POLİTİKA - 17 Şubat 2025 Pazartesi 21:30

CHP Genel Başkanı Özel’den Davutoğlu’na ziyaret

A
A
A

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyet, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etti. Özel, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, "Lütfü Bey, kendisini adaylaştırdığımız süreçte herhalde kurultaya itiraz edecek zamanı bulamadı" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyet, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu parti genel merkezinde ziyaret etti. Davutoğlu, Özel’i ve beraberindekileri kapıda karşıladı. Yaklaşık 2 saat süren görüşmede Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeler değerlendirildi.

Özel, görüşme sonrası yaptığı açıklamada 2 saate yakın çok verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirterek, "Ben hem CHP’li belediyelerin, belediye meclis üyelerinin, partimizin siyasetçilerinin, en nihayetinde partimizin kurumsal kimliğinin bir yargı tacizi altında ve bu güçlüklerle mücadele ederken belirlediğimiz yol haritasıyla ilgili kendilerini bilgilendirme imkanı buldum. Buna yönelik olarak da Başbakanımızın son derece yapıcı önerilerini, katkılarını aldık. Bundan sonra halk arasındaki deyimle arayı daha fazla açmadan, bol bol karşılıklı istişarelerde bulunmak ve heyetlerimizin de kendi alanlarında gerekli görüşmeleri noktasında bir fikir birliğimiz var" dedi.

"Lütfü Bey, kendisini adaylaştırdığımız süreçte herhalde kurultaya itiraz edecek zamanı bulamadı"

Bir basın mensubunun eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın CHP Kurultayı’na yönelik iptal davası açması ile ilgili sorusu üzerine Özel, şunları söyledi:

"Bütün itiraz süreçleri geldi ve geçti. Zaten o süreçlerde hiç böyle iddialar ortaya atılmamıştı ama üç ayda bir Erdoğan, bu kurultaya bir niteleme sıfatı takıp, tartışma başlatmaya çalıştı. Biz onun çok elverişli gördüğü o alana hiç girmedik. Sürecin nasıl geliştiğini hepiniz takip ettiniz. Şu anda bir yıldır hiçbir kanıt olmayan bomboş bir dosyaya konuşanlar, paylaşım yapanlar, adı geçen herkesi dahil edip orada bir hareketlilik oluşturmaya çalışıyorlar. Usulen zaten Lütfü Savaş’ın açtığı, açmaya çalıştığı dava süre yönünden reddedilmeye mahkum. Zira bu işin süresi altı aydır. Onun için zaman aşımına uğramış. Lütfü Savaş da altı ay içinde o başvuruyu yapamamasına bir gerekçe anlatıyorsa herhalde kendisi önce bizi tebrik edip, sonra takdir edip, sonra adaylık başvurusu yapıp, bizim anketlere çok dikkatle bakarak ve kendisinin kazanabilmeye yakın adayımız olarak görüldüğü için aldığımız bütün eleştirilere, Lütfü Bey’e yöneltilen bütün öfkeye rağmen kendisini adaylaştırdığımız süreçte herhalde kurultaya itiraz edecek zamanı bulamadı. Bunu 1,5 yıl sonra yapmaya çalıştı. Bu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin muhalefeti meşgul etme stratejisinin bir parçasıdır. Bu stratejinin parçası olanlar da hangi bütünün parçası olduklarını da kendileri değerlendirsinler. Benim bu konuda israf edebileceğim nefes bununla sınırlıdır."

"Ümit ediyoruz ki Meclis’te Kürt sorununun çözülmesini tartışabileceğimiz bir zemin oluşur"

HÜDA-PAR tarafından açıklanan "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı Bildirisi"nin sorulması üzerine Özel, "HÜDA-PAR’ın yapmış olduğu çalışma üzerinden bir meseleyi tartışmayı doğru bulmam. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kürt meselesine ilişkin geçmişte söylediklerini, bu sürece ilişkin söylediklerini, bir Meclis odaklı süreç tarifiyle ilgili ısrarını biliyorsunuz. Bunun yanında bizim kendi komisyonumuz Türkiye’nin bütün sorunlarını demokratikleşerek aşabileceğini ve bunun hangi yasal düzenlemelerle yapılabileceğini çalışıyorlar. Zaten o demokratikleşme adımları, Türkiye’de pek çok sorunu ortadan kaldırabilecek adımlar. Ümit ediyoruz ki Meclis’te bir bütün olarak demokratikleşmeyi ve doğal sonucu olarak Kürt sorununun çözülmesini tartışabileceğimiz bir zemin oluşur. Ben bu zeminde tartışmayı tercih ederim, HÜDA-PAR‘ın raporu üzerinde tartışmayı asla doğru bulmam" ifadelerini kullandı.

"Sayın Elitaş, cesaret 2,5 yıl vadeli bir iş değildir"

AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın seçim tarihi hakkındaki açıklamasının sorulması üzerine Özel, "Eğer cesaretim varsa CHP olarak 2027 Kasım seçimlerinde onlarla yarışacakmışız. Sayın Elitaş, cesaret 2,5 yıl vadeli bir iş değildir. Cesaret bugüne dair bir şeydir. 2,5 yıla kadar ancak cesaretinizi toplayabileceğinizi ifade ediyorsunuz. Biz de size ‘Biz bugünden varız’ diyoruz. Bunu AK Partili seçmenlerin takdirlerine bırakıyorum. ‘2,5 yıl sonra cesur olacağız’ diyenlerle bugünden yarışmaya cesareti olanların karşı karşıya geldiği bir pozisyondayız" cevabını verdi.

"TÜSİAD’a açılan soruşturma ilk günkü ifadelerin ne kadar haklı olduğunu teyit eden bir soruşturmadır"

CHP Lideri Özel, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’a açılan soruşturmayla ilgili yöneltilen soru üzerine de şu cevabı verdi:

"TÜSİAD’a açılan soruşturma ilk günkü ifadelerin ne kadar haklı olduğunu teyit eden bir soruşturmadır. Oluşturulmaya çalışılan iklimde Türkiye’de kimsenin konuşmadığı, herkesin sustuğu, susmayanların susturulduğu ve içeri atıldığı bir rejimi Türkiye’ye getirip dayadılar. Rejim bu noktaya geldi."

Muhammed Musab Gümüşer - İbrahim Berat Yılmaz



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Milyonlarca liralık vurgun yapan şebekenin çökertildiği operasyonda 7 tutuklama Araç satmak isteyen 55 vatandaşı "senet hilesiyle" milyonlarca liralık dolandıran şahıslara yönelik Çorum merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çorum il Emniyet Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından, internet üzerinden araçlarını satmak için ilan veren vatandaşları ağına düşüren ve satın almak istedikleri araçların ücretinin bir kısmını güvenli ödeme ya da elden ödeyip, geri kalan tutarı ise senet düzenleyip ödeme yapmayan şebekeye yönelik çalışma başlattı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, şüphelilerin devri alınan araçların kaydını kendi aralarında ya da üçüncü şahıslara devrettiği, bu yöntemle elde ettikleri gelirleri kendilerine ait şirketler üzerinden akladıkları tespit edildi. Şebekenin yöntemiyle toplam 55 araç sahibini dolandırdığını belirleyen ekipler, MASAK’tan temin edilen raporlarda şüphelilerin banka hesaplarında 2025 yılı içerisinde tam 45 milyon TL’lik işlem hacmi bulunduğu ve bu paranın 15 milyon TL’lik kısmının şirketler üzerinden aklandığını belirledi. Düğmeye basan ekipler, Çorum merkezli Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Ankara’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen ve piyasa değeri yaklaşık 46 milyon 500 bin TL olan 58 araca ve 2 taşınmaza da el konuldu. Gözaltına alınan 14 şüpheli, emniyetteki işlemlerin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 7’si ise adli kontrol adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Karabük Bakan Tunç: "Adaleti sadece köhne binalardan kurtarmadık, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Adalet Sarayı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası inşa ettiklerini belirterek, adaletin sadece fiziki mekanlarla değil vesayetçi ve darbeci anlayışlardan arındırılarak milletin yargısı haline getirildiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük’te yapımı gerçekleştirilecek Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Tunç, AK Parti iktidarları döneminde Karabük’ün önemli yatırımlar aldığını belirtti. Bakan Tunç, Karabük’ün eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmet binalarına, sanayi tesislerinden altyapı projelerine kadar birçok önemli esere kavuştuğunu ifade ederek, "AK Parti iktidarlarıyla Karabük’ümüz çok önemli yatırımlar aldı, birçok esere sahne oldu. Türkiye genelinde olduğu gibi eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu binalarına, kamu hizmet yapılarından sanayi tesislerine varıncaya kadar Karabük’ümüz çok büyük eserlere kavuştu. Bugün de bunun devamını sağlamış oluyoruz" dedi. Adalet sarayının Karabük için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tunç, göreve geldikleri ilk günden itibaren çalışmaların başlatıldığını belirterek, "Kamu hizmet binalarımızdan bir eksiğimiz vardı. Adalet binamızın bir an önce yapılması noktasında valimiz ve milletvekillerimiz, Bakanlığımızın ilk günlerinde ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelir gelmez, memleketimize bir adalet binası kazandıralım dediler. Biz de ilk günden itibaren hemen proje çalışmalarına başladık" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, adalet sarayının yapım sürecine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Saraylı binamızın temelini attıktan sonra, inşallah 600 gün süresi olan bu projeyi müteahhit firma 2 yıldan önce bitirerek Karabük’ümüze bu güzel eseri kazandıracak. Böylece adalet hizmetlerinin daha uygun bir mekânda, adaletin makamına yakışır bir şekilde yürütülmesini sağlamış olacağız." Türkiye genelinde adalet altyapısına yönelik yatırımlara da değinen Tunç, "Biz bugüne kadar Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası yaptık. 78 olan sayı, üç yüz doksan beşe yükseldi" dedi. Sadece bina yapmakla yetinmediklerini dile getiren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Tabii bunu söylediğimizde ‘Sadece bina mı yaptınız? Bina yapmakla adalet gerçekleşir mi?’ deniliyor. Hayır, biz sadece adalet binaları yapmakla kalmadık. Eğitimden sağlığa, üniversitelerden tünellere, limanlardan altyapı ve üstyapı projelerine kadar Türkiye’nin fiziki kalkınmasını sağlarken, ekonomik ilerlemesini de destekledik. Kamu binalarımızı da yeniledik, adaleti köhne binalardan kurtardık." Adaletin vesayetçi anlayıştan kurtarıldığını vurgulayan Tunç, "Ama biz adaleti sadece köhne binalardan ya da merdiven altı duruşma salonlarından kurtarmadık. Adaleti birilerinin arka bahçesi olmaktan, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık ve milletin yargısı haline getirdik" şeklinde konuştu. Anayasal reformlara değinen Tunç, "Anayasada ‘darbeciler yargılanamaz’ anlayışı vardı. Sizin oylarınızla bunlar değişti. 30-40 yıl sonra 12 Eylül darbecileri ve 28 Şubat postmodern darbecileri yargı huzuruna çıkarıldı ve millet önünde hesap vermeleri sağlandı" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine dikkat çeken Tunç, terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını belirterek, "İnşallah terörsüz bir Türkiye’yi de hep birlikte inşa edeceğiz. Terörden kurtulacağız ve bu noktada kararlı bir çalışmamız var" dedi. Terörün sona erdirilmesine yönelik yürütülen sürece de değinen Tunç, "İnşallah terörün sona erdirilmesi ve terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili süreci şu anda yürütüyoruz. Terör örgütü silah bırakma kararı aldı" ifadelerini kullandı. Sürecin Meclis ve devlet kurumlarının koordinasyonu içinde sürdüğünü vurgulayan Tunç, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinerek, terörün kalıcı olarak Türkiye gündeminden çıkarılması için kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla butonlara basılarak adalet sarayının temeli atıldı.
Kastamonu Kastamonu’da vatandaşlar Filistin için ses yükseltti Kastamonu’da cuma namazı çıkışında bir araya gelen vatandaşlar, Gazze’deki insanlık dramı için İsrail’i protesto etti. İnsanlık İttifakı ve Milli İrade Platformu tarafından Kastamonu’da cuma namazı çıkışında basın açıklaması düzenlendi. Nasrullah Meydanı’nda bir araya gelen grup Filistin’de devam eden İsrail saldırılarını kınadıklarını belirterek ’barışçıl şahitlik’ çağrısını yeniledi. Grup adına konuşan TÜGVA Kastamonu İl Temsilcisi Selim Önen, "Gazze’de yaşam, ‘normalleşme’ değil, hayatta kalma mücadelesi üzerinden sürmektedir. Uluslararası hukuk, güçlüye kalkan, zayıfa verilen sus payı olmamalıdır. İnsan hakları söylemi yalnızca rahat coğrafyaların dekoru olarak görülmemelidir. Bugün Gazze’de sivillerin korunması, sağlık sisteminin ayakta tutulması, gıda ve suya erişim gibi en temel başlıklar hala tartışma konusuysa burada yalnızca bir ‘kriz’ değil, aynı zamanda uluslararası düzenin ‘itibar kaybı’ yaşanmaktadır. Bugün yaşadığımız iletişim çağında, bir çocuğun soğukta can verdiği haberini ‘akış’ içinde tüketebiliyorsak, burada bir sorun vardır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ‘insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hale getiren ‘prosedürler’ var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ‘şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz" dedi.