EKONOMİ - 08 Ağustos 2025 Cuma 12:49

Büro Memur-Sen Başkanı Yazgan: "Toplu sözleşmede kamu çalışanlarını tatmin edecek bir teklif gelirse bu olumlu karşılanır"

A
A
A
Büro Memur-Sen Başkanı Yazgan: "Toplu sözleşmede kamu çalışanlarını tatmin edecek bir teklif gelirse bu olumlu karşılanır"

Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) Genel Başkanı Yusuf Yazgan, "Kamu çalışanlarını tatmin edecek bir teklif geldiği takdirde olumlu karşılanır, beklentilerimizi karşılayamayan, daha sıcaklığını koruyan Kamu Çerçeve Protokolü’nün altında kalan bir teklif olursa elbette bu zor" dedi.


Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri için süreç 28 Temmuz’da başladı. Toplam 11 hizmet kolluna ilişkin tekliflerinin ön müzakerelerinin tamamlandığı süreçte, komisyon raporlarının müzakere edilme toplantıları ise devam ediyor.


Sürece ilişkin Büro, Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri kolunda yetkili sendika olan Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) Genel Başkanı Yusuf Yazgan, açıklamalarda bulundu.


Yazgan, Büro Hizmet Kolu’nun 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmesini dün gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "Tabii bir ön müzakere şeklinde gerçekleşti. Kamu işveren heyetinden genel teklifini, Büro Hizmet Kolu’yla ilgili teklifini bekliyoruz. Genelle ilgili de müzakereler Memur-Sen Konfederasyonumuz tarafından yürütülüyor. Bununla ilgili de genel ilişkin teklifler de ayın 12’sinde takvime göre bildirileceği söylendi" açıklamasında bulundu.


Yazgan, sürecin ağustos ayı içerisinde tamamlanması gerektiğini hatırlatarak, hükümetten teklifin daha erken bir tarihte verilmesini istediklerini kaydetti.



"Ayın 12’sinde bununla alakalı hükümetten bir dönüş bekliyoruz"


Genele ilişkin taleplere de değinen Yazgan, "Memur-Sen olarak 2026 ve 2027 yıllarının zam ve taleplerini görüşüyoruz hükümetle. 2026 ilk 6 ay için 10 bin lira taban aylığa zam talebimiz oldu. Ve yüzde 10 refah payı talebimiz oldu. Birinci 6 ayda yüzde 25 zam talebimizi ilettik, kamuoyuyla paylaştık. 2027 yılı için 7 bin 500 lira taban aylığa zam olmak üzere birinci 6 ayda yüzde 20, ikinci 6 ayda yüzde 15 zam talebimizi hükümete ilettik. Ayın 12’sinde bununla alakalı hükümetten bir dönüş bekliyoruz. 2026 yılı için yüzde 88, 2027 yılı için yüzde 46 toplamda oransal zam talebimiz söz konusu" diye konuşu.



"Kamuda aynı ortamlarda çalışan işçiyle memurun bu maaş farkı kabul edilemez"


En düşük memur ücretlerinin, en düşük kamum işçisi ücretlerinden çok aşağıda kaldığının altını çizen Yazgan, "Tabii Büro Memur-Sen olarak emeğin bir ederinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Şu anda en düşük devlet memuru maaşı 47 bin lira. Kamuda en düşük işçi maaşı 65 bin lira. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın bir açıklaması, beyanatı ve bir sözü var. En düşük devlet memuru maaşı en düşük işçi maaşının altında kalmayacak. Biz bu sözün yerine getirilmesini istiyoruz. Kamuda aynı ortamlarda çalışan işçiyle memurun bu maaş farkı kabul edilemez. Tabii kamuoyunda bazen farklı örnekler veriliyor. Lağım temizleyen işçi, madene inen işçi. Biz madene inen işçiyle lağım temizleyen işçiyi kıyaslamıyoruz. Gençlik Spor Bakanlığı’nda çay getiren işçi personel ile çay getiren memur personeli kıyaslıyoruz" ifadelerine yer verdi.



"Kamu görevlisi maaşının en düşük işçi maaşından üstünde olmasını talep ediyoruz"


Memurların fazla çalışma ücretlerinin kamu işçilerinin fazla çalışma ücretlerinden daha düşük olduğunun altını çizen Yazgan, bu durumun kamuda memurların daha fazla mesaiye bırakılmasına sebebiyet verdiğinin altını çizdi. Yazgan, "Memurlar 12,8 liraya fazla mesai yapmaya zorlanıyor. Fazla mesai yapmak durumunda kalıyor. Onun için biz büro memurları olarak bu taleplerimizi dile getiriyoruz ve en düşük kamu görevlisi maaşının en düşük işçi maaşından üstünde olmasını talep ediyoruz" diye konuştu.


"Birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmeli"


Yazgan, 7. Dönem Toplu Sözleşme’de kayıtlara geçirilen fakat henüz yürürlüğe girmeyen birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmesi konusuna ilişkin, "7. Dönem Toplu Sözleşme’de biliyorsunuz 3600 ek gösterge karara bağlanmıştı. Bu büyük bir memnuniyet oluşturmuştu kamuoyunda. Ancak birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmesiyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın bu anlamda sözleri oldu. Biz 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci bitmeden, hatta 7. Dönem Toplu Sözleşme süreci bitmeden bu sözün yerine getirilmesini istiyoruz. 3600 ek göstergenin birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına verilmesini bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.



"TSK’da çalışan sivil memurlar TSK’nın sosyal tesislerinden faydalanmalı"


Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) çalışan sivil memurların TSK’nın sosyal tesislerinden ve misafirhanelerinden yararlanmadığını kaydeden Yazgan, "Bunu da toplu sözleşmeye getirdik ve ordu evlerinden, kamplardan, TSK’da, Milli Savunma Bakanlığı’nda çalışan kamu görevlilerinin, sivil memurlarının yararlanması taleplerimiz arasında yer alıyor" dedi.


Kamuda mülakatların kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Yazgan, bu durumun spekülasyon oluşturduğunu ve bunun ortadan kaldırılması gerektiğini dile getirdi.


"Yardımcı hizmetler sınıfı işçi kadrolarında olması gerekiyor"


Yardımcı hizmetler sınıfına ilişkin taleplerini de dile getiren Yazgan, "Yardımcı hizmetler sınıfı işçi kadrolarında olması gerekiyor. Bugün başta verdiğim örnek gibi hem memur hem işçi şeklinde kamu kurumlarında yardımcı hizmetler sınıfı var. Bunlar kendi aralarında bir kıyas yapılıyor. Onun için kamuda yardımcı hizmetler sınıfının bir defaya mahsus, biz yardımcı hizmetlerde çalışan arkadaşlarımızın genelde hizmetler sınıfı veya teknik hizmetler sınıfına geçirilmesini talep ediyoruz. Bundan sonra da yardımcı hizmetler sınıfının işçi kadrosuna değerlendirilerek, işçi olarak kamuya yardımcı hizmetler sınıfının alınmasını taleplerimiz arasında" açıklamasında bulundu.



"Koruma güvenlik personellerinin kıyafetlerinde özel güvelik ibaresi kaldırılmalı"


Kamuda koruma güvenlik görevlilerinin sayışının artış gösterdiğinin altını çizen Yazgan, "Koruma güvenlik personellerimizin çok önemli sıkıntıları var. Bir kere üniformalarında özel güvenlik yazıyor. Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı gibi devletimizin en önemli bakanlıklarının koruma güvenlik işini yapan arkadaşlarımız park bahçelerdeki özel güvenlikle karıştırılması son derece yanlış. Bu arkadaşlarımızın bu ibarenin kaldırılması gerekiyor kıyafetlerinden" dedi.



"Kamu çalışanlarını tatmin edecek bir teklif geldiği takdirde elbette olumlu karşılanır"


Yazgan, kamu işçilerinin Kamu Çerçeve Protokolü sürecinin yeni bittiğini ve bunun 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecini etkilememesi gerektiğini söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:


"İşçilerin yaptığı toplu sözleşme daha sıcaklığını koruyor. Onlara verilen zam artışları ortada. Bu teklif gelirken bu dikkate alınarak kamu görevlilerine bir teklif gelmeli. Kamu görevlileri maaşı şu anda değerlendirilerek, en düşük kamu görevlilerinin maaşı değerlendirerek bu teklif gelmeli. Buna uygun bir teklif geldiği takdirde bizler tarafından değerlendirilir. Bizleri kamu çalışanlarını tatmin edecek bir teklif geldiği takdirde elbette olumlu karşılanır. Ama beklentilerimizi karşılayamayan, daha sıcaklığını koruyan toplu sözleşmenin altında kalan bir teklif olduğu takdirde elbette bu zor."



Büro Memur-Sen Başkanı Yazgan: "Toplu sözleşmede kamu çalışanlarını tatmin edecek bir teklif gelirse bu olumlu karşılanır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Üniversitesi’nden güçlü performans Yükseköğretim Kurulu tarafından, 67 farklı gösterge doğrultusunda hazırlanan ve Türkiye’deki 201 üniversiteye ait analizlere yer verilen "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"te Düzce Üniversitesi, yine başarılı sonuçlara imza attı. "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslararasılaşma", "Sürdürülebilirlik" ile "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" olmak üzere 5 ana kategori altında toplam 67 göstergeye göre ülkemizdeki üniversiteler değerlendirildi. Düzce Üniversitesi toplam 9 kategori ile Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda yer almayı başarırken, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar kategorisinde 4. olarak sürdürülebilirlik alanında güçlü bir performans ortaya koydu. Bu sonuç, Düzce Üniversitesi’nin; çevreye duyarlı politikaları, enerji verimliliği uygulamaları, su tasarrufu ve sürdürülebilir kampüs yaklaşımıyla fark oluşturduğunu gözler önüne serdi. "Değişim Programları Kapsamında En Fazla Öğretim Elemanı Kabul Eden Üniversiteler" kategorisinde 6. olan Düzce Üniversitesi, "Uluslararası Kuruluşlara Üyeliği Bulunan Öğrenci Topluluğu Sayısı" kategorisinde ise 11. olarak uluslarasılaşma vizyonundaki başarısını ortaya koydu. "Üniversiteler Tarafından Yürütülen Sosyal Sorumluluk Projesi Sayısı" kategorisinde 13. sırada ile topluma katkı alanında adından söz ettiren Düzce Üniversitesi, Mezunların Yurt İçi İlk 6 Ayda İstihdama Katılma Oranı’nda (%) 14, Lisans Mezunlarının Yurt İçi İlk 6 Ayda İstihdama Katılma Oranı’nda (%) ise 16. olarak eğitim-öğretim alanındaki kalitesini istihdam verileriyle de kanıtlamış oldu. "Uluslararası Kurum ve Kuruluşlar Tarafından Desteklenen Ar-Ge Projeleri Sayısı" kategorisinde 17. sıra ile Ar-Ge ve inovasyon alanındaki küresel başarısıyla dikkat çeken Düzce Üniversitesi, "TR Dizin Tarafından Taranan Dergilerde Öğretim Üyesi Başına Düşen Yayın Sayısı"nda 18. olarak bilimsel yayınlardaki yükselişini sürdürdü. "Yatırım Bütçesinden Ar-Ge’ye Harcanan Bütçe Oranı" kategorisinde ise 19. sırada yer alan Düzce Üniversitesi, Ar-Ge projelerine verdiği önemi istatiksel rakamlarla da göstermiş oldu. Yükseköğretim ekosisteminin en kapsamlı analiz belgelerinden biri olan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"te Düzce Üniversitesi; sürdürülebilirlikten öğrenci topluluklarına, sosyal sorumluluk projelerinden istihdama, yayın sayısından Ar-Ge’ye kadar birçok alanda üstün bir akademik performans sergileyerek, kuruluşunun 20. yılına girerken, kalite odaklı büyüme noktasında geleceğe yönelik güçlü mesaj verdi.
Sivas Sivas’taki 2 köy, 12 yıl sonra mahkeme kararıyla yeniden belde oldu Sivas’ta 12 yıl önce belde statüsünden düşen Kalın ve Şerefiye köyleri, yeniden belde oldu. Alınan karar, yerleşim yerlerinde sevinçle karşılandı. Sivas’ın Zara ve Yıldızeli ilçelerinde bulunan ve nüfusu diğer köylere oranla yüksek olan Şerefiye ve Kalın köyleri, alınan karar sonrası yeniden belde statüsüne kavuştu. Geçtiğimiz yıllarda belde olan ve 2013 yılında köy statüsüne dönüştürülen yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar, yeniden belde olmanın mutluluğunu yaşadı. 34 yıl sonra yeniden belde olma sevinci yaşadılar İl merkezine 76, Zara ilçesine ise 32 kilometre uzaklıkta bulunan Şerefiye, ilk olarak 31 Aralık 1991 tarihinde belediye statüsüne erişmiş, 2013 yılında alınan karar sonrası köy statüsüne düşürülmüştü. Bölgenin en büyük yerleşim yerlerinden birisi olan Şerefiye, 12 yıl sonra tekrar belde oldu. Şerefiye’nin yeniden belde olmasıyla ilgili konuşan muhtar Nuretdin Aslan, "Bu dava için 1 buçuk yıl uğraştık. Çok şükür mutlu sona ulaştık. Gerçekten bir hak kaybımız söz konusuydu. Bu hakkımızı geri aldık. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah en kısa zamanda kayyum atanacak. Bölgemize ve Şerefiye’mize hayırlı ve uğurlu olsun" diye konuştu. Kalın, 12 yıl sonra yeniden belde oldu Sivas kent merkezine 30, Yıldızeli ilçesine ise 16 kilometre uzaklıkta bulunan Kalın köyü, 31 Aralık 1998’de belediye statüsü alarak beldeye dönüştü. Yıllar içerisinde göç vererek nüfusu 2 bin kişinin altına düşen Kalın, 2013’te köy statüsüne düştü. Köy sakinleri ve muhtarın girişimleri sonucu belde olmak isteyen Kalın, alınan karar doğrultusunda yeniden belde statüsüne erişti. Bir süre vekalet ile yönetilecek olan belde, yapılacak seçimin ardından Belediye Başkanı’nı belirleyecek. Hukuki yollardan köyün yeniden belde olması için girişimde bulunduğunu ifade eden Kalın muhtarı Kemal Kol, "Mahkeme süreci bir süre devam etti. Sonunda beldemizi geri kazandık. Beldemize hayırlı ve uğurlu olsun" dedi.