EKONOMİ - 19 Aralık 2025 Cuma 10:20

Ankara’nın kadim değeri tiftik keçisi yeniden gözde: Ayaş’ta 3 bin baş yetiştiriliyor

A
A
A
Ankara’nın kadim değeri tiftik keçisi yeniden gözde: Ayaş’ta 3 bin baş yetiştiriliyor

Ankara’nın Ayaş ilçesinde dededen toruna aktarılan tiftik keçisi yetiştiriciliği, yaklaşık 3 bin başlık sürüyle yaşatılıyor. Kuşaklar boyunca süren bu emek, Ankara tiftiğini yeniden dünya sahnesinde marka olma yoluna taşıyor.


Ayaş’ta 3 bin tiftik keçisi, nesilden nesile aktarılan üretim kültürüyle yetiştirilmeye devam ediyor. Osmanlı’dan bugüne uzanan Ankara tiftiği geleneği, üreticilerin emeğiyle hem bölge ekonomisine katkı sağlıyor hem de dünya ile rekabet eden bir değer olarak öne çıkıyor.


Dededen toruna aktarılan mesleği sürdüren üreticiler Mesut Eroğlu ve Numan Çinkaya, tiftik keçisinin hangi şartlarda yetiştirildiğini, bozkırda dahi nasıl varlığını sürdürebildiğini, üretim sürecinde en fazla emek isteyen dönemleri ile elde edilen tiftiğin tekstilden lüks giyime uzanan kullanım alanlarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.



"15 sene içerisinde bu vaziyete geldik"


Mesleğin dededen gelme olduğunu belirten Eroğlu, "Çocuklukta gözümüzü açtık, bunu gördük. Onunla da devam ediyoruz. Sonradan öğrenme değil. Aşağı yukarı 5-6 yaşlarımda babamın yanında başladım. Yaş 58, devam ediyorum. Kuzu gibi her sene satarak değil de biz onun tiftiğini sattığımızdan dolayı sürü büyütmek kolay. Biz de koyun da var. Koyunla beraber bunu destekliyoruz. Ondan dolayı, bir 15 sene içerisinde bu vaziyete geldik. Bu çok güzel bir hayvan. Öbür hayvanlardan temiz, doğal bir hayvan. Biz çok seviyoruz, ondan dolayı şimdiye kadar bundan devam ettik. Keçiden farkı, zengin bir mera istememesi. Her şartlarda kendini idam ettirebilen bir hayvan. Özel bir yer istemeyen, bozkırda dahi kendini muhafaza eden, karnını doyurabilen bir hayvan. En çok emek isteyen dönemi bunun mart, nisan, mayıs. 3 ayıdır. O zaman hem üstünden tiftiğini alıyoruz hem de oğlakları aynı anda oluyor. Ondan sonra çoban kendi güdüyor. Geriye kalan 10 veya 9 ayı çok rahat. O dönemde de verimini alıyorsun, ondan sonra çok rahat" dedi.



"Kazaktır, eldivendir, biz yöresel olarak bunları yapıyoruz"


Tiftiğin kalitesine dair konuşan Eroğlu, "Tiftiği, üzerimde gördüğünüz gibi kazaktır, eldivendir, biz yöresel olarak bunları yapıyoruz. Dışarıda bunun sof kumaşını yapıp güzel bir ürün elde ediliyor. Lüks giyim onlarınki, oralarda satılıyor. Tiftiğinin özelliğinden dolayı tercih ediliyor. Yün, pamuk ve ipekten ayıran özelliği üzerinde bakteri barındırmadığından. Yıkandığı anda yeni, sıfır giymiş gibi bir özelliği var. Tercih edilmesi ondan dolayı" diye konuştu.


"Birbirine üstünlük sağlamak için kafa tokuştururlar, inatlaşırlar"


Keçileri neden birkaç sürüye böldüklerini anlatan Mesut Eroğlu, "Birbirine üstünlük sağlamak için tabii ki birbiriyle kafa tokuştururlar, inatlaşırlar. Onun üstünlüğünü kabul ettiği zaman bir daha ona zaten kafa tutmaz o da. Şu anda 6-7 tane çobanımız var, 4-5 parçada. Biz çoğalttıkça bu birbirinin düşmanı olur. Biz 700’den fazla sürüyü tutmamaya uğraşırız. Genelde en fazlası bin olur bunun. Bin tanesinden üstü zarar eder. Yani zayıfı telef olur. Ondan dolayı böyle gördüğünüz 3-4 parçaya böleriz ve öyle güderiz. Oğlağı, keçisi, erkeçi, tekesi ayrı gibi" ifadelerini kullandı.



"Dünyanın en iyi tiftiğini üretiyoruz"


Devlet tarafından destek yapıldığını ifade eden Eroğlu, "Bunun devamını ve dünya konjonktüründeki tiftiğin geldiği yere kadar desteklenmesini ve ondan sonra bizim pazarlarda önümüzü açmasını istiyoruz. Çünkü dünya konjonktüründeki ile yarışmamız lazım. Ki dünyanın en iyi tiftiğini üretiyoruz. Coğrafi bakımından biliyoruz bunu. Çünkü dışarıdan gelen tiftikleri de ölçtük, ellerimize geçti, onları da gördük. Parlaklık olsun, elastik bakımından olsun. Saflık da bizim elimizde. Biz bunun en iyisini yaparız" şeklinde konuştu.


"Sadece Hint kumaşıyla yarışabilir Ankara sofu"


Yapılan kumaşların kalitesini değerlendiren Mesut Eroğlu, "Ankara sofuyla, normal sofu karıştırmamak lazım. Dünyada başka bir kumaş yok üzerine. Sadece Hint kumaşıyla yarışabilir Ankara sofu. Kütahya’da sadece yıkanması var. Yetiştirme sadece Ankara. En iyi verim burada alınmış. Kalite Ayaş’tır. Lojistiğin burada olması lazım. Üretimi burada" ifadelerine yer verdi.



"Osmanlı’nın birinci yatırımı buydu"


Aklının erdiğinden beri bu işi yürüttüğünü söyleyen Numan Çinkaya, "62 yaşındayım. Bayağı, 50 senedir yapıyorum bu işi. Çok mücadele verdim. Şu bütün köyleri, dağları hep bana sor. Her köye gittim. Eskişehir’e gittim, Kızılcahamam tarafındaki dağlara gittim. Her tarafı aynı Yörük usulü gezdim. Tiftik keçisinin özelliği çok. Bunun özelliğine kıymet biçilmez. Sadece bunun 2 ay bir zorlanması var. Kırkımı ile yavrulaması aynı vakte denk geliyor. Bir o zaman zorlanıyoruz. Ondan sonra zorlanma diye bir şey yok. Sayıyı arttıramayız da düşürmeyi düşünüyoruz. Bölge ekonomisine katkısı, katma değeri sırtındaki yün, tiftik. Aslında Osmanlı’dan gelen bir şey bu. Osmanlı’nın birinci yatırımı buydu. Tiftik, gelir kaynağı. Geleneksel tabii" ifadelerini kullandı.


Yaklaşık 3 bin tiftik keçisiyle yapılan üretimin, Ankara tiftiğini yeniden dünya markası haline getirmesi hedefleniyor.



Ankara’nın kadim değeri tiftik keçisi yeniden gözde: Ayaş’ta 3 bin baş yetiştiriliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Fatmana ’Ölmeden valiyi görmek istiyorum’ dedi, hayali gerçek oldu Muğla Valiliği tarafından hazırlanan "Muğla’nın Değerleri" serisi, gönülleri ısıtan bir buluşmaya vesile oldu. Vali Dr. İdris Akbıyık, kendisini görmek isteyen 90 yaşındaki Fatmana Ertuğrul’u evinde ziyaret ederek hayalini gerçekleştirdi. Milas ilçesine bağlı Çomakdağ Mahallesi’nde yaşayan 90 yaşındaki Fatmana Ertuğrul’un "Ölmeden valiyi görmek istiyorum" isteği karşılık buldu. Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, yaşlı çınarın bu çağrısına sessiz kalmayarak Fatmana nineyi 200 yıllık tarihi taş evinde ziyaret etti. Ziyaret sırasında Fatmana Ertuğrul’un elini öperek hayır duasını alan Vali Akbıyık, asırlık taş evi ve Fatmana ninenin çeyizi olarak sakladığı tarihi eşyaları inceledi. Oldukça sıcak bir atmosferde geçen sohbette Vali Akbıyık, yaşlıların toplumdaki önemine dikkat çekerek "Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, toplumsal, kültürel ve etik değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan, tecrübesi ile bizlere yol gösteren en değerli hayat rehberlerimizdir. Fatmana anamızın bizi görme isteğini bugün yerine getirdik. Onu sağlıklı ve hayat dolu görmek bizleri çok mutlu etti. Değerli büyüğümüzü memnun etmek ve hak ettiği ilgiyi, saygıyı göstermek bizim en önemli görevimizdir" dedi. Valilik tarafından yürütülen ve kentin kültürel zenginliklerini tanıtan "Muğla’nın Değerleri" serisinin 10. bölümünde yer alan Fatmana Ertuğrul, sempatik tavırları ve Valiyi görme arzusuyla izleyenlerin büyük ilgisini çekmişti. Ziyaretin sonunda Vali Akbıyık, Fatmana nineye sağlıklı, huzurlu ve uzun ömürler dileyerek mahalleden ayrıldı.
Erzurum Özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısı Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde görev yapan özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısı yapan Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur ile Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses, önemli mesajlar verdi. İl Müdürü Çakmur, "Güler yüzle karşılamanın sadaka olduğunu bilen bir camiayız. Sizler bizim için karşılama yüzümüzsünüz" dedi. 5188 Sayılı Özel Güvenlik Kanunu ile Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde görev yapan özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısı yapıldı. Sporcu Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur ile Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses, yeni yıl öncesinde özel güvenlikçilerle yol haritasını belirlediler. Kurumda görev yapan özel güvenlik görevlileri ile iki ayrı seansa istişare ve değerlendirme toplantısı yapan İl Müdürü Levent Çakmur ile Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses, önemli mesajlar verdiler. Özel Güvenlikçilerin kurumları adına önemli olduğunun altını çizen Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur, "Bizler Güler yüzle karşılamanın sadaka olduğunu bilen bir camiayız. Şehirde söz sahibi bir kurumuz. Bunda da bütün personelimizin, çalışanlarımızın payı var. Sizleri de değerli görüyoruz. Sizler bizim için karşılama yüzümüzsünüz" diye konuştu. Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses ise iki grup halinde yapılan özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısında önemli mesajlar verirken, görevini hakkıyla yapan her güvenlikçinin destekçisi olacağını söyledi. Şenses, "Sizler bizim aynamızsınız. Kurumumuza, tesislerimize ve yurtlarımıza gelen insanların ilk karşılaştığı kişiler sizlersiniz. Sizlerin kurumuza, tesislerimize, gençlik merkezlerimize ve yurtlarımıza gelen insanlara gerekli olan yaklaşımlarınızı göstereceğinizden en ufak bir şüphem yok. Hepimizin amacı bu kuruma en iyi şekilde hizmet etmek ve layık olmaktır" dedi.
Gaziantep Kamil Ocak Spor Salonu, 25 Aralık’ta ‘Gazi Oyunları’ ile kapılarını açıyor Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Kamil Ocak Spor Salonu, 25 Aralık’ta hizmete giriyor. Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü olan 25 Aralık’ta açılacak tesisin ilk etkinliği, geleneksel hale gelen Gazi Oyunları olacak. Toplam 4 bin 300 metrekarelik alanda inşa edilen Kamil Ocak Spor Salonu, basketbol, voleybol ve hentbol başta olmak üzere tüm salon sporlarına ev sahipliği yapacak şekilde tasarlandı. Profesyonel lig maçları ve uluslararası organizasyonlara uygun olarak projelendirilen tesiste, zemin sistemi, aydınlatma, tavan yüksekliği ve tribün yerleşimi uluslararası standartlara göre hazırlandı. Yapılan ek düzenlemelerle yaklaşık 3 bin 800 seyirci kapasitesine ulaşılan salonda 15 özel loca, bir VIP salonu ve engelli bireyler için erişilebilir tribün alanları yer alıyor. Teknolojik altyapısıyla da dikkat çeken tesis, uluslararası yayınlara uygun canlı yayın altyapısına, yüksek kaliteli ses ve aydınlatma sistemlerine, dijital ekranlara ve akıllı skor tabelalarına sahip. İklimlendirme sistemi sayesinde salon dört mevsim boyunca konforlu şekilde kullanılabilecek. Sporcular için soyunma ve dinlenme alanları, antrenman salonları, hakem ve doktor odaları, doping kontrol alanları ile teknik ekip ofisleri projede yer alıyor. Basın mensupları için ise modern toplantı salonları ve canlı yayın alanları planlandı. Kamil Ocak Spor Salonu, yalnızca profesyonel müsabakalara değil, gençler ve amatör sporculara da hizmet verecek. 10 farklı branş için ayrılan spor odaları sayesinde kulüp antrenmanları, okul sporları ve gençlik organizasyonları bu tesiste gerçekleştirilebilecek.
Diyarbakır Sisli havalarda korkutan zararlı partikül uyarısı Uzmanlar, insan faaliyetleri, sanayi ve şehir yaşamıyla birlikte solunan havada birtakım zararlı partiküllerin sis aracılığıyla aşağıları indiğini ve insanların bu zararlı havayı solduğunu aktardı. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Sinan Bodur, sisli havaların solunum sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsetti. Uzm. Dr. Bodur, "Aslında sis dediğimiz olay, atmosfer şartları ve hava sıcaklıklarıyla birlikte bulutların yeryüzüne doğru yaklaşmasıdır. Yani soluduğumuz havadaki nem miktarının artması anlamına gelir. Ancak sis tek başına masum değildir. Özellikle insan faaliyetleri, sanayi ve şehir yaşamıyla birlikte solunan havada birtakım zararlı partiküller birikmektedir. PM10, PM5 ve PM2.5 olarak adlandırdığımız bu partiküller şehir havasında yoğun şekilde bulunabilmektedir. Özellikle sisli havalarda bu partiküller ve zehirli toksik gazlar, sisin içindeki su buharıyla etkileşime girerek olumsuz sağlık sonuçlarına yol açmaktadır. Solunum hastalığı bulunan bireyler bu durumdan daha fazla etkilenmektedir. Özellikle PM2.5’in altındaki çok küçük partiküller yoğun şekilde kan dolaşımına geçebilmekte, bu da genel sağlığı ciddi biçimde olumsuz etkilemektedir" dedi. Tarihte bunun önemli örneklerinin olduğuna değinen Uzm. Dr. Bodur, "1952 yılında İngiltere’nin Londra kentinde yaşanan büyük sis felaketi bunlardan biridir. Aralık ayında, rüzgârın olmadığı yaklaşık bir hafta boyunca Londra’da görüş mesafesi bir metrenin altına düşmüştür. O yıllarda yoğun kömür kullanımı ve kömür madenleri nedeniyle sisle birlikte ağır bir hava kirliliği oluşmuş, on binlerce insan bundan etkilenmiştir. Resmî rakamlara göre bir hafta içinde yaklaşık 6 bin, bazı kaynaklara göre ise 10 bine varan ölümler yaşanmış; 100 bine yakın kişi sağlık kuruluşlarına başvurmuştur" ifadelerini kullandı. Biz sağlık profesyonelleri, özellikle göğüs hastalıkları uzmanları olarak halkımıza şunu özellikle vurgulamak istiyoruz: Sisli ve kirli havalarda, mümkünse kendi sağlığımızı korumak adına sokağa çıkmamaya özen göstermeliyiz. Bununla birlikte hava kalitesi yalnızca bireysel değil, aynı zamanda idari bir meseledir. Soluduğumuz havanın kalitesinin artırılması toplum olarak hepimizin sorumluluğu ve ortak bir zorunluluktur’’ diye konuştu. (MAK