POLİTİKA - 17 Eylül 2025 Çarşamba 16:00

Bakan Fidan: "Dağılmış halde hizmet eden bakanlığımız artık tek çatı altında modern bir karargaha sahip olacaktır"

A
A
A
Bakan Fidan: "Dağılmış halde hizmet eden bakanlığımız artık tek çatı altında modern bir karargaha sahip olacaktır"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı’nın yeni yerleşkesinin stratejik öneme sahip olduğunu dile getirerek, "Kimi zaman başka kurumların çatısı altında, kimi zaman farklı binalara dağılmış halde hizmet eden bakanlığımız artık tek çatı altında çağın ihtiyaçlarına cevap veren modern bir karargaha sahip olacaktır" dedi.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı’nın yeni yerleşkesinin temel atma töreninde konuştu. Projeyi 9 Ağustos 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunduklarını belirten Bakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı’nın yeni yerleşkesinin stratejik öneme sahip olduğunu dile getirerek, "Kimi zaman başka kurumların çatısı altında, kimi zaman farklı binalara dağılmış halde hizmet eden bakanlığımız artık tek çatı altında çağın ihtiyaçlarına cevap veren modern bir karargaha sahip olacaktır. Yeni yerleştiğimiz bu bakımdan stratejik önemi haiz bir projedir. Bugün temellerini attığımız yerleşkeyle dış politikamızın kurumsal mekanını çağımıza ve vizyonumuza uygun şekilde yeniden tasarlıyoruz. Yeni yerleşkemiz diplomasi anlayışımızın dönüşümünü, kurumsal gücümüzün katlanarak artışını, çağı yakalama ve ötesine geçme irademizi ve Türkiye yüzyılı hedeflerine yürüyüşümüzü sembolleştiren bir eser olacaktır. Devletimizin uluslararası arenadaki vakarının yansıyacağı bu mekan, diplomasi tarihimizde yeni bir sayfa açarken geçmişten tevarüz eden birikimimizi de yarınlara taşıyacak güçlü bir sembol olacaktır. Zat-ı devletlerinin ifade ettikleri üzere bizim alametifarikamız eser ve hizmettir" ifadelerini kullandı.


Hariciye için azameti, işlevi ve sembolik değeriyle müstesna bir merkez inşa edildiğine dikkati çeken Bakan Fidan, "Yerleşkemiz iki etapta tamamlanacak. İlk etabın 550 gün içinde, tamamının ise inşallah 3 yıl içerisinde hizmete girmesi hedeflenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanım, küresel ve bölgesel ölçekte karşı karşıya kaldığımız güçlü ve etkin bir dış politika ihtiyacını daha da görünür kılmaktadır. Bakanlığımızın sürekli değişen ve evrilen bir dünyada daha verimli çalışabilmesi ve meydan okumalara etkin bir şekilde cevap verebilmesi için daima kendini yenileyen, çağa uyum sağlayan bir yapıda olması gerekiyor. Bu sebeple kurumsal olarak gelişimi önceliyor, kendimizi sürekli gözden geçirerek, yenileyerek vazifemizi en güzel şekilde ifa etmeye gayret ediyoruz. Bu çerçevede zat-ı devletlerinin yüksek tensipleriyle mevzuatımızı güncelledik. Teşkilat yapımızı, personel ve terfi politikalarımızı çağımızın ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale getirdik" diye konuştu.



"Kapsamlı diplomatik münasebetlere uzanan bir evrim yaşanmıştır"


Türkiye’nin yurt dışındaki ağını genişlettiklerini aktaran Bakan Fidan, şu ifadelere yer verdi:


"263 dış temsilciliğimizle dünyanın en geniş üçüncü diplomasi ağına sahibiz. Sayın Cumhurbaşkanım, modern diplomasinin teşekkülüyle birlikte 17. ve 18. yüzyılların teammülleri yerini yeni usullere ve daha kurumsal yöntemlere bırakmıştır. Geçici mahiyette yürütülen temaslardan bugün karşılıklı bağlılıklarla örülü, girift ve kapsamlı diplomatik münasebetlere uzanan bir evrim yaşanmıştır. Günümüz dünyasında artık uluslararası ilişkilerin çok boyutlu, çok katmanlı ve çok paydaşlı niteliği öne çıkmaktadır. Bu çerçevede asırlara dayanan bir geleneğin mirasçısı olan Dışişleri Bakanlığımız da kanunla zat-ı devletlerinin tayin ettiği dış politika vizyonunu hayata geçirmek, bütün yönleriyle koordine etmek ve küresel alanda temsili sağlamakla mükelleftir. Sizin vizyonunuz tarihimizin derinliklerinden süzülüp gelen ve asırlardır devam eden hak ve hakikat yolculuğumuzun modern çağda stratejik duruşa dönüşmüş halidir. Bu anlayış doğrultusunda ülkemizin güvenlik, savunma, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, sağlık, kültür, turizm dahil hedeflerini bütüncül olarak ele almaktayız. Tüm bu sahalarda dış ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla uygulama ve koordine etme sorumluluğumuzu ilgili kurum ve kuruluşlarımızla yakın ve etkin bir eş birim içerisinde yerine getirmekteyiz. İşte bu yoğun faaliyet döngüsünü uyumla yürütmek ve zat-ı devletlerinin tensipleriyle belirlenen stratejiyi hayata geçirmek, güçlü bir altyapı ve titiz bir kurumsal çalışma gerektirmektedir."


Savaşların önlenmesinde ve sonlandırılmasında Türkiye’nin diplomatik gücünün belirleyici rol oynadığını vurgulayan Bakan Fidan, Türkiye’nin bölgede barışın, istikrarın ve adaletin teminatı olduğunu söyledi.



"24 yıllık serüven sonucunda sahada etkin ve masada güçlü bir aktör olarak yerini almıştır"


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen diplomasi sayesinde İsrail’in gayrimeşru politikaları ve siyonizmin zulmünün ifşa edildiğini ve Filistin davasının uluslararası mecralarda ivme ve destek kazandığını belirten Fidan, Rusya’yla Ukrayna arasında tarafları doğrudan buluşturabilen diplomasi masasını kurabilen tek lider olduğunu aktararak, "Bugün Ukrayna’dan Suriye’ye, Kafkasya’dan Afrika Boynuzu’na uzanan geniş bir coğrafyada Türkiye bölgesel dinamiklere yön verebilen bir aktör haline gelmiştir. Etrafımız yangın yerine dönmüşken nice krizlerin ve savaşların ortasında Türkiye sizin güçlü duruşunuz sayesinde hem bu ateş çemberinin dışında kalabilmiş hem de onu yönlendirebilen bir kudret olarak öne çıkmıştır. Diplomasimizin gücü işte burada tecelli etmektedir. Diplomasi tarihimizden asırlar boyunca süzülen mirası milletimizin iradesiyle sahiplenen AK Parti hükümetleri dış politika vizyonumuzu yeni ufuklara taşımıştır. Dışişleri Bakanlığımız bu anlayışla topyekün bir dış politika hamlesi hedeflemekte ve üzerine düşen görevleri başarıyla yerine getirmektedir. Ülkemiz 24 yıllık serüven sonucunda sahada etkin ve masada güçlü bir aktör olarak yerini almıştır. Artık bölgesel ve küresel konularda söz sahibi bağımsız ve milli bir dış politika uygulayan bir Türkiye var" ifadelerine yer verdi.



"Milli bütçeye yük olmadan inşallah proje hayata geçecek"


Konuşmasının sonunda projenin hayata geçirilmesinde katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara teşekkür eden Fidan, "Cumhurbaşkanım, projenin hayata geçilmesinde katkılarını esirgemeyen müsaadenizle başta Milli Savunma Bakanımız (Yaşar Güler) olmak üzere, ki kendileri özellikle arazinin sizin tensiplerinizle verilmesinde büyük rol oynadılar. İnşallah bir kısım daha var, onu da söz verdiler, alacağız. Hazine ve Maliye Bakanlığımıza ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na eski arazimizi özelleştirdiler. Oradan gelen bütçeyle milli bütçeye yük olmadan inşallah proje hayata geçecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza, Bakanımıza (Murat Kurum) ve TOKİ Başkanımıza (Mustafa Levent Sungur) huzurlarınızda gerçekten çok teşekkür ediyorum. Sizin uygun görüşünüzden sonra projeyi hızla hayata geçirmek için arkadaşlar büyük bir süratle çalışıyorlar. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum Cumhurbaşkanım. Mimarımız Öykü Hançerlioğlu ve Urbanist Mimarlık Firması’na, projenin alt yüklenicisi Cevahir Yapıya ve mühendisinden işçisine alın teri döken tüm emekçi kardeşlerimize en içten şükranlarımı sunuyorum" dedi.


Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.



Bakan Fidan: "Dağılmış halde hizmet eden bakanlığımız artık tek çatı altında modern bir karargaha sahip olacaktır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.