POLİTİKA - 10 Aralık 2025 Çarşamba 21:54

Bakan Yumaklı: "Güvenilir gıdadan taviz vermiyor, denetimlerimizi sürdürüyoruz"

A
A
A
Bakan Yumaklı: "Güvenilir gıdadan taviz vermiyor, denetimlerimizi sürdürüyoruz"

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Kırmızı çizgimiz olan güvenilir gıdadan taviz vermiyor, denetimlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi.


Bakan Yumaklı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Antalya’da, ALO 174 Gıda Hattı’na gelen ihbar üzerine, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ekiplerimizin gerçekleştirdiği denetimlerde; bir gıda deposunda gıda ürünlerinin etiketlerinin değiştirilerek piyasaya sürülmeye hazırlandığını tespit ettik. Son kullanma tarihi geçmiş ve izlenebilirliği olmayan ürünleri imha ederek; işletme hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Kırmızı çizgimiz olan güvenilir gıdadan taviz vermiyor, denetimlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Kacır: "Togg, 80 binden fazla araç üretti, elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Togg, 80 binden fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" dedi. TBMM Genel Kurulu, Milli Savunma Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçelerini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Pervin Buldan başkanlığında toplandı. Sanayi ve Teknoloji Bakan Mehmet Fatih Kacır, Bakanlığa ilişkin sunum yaptı. Küresel üretim ve ticarette yeni bir döneme girdiklerini belirten Kacır, "Uzunca zamandır devam eden serbest ticaret yaklaşımı artık terk ediliyor. Korumacılık tedbirleri, gümrük duvarları, ticaret engelleri, yerinde üretim, dostlardan tedarik yaklaşımları yükseliyor. Evvelden çok daha sınırlı sayıda ürün ve sektöre yönelik olan engellemeler, artık pek çok alanda olağan görünüyor. Kritik ham madde ya da teknoloji ihracatının kısıtlanması yaygınlaşıyor.Küresel ekonominin ağırlık merkezi batıdan doğuya kayıyor. Böylesi bir tabloda, sanayi ve teknoloji kabiliyetleri stratejik değer taşıyor. Pek çok ülke bu gerçeği henüz farketti. Biz ise, ülkemizi bugünlere kuvvetli şekilde hazırladık. Geçmiş sanayi devrimlerini ıskalamanın bedelini çok ağır ödemiştik. Fakat şimdi, yeni teknolojilerin sunduğu fırsatları değerlendirmeyi başaran bir ülkeyiz. AK Parti iktidarları döneminde montaj sanayii değil, katma değer üreten bir sanayi altyapısı inşa ettik" diye konuştu. "Togg, 80 binden fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" Türkiye’nin Çin’den sonra Avrupa’ya kadar uzanan kuşağın ürün ve ihracat pazarı çeşitliliği açısından en yüksek rekabet gücüne sahip ülkesi haline geldiğini dile getiren Kacır, "Askeri insansız hava araçlarında dünyada birinciyiz. Ticari araç, otobüs, beyaz eşya, güneş paneli, çelik, tekstil ve ağaç ürünleri üretiminde Avrupa’da lideriz.Yenilikçi kabiliyetlerimiz sanayimizin tüm alanlarında büyük kazanımları beraberinde getirdi. Bakınız; hükümetlerimiz döneminde çelik üretimimizi 16,5 milyon tondan 37 milyon tona yükselttik. Demir-Çelik ihracatımız 3,5 milyar dolardan 28,6 milyar dolara çıktı. 2002’de Avrupa’da dördüncü sırada idik şimdi lider üreticiyiz. Önümüzdeki dönemde yeşil dönüşüm hedefiyle, hidrojen kullanımı, alternatif enerjiler, karbon yakalama ve tesis modernizasyonu yatırımlarını hızlandıracağız. Otomotiv sektörümüz bu yıl 41,3 milyar dolar ile ihracat rekoru kırdı. 23 yılda yıllık otomobil üretimimizi 357 binden 1,4 milyona çıkardık. Elektrikli, sürücüsüz ve bağlantılı araç teknolojileriyle büyük dönüşümlerin yaşandığı sektörde yeniliklerin öncüsü olmak adına yatırımlarımızı yüksek teknoloji odaklı yönlendiriyoruz. Yerli elektrikli otomobil markamız Togg, 80 bin’den fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" ifadelerini kullandı. "Sanayi ürünleri ihracatımız 255,2 milyar dolara erişti" Türk sanayisinin son dönemde küresel düzeyde yaşanan dönüşümden güçlenerek çıkmayı başardığını ifade eden Kacır, " Bakınız; sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre Almanya’da yüzde 11,4, İtalya’da yüzde 5,5, Fransa’da yüzde 3 aşağıda seyrediyor. Bizim ise aynı dönemde sanayi üretimimiz yüzde 26,5 yükseldi. Bu yıl toplam ihracatımız 270,6 milyar dolara çıktı. Sanayi ürünleri ihracatımız 255,2 milyar dolara erişti. 2002’de 10 milyar dolar iken şimdi 109 milyar doları aşan orta-yüksek ve yüksek teknoloji ihracatımızın toplam ihracatımızdaki payı yüzde 43’e çıktı. Bu yılın ilk 11 ayında önceki yıla göre yüksek teknolojide yüzde 8,1, orta-yüksek teknolojide yüzde 9,7 artış yakaladık. Açıklanan son milli gelir verileri, sanayimizin yıllık yüzde 6,5 yükselişle büyümeye olumlu katkı sağladığını teyid etti. Bu başarıların ardında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirdiğimiz yatırımı teşvik eden, üretimi önceleyen, istihdamı güçlendiren, icat ve ihracatı destekleyen, kararlı politikalar var" dedi. "İlk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı hizmete aldık" Türkiye’nin uzay araştırmalarında geri kalması asla düşünülemez olduğunun altını çizen Kacır, "İlk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı hizmete aldık. Yeni haberleşme uydumuz TÜRKSAT 7A ve yüksek çözünürlüklü gözlem uydularımız İMECE-2 ve İMECE-3’le uzayda varlığımızı güçlendireceğiz. Milli gözlem uydumuz İMECE için geliştirdiğimiz yüksek çözünürlüklü elektro-optik kamerayı ihraç ederek, bu sektörde tedarikçi ülke olduk. Ay misyonumuzda uzay aracının hibrit itki sistemi, uçuş bilgisayarı, güneş paneli, haberleşme birimi gibi kritik alt sistemlerini yerli imkanlarla üreterek milli yetkinliklerimizi ileri seviyeye taşıdık. Erzurum’da bu yıl hizmete aldığımız, 4 metre ayna çaplı teleskoba sahip Doğu Anadolu Gözlemevi, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin en önemli gözlem merkezlerinden biri oldu. Bugün; 20 Ar-Ge merkezi ve teknoparklarda yer alan 290 girişimde, 23 binin üzerinde nitelikli mühendis ve araştırmacımız Türkiye’yi uzayda söz sahibi kılacak projelerde çalışıyor. Uzaya bağımsız erişimimizi temin edecek ve küresel uzay ekonomisindeki payımızı artıracak bir uzay limanı inşa ediyoruz. Ülkemizde yeni uzay girişimlerinin filizlenmesi ve yeşermesini hızlandıracak uzay teknoparkını kuruyoruz" şeklinde konuştu. "Terörsüz Türkiye ile, üretimimiz güçlenecek, istihdamımız artacak, ihracatımız yükselecek" Terörsüz Türkiye süreci hakkında değerlendirmede buluna Kacır, "Terörsüz Türkiye ile, huzur iklimi güçlenecek, ülkemizin her karış toprağı daha da bereketlenecek. Terörsüz Türkiye ile, kalkınmamız hızlanacak, ekmeğimiz büyüyecek. Terörsüz Türkiye ile, üretimimiz güçlenecek, istihdamımız artacak, ihracatımız yükselecek. Komşularımızda artan istikrar, kurduğumuz dostluk köprüleri ve ticaret yolları ülkemiz için yeni imkanlar sunacak. Kalkınma Yolu Ortadoğu, Körfez ve Asya’ya, Zengezur Koridoru Azerbaycan ve Türk dünyasına erişimimizi güçlendirecek. Sanayimizin gelecek 30 yılının yol haritasını bu perspektifle tasarlıyoruz. Anadolu’nun topyekun kalkınması anlayışıyla hazırladığımız Sanayi Alanları Master Planında mevcut ve planlanan demiryolu, karayolu ve liman yatırımlarını, enerji altyapılarını, sektörel kümelenmeleri, tarımsal üretimin korunmasını, arazi yapılarını, deprem ve susuzluk risklerini dikkate aldık. Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 155 bin hektardan 350 bin hektara yükselteceğiz.Sanayi tesislerinin yoğunluğunu Marmara Bölgesinden, Anadolu’nun diğer şehirlerine taşıyacağız. Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız" ifadelerini kullandı.
Aydın Kuşadası’nda Yerel Üretici Sergisi’nın tezgahları kışa özgü sebze ve meyvelerle doldu Kuşadası Belediyesi’nin yerel üretici ile tüketiciyi aracısız buluşturmak amacıyla yaşama geçirdiği Yöresel ve İyi Tarım Ürünleri Sokağı, ilgi görmeye devam ediyor. Kuşadası’nın kırsal mahallelerinde yaşayan üreticilerin iyi tarım uygulamalarıyla elde ettikleri mevsimlik ürünleri satışa sundukları üretici sergisinde, Aralık ayının gelmesiyle birlikte tezgahlar kışa özgü sebze ve meyvelerle doldu. Kuşadası’nda her Perşembe günü Cumhuriyet Mahallesi Burç Sokak’ta kurulan yerel üretici pazarı uygun fiyata doğal ve sağlıklı beslenmek isteyen Kuşadalıların adresi olmayı sürdürüyor. Caferli, Kirazlı, Değirmendere, Yaylaköy, Davutlar, Çınar ve Soğucak mahallelerinde yaşayan yerel üreticilerin iyi tarım uygulamaları ile ürettikleri mevsimlik ürünlerini satışa sunduğu Yöresel ve İyi Tarım Ürünleri Sokağı’nda, kadınlar tarafından yapılan gözleme, içli köfte, aşure, keşkek benzeri lezzetler de satışa sunuluyor. Aralık ayının gelmesiyle birlikte Yöresel ve İyi Tarım Ürünleri Sokağı’nda tezgahlar kereviz, pırasa, brokoli, arapsaçı, enginar, şevketi bostan, pancar, lahana ve karnabahar ile portakal, mandalina, nar ve greyfurt gibi kış sebze ve meyveleriyle dolmaya başladı. Pazarda tezgah açan üreticiler, bu yıl hasadın oldukça bereketli geçtiğini ve bu nedenle fiyatların çok daha uygun olduğunu belirtti. Ayrıca emek verip özenle yetiştirdikleri ürünleri, aracı kurumlara vermek yerine, Kuşadası’nda doğrudan tüketici ile buluşturabildikleri bir satış alanı imkanı sunduğu için Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e teşekkür etti.
Ankara Bakan Güler: "Ülkemizin hak ve menfaatlerini yok sayan girişimlere hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz göstermeyeceğiz" Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Diplomasi ve iyi niyet kapısını açık tutarken, bölgede tek taraflı oldubittiler oluşturma gayretlerine ve ülkemizin hak ve menfaatlerini yok sayan girişimlere hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz göstermeyeceğiz" dedi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katılarak milletvekillerine sunum yaptı. Güler, Terörsüz Türkiye sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için terör örgütü PKK ve iltisaklı tüm grupların fesih kararına uygun olarak başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal terör faaliyetlerine son vermeli ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmesi gerektiğini aktararak, "Ne var ki son dönemde yapılan bazı açıklamalar ve uluslararası medyada yer alan analizler YPG-SDG terör örgütünün bölgesel aktörler tarafından bir aparat olarak kullanılmaya çalışılarak yeni jeopolitik mühendisliklere zemin hazırlanmak istendiğini de göstermektedir. Bu durum yalnızca Suriye için değil, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik de doğrudan bir tehdittir. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizin kalıcı biçimde tesis edilmesi için Suriye’deki silahlı unsurların merkezi yönetime hızlı bir şekilde entegre olması zorunludur. Örgütün de kendi içinden gelen silah bırakma ve entegrasyon çağrılarını dikkate alarak dış müdahaleleri engelleyecek şekilde bu dönüşümü geciktirmeden tamamlamasını bekliyoruz. Komşumuz Suriye ve Irak ile de bu konudaki yakın iş birliği ve koordinasyonumuzu sürdürüyoruz. Ülkemiz hangi isim altında olursa olsun güvenliğimizi ve bölgedeki huzuru tehlikeye atacak hiçbir terör yapılanmasının devamına izin vermeyecektir" ifadelerini kullandı. "Kahraman ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin yurt içinde ve sınır ötesinde yürüttüğü kararlı operasyonlar sayesinde terör örgütlerinin hareket alanı büyük ölçüde daraltılmış terör örgütü bitme noktasına getirilmiş ve Terörsüz Türkiye’ye giden yol açılmıştır" diyen Bakan Güler şöyle konuştu: "Bu yolda canını feda eden aziz şehitlerimiz ve gazi olan kahramanlarımız milletimizin gönlünde sonsuza kadar yaşayacak birer onur abidesidirler. Dolayısıyla bu süreçte atılan her adımın şehitlerimizin aziz hatırasına gazilerimizin fedakarlığına zarar vermeyecek şekilde olması ve değerli ailelerini incitmemesi en büyük önceliğimizdir. Görevi başında hayatını kaybeden veya yaralanan her bir personelimiz bizim için çok kıymetlidir ve baş tacıdır. Şehitlik ve gazilik statüleri ise hem toplumumuzun ortak vicdanında hem de hukuki düzenlemelerimizde titizlikle korunan çok özel kavramlardır." "Kıbrıs’ta eşit - egemen - ve iki devletli kalıcı bir çözümü savunuyor Kıbrıslı soydaşlarımızın haklarını görmezden gelen hiçbir anlaşma ve girişimi kabul etmiyoruz" Mavi ve Gök Vatan’ın hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli adımları attıklarını söyleyen Bakan Güler, "Komşumuz Yunanistan’la aramızdaki meselelerin iyi komşuluk temelinde uluslararası hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde çözülmesini ve mevcut olumlu diyalog ortamının geliştirilmesini samimiyetle arzu ediyoruz. Ancak altını çizmek isterim ki diplomasi ve iyi niyet kapısını açık tutarken, bölgede tek taraflı oldubittiler oluşturma gayretlerine ve ülkemizin hak ve menfaatlerini yok sayan girişimlere hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz göstermeyeceğiz. Kıbrıs’ta eşit - egemen - ve iki devletli kalıcı bir çözümü savunuyor Kıbrıslı soydaşlarımızın haklarını görmezden gelen hiçbir anlaşma ve girişimi kabul etmiyoruz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin siyasi etkinliğini artırma ve dış desteklerle askeri kapasitesini geliştirme adımlarını da yakından takip ediyor millî güvenliğimiz açısından değerlendirerek gerekli tedbirleri alıyoruz. Şu bir gerçek ki Türkiye hem uluslararası hukuktan doğan garantörlük hakları hem de tarihî sorumlulukları gereği Kıbrıs Türkü’nün güvenliğini egemenliğini ve meşru çıkarlarını koruma azim ve kararlılığındadır" dedi. Türkiye’nin NATO’da etkin bir konumda olduğunu belirten Güler, "Türkiye ittifakın ikinci büyük ordusu olarak geniş bir alanda sorumluluklarını örnek bir şekilde yerine getirmektedir. Savunma harcamalarında NATO’nun asgari yüzde 2 hedefini aşarak önümüzdeki yıllarda ulaşmayı amaçladığımız yüzde 5 hedefine doğru ilerlememiz ise İttifaka katkımızın bir diğer büyük göstergesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen etkin diplomasi neticesinde 2026 NATO Zirvesi’nin Ankara’da düzenlenecek olması da ülkemizin İttifak içindeki güvenilirliğini açıkça ortaya koymuştur" şeklinde konuştu. "Deniz ve hava unsurlarımızla seyir-keşif-gözetleme faaliyetlerine aralıksız devam ediyoruz" Rusya Ukrayna savaşına değinen Güler, "Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yüksek düzeyde risklerin devam ettiği Karadeniz’de Montrö’nün titizlikle uygulanması deniz seyir güvenliği /ve mayın tehditlerinin bertaraf edilmesi için hem milli olarak hem de çok uluslu girişimlerle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Müttefiklerimiz Romanya ve Bulgaristan’la oluşturduğumuz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu bu konuda Karadeniz’deki güvenliğe odaklanan faaliyetlerine başarıyla devam etmektedir. Ayrıca son dönemde kendi münhasır ekonomik bölgemizde seyir can ve çevre emniyetini tehdit eden saldırıların sonlandırılması için tüm taraflara gerekli ikaz ve uyarılarda bulunduk, bulunuyoruz. Bu bağlamda deniz yetki alanlarımız ile kritik su altı ve üstü yapılarımızın güvenliği için gerekli tedbirleri alıyor deniz ve hava unsurlarımızla seyir-keşif-gözetleme faaliyetlerine aralıksız devam ediyoruz. Şu bir gerçek ki Türkiye Karadeniz’de denge istikrar ve barışın tesisinde kilit aktörlerden biridir. Bu çerçevede Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın sona ermesi ve ateşkesin tesis edilmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun gayret sarf ederken uluslararası çabaları da destekliyoruz" diye konuştu. Filistin ile ilgili olarak Bakan Güler, "Yürütülen yoğun diplomatik gayretler neticesinde ulaşılan kalıcı ateşkes sürecinin mimarları arasında yer almamız, ülkemizin bölgede barışın tesisine yönelik samimi çabasının en somut göstergesidir. Türkiye Gazze Deklarasyonu’nun imzalanmasında yapıcı rol oynayan aktörlerden biri olarak hem insani yardımların bölgeye kesintisiz ulaştırılması hem de ateşkesin sahada denetlenmesi ile barış ve istikrarı temin edecek her adımda sorumluluk almaya hazırdır" diye konuştu. Uzman Erbaşların Astsubaylığa geçişi kapsamında müracaat eden ve yapılan sınavlarda başarılı olan tüm Uzman Çavuşların Astsubaylığa geçirildiğini kaydeden Güler, "Özellikle vurgulamak isterim ki 2023-2024 yıllarında bin 271 uzman çavuşumuzun astsubaylığa geçişi sağlanmış olup 2025 yılı statü geçiş faaliyetleri de halen devam etmektedir. Sözleşmeli erbaş ve erlerimiz için de operasyonel görevlerin ağırlığı ve süresi gözetilerek özel harekat ve operasyon tazminatının kapsamı genişletilmiş yüzer birliklerde ve amfibi tugaylarda görev yapan personele artırımlı maaş ile aile yardımı ödeneği imkanı sağlanmıştır. Aynı şekilde sözleşmeli erlerin uzman erbaşlığa geçişi de kolaylaştırılmış kontenjan artırılmıştır. Bu kapsamda 2023 yılında 2 bin 364, 2024 yılında ise 4 bin 788 nitelikleri uygun olan Sözleşmeli Erbaş ve Erimiz Uzman Çavuş olmaya hak kazanmışlardır" ifadelerini kullandı. Eurofighter tedarikine ilişkin bilgi veren Güler, "Eurofighter tedariki hızlı temin avantajı sayesinde hava üstünlüğü kabiliyetimizi ve müşterek harekât etkinliğimizi kısa sürede daha da artırmamıza imkân tanıyacaktır. Bu uçakların birim maliyetlerinin diğer Eurofighter üretim konsorsiyumuna dâhil ülkelerle aynı seviyelerde olduğunu sözleşme bedelinin önemli bir bölümünü de mühimmat ve görev ekipmanlarının oluşturduğunu özellikle vurgulamak isterim" şeklinde konuştu. F16 ve F35 uçaklarına ilişkin Güler, "F-16 Blok 70 uçaklarının tedarikine ilişkin süreç ABD’li muhataplarımızla koordineli biçimde devam etmektedir. F-35 dahil ülkemizin çıkarları ve savunma ihtiyaçları doğrultusunda ilgili süreç yeniden değerlendirilmektedir" ifadelerini kullandı.