POLİTİKA - 26 Kasım 2024 Salı 11:58

Bakan Güler: “Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır”

A
A
A
Bakan Güler: “Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır”

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler “Kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır. Bölgedeki faaliyetlerimiz aynı tempo ve kararlılıkla devam ediyor, edecektir” dedi.

Milli Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler komisyonda açılış konuşması gerçekleştirdi.

“Tehditlerle etkin bir şekilde başa çıkabilmek için güçlü bir savunma yapısına ihtiyaç vardır”

Bakan Güler, konuşmasında günümüzde güvenlik ortamının hiç olmadığı kadar karmaşık ve belirsiz olduğunu dile getirerek, “Uluslararası güç dengelerinin sarsıldığı, nüfuz mücadelelerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir dönemden geçmekteyiz. Etrafımızın adeta ateşten çember olduğu bu süreçte, tüm tehditlerle etkin bir şekilde başa çıkabilmek için güçlü bir savunma yapısına ihtiyaç vardır. Bu doğrultuda Bakanlığımız; devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarını artan bir tempoyla, yüksek bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; sınır ötesinden başlayarak hudutlarımızın güvenliğinin sağlanması, tüm terör örgütleriyle etkin bir şekilde mücadele edilmesi, Mavi, Gök ve Siber Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunması, uluslararası güvenlik, barış ve istikrarın desteklenmesi, geniş ölçekli tatbikatların icrasından yerli ve millî savunma sanayimizin geliştirilmesine kadar üstlendiği tüm vazifeleri büyük bir başarıyla yerine getirerek İstiklal Harbi’mizden bu yana en kapsamlı ve en etkin faaliyetlerini ifa etmektedir” şeklinde konuştu.

“Yakın zamanda sınır hattına giden basın mensupları da alınan tedbirleri yerinde gözlemledi”

Türkiye’nin sınırlarını korumak, yasa dışı geçişleri engellemek ve terörist faaliyetleri önlemek amacıyla hudut hattında etkili ve kademeli tedbirler uygulandığını belirten Bakan Güler, “Ortaya çıkan tehdit durumu ve gelişmelere göre sınırlarımızdaki tedbirler gerek birlik takviyesi gerekse teknolojik olarak sürekli güncellenip geliştirilmekte ve böylelikle hudutlarımızdan kaçak geçişlere asla imkân tanınmamaktadır. Yakın zamanda sınır hattına giden basın mensupları da alınan tedbirleri yerinde gözlemlemiş ve hudut güvenliğimizin ne kadar üst seviyede olduğunu objektif bir şekilde ifade etmişlerdir. Kimsenin şüphesi olmasın ki kahraman ordumuz, bundan sonra da sınırlarımızda ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak, etkin ve caydırıcı tedbirler almaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

“Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır”

Terör sorununun 40 yılı aşkındır Türkiye’yi uğraştıran en önemli sorunlardan birisi olduğunu belirten Bakan Güler, “Bu sorunu tamamen yok etmek, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliğini sağlamak için terörle mücadelemizde tarihî adımlar attık, atıyoruz. Geçmişte yürütülen ‘sınırlı hedefli ve süreli’ operasyonların yerine bugün; terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile ‘sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar gerçekleştirerek başta PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine büyük darbeler vuruyoruz. Azim ve kararlılıkla yürütülen operasyonlar kapsamında bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Suriye ve Irak harekât alanlarında görevli birliklerimize yönelik taciz ve saldırı girişimlerine de misliyle karşılık vermekte; gerekli tedbirleri almaktayız. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır. Bölgedeki faaliyetlerimiz aynı tempo ve kararlılıkla devam ediyor, edecektir” açıklamasında bulundu.

“Komşumuz Yunanistan ile uzun yıllardır süregelen sorunlarımızı çözmek için çaba gösteriyoruz”

Terörle mücadele ve hudut güvenliğinin yanı sıra Mavi ve Gök Vatanın hak ve menfaatlerini de en üst düzeyde korunduğuna dikkati çeken Bakan Güler, Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerin etkin bir şekilde sürdürüldüğüne dikkati çekerek, “Komşumuz Yunanistan ile uzun yıllardır süregelen sorunlarımızı çözmek için çaba gösteriyoruz. Türkiye, bu konuda geçmişten bu yana barışçıl bir tutum sergilemekte, Ege Denizi’nin bir barış denizi olarak kalması için gayretlerini ve iyi niyetini ortaya koymaktadır. Son dönemde Cumhurbaşkanı’mız ve Yunanistan Başbakanı’nın liderliğinde iki ülke tarafından ortaya konulan karşılıklı çabalarla Ege Denizi’nde gerginlik ve tansiyon önemli derecede azaltılmıştır. Aynı şekilde millî meselemiz olan Kıbrıs’ta, Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunuyor; Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyoruz. Kıbrıs Türklerine verdiğimiz bu desteği, bu yıl görkemli bir şekilde kutladığımız Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümü ile bir kez daha açıkça ortaya koyduk” ifadelerini kullandı.

“Kıbrıslı Türkleri huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz”

Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şu hususu özellikle ifade etmek isterim ki Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır. Bu konuda anlamlı bir ilerleme, ancak bu gerçeğin kabulü ile mümkündür. Bu doğrultuda tüm uluslararası camiayı, sadece bir tarafın iddialarını desteklemeyi bırakıp konuya makul, mantıklı ve adil bir şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz. Diğer yandan; Orta Doğu’da devam eden kriz ortamından istifade etmeye çalışan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin insani yardım adı altında gerçekleştirdiği istikrara zarar veren faaliyetlerini ve Ada’da yabancı ülkelerin artan hareketliliğini de yakından takip ediyoruz. ‘Garanti ve İttifak Antlaşmaları’ doğrultusunda; Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik her türlü askerî ve siyasi tedbiri alarak Ada’nın huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz.”

“Faaliyetlerimiz; ülkemizin gücüne güç katmakta”

Barışı destekleme ve koruma faaliyetlerine ilişkin konuşan Bakan Güler, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında geniş bir coğrafyada görev ve sorumluluklarını yerine getirmektedir. Bugün Kafkaslar’dan Karadeniz’e, Orta Doğu’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Akdeniz’e kadar birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine yönelik önemli inisiyatifler üstleniyoruz. Şanlı ve köklü tarihî mirasımızdan aldığımız sorumluluk ile stratejik bakış açımızın bir yansıması olan bu faaliyetlerimiz; ülkemizin gücüne güç katmakta aynı zamanda mazlum coğrafyaların da umudu olmaktadır” diye vurguladı.

“Daima can Azerbaycan’ın yanında olacağız”

Bu çerçevede Azerbaycan’ın daima yanında destek olunacağını ifade eden Bakan Güler, “Kafkasya’da bölgesel huzur ve istikrarın, Azerbaycan-Ermenistan arasında imzalanacak kapsamlı bir barış anlaşması ile sağlanacağını, tekrar vurgulamak isterim. Bu konuda iki ülkenin gösterdikleri çabayı ve son dönemde katettikleri ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Bundan sonra da ‘Tek Millet, İki Devlet’ anlayışıyla daima can Azerbaycan’ın yanında olacağız” şeklinde konuştu.

“Bugün Libya’da siyasi çözüm, birleşme ve seçimlerden konuşulabiliyorsa bu Türkiye sayesindedir”

Akdeniz’deki ve diğer ülkelerdeki faaliyetlere ilişkin konuşan Bakan Güler, “Akdeniz’deki faaliyetlerimize de kararlılıkla devam ediyoruz. Bu çerçevede, asırları aşan kardeşlik ve dostluk bağlarımızın bulunduğu Libya’nın güvenlik, huzur ve istikrarı için de ikili antlaşmalar doğrultusunda Libya ordusuna eğitim ve danışmanlık veriyor; yardımlar sağlıyoruz. Son yıllarda Libya’da üstlendiğimiz inisiyatif ve tesis ettiğimiz Türk-Libya iş birliği sayesinde sahada sükûnet sağlanmış, siyasi sürecin önü açılmıştır. Bugün Libya’da siyasi çözüm, birleşme ve seçimlerden konuşulabiliyorsa bu Türkiye sayesindedir. İnisiyatif üstelendiğimiz coğrafyalardan biri de Aden Körfezi ve Somali’dir. Tarihî bağlarımızın olduğu Somali’de, Somali Silahlı Kuvvetlerinin teşkilat, eğitim-öğretim, askerî altyapı ve lojistik sistemlerinin iyileştirilmesine ilişkin faaliyetlerimizi icra ediyoruz. Yakın zamanda ikili ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi için önemli adımlar attık.

Nitekim 8 Şubat tarihinde imzaladığımız ‘Savunma ve Ekonomik İş Birliği Çerçeve Anlaşması ile Somali’nin denizdeki doğal kaynaklarının ekonomiye kazandırılması, yasa dışı balıkçılık ve deniz haydutluğu ile mücadele ve Somali’nin deniz güvenliği kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik katkılar sunacağız. Basra Körfezi’nde de Katar ile olan iş birliğimiz kapsamında askerî faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımız, Katar Silahlı Kuvvetlerinin savunma kabiliyetlerinin geliştirilmesini desteklemek, eğitim ve tatbikat icra etmek, terörizmle mücadele ile uluslararası barışı destekleme harekâtına katkı sağlamak amacıyla faaliyetlerine devam etmektedir. Öte yandan Balkanlar’da güvenlik ve istikrara katkı sunduğumuz ülkelerden biri de dost ve kardeş Bosna-Hersek’tir. Avrupa Birliği Barış Gücü Misyonu EUFOR’un Barışı Destekleme ve Koruma Görevimizi, bu misyona en çok destek veren ülkelerden biri olarak başarıyla sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Karadeniz’de Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle hassasiyetin devam ettiğinin altını çizen Bakan Güler, “Ukrayna’daki savaşın sonlandırılması için Türkiye olarak en başından itibaren ortaya koyduğumuz çok yönlü çabalarımızı, aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Mevcut durumda, barışı sağlamanın kolay olmayacağının farkındayız. Ancak, bu süreçte ülkemizin çıkarlarını korumak ve muhtemel tehlikelerden uzak durmak için gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu doğrultuda Karadeniz’de gerginliği azaltan ve dengeyi tesis eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu, tarafsız ve tavizsiz bir biçimde uyguladık, uyguluyoruz. Aynı şekilde NATO Müttefiklerimiz; Bulgaristan ve Romanya ile birlikte tesis ettiğimiz Karadeniz Mayın Karşı Tedbir Görev Grubu ile de Karadeniz’deki güvenliğe katkılar sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatan Bakan Güler açıklamasına şöyle devam etti:

“Malumunuz olduğu üzere İsrail, bir yılı aşkın süredir barbarlık seviyesine varan saldırılarını sürdürmekte, masum Filistinlilere devlet terörü uygulamaktadır. İsrail’in bu saldırganlığı ve uluslararası hukuku hiçe sayan tutumu, tüm bölgeyi büyük bir tehlikenin içine sürüklemektedir. Türkiye, ilk andan itibaren İsrail’in, saldırılarının derhal durdurulması ve bölge geneline yayılmaması için uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet etmiştir. Yapılan çağrılara kulak tıkayan İsrail’in saldırılarını şimdi de Lübnan’a yöneltmesi ve İran ile yaşadığı gerginlik, bu krizin tüm bölgeye yayılması endişemizi haklı çıkarmıştır. Türkiye olarak bölgedeki gelişmeler çerçevesinde savunma ve güvenlik politikalarımızı çok yönlü bir şekilde tespit edip uyguluyor ve icap eden tedbirleri alıyoruz. Öte yandan bu kaotik ortamdan istifadeyle Suriye harekât alanındaki düzensiz göç hareketlerine, Suriye’de ve Irak’ta demografiyi değiştirmeye, yapay ve uydu oluşumlar inşa etmeye yönelik hiçbir teşebbüse izin vermeyeceğimizin de bilinmesini isterim. Ayrıca Gazze’ye ve Lübnan’a insani yardımlarımızı da ulaştırmaktayız” diye konuştu.

Bakan Güler ayrıca Lübnan’daki Türk vatandaşlarının tahliyesinin de güvenli bir şekilde gerçekleştirildiğini hatırlattı. “FETÖ ile iltisaklı 23 bin 879 şahıs Silahlı Kuvvetlerimizden ihraç edilmiştir”FETÖ ile mücadelenin kesintisiz bir şekilde devam ettiğini bildiren Bakan Güler, Diğer yandan FETÖ ile kararlı mücadelemiz kapsamında, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ ile iltisaklı 23 bin 879 şahıs Silahlı Kuvvetlerimizden ihraç edilmiştir” dedi.

Milli Savunma Bakanlığının 2025 Yılı Bütçe teklifine ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Güler, “Elbette ki bu kritik süreci de sahip olduğumuz imkân ve kabiliyetler, köklü devlet geleneğimiz ve emsalsiz bir özveriyle görev yapan donanımlı personelimizin üstün çabaları ile en güçlü şekilde atlatacağız. Millî birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu kritik ortamda, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliğini sağlamak için ordumuzun da etkin ve güçlü olması elzemdir. Bu çerçevede Bakanlığımıza tahsis edilecek bütçe hayati önemdedir. Dolayısıyla 2025 yılı Bütçe teklifimiz ile Bakanlığımıza ayrılacak kaynakların her türlü tasarruf tedbirleri gözetilerek en verimli şekilde kullanılması hedeflenmiştir. Bu anlayışla hazırlanan Bakanlığımızın 623 milyar 899 milyon 190 bin TL tutarındaki 2025 Yılı Bütçe Teklifi ile 2023 Yılı Kesin Hesabı takdirlerinize sunulmuştur” şeklinde konuştu.

Doğukan Gürel - Oğuzhan Halil Özbek - Gazi Taş - İbrahim Berat Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Petrol istasyonunda korku dolu anlar: Ayağı gaza basılı kalınca traktörle pompayı yıktı Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde akaryakıt istasyonu çalışanı, park etmek için direksiyonuna geçtiği traktör ile pompaya çarptı. Korku dolu anların yaşandığı kazada herhangi bir patlama yaşanmazken tedirgin eden anlar kameraya yansıdı. Kaza, Reyhanlı ilçesi Cüdeyde Mahallesi’ndeki bulunan akaryakıt istasyonunda yaşandı. İş yeri çalışanı, yakıt almak için akaryakıt istasyonuna gelen traktörü başka bir yere park etmek istedi. Akaryakıt istasyonu personelinin ayağa gaza basılı kalınca pompaya çarptı. Korku dolu anların yaşandığı kazada pompa yerinden söküldü. Kazayla birlikte yere dökülen yakıt ve yağların alev almaması büyük bir facianın yaşanmamasını sağladı. Korku dolu kazada traktörün yakıt pompasına çarpma anı istasyonun güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. "Allah’a şükürler olsun ki büyük bir faciadan kurtulduk" Yaşanan kazada büyük bir faciadan dönüldüğünü ifade eden akaryakıt istasyonu sahibi Mustafa Yörük, “3 gün önce ben marketteyken arkadaş traktöre mazot aldı. Traktör sahibi parayı ödemek için kartı çıkarttı. Kartında sorun çıktığı için arkadaşı gelip eve götürdü. Traktör burada beklerken arkada bir araç bekliyordu. Personel arkadaşımız traktöre çekerken dengesini kaybediyor. Dengesini kaybedince gaz pedalı takılı kalıyor ve gözüne perde indiğini söylüyor. Yağları devirip pompayı yıktı. Maalesef büyük bir zarar var. Tek temennimiz can kaybı veya olumsuz bir şeyin olmaması oldu. Panik yaptık. Çünkü yangın da çıkabilirdi. Allah’a şükürler olsun ki büyük bir faciadan kurtulduk. Maddi hasar var ve o da hallolur” ifadelerini kullandı.
Balıkesir Balıkesir Cemevi’nin temeli atıldı Balıkesir merkezine açılacak ilk cemevinin temeli Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde atıldı. Temel atma töreninde konuşan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, on binlerce Alevinin yaşadığı bir kentte geç kalınmış yatırım olduğunu belirtirken, “Alevilerin ibadethane olarak gördüğü cemevinin halen yasal güvence altına alınmış olmaması 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken bir Türkiye ayıbıdır” dedi. Geciken bir hizmet Kuvayımilliye’nin başkenti Balıkesir merkezde inşa edilecek ilk cemevinin temelini atmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyleyen Akın, “İlk cemevinin temelini atmanın bizlere vesile olmasından çok mutluyum. Yıllardır milletvekilliği sürecimde her gittiğim yerde tüm canlarla bu konuyu konuşuyorduk. Konuşan değil yapan tarafta olmaktan onur duyuyorum. Alevilikte yol kardeşliği yani musahip kardeşliği; bir olmaktır, beraber olmaktır, eşit olmaktır. Balıkesir, bu topraklarda farklı inançlara hep kucak açmış ve yan yana yaşama kültürünü hep korumuş, kollamıştır. İşte böyle önemli bir kente ilk cemevimizi açıyoruz. Biliyorum on binlerce Alevinin yaşadığı böyle bir kentte cemevi açmak için gecikilmiş. Dün için yapılacak bir şey yok. Bugünü gören ve yarınlara bakan bizler, bugün bu geciken eksikliği ortadan kaldırıyoruz” diye konuştu. “Cemevleri ibadethanedir” Balıkesir’de ayrım yapmadan tüm inançların birlik içinde, yan yana, kardeşçe ve adil şartlarda yaşaması için çalıştıklarını ifade eden Akın, ilk çoban ateşinin yakıldığı Balıkesir’de hiçbir yurttaşın kendini “öteki” hissetmeyeceğini söyledi. Balıkesir’de inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun herkese eşit hizmet etmek ve tüm inançları aynı nazarda görmek için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Akın, “Cumhuriyetin en önemli yanlarından birinin devletin bütün inançlara eşit mesafede durduğu; kimsenin inancına, ibadetine, ibadethanesine karışmadığı laiklik ilkesi olduğunu biliyorum. Cemevimiz de bunun bir parçasıdır. Nasıl ki Aleviler ülkemizin tartışmasız bir gerçeği ve asli unsuru ise, cemevleri de Alevilerin ibadethanesidir. Alevilerin ibadethane olarak gördüğü cemevinin halen yasal güvence altına alınmış olmaması 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken bir Türkiye ayıbıdır. Biz Balıkesir’de bu ayıba ortak olmamak için bugün buradayız ve hep beraber cemevi temel atma töreni yapıyoruz. Balıkesir Cemevi kentimize ve burada ibadetlerini gerçekleştirecek vatandaşlarımıza hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullandı. İlk ama son olmayacak CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı ise şunları söyledi: “Hep birlikte burada inancımızı, dostluğumuzu, kardeşliğimizi, birliğimizi ve lokmamızı pay edeceğimiz bu cemevinde hep birlikte olacağız” dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, "Cemevimiz hizmete açıldığında burada çok daha güzel işler yapacağız. Bir şey değişirken çok şey de beraberinde değişiyor. Balıkesir’de çok değerli bir belediye başkanı iş başına geldi. Çok şeyin değiştiğini hep birlikte izlemeye başladık. Balıkesir’de bunun ilk olmasının yanında son olmayacağını da biliyorum" diye konuştu. Törene; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın yanı sıra CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, CHP Balıkesir İl Başkanı Erden Köybaşı, Altıeylül Belediye Başkanı Hakan Şehirli, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Balıkesir Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kenan Bila, Balıkesir Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Akay Şahin ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Balıkesir Bandırma’da geleceğin pasta ustaları yetişiyor Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Halk Eğitimi Merkezi, geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez tatlarını yaşatmak ve meslek sahibi bireyler yetiştirmek amacıyla düzenlediği kurslarla dikkat çekiyor. 124 saatlik pastacılık çırağı kursuna katılan 16 kursiyer, baklava yapımı gibi geleneksel lezzetleri öğrenerek önemli bir başarıya imza attı. Bandırma Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ahmet Özdemir, kursiyerlerle bir araya gelerek başarılarından dolayı onları tebrik etti. Kursların devam edeceğini belirten Özdemir, merkezin farklı alanlarda kursiyerleri meslek sahibi yapmayı sürdürdüğünü ifade etti. Özdemir, “Yeni açılan aşçılık atölyemizde 124 saatlik pastacılık çırağı kursuna katılan 16 kursiyerimiz var. Kursiyerlerimiz, aldıkları belgelerle meslek sahibi olma yolunda ilerliyor. Bu belgeler sayesinde iş yerlerinde çalışabilecek, hatta kendi işletmelerini açabilecekler. Ayrıca, hobi olarak açılan kurslarımızın yanı sıra ekonomiye ve üretime dönük eğitimlerimizle de istihdama katkı sağlıyoruz” dedi. Gelenekten geleceğe Türk baklavası Kursun gastronomi bölümü öğretmeni Tuğba Baysal ise kursiyerlerin unlu mamullerden pasta süslemelerine kadar geniş bir yelpazede eğitim aldığını vurguladı. Baysal, “Baklava gibi geleneksel Türk mutfağının önemli lezzetlerini kursiyerlerimize öğretiyoruz. Bunun yanı sıra kurabiye, mayalı ürünler ve pasta çeşitleri gibi birçok ürünü de yapmayı öğreniyorlar. 31 Aralık’a kadar sürecek bu kurs sonunda 16 kursiyerimiz pastacı çırağı belgesi alacak. Bu belge, kursiyerlerimizin sektörde çalışabilmelerine ve ustalık belgesine kadar ilerleyebilmelerine imkan sağlayacak” diye konuştu. Bandırma Halk Eğitimi Merkezi’nde düzenlenen bu kurslar, hem aile bütçesine katkı sağlamak hem de istihdama yönelik önemli bir adım atmak isteyen bireyler için büyük bir fırsat sunuyor. Gelenekten geleceğe uzanan bu çalışmalar, Türk mutfağının lezzetlerini yaşatırken mesleki eğitime de destek oluyor.