EĞİTİM - 24 Kasım 2025 Pazartesi 16:30

Bakan Tekin: "Medeniyet tasavvurumuzda ilim; insanı hayra çağıran, hayatı ve vazifeyi yerli yerine koyan bir hakikat arayışı olarak kabul edilir"

A
A
A
Bakan Tekin: "Medeniyet tasavvurumuzda ilim; insanı hayra çağıran, hayatı ve vazifeyi yerli yerine koyan bir hakikat arayışı olarak kabul edilir"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Medeniyet tasavvurumuzda ilim; insanı hayra çağıran, hayatı ve vazifeyi yerli yerine koyan bir hakikat arayışı olarak kabul edilir. Bu topraklarda ‘okumuş olmak’, imtiyaz değil, hesabı ağır bir emanet sayılır" dedi.


Bakan Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’nda konuştu. Şehit öğretmenleri anarak konuşmasına başlayan Tekin, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu, öğretmenlerin çeşitli zorluklarla mücadele ettiğini vurguladı. Her daim öğretmenlerin yanında olduklarını belirten Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile Türkiye’yi eğitim dünyasında daha ileri götüreceklerini ifade etti.



"Bu topraklarda ‘okumuş olmak’, imtiyaz değil, hesabı ağır bir emanet sayılır"


Bakan Tekin, arzularının Türkiye’de okullarda adaleti ve eşitliği sağlamak olduğunu ifade ederek, "Medeniyet tasavvurumuzda ilim; insanı hayra çağıran, hayatı ve vazifeyi yerli yerine koyan bir hakikat arayışı olarak kabul edilir. Bu topraklarda ‘okumuş olmak’, imtiyaz değil, hesabı ağır bir emanet sayılır. İnsanın kıymeti, elindeki bilginin çokluğundan önce, o bilgiyi hangi niyetle taşıdığına ve nereye akıttığına göre anlaşılır. Yunus Emre’nin ’ilim kendini bilmektir’ sözü, ilmi insanın kendi hakikatiyle, Rabbiyle ve sorumluluğuyla yüzleştiği derin bir muhasebe olarak önümüze koyar. Mehmet Akif’in Asım’ın neslinden bahsederken ilmi ahlak ve karakterle yan yana anması da aynı çizgiyi sürdürür. Biz bu mirastan ilham alarak ilmi; aklı besleyen, kalbi terbiye eden, insanın hem kendine hem etrafına karşı sorumluluğunu derinleştiren ve insanlığın baki kurtuluş ufkuna işaret eden bir istikamet meselesi olarak görüyoruz. Böyle bir ilim telakkisiyle baktığımızda, bu emaneti nesilden nesile, gönülden gönüle taşıyan asıl zeminin eğitim olduğuna inanıyoruz. Eğitim, insanın dünyalık imkanlarını artıran bir vasıtanın çok ötesinde varoluşunu anlamlandırdığı, iyi ile kötüyü, hak ile batılı, adalet ile zulmü ayırt etmeyi öğrendiği uzun bir yolculuktur. Biz eğitimi, ‘iyi insan" olmanın ‘kendini bilmenin’ ve kendisine tevdi edilen emanete sahip çıkmanın yolu, insana dair yapılan işlerin en hayırlı alanlarından biri olarak görüyoruz. Attığımız her adımı, geliştirdiğimiz her politikayı bu ufka göre tartıyoruz. Arzumuz, bu aziz vatanın okullarından, yeryüzünde yanlışın karşısında doğruda, çirkinin karşısında güzelde, zulmün karşısında adalette sebat eden; kökleriyle bağı kuvvetli, ufku insanlığın ortak iyisine dönük bir neslin yetişmesidir" dedi.



"Öğretmen, öğrenme kudretine sahip çocuğun dünyasına açılan ilk kapıdır"


Öğretmenliğin, bir çocuğun gelişmesinde ve büyümesinde en önemli etken olduğunun altını çizen Bakan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Öğretmen, öğrenme kudretine sahip çocuğun dünyasına açılan ilk kapıdır. Çocuğun hangi söze kulak vereceğini, hangi değeri gönlünün merkezine alacağını, haksızlık karşısında nasıl bir duruş arayacağını çoğu zaman fark ettirmeden şekillendirir. Sözünün tesiri bilgiden önce ahlakından gelir. Duruşu, sesi, bakışı talebenin hafızasında yıllar boyu süren bir iz bırakır. Bir neslin üslubu, merhamet anlayışı, vakar duygusu büyük ölçüde bu temasın içinden filizlenir. Bu yüzden biz öğretmenliği, hakikate yönelişi ayakta tutan, nesillere istikamet kazandıran ve insana emanet edilmiş ağır bir sorumluluğu omuzlarda taşıma gayreti olarak görüyoruz. Elbette bu mesuliyetin bedeli hafif değil, bu yük kolay taşınmıyor. Ancak sonsuz bir şükür ve memnuniyetle görüyoruz ki bugün Türkiye’nin her köşesinde bu yükün farkında olan mesleğini bir emanet şuuruyla sürdüren yüz binlerce öğretmenimiz bulunuyor. Kimi büyükşehrin kalabalığında, kimi Anadolu’nun sakin sokaklarında, kimi anaokulunda, kimi lise son sınıfta. Hepsinin ortak noktası, kendisine emanet edilen her çocuğun hayatına dokunma gayreti, her derste bir yüreği doğruda, güzelde, adalette tutma çabasıdır."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya 16 ilçenin muhtarları Sapanca Gölü için tek ses oldu: "Sanayinin değil yaşamın kaynağıdır" Sakarya ve Kocaeli’de yaşayan milyonlarca insanın içme suyu kaynağı olan ve her geçen gün çekilmeye devam eden Sapanca Gölü için Sakarya’nın 16 ilçesinin muhtarlar dernek başkanları döviz ve pankartlarla tek ses oldu. Sakarya ve Kocaeli’de milyonlarca insanın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü, son 65 yılın en kurak dönemini yaşıyor. Her gün santim santim çekilen göl seviyesi kritik noktayı da geçerek 28.59 seviyesine düştü. Göldeki ciddi çekilme sebebiyle Sakarya’nın 16 ilçesinin muhtarlar dernek başkanları ellerinde döviz ve pankartlarla gölün karşı karşıya kaldığı tehditlere dikkat çekmek gayesiyle bir araya geldi. "Sapanca Gölü, yalnızca bölgenin değil tüm ülkenin ortak doğal mirasıdır" Muhtarlar adına konuşan Sapanca Muhtarlar Derneği Başkanı Barış Yıldız, "Gölün doğal dengesi bozulmakta ve su seviyesi her yıl daha da düşmektedir. Bu durum hem bölgenin ekosistemini hem de yüzbinlerce insanın su güvencesini tehdit etmektedir. Sapanca Gölü sanayinin değil yaşamın kaynağıdır. Gölün taşıma kapasitesi üzerinde yapılan su kullanımı, bilimsel uyarılara rağmen devam etmektedir. Sapanca’nın suyu endüstriyel büyümenin, kısa vadeli çıkarların aracı olamaz. Sapanca Gölü, yalnızca bölgenin değil tüm ülkenin ortak doğal mirasıdır ve korunması bir tercih değil zorunluluktur. Bizler, Sapanca Gölü’nün kuraklıktan, yanlış su politikalarından ve sanayi baskısından korunması için gölün su kullanımında şeffaflığın artırılmasını, sanayide göl suyunun kullanımının kısıtlanmasını, alternatif su kaynaklarının oluşturulmasını, ekosistemi tehdit eden uygulamaların durdurulmasını ve bilimsel verilere dayalı sürdürülebilir bir su yönetim planı oluşturulmasını talep ediyoruz" dedi. "Doğanın sahibi yoktur, sadece koruyucuları vardır" Yıldız, "Bugün ‘Sapanca Gölü hepimizindir’ diyoruz; çünkü doğanın sahibi yoktur, sadece koruyucuları vardır. Bugün ‘susarsak göl susar’ diyoruz; çünkü bu sessizliğin bedelini gelecek nesiller ödeyecek. Kamuoyunu, STK’ları, yetkili kurumlarımızı ve tüm vatandaşlarımızı Sapanca Gölü’nün korunması için birlikte hareket etmeye davet ediyoruz" diye konuştu.
Mersin Seçer: "Mersin’i çok daha muhteşem bir kent yapacağız" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’e yönelik hem yerel hem merkezi yatırımların sürdüğünü belirterek, "Mersin’i çok daha muhteşem bir kent haline getireceğiz" dedi. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile eşi Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, 5 Aralık Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 91. yılı dolayısıyla düzenlenen programda, kentte görev yapan kadın muhtarlarla bir araya geldi. Eski Gülnar Oteli Gastronomi ve Yöresel Ürün Konağında gerçekleşen programda, kadınların siyasette ve yönetimde güçlenmesinin önemine dikkat çeken Başkan Seçer, Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının birçok ülkeden önce verildiğini hatırlatarak, bu adımın cumhuriyet tarihinin en önemli devrimlerinden biri olduğunu söyledi. Mersin’de belediye ve muhtarların bir aile gibi çalıştığının altını çizen Seçer, hizmet üretirken siyasi ayrım yapılmadığını, dilinin ise her zaman ’kardeşçe ve kapsayıcı’ olduğunu vurguladı. Mersin’in çok kültürlü yapısına değinen Seçer, kentin tüm renklerini barış içinde bir arada tutmayı önemsediklerini ifade ederek, belediyenin sosyal politikalara özel bir önem verdiğini belirtti. Kentte gelir dağılımındaki eşitsizliğe dikkat çeken Seçer, sosyal destek bütçesinin göreve geldiklerinden bu yana katlanarak arttığını söyledi. Evde Bakım, Evde Yemek, Mahalle Mutfakları, Halk Kart, ambulans ve onkoloji servisi gibi desteklerin devam edeceğini ifade eden Seçer, ihtiyaç sahibi vatandaşlara yönelik çalışmaların muhtarların katkısıyla daha etkili yürüdüğünü dile getirdi. "Mersin’e ve ülkemize sahip çıkacağız" Eğitimin önemine dikkat çeken Seçer, Büyükşehir Belediyesinin yıllık 120 -130 bin gıda kolisi desteği sunduğunu, kurs merkezlerinde yaklaşık 8 bin 500 öğrencinin eğitim aldığını aktardı. Muhtarlara ’Teksin Çağrı Merkezi’ni aktif kullanma çağrısında bulunan Seçer, Mersin’e yönelik hem yerel hem merkezi yatırımların sürdüğünü söyledi. Büyükşehir Belediyesi olarak muhtarlarla birlikte Mersin’i daha iyi noktalara taşımanın gayreti içinde olmaya devam edeceklerini belirten Seçer, "Herkes görevini gayet iyi yapıyor ve böyle çalışmaya devam edeceğiz. Mersin’i çok daha muhteşem bir kent haline getireceğiz. Mersin hızla daha güzel oluyor ve bundan sonra daha da güzel olacak. Mersin’e hem bizim hem de merkezi yönetimin yatırımları var. Havaalanı geldi, otoban tamir ediliyor, çok söylemiştik bunu, hummalı bir çalışma var. Mersin’e ve ülkemize sahip çıkacağız" ifadelerini kullandı. Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer de kadınların siyasette ve karar mekanizmalarında daha fazla yer alma zorunluluğuna vurgu yaptı. Muhtarların toplumdaki temsil gücünün önemine değinen Meral Seçer, kooperatifleşme konusunda kadın muhtarlara destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Programda söz alan kadın muhtarlar ise Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, Başkan Seçer’in yönetimiyle birlikte geçmişte var olan ’kadından muhtar olmaz’ algısının kırıldığını söyledi.