EKONOMİ - 26 Ocak 2025 Pazar 14:13

Bolu’daki yangın faciası yangın tüpleri fiyatlarını alevlendirdi

A
A
A

Bolu Kartalkaya’da yaşanan Grand Otel yangının ardından fahiş fiyatlarla satılan yangın tüplerine ilişkin yangın söndürme sistemleri üreticisi Ahmet Kılavuz açıklamalarda bulundu.

Bolu Kartalkaya’da yaşanan Grand Otel yangının ardından yangın söndürme teçhizatlarına talep arttı. Durumu fırsata çeviren bazı satıcılar ise yangın tüpü, yangın battaniyesi ve duman detektörü gibi ürünlerin fiyatlarını artırmaya başladı. Fırsatçı satıcılar, yangın tüplerini piyasa ortalamasının 2 katına satmaya başladı. Konu üzerine yangın söndürme tüpü ve yangın söndürme sistemleri üreticisi Ahmet Kılavuz, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yangın söndürme sistemlerinin fiyatları ve kullanımıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

“Bizim gibi büyük firmalar denetleniyor”

Kılavuz, yangın güvenlik sektörünün Türkiye’de çok gelişmiş bir sektör olmadığını ve belirli firmalar arasında rekabet sağlanacak kadar fiyatlar uygulandığını belirterek, “Sektörde Yani güçlü firmalar yok. Bizim gibi KOBİ’ler var. Bunlar da yüzde 10’unu filan oluşturuyor. Yüzde 96’ı merdiven altı diyeceğimiz, çantacı diyebileceğimiz küçük firmalardan oluşuyor ve bunlar denetlenemiyor. Bizim gibi büyük firmalar denetleniyor sağ olsun. İtfaiyeler, Sanayi Bakanlığı, Yangın Yönetmeliği var. Yönetmeliğe uygun olup olmadığını iş müfettişleri, iş güvenliği açısından denetleniyor. Denetlenen yerler, belli başlı kurumlar, fabrikalar, işletmeler, rekabeti oluşturuyorlar. Teklif alıyorlar, değişik firmalarla görüşüyorlar, alıyorlar. Fakat vatandaşlar, bunların dışındaki kişisel tüketiciler, apartmanlar, küçük işletmeler gelenden, pazarlamacıdan aldıkları için fahiş fiyat sorulmadığı için, dikkat edilmediği için oralarda çalışıyor herhalde. Ama bizim çalıştığımız yerlerde bir rekabet var aramızda. Fahiş fiyat da olmuyor” açıklamasında bulundu.

Bolu’daki yangın faciası yangın tüpleri fiyatlarını alevlendirdi

“Yangın söndürmede ‘TSE’ standart mecburiyeti var, CE belgeli ürünler kalitesiz olabiliyor”

Denetlenemeyen kurumların ürettikleri ürünlerde kalitesizlik olabileceğini de dikkati çeken Kılavuz, “1 birim söndüren yangın söndürücü de var, 5 birim söndüren yangın söndürücü de var. Bunları arasında araştırmak, incelemek lazım, piyasada hepsi var. Yangın söndürmede ‘TSE’ standart mecburiyeti var. Fakat ‘CE’ belgeli bazı ürünlerinde yurt dışından getirilip piyasaya sürülebiliyor. CE belgesi de uluslararası anlaşmalara, Avrupa Birliği uyum yasalarına uygun olarak Türkiye’de satılabilen bir şey. Bunlarda bir kalitesizlik var” diye konuştu.

“Ortalama fiyatları 900 lira, bin lira, bin 100 lira, bunun üzerindeki fiyatlar abartılı”

Yangın söndürme tüplerinin fiyatlarına ilişkin medyada birçok farklı rakamın konuşulduğunu ve birçoğunun gerçeği yansıtmadığı dile getiren Kılavuz, “Fiyatlar çok kabarık değil. Satılan ürünlerin yüzde 90’ı 6 kiloluk dediğimiz, yani 50 santim boyunda, 15 santim çapında, 9 buçuk 10 kilo ağırlığında gelir. Ortalama fiyatları 900 lira, bin lira, bin 100 lira. Bunun üzerindeki fiyatlar abartılı. Fiyatlardan bu tüpleri alabilirler. Bir boy büyükleri çok kullanılmıyor, yüzde 90’ı 6 kilogram kuru kimyevi, insanın rahat kaldırıp, rahatça kullanabileceği ve başlangıç yangınlarını söndürebilecek tüp budur. Bunun büyükleri 12, 25, 50 kilogramlık tüpler var. Mesela 12 kilogramlık tüpler 2 bin lira, 25 kilogramlık tüpler 4 bin lira, 50 kilogramlık tüpler 8 bin lira gibi ortalama rakamları var. Bunların üzerindeki fiyatlar abartılıdır. Yani çok altındaki fiyatlar da kalitesizdir” ifadelerine yer verdi.

Yangın tüplerinin türlerine göre sınıflandığını aktaran Kılavuz, kuru kimyevi tozlu köpüklü sıvı bazlı ve gazlı söndürücülerin olduğunu kaydetti. Kılavuz, genellikle karbondioksit veya HFC halon türevi gazları içeren yangın söndürücü tüplerin tercih edildiğini de sözlerine ekledi.

“Yangın Yönetmelik’inin 99’uncu maddesinde yangın söndürme tüplerinin nerede ne kadar bulundurulacağı yazıyor”

Kılavuz, binaların veya işletmelerin ‘Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te yer aldığı gibi önlemler alınmasının çok önemli olduğuna işaret ederek, “Yönetmeliğin 99’uncu maddesinde yangın söndürme tüplerinin nerede ne kadar bulundurulacağı yazıyor. Artı, bağlı olduğu itfaiye müdürlükleri de ne kadar yangın cihazı kullanması, bulundurması gerektiğini işletmelere çağırıldığı zaman bilgi veriyor. Bolu Otel’de olduğu gibi çağırdıkları zaman eksik noksanları tespit ediyorlar. Bunu da işletme veya bina sahiplerine bildiriyor” bilgisini paylaştı.

“Vatandaşlar düzgün firmalardan yangın söndürme tüplerini alsın”

Vatandaşların yangın söndürme tüplerini araştırarak doğru yerden almasını öneren Kılavuz, “Yani internetten bakıp orada gördüğü fiyatlardan almasın vatandaş. Veya kapıya çantacı, pazarlamacı geldiği yerdekinden almasın. Yani üreticiden mümkün olduğu kadar düzgün sağlam firmalardan araştırsın. Bunu da kendi itfaiye birimlerine sorabilir. Olmadı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğü bizleri denetliyor. Orada da arkadaşlar bu işleri biliyorlar. Oralara sorup, araştırıp almasında veya etrafında bulunan ciddi kurumlara bakılsın. Yani artık resmi kurumlar, okullar, yurtlar, oteller öyle ayakaltındaki çantacı firmalardan alışveriş etmiyor. Gidiyor sağlam firmaları buluyor. Vatandaşlar da öyle bir yerden eşinden dostundan referans istesin. Düzgün firmalardan biraz araştırıp alsın” şeklinde konuştu.

Bolu’daki yangın faciası yangın tüpleri fiyatlarını alevlendirdi

“Yangın alarm sistemi birinci öncelik”

Yangın söndürme tüplerinin yangınlarda ilk müdahale aracı olduğunu fakat sadece yangın söndürme tüpleriyle müdahalenin yeterli olmadığını bildiren Kılavuz, “Yangın tüpü yangının piyadesidir. Yani sonucu o belirler. İlk müdahale aracıdır ama bunun yanında yangın alarm sistemi birinci öncelik. Binalarda işletmenin büyüklüğüne yangın alarm sistemi, en azından kırbas buton siren haber edilecek veya otomatik algılama sistemi bulunması gerekiyor” diye konuştu.

Kemal Diri - Hasan Özkan - Berkay Hasan Karayakas

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Arnavutköy’de sürdürülebilir enerji ve iklim eylem planı toplantısı yapıldı Arnavutköy Belediyesi, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve iklim değişikliğiyle mücadelede etkin rol almak amacıyla ‘Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’ (SECAP) çalışmalarına başladı. Arnavutköy Belediyesi, İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) çalışmaları kapsamında ilk toplantısını gerçekleştirdi. Programa, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, belediye başkan yardımcıları, İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Mehmet Nuri Öztürk ve enerji firmasının temsilcileri katıldı. SECAP, sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi ve iklim değişikliğine uyum sağlayacak projelerin hayata geçirilmesi için oluşturulan bir yol haritasıdır. Arnavutköy Belediyesi, bu plan doğrultusunda çevre dostu ulaşım projeleri, enerji verimliliği çalışmaları ve yeşil alanların artırılması gibi uygulamaları hayata geçirmeyi hedefliyor. Lansmanda SECAP kapsamında yapılacak projeler hakkında yetkililer tarafından bilgilendirme sunumları gerçekleştirildi. Programda, Arnavutköy Belediyesi’nin yürüttüğü çevre dostu projeler, karbon ayak izini azaltmaya yönelik hedefler ve sürdürülebilir enerji çözümleri ele alındı. Proje kapsamında Ulaşım Kademe Binası’nda 100 kW gücünde güneş enerji santrali kuruldu. 2025 yılı itibarıyla Bolluca Kapalı Pazar, Arnavutköy Spor Salonu, Hadımköy Kapalı Pazar ve Spor Tesisi, Nuri Pakdil Kültür Merkezi, Bilim Merkezi, Belediye Ana Hizmet Binası ve Nikah Salonu gibi alanlarda yeni güneş enerji santralleri kurulması planlanıyor. "Daha yeşil bir Arnavutköy için çalışıyoruz" Programda konuşan Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, "İklim değişikliği, doğal kaynakların azalması ve çevresel sorunlar tüm dünyada olduğu gibi bizim de gündemimizde. Bizler, sadece bugünü değil, gelecek nesillere bırakacağımız çevreyi de düşünmek zorundayız. Bu yüzden Arnavutköy’ü sürdürülebilir, çevreci ve enerji verimliliğine sahip bir ilçe haline getirmek için çalışıyoruz. Arnavutköy’ümüzü daha temiz daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir şehir haline getirmek için üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Daha yeşil, daha temiz ve daha yaşanabilir bir Arnavutköy için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Ankara Emine Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanının eşi Zelenska ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin eşi Olena Zelenska ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti. Emine Erdoğan, Zelenska’ya Mevlana’nın "Mesnevi" eserinin İngilizce baskısı ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca hazırlanan "Türkiye" tanıtım kitabını hediye etti. Emine Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin eşi Olena Zelenska, Eryaman Çocuk Evleri Sitesi’ni ziyaretlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne geçti. Cihannüma Salonu’nu gezen Emine Erdoğan ve Zelenska, Ukrayna özel bölümünde yer alan kitapları inceledi. Emine Erdoğan, Zelenska’ya Mevlana’nın "Mesnevi" eserinin İngilizce baskısı ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca hazırlanan "Türkiye" tanıtım kitabını hediye etti. Nasrettin Hoca Çocuk Kütüphanesi’ni de ziyaret eden lider eşleri, burada okuma, resim ve boyama gibi etkinlikler yapan çocuklarla bir araya geldi. Çocuklar, kendi elleriyle yaptıkları ve üzerinde gelincik desenlerinden oluşan resimler ile domates, köy biberi ve yıldız domates ata tohumlarının bulunduğu keseleri lider eşlerine hediye etti. Kütüphane ziyareti sonrası Emine Erdoğan ve Zelenska, Devlet Konukevi’ne geçti. Lider eşleri, burada ikili görüşme gerçekleştirdi. "Kitapların raflara sığmayan dostluğu, Türkiye ile Ukrayna arasındaki güçlü bağın da bir yansımasıdır" Emine Erdoğan, ziyaret ve görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "Ukrayna Devlet Başkanı’nın kıymetli eşi Olena Zelenska ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi ve Ukrayna Kitaplığını ziyaret ederek, ortak mirasa tanıklık ettik. Kitapların raflara sığmayan dostluğu, Türkiye ile Ukrayna arasındaki güçlü bağın da bir yansımasıdır. Türkiye ve Ukrayna’nın dostluğunun bu kitapların bilgeliği gibi nesiller boyu sürecek bir ışık olmasını temenni ediyorum. Barışın, kültürel dayanışmanın ve ortak değerlerin yaşatıldığı nice güzel günlerde yeniden bir araya gelmek dileğiyle."