POLİTİKA - 01 Aralık 2025 Pazartesi 22:30

BAE’nin "Birlik Günü" Ankara’da kutlandı

A
A
A
BAE’nin "Birlik Günü" Ankara’da kutlandı

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) "Birlik Günü", Ankara’da düzenlenen resepsiyonla kutlandı. Resepsiyona katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Birleşik Arap Emirlikleri, kısa sayılabilecek bir sürede dünyada örnek gösterilecek bir kalkınma ve başarı hikayesi ortaya koymuştur. Bu etkileyici yükselişin önümüzdeki dönemde de güçlenerek devam edeceğine yürekten inanıyoruz" dedi.


BAE’nin Ankara Büyükelçisi Said Sani ez-Zahiri’nin ev sahipliğinde ATO Congressium’da "Birlik Günü" resepsiyonu düzenlendi. Resepsiyonun açılışında konuşan BAE’nin Ankara Büyükelçisi Said Sani ez-Zahiri, Türkiye ile BAE arasındaki ilişkilerin son yıllarda "dikkat çekici bir ivme" kazandığını belirterek, kültürel işbirliğinin de bu süreci güçlendirdiğini kaydetti. Ez-Zahiri, Ankara’da düzenlenen El-beytü’l Emirati (Emirati Evi) etkinliğinin iki ülke halkları arasında kültürel bağları derinleştirdiğini belirterek, "El-beytü’l Emirati, Emirati kültürünü, özgün mirasını ve misafirperverlik ruhunu tanıtan açık bir kültürel mekân oldu. Canlı etkinlikler ve ilham verici hikâyelerle iki ülke halkları arasındaki kültürel bağı daha da güçlendirdi" dedi.


Büyükelçi ez-Zahiri, BAE’nin bölgesel ve uluslararası düzeyde istikrar, işbirliği ve diyaloğu destekleyen bir ülke olarak küresel rolünü artırmaya devam ettiğini vurguladı.



"BAE, kısa bir sürede dünyada örnek gösterilecek bir kalkınma ve başarı hikayesi ortaya koymuştur"


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, konuşmasında BAE’nin kısa sürede ortaya koyduğu dönüşümün "örnek bir kalkınma hikâyesi" olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:


"Birleşik Arap Emirlikleri, kısa sayılabilecek bir sürede dünyada örnek gösterilecek bir kalkınma ve başarı hikayesi ortaya koymuştur. Bu etkileyici yükselişin önümüzdeki dönemde de güçlenerek devam edeceğine yürekten inanıyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye için hem önemli bir ortak hem de stratejik bir dosttur."


Şimşek, son dönemde artan üst düzey temasların ve kurumsal mekanizmaların ikili ilişkileri "daha sonuç odaklı ve verimli" hâle getirdiğini ifade ederek, temmuz ayında liderlerin eş başkanlığında yapılan Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısının önemine dikkat çekti.



"Ekonomik ilişkilerimizi çeşitlendirmeye büyük önem veriyoruz"


İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin ulaştığı seviyeyi değerlendiren Şimşek, Karma Ekonomik Komisyonu’nun (KEK) iki ülke arasındaki en kapsamlı platformlardan biri olduğunu belirterek, "KEK aracılığıyla ticaretten yatırımlara, turizmden tarıma, enerjiden dijital dönüşüme kadar birçok alanda çalışma imkânına sahibiz. Bir sonraki toplantıya ev sahipliği yapmayı sabırsızlıkla bekliyoruz" dedi.


Bakan Şimşek, iki ülkenin küresel ekonomide "birbirini tamamlayan yapıda" olduğuna dikkat çekerek, BAE’nin ekonomiyi çeşitlendirme ve yüksek teknolojiye yönelme vizyonunun Türkiye’nin güçlü sanayi altyapısı ve bölgesel tedarik zinciri kapasitesiyle doğal bir uyum oluşturduğunu söyledi.



"Stratejik alanlarda işbirliğini ileri taşımaya hazırız"


Bakan Şimşek, iki ülkenin yenilenebilir enerji, ileri imalat, savunma sanayii, yapay zeka, temiz teknoloji ve finansal teknolojiler gibi alanlarda işbirliğini daha da geliştirmeye hazır olduğunu vurgulayarak, "Karşılıklı yatırımların artırılması, ortak AR-GE projeleri ve üçüncü ülkelerde kurulacak işbirlikleri, ülkelerimizin küresel rekabet gücünü daha da artıracaktır" dedi.



"İlişkilerimizin yeni bir ivme kazanacağına inanıyoruz"


Şimşek, iki ülkenin liderleri arasındaki yakın diyalog sayesinde bölgesel barış ve refaha katkı sağlayacak önemli adımlar atılacağına inandığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:


"Kısa sürede katettiğimiz mesafe, birlikte çok daha fazlasını başarabileceğimizi gösteriyor. Ortak vizyonumuz doğrultusunda bölgemizin ve daha geniş bir coğrafyanın refahına katkı sunacak adımları atacağımıza yürekten inanıyorum. Birlik Gününüzü tebrik ediyorum."


Resepsiyona Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye-BAE Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Varank, yabancı misyon temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.