GÜNDEM - 31 Mart 2025 Pazartesi 11:04

ASO Başkanı Seyit Ardıç: "Ankara’mız olmak üzere güçlü üretim altyapısı ve beşeri sermayesi ile bu dönüşüme liderlik edebilecek potansiyele sahip"

A
A
A
ASO Başkanı Seyit Ardıç: "Ankara’mız olmak üzere güçlü üretim altyapısı ve beşeri sermayesi ile bu dönüşüme liderlik edebilecek potansiyele sahip"

"Gelecek Fırsatları Raporu: Global 50" üzerine Ankara sanayisinin süreçteki önemine değinen Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, "Ülkemiz, başta yüksek teknolojide öncü olan Ankara’mız olmak üzere güçlü üretim altyapısı ve beşeri sermayesi ile bu dönüşüme liderlik edebilecek potansiyele sahip" dedi.


ASO Başkanı Seyit Ardıç, "Dubai Future Foundation" tarafından kısa bir süre önce yayınlanan "Gelecek Fırsatları Raporu: Global 50" (The Future Opportunities Report: The Global 50) ekseninde Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma yolunda atması gereken adımları ve Ankara sanayisinin bu süreçteki önemini değerlendirdi.



"Küresel rekabet gücümüzü artırmak zorundayız"


Geleceğin ekonomisinin yenilikçi, sürdürülebilir, yüksek teknolojili, katma değer üreten sektörlerle şekilleneceğine dikkat çeken Başkan Ardıç, "Raporda vurgulanan dinamik enerji yönetimi, sürdürülebilir üretim, biyoteknoloji ve akıllı tedarik zincirleri gibi başlıklar, ülkemizin sanayi ve teknoloji ekosistemini de yeniden şekillendirecek kritik konular arasında yer alıyor. Yenilikçi düşünceye, dijitalleşmeye ve sürdürülebilirliğe öncelik vererek küresel rekabet gücümüzü artırmak zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.



"Güçlü bir ekosistem ile bu potansiyelimizi harekete geçirelim"


ASO Başkanı Ardıç, Türkiye’nin, üretim gücünü çağın gereklilikleriyle birleştirerek dönüşüm sürecini fırsata çevirebilecek potansiyeli olduğunu belirterek, "Ülkemiz, başta yüksek teknolojide öncü olan Ankara’mız olmak üzere güçlü üretim altyapısı ve beşeri sermayesi ile bu dönüşüme liderlik edebilecek potansiyele sahip. Sanayi-devlet-üniversite iş birliğinde güçlü bir ekosistem ile bu potansiyelimizi harekete geçirelim" ifadelerini kullandı.



"5 temel amaç doğrultusunda 100 strateji ve 20 makro hedef yer alıyor"


Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde açıklanan, "2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi"nin bu kapsamda önemli bir yol haritası ortaya koyduğunu kaydeden Ardıç, "Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu temelinde şekillendirilen Strateji Belgesi’nde ‘Yüksek Teknoloji’, ‘Dijital Ekonomi’, ‘Yeşil Dönüşüm’, ‘Küresel Entegrasyon’ ve ‘Yapısal Dönüşüm’ olmak üzere 5 temel amaç doğrultusunda 100 strateji ve 20 makro hedef yer alıyor. Geleceğin sanayisini bugünden şekillendirebilmemiz için bu hedeflere ulaşma yolunda etkin ve kararlı politikalar uygulamalıyız" şeklinde konuştu.


Ankara Sanayi Odası olarak, "Sanayi ve Teknolojinin Başkenti" hedefi doğrultusunda çalışmalarına kararlılıkla devam ettiklerini vurgulayan ASO Başkanı Ardıç, şunları söyledi:


"Teknolojik gelişmişlikte ülkemizin lideri, yüksek teknolojili ihracatta yüzde 12 pay ile öncü olan Ankara’mız, Ar-Ge harcamalarında da ilk sırada yer alıyor. Savunma sanayi, medikal teknoloji ve yenilenebilir enerji gibi stratejik sektörlerde Ankara’nın önemi her geçen gün artıyor. Güçlü üretim altyapısı, teknoloji geliştirme merkezleri, sanayi-üniversite iş birliği ve nitelikli beşeri sermayesi ile Ankara, geleceğin sanayisini şekillendirecek güçlü bir potansiyele sahip. Ankara Sanayi Odası, Başkent’imizin küresel sanayi ve teknoloji haritasındaki yerini güçlendirmek için, vizyoner ve özverili sanayicilerimizden aldığımız güçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.