POLİTİKA - 08 Nisan 2025 Salı 15:52

CHP Genel Başkanı Özel: "İsrail’in Suriye’de attığı adımları ve Türkiye’ye yaptığı tacizleri kabullenmemiz mümkün değil"

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özel: "İsrail’in Suriye’de attığı adımları ve Türkiye’ye yaptığı tacizleri kabullenmemiz mümkün değil"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "İsrail’e verilen tavizleri, İsrail’in Suriye’de attığı adımları ve Türkiye’ye yaptığı tacizleri, Türkiye’nin de ona verdiği örtülü tavizleri kabullenmemiz mümkün değil" dedi.


Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP’nin 21. Olağanüstü Kurultayında yeniden Genel Başkan seçilen Özgür Özel’i ziyaret etti. CHP’nin Genel Merkez binasındaki görüşme sonrası iki genel başkan, gündeme ve görüşmeye dair ortak basın açıklaması düzenledi.



"Temel ayrım; siyasi ahlak ve siyasi etik"


Siyasi Ahlak Yasasını ilk savunan kişinin Davutoğlu olduğuna değinen Özel, "Serbest dolaşım için Avrupa Birliği kriterleri hazırlanmaya çalışılırken gelip de işin dayandığı yer Başbakan’ın da o dönemde ısrarla savunduğu Siyasi Ahlak Yasasıydı. Bugün bir sonraki halefine darbe yapan kişi, o dönemde de kendi halefine, genel başkanlığı bıraktığı kendisinden sonra seçilen kişiye, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendinden sonraki Başbakanı’na parti içi bir darbe yapmamış mıydı? Temel ayrım; siyasi ahlak ve siyasi etik. Benim aklımda o dönemden Davutoğlu’nun ‘Hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu keserim’ dediği kaldı" diye konuştu.



"Gençler bir an önce serbest kalmalı"


Eylemlerin ardından içeri alınan gençlerin serbest bırakılması gerektiğini belirten Özel, "Genç arkadaşların bir an önce serbest kalması lazım. Biz burada bütün takdirleri gençlere sunuyoruz. Kendimizle övüneceksek onların böyle başarılı bir temsilcisini Parti Meclisimize rekor bir oyla seçen delegelerimizle övünmemiz lazım" dedi.



"İsrail’in Suriye’de attığı adımları ve Türkiye’ye yaptığı tacizleri kabullenmemiz mümkün değil"


CHP Genel Başkanı Özel, ABD Başkanı Trump’ın İsrail Başbakanı Netanyahu’ya, ‘Makul olman gerekiyor’ demesi üzerine Türkiye ve İsrail ilişkilerinde bir gelişme bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine şunları söyledi:


"Trump’ın bu kadar bile olsa Netanyahu’ya ‘makuliyet’ dediği mesele eğer Filistin’de ateşkese hizmet edecekse bundan memnuniyet duyarım. Ama olması gereken ton bundan çok daha net ve çok daha serttir. Netanyahu, Amerika’nın seçim sürecini istismar ederek bir katliama girişmiştir, Trump’tan da yüz bulmuştur. Şimdi orada bir tehdide ve soykırıma devam etmektedir ve bir tehcire kalkışmaktadır. Trump da bunu yüreklendirmektedir. ‘Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi’ dedikleri mesele, ateşkesi ilan etsinler, bombardımanı durdursunlar, Filistinlilerin şehirlerine dönmesini ve evlerine dönmesini sağlasınlar tabii ki Türkiye ile İsrail’in ilişkileri normalleşsin. Ama aksi durumda Türkiye bu kadar katliam varken nasıl İsrail’le iyi ilişkiler kuracak Trump’ın Suriye planı üzerinden iyi ilişkiler kuracak? İsrail’e verilen tavizleri, İsrail’in Suriye’de attığı adımları ve Türkiye’ye yaptığı tacizleri, Türkiye’nin de ona verdiği örtülü tavizleri kabullenmemiz mümkün değil."


Davutoğlu ise siyasi yolsuzluklara karşı Meclis’te verilecek olası bir mücadeleye destek vermeye hazır olduklarını ifade ederek, "Bütün partilerin onayıyla kurulacak bir soruşturma komisyonu ile ayrım gözetmeden iktidar muhalefet bütün belediye başkanları ve geçmişte görev almış yetkililerle ilgili bir soruşturma komisyonu kuralım ve siyaseti tertemiz kılalım" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.