EĞİTİM - 04 Kasım 2025 Salı 20:21

Burs ve öğrenim kredisi başvuru sonuçları açıklandı

A
A
A
Burs ve öğrenim kredisi başvuru sonuçları açıklandı

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, 2025-2026 eğitim-öğretim yılı burs ve öğrenim kredisi başvuru sonuçlarının açıklandığını duyurdu.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, sosyal medya hesabından Gençlik ve Spor Bakanlığının 2025-2026 eğitim-öğretim yılı yükseköğrenim burs ve öğrenim kredisi başvuru sonuçlarının açıklandığını belirtti. Burs ve öğrenim kredisi hakkı kazanan öğrencilerin en geç 9 Kasım Pazar günü saat 23.59’a kadar e-Devlet üzerinden taahhütnamelerini onaylamaları gerekiyor. Burs/kredi tahsis edilen 15-18 yaş arası öğrencilerin önce anne veya babalarının e-Devlet’i üzerinden veli onayı vermesi, ardından kendi e-Devlet şifreleriyle taahhütname onayı vermesi gerekiyor. 15 yaşından küçük ya da anne-babası olmayan öğrenciler ise, kanuni vasileri ile birlikte kendilerine en yakın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ya da yurt müdürlüğüne belgeleri (kimlik, vasi kararı vb.) ile giderek taahhütnamelerini onaylatabiliyor.

Yurt dışında öğrenim gören öğrenciler

Yurt dışında öğrenim gören öğrenciler için taahhütname onay süresi 16 Kasım Pazar günü saat 23.59’da sona erecek. Taahhütname onayının ardından bu öğrencilerin yurt içinde ikamet eden bir kefil vasıtasıyla kefaletname hazırlatması gerekiyor. Türkiye’deki noterler tarafından yürütülen kefaletname işlemleri için ise öğrencilerin 30 Kasım Pazar gününe kadar süresi bulunuyor. Noterlik Bilgi Sistemi (NBS) üzerinden kontrol edilen kefaletnamelerin fiziki olarak gönderilmesi gerekmiyor.

Fazlı Çolak

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Antibiyotik direnci ve süper bakteriler sağlığı tehdit ediyor" Gereksiz antibiyotik kullanımının en tehlikeli sonucunun "antibiyotik direnci" olduğunu vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Attila Önmez, "Bakteriler, hayatta kalmak için sürekli evrimleşir. Bir antibiyotiğe gereksiz yere maruz kaldıklarında, o ilaca karşı nasıl savunma yapacaklarını öğrenirler. Bu durum, o antibiyotiğin gelecekte o bakteriye karşı etkisiz kalmasına yol açar. ’Süper bakteri’ (çoklu ilaca dirençli bakteri) dediğimiz kavram da budur. Eğer gereksiz antibiyotik kullanımı bu hızla devam ederse, gelecekte basit bir idrar yolu enfeksiyonunu veya zatürreyi tedavi edecek etkili antibiyotik bulamayacağımız bir döneme girebiliriz" dedi. İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Attila Önmez, viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmanın "süper bakteri" riskini artırdığını ve vücudun doğal savunma sistemi olan mikrobiyotaya zarar verdiğini belirtti. "Hayatı tehdit edebilir" Gereksiz antibiyotik almak vücudun doğal dengesini bozduğunu ifade eden Doç. Dr. Attila Önmez, vücuda verdiği önemli zararları ise şöyle açıkladı: "Gereksiz antibiyotik kullanımı, yararlı bakterileri öldürdüğü için bağırsak florası zarar görebilir, bu da ishal veya mantar enfeksiyonları gibi sorunlara yol açar. Ayrıca her ilaçta olduğu gibi antibiyotiklerin de yan etkileri vardır. Gereksiz kullanıldığında karın ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık, ishal hatta karaciğer ve böbrek hasarı gibi yan etki riskleri artar. En önemlisi, gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerin direnç kazanmasını hızlandırır. Bu direnç gelişince, daha önce antibiyotikle kolayca tedavi edilebilen basit bir enfeksiyon bile tedavi edilemez hale gelebilir, ağır seyredebilecek enfeksiyonlara dönüşebilir. Sonuç olarak enfeksiyonların tedavisi zorlaşır, hastanede kalış süreleri uzar, hatta dirençli enfeksiyonlar hayatı tehdit edebilir." "Antibiyotikler virüslere etki etmez" "Mevsimsel hastalıkların artmasıyla birlikte en sık yapılan hataların başında, grip ve nezle gibi viral enfeksiyonlar için antibiyotik kullanmak geliyor" diyen Doç. Dr. Attila Önmez, bu yaygın ve tehlikeli alışkanlığın, gelecekte ciddi enfeksiyonları tedavi edilemez hale getiren "antibiyotik direnci" sorununu körüklediğini vurguladı. Grip, nezle ve Covid-19 gibi hastalıkların virüs kaynaklı olduğunu ve antibiyotiklerin virüsler üzerinde hiçbir etkisinin bulunmadığını belirten Doç. Dr. Attila Önmez, "Bu tür hastalıklar viral etkenli oldukları için kendi seyrini tamamlayıp geçerler; tedavisinde istirahat, yeterli sıvı alımı ve destek tedavisi yeterlidir. Antibiyotik kullanımı bu durumlarda hem gereksiz yan etkilere maruz kalmak demektir hem de ileride direnç gelişimine davetiye çıkarır. Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullandığımız en güçlü silahımızdır. Ancak bu silahı virüslere karşı kullandığımızda, sadece vücudumuzdaki faydalı bakterileri (mikrobiyota) öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda zararlı bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden oluyoruz" dedi. "En büyük tehdit: antibiyotik direnci ve süper bakteriler" Gereksiz antibiyotik kullanımının en tehlikeli sonucunun "antibiyotik direnci" olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Önmez, süreci şöyle açıkladı: "Bakteriler, hayatta kalmak için sürekli evrimleşir. Bir antibiyotiğe gereksiz yere maruz kaldıklarında, o ilaca karşı nasıl savunma yapacaklarını öğrenirler. Bu durum, o antibiyotiğin gelecekte o bakteriye karşı etkisiz kalmasına yol açar. ’Süper bakteri’ (çoklu ilaca dirençli bakteri) dediğimiz kavram da budur. Eğer toplumdaki gereksiz antibiyotik kullanımı bu hızla devam ederse, gelecekte maalesef basit bir idrar yolu enfeksiyonunu veya zatürreyi tedavi edecek etkili antibiyotik bulamayacağımız bir döneme girebiliriz." Viral ve bakteriyel enfeksiyon nasıl ayırt edilir? Hastaların kendi başına antibiyotiğe karar vermemesi gerektiğini, viral ve bakteriyel enfeksiyon ayrımının mutlaka hekim tarafından yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Önmez, "Viral enfeksiyonlar genellikle yaygın vücut ağrısı, hafif ateş, burun akıntısı ve boğazda yanma gibi belirtilerle seyreder. Bakteriyel enfeksiyonlar ise genellikle daha lokalizedir; örneğin, tek bir bölgede şiddetli ağrı, yüksek ve düşmeyen ateş, iltihaplı (pürülan) akıntılar veya balgam gibi daha ağır semptomlar gösterir. Bu ayrımı yapacak kişi hekimdir" şeklinde konuştu. "Hekim önerisi olmadan kullanılmamalı" Doç. Dr. Önmez, viral enfeksiyonlarda tedavinin antibiyotik değil, semptomatik (belirtileri hafifletici) olması gerektiğini belirterek, "Ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, bol sıvı tüketimi ve istirahat, viral enfeksiyonlarda vücudun kendi savunma sisteminin hastalığı yenmesi için yeterlidir. Hekim önerisi olmadan, komşu tavsiyesiyle veya evde kalan antibiyotikleri kullanmak, sağlığımıza yaptığımız en büyük kötülüklerden biridir" uyarısında bulundu.
İzmir Göztepe, kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Göztepe, Trendyol Süper Lig’de ilk 12 haftada oynanan 8 maçta kalesini gole kapatarak bu alanda en iyi takım konumunda bulunuyor. Göztepe, Trendyol Süper Lig’de verilen milli maç arasına 22 puanla 5. sırada girdi. Sarı-kırmızılılar bu süreçte oynadığı 12 müsabakada 6 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı. İzmir ekibi özellikle savunmadaki istikrarıyla öne çıkıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligde sadece 6 gol yiyerek lider Galatasaray’la birlikte ligin en az gol yiyen takımı konumunda bulunuyor. Savunma başarısını istatistiklere de yansıtan Göztepe, oynadığı 12 maçın 8’inde kalesini gole kapatarak bu alanda ligin zirvesine yerleşti. Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği ve Kasımpaşa maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamlayan sarı-kırmızılılar; Fenerbahçe ve Eyüpspor karşılaşmalarında da rakiplerine gol şansı tanımadı. Bu performansıyla Göztepe, Trendyol Süper Lig’in en fazla maçta kalesini gole kapatan takımı olmayı başardı. Savunma hattı duvar ördü Göztepe’de üçlü defans hattı geçit vermiyor. Bu bölgede şimdiye kadar 6 farklı oyuncu görev aldı. Malcom Bokele, Heliton ve Allan Godoi defansın vazgeçilmez isimleri olurken, zaman zaman Furkan Bayır, Miroshi ve Taha Altıkardeş de bu rotasyona dahil oldu. Göztepe’nin savunmacıları defansta güven verirken 8 maçta da rakiplerinin skor üretmesine izin vermedi. Lis’in performansı dikkat çekti Geçtiğimiz sezon eleştirilerin hedefi olan kaleci Mateusz Lis, bu sezon sergilediği performansla dikkat çekti. Polonyalı kaleci, yalnızca 4 karşılaşmada 6 gole engel olamadı. 28 yaşındaki file bekçisi, istikrarlı performansıyla Göztepe’nin başarısında büyük bir pay sahibi olmayı başardı.
Bursa Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer’den hayvan varlığı uyarısı Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, ülke genelinde etkili olan şap hastalığı salgınının yayılım hızının kontrol altına alınmasında ilerleme sağlandığını, ancak mücadelenin henüz tamamlanmadığını belirtti. Şap hastalığıyla mücadelede kamu otoritelerinin yürüttüğü çalışmalara rağmen, alınan önlemlerin henüz istenilen düzeye ulaşamadığını belirten Matlı, "Şap hastalığı, hayvancılığımızın üretim gücünü ve sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen bir konu. Bakanlığımızın sürece ilişkin çabalarını takdir ediyoruz; ancak mevcut tablo, tedbirlerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Üreticilerimizin bu konuda üzerlerine düşen sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmesi büyük önem taşıyor. Hayvan sağlığının korunması, yalnızca kamu kurumlarının değil, üretim zincirinin tüm halkalarının ortak görevidir" dedi. "Tarım ekosisteminin dengesi korunmalı" Sahadan alınan geri bildirimlerin dikkatle değerlendirildiğini belirten Başkan Özer Matlı, "Bazı bölgelerde anaç hayvan kesimleri, buzağı kayıpları ve verim düşüşleri yaşandığı yönünde bilgiler alıyoruz. Bunlar, önümüzdeki yıl hayvansal üretim zincirinde sıkıntılara yol açabilecek öncü göstergeler niteliğinde. Bu nedenle sürecin dikkatle yönetilmesi, üretim kapasitesinin ve tarım ekosisteminin korunması açısından son derece önemlidir" değerlendirmesinde bulundu. "Sürdürülebilir üretim için ortak sorumluluk" Matlı, hastalıkla mücadelede alınan tedbirlerin uzun vadeli bir bakış açısıyla planlanması gerektiğini vurgulayarak, "Şap hastalığı yalnızca bugünü değil, ilerleyen yıllarda ülkemizin hayvancılık kapasitesini ve gıda arz güvenliğini etkileyebilecek bir risk unsuru olarak karşımızda duruyor. Bu nedenle koruyucu politikaların bugünden şekillendirilmesi, üreticilerimizin beyan süreçlerinde şeffaf davranması ve biyogüvenlik, aşılama ile hijyen kurallarına titizlikle uyulması büyük önem taşıyor. Kontrolsüz hareketlerin zincirleme kayıplara yol açmaması için bu tedbirlerin kararlılıkla sürdürülmesi gerekiyor. Bursa Ticaret Borsası olarak, sektörün sürdürülebilirliği adına bu süreci dikkatle izlemeye ve desteklemeye devam edeceğiz" dedi.