POLİTİKA - 31 Ekim 2024 Perşembe 18:31

Binali Yıldırım: “(TUSAŞ’a saldırı) Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısını sabote etmeye yönelik bir faaliyettir”

A
A
A
Binali Yıldırım: “(TUSAŞ’a saldırı) Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısını sabote etmeye yönelik bir faaliyettir”

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, “TUSAŞ’a yapılan saldırı Türkiye’nin bağımsızlığına yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda son günlerde Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanımızın, Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısını sabote etmeye yönelik bir faaliyettir” dedi.


Türk Devletlerinde Çalışma Hayatı ve Sosyal Koruma Uluslararası Konferansı (TDÇHSK 2024) açılış programı Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Programa ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Azerbaycan Çalışma ve Halkın Sosyal Koruması Bakanı Sahil Babayev, Türk-İş genel Başkanı Ergün Atalay, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, yabancı misyon temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı. Ankara Devlet Türk Halk Müziği korosu ses ve saz sanatçılarının müzik dinletisi ile başlayan programın açılışında konuşan Bakan Işıkhan, “Son yılların devletler arası ilişkilerimiz açısından en sevindirici gelişmesi; kuşkusuz Türk Devletleri Teşkilatının kuruluşu olmuştur. Uzun yıllara dayanan, üye ve gözlemci ülkelerin maddî ve manevî gayreti ile kurulan teşkilat, üyeler arasında otuzun üzerinde iş birliği alanı belirlemiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda ülkeler arası iş birliği ve dayanışmayı daha da kuvvetlendirecek önemli fırsatlar elde etmiş durumdayız. Hepimizin ortak amacı, halklarımızın refahı, güvenliği ve huzurudur. Bu amaca giden en önemli yol ise, iş gücü piyasalarında çalışma barışını sağlamaktan ve sosyal güvenlik sistemlerini güçlü bir şekilde yapılandırmaktan geçmektedir” dedi.



“Sosyal güvenlik anlaşmalarının sayısının önümüzdeki yıllarda artmasını arzu etmekteyiz”


Çalışma bakanlıklarına önemli görevler düştüğünü dile getiren Işıkhan, “Bilhassa sosyal devlet anlayışının bir gereği olan sosyal güvenliğin, bireyleri yaşam boyu karşılaşabileceği risklere karşı koruyan anayasal bir hak olduğu unutulmamalıdır. Emeklilik, sağlık, iş kazası, hastalık ve diğer sosyal risklere karşı vatandaşlarımızı güvence altına almak, devletlerin en önemli sorumluluk alanlarından biridir. Bu noktada, ülkelerimiz arasında sosyal güvenlik sistemlerinin karşılıklı tanınması, bilgi ve tecrübe paylaşımı büyük önem arz etmektedir. Karşılıklı sosyal güvenlik anlaşmaları ile bu alanda ilk adımlar atılmış, muhtelif heyet ziyaretleri ile eğitim programları düzenlenmiş, sistemlerin taraflarca tanınması sağlanmıştır. Anlaşmalar, her iki tarafın çalışanlarının, hangi ülkede bulunurlarsa bulunsunlar, sosyal güvenlik haklarından tam olarak faydalanabilmelerini sağlamaya yöneliktir. Aynı zamanda, bu anlaşmalar sayesinde iş gücü hareketliliği kolaylaştırılmış, işçi ve işveren arasındaki ilişkiler daha sağlam temellere dayandırılmıştır. Şimdilik üç Türk devleti ile imzalanan sosyal güvenlik anlaşmalarının sayısının önümüzdeki yıllarda artmasını arzu etmekteyiz. Özellikle günümüzün küreselleşen dünyasında, iş gücü hareketliliği artmakta ve bireylerin farklı ülkelerde çalışma ve yaşam koşulları her geçen gün daha karmaşık hale gelmektedir. Bu nedenle, Türk dünyası olarak bizler de birbirimizin tecrübelerinden yararlanmalı, sosyal güvenlik ve çalışma barışı konularında ortak projeler geliştirmeliyiz. Bu kongre de işte bu noktada, ülkelerimiz arasında güçlü işbirliği bağları kurmak için önemli bir platform sunmaktadır” diye konuştu.



“Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısına karşı bu çağrıyı sabote etmeye yönelik bir faaliyettir”


Binali Yıldırım ise yaptığı konuşmada, “Birliğin 5 asil 3 tane de gözlemcisi var. Geçen sene Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Semerkant Zirvesi’nde gözlemci üye olarak aramıza katıldı. Bu önemli bir adımdır. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan beri Kuzey Kıbrıs’a uygulanan izolasyon ve küresel ambargoyu bir anlamda delen, önemli bir karardır. Bugün artık bize düşen, bundan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önce Türk devletleri teşkilatında daha sonra da bütün dünyada gasp edilen bu hakkının verilmesi yönünde mücadelemizi ortaya koymaktır. Ancak bunu yaparsak şehitlerimizin ruhunu şad etmiş oluruz. 40 yıldır terörle terörün her türlüsüyle mücadele eden bir ülkeyiz. Terörle mücadelede bizim uzmanlığımız dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Biri bitiyor biri başlıyor. FETÖ’cü terör örgütü, bölücü terör örgütü efendimiz DAEŞ terör örgütü sayabilirsen say. Amaç Türkiye’nin enerjisini azaltmaktır ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olmasını engellemektir ama başaramayacaklar. TUSAŞ’a yapılan saldırı Türkiye’nin bağımsızlığına yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda son günlerde Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanımızın, Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısına karşı bu çağrıyı sabote etmeye yönelik bir faaliyettir. Bunun iyi bilinmesi lazım. Ama bunlar hiç ama hiç etkili olmayacak ve inşallah vatandaşlarımız arasındaki nifak tohumlarını saçanlar başarısız olmaya mahkum olacaklar” dedi.


Programa hediye takdiminin ardından katılımcıların aile fotoğrafı çekinilmesiyle ara verildi. Konferansın sonraki bölümü bakanlar paneliyle devam etti.



Binali Yıldırım: “(TUSAŞ’a saldırı) Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısını sabote etmeye yönelik bir faaliyettir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki FETÖ yapılanmasına 8 ilde eş zamanlı operasyon:25 gözaltı kararı Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösterdikleri belirlenen FETÖ yapılanmasına yönelik 8 ilde eş zamanlı olarak 25 gözaltı kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca FETÖ-PDY silahlı terör örgütünün Dışişleri teşkilatı mahrem yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında verilen talimatlara istinaden; Dışişleri Bakanlığı ile koordineli bir çalışma yapıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda, örgütün gizli haberleşme aracı bylock yazışma programını kullandıkları tespit edilen şüphelilerin, incelenen bylock mesaj içeriklerinde örgütsel faaliyetlerine ilişkin yazışmalar yaptıklarının görüldüğü, alınan etkin pişmanlık ifadelerinde de bu faaliyetlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı, ayrıca ankesörlü-sabit hatlardan ardışık şekilde aranma kayıtlarının bulunduğu, şüphelilerden 19’unun Dışişleri teşkilatı bünyesinde çeşitli kademelerde çalışmakta iken örgütle üyelik veya irtibatları nedeniyle meslekten çıkarıldığı, 4’ünün ilgili kurumda, 2’sinin ise farklı kurumlarda aktif çalışma kaydı bulunduğu anlaşılmakla toplam 25 şüpheli hakkında, Ankara merkezli 8 ilde, 8 Temmuz 2025 tarihinden itibaren eş zamanlı olarak gözaltına alınmaları kararı verildi. Şüphelilerin yakalanmasına ve Cumhuriyet Başsavcılığına sevklerine yönelik işlemlere, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince devam edildiği bildirildi.
Düzce Yakıcı madde içen çocuk hızlı müdahale ile kurtuldu Korozif madde içen bebek, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji bölümünün hızlı müdahalesi ile kurtuldu. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Belkıs İpekçi, tıp dilinde "korozif madde" adıyla bilinen yakıcı maddelere karşı aileleri uyardı. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yeni açılan Çocuk Gastroenteroloji bölümü ile çocukluk döneminde görülen gastroenterolojik hastalıkların zamanında tanı ve tedavi edilmesine imkan sağlandı. Korozif madde (lavabo açıcı) içen 12 aylık hasta, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Belkıs İpekçi tarafından yapılan acil endoskopi işlemi ile tedavi edildi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Belkıs İpekçi, çocukluk yaş grubunda kaza ile içilen korozif maddeler hakkında ailelere uyarılarda bulundu. Dr. İpekçi, "Korozif madde alımı, çocukların yanlışlıkla temizlik maddesi gibi yakıcı, aşındırıcı kimyasalları içmesi, ne yazık ki sık gördüğümüz vakalardır ve çok ağır sonuçları olabilmektedir. Bu maddeler, sadece bir yudum alındığında bile çocuğun yemek borusunda, mide duvarında kalıcı yanıklar, darlıklar ve bazen ömür boyu sürecek sindirim problemlerine yol açabilir" dedi. "En doğrusu acilen 112’yi aramak ve hiçbir şey yedirmeden hastaneye gelmektir" Çamaşır suyu, lavabo açıcı, kireç çözücü, banyo/tuvalet temizleyicileri, ağartıcılar, pas çözücüler ve bazı parfüm/deodorant veya kolonya türleri çocukların ilgisini çekecek şekilde renkli veya kokulu olduğundan su sanılarak içilebildiğine dikkat çeken İpekçi, "Bu maddelerin çocuk tarafından içilmesi halinde ‘kusturmak’, süt içirmek veya yoğurt yedirmek gibi önlemler maalesef faydası olmadığı gibi zararı arttırabilir. Bu gibi durumlarda en doğrusu acilen 112’yi aramak ve hiçbir şey yedirmeden hastaneye gelmektir" şeklinde açıklamasını sonlandırdı.