ve hayatlara manevi bir tazelik kazandırmasını Yüce Allah’tan temenni ediyorum."
Trabzon Recep Denizer: "Hamsi Türk karasularını terk etti" Karadeniz’in simgesi hamsinin Türk karasularını terk ederek avını bu yıl erken tamamladığı ve bundan sonraki süreçte Türk balıkçıları tarafından Gürcistan ve Abhazya açıklarında avlanacağı belirtildi. Yaklaşık 150 yıldan fazla dededen toruna balıkçılık sektöründe uğraş veren Denizer Balıkçılık Yönetim Kurulu Başkanı Recep Denizer, bugünlerde hamsinin Türk karasularında avının bittiğini ve göçünü erken tamamladığını belirterek bundan sonra Gürcistan’da ve Abhazya’da avlanacağını kaydetti. "Bütün hamsi piyasaya girince fiyatlarda inanılmaz düşüşler yaşandı" Bu sezon hamsi avının bir anda yoğun olarak yapılınca bütün hamsinin piyasaya girmesiyle fiyatlarda önemli düşüşler yaşandığını belirten Denizer, "Bugünlerde hamsi bizim karasularımızda tamamen artık tükendi. Hamsi göçünü erken tamamladı. Bundan sonra hamsi Gürcistan’da ve Abhazya’da avlanacak. Oralara belgeli ve ruhsatlı olarak giden balıkçı tekneleri bundan sonra ne kadar tutar, nasıl tutar ben de bilemiyorum. Ama inşallah herkesin yüzü güler. Geçen yıllara oranla Karadeniz’de istenilen düzeyde avcılık olmadı. Vatandaşa 50 TL’ye hamsi yedirebilmek için uğraş verirken, balıkçı tekneleri de kazançlarını en güzel şekilde elde etmek ister. Sabahlara kadar, akşamlara kadar emek veren gemicilerimiz, insanlarımız ve tekne sahiplerimiz var. Kolay değil tabii. Bizi dışarıdan farklı görüyorlar, buna üzülüyoruz. Her şeyin hayırlısı olsun diyoruz. Önemli olan; balıkçı teknelerinde çalışan, emek veren tayfaların ve tekne sahiplerinin geçimlerini en iyi şekilde sağlayabilmesidir. Biz balık komisyoncusuyuz; olursa satarız, olmazsa satmayız" dedi. "Hamsiyi karasularımızın kıyı bölgelerinde avlayamadık" Hamsiyi karasularımızın kıyı bölgelerinde avlayamadıklarını bundan dolayı da masrafları arttırdığına dikkat çeken Denizer, "Bu mevsimde göçünü tamamlayan hamsiler oluyor. Biz hamsiyi kendi karasularımızın kıyı bölgelerinde avlayamadık. Tekneler 3-3,5 buçuk saat açığa giderek avlandı. Yani orta sulardan devam edip Gürcistan’a doğru göçünü erken tamamladı. Hava yeni soğumaya başladı. Eğer hamsi bizim burada kalsaydı, kendi kıyı sularımıza gelmiş olsaydı ve biz bunu 1-1,5 ay daha avlayabilseydik, çok daha güzel olurdu. Mazot masrafımız azalır, sıkıntı yaşanmazdı diye düşünüyorduk. Ancak 3-3,5 buçuk saat açıkta avlanınca, sürekli gidip gelen tekneler yaktıkları mazotla birlikte masraflarını bile karşılayamadı. İnşallah bundan sonra daha iyi olur diyoruz" diye konuştu. "Şoklanmış hamsiyi aldıkları gün tüketsinler" Denizde şoklanmış hamsilerin tüketilmesinde bir sakınca olmadığını belirten Denizer, "Denizde şoklanmış olan hamsileri vatandaşlarımızın yemesinde hiçbir mahsur yoktur; çok harika hamsilerdir, denizde şoklanmıştır. Tavsiyem, alınan hamsilerin o gün tüketilmesidir. Sağlıkla, afiyetle yesinler; hiçbir problem olmaz. Ancak bekletilip bir gün sonra tüketilirse sıkıntı oluşturabilir. Alındığı gün tüketilirse hiçbir problem olmaz" şeklinde konuştu.