POLİTİKA - 30 Nisan 2025 Çarşamba 17:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP, millete bantların arkasına yine neyi sakladıklarını, hangi şaibeli işlere giriştiklerini izah etmek zorundadır"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP, millete bantların arkasına yine neyi sakladıklarını, hangi şaibeli işlere giriştiklerini izah etmek zorundadır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ayıplı siyasetin odağı CHP, millete bantların arkasına yine neyi sakladıklarını, hangi şaibeli işlere giriştiklerini izah etmek zorundadır. Ayrıca konunun güvenlik kaygısı olmadığı, güvenlik güçlerimizin açıklamalarıyla açık bir şekilde ortaya çıkmıştır" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya ziyareti sonrasında gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşide temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye-İtalya 4. Hükümetler Arası Zirve Toplantısı kapsamında İtalya Başbakanı Georgia Meloni ile eş başkanlık yaptıklarını belirten Erdoğan, ilgili bakanların da katılımıyla ikili ilişkiler ile bölgesel ve küresel meselelerin ele alındığını ifade etti. İki ülke arasındaki iş birliğini farklı alanlarda derinleştirme yönünde önemli kararlar aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İş Forumu’nun kapanışını Meloni’yle birlikte gerçekleştirdiklerini aktardı. Foruma her iki ülkeden çok sayıda iş adamının katıldığını, forum vesilesiyle Türk firmalar ve İtalyan şirketleri arasında muhtelif iş birliği alanlarında 10’dan fazla mutabakat ve anlaşma imzalandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Forum kapsamında ayrıca savunma sanayi firmalarımızın katılımıyla bir etkinlik de düzenlendi. Son yıllarda somut projelerle güçlenen savunma sanayi iş birliğimizi yeni ortaklıklarla daha da ilerletmek arzusundayız. Nitekim son dönemde İtalyan firmalarıyla iş birliğini derinleştiren Baykar firmamız, bu süreci Leonardo’yla imzaladıkları protokolle devam ettirdi" değerlendirmesinde bulundu.


İtalya Başbakanı Meloni’yle görüşmelerinde ikili ticaretin 30 milyar dolardan 40 milyar dolara yükseltme hedefini belirlediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek bakanlarımızın, gerek iş çevrelerimizin görüşmeleri neticesinde inanıyorum ki kısa zamanda bu hedefi de yakalayacağız. Ayrıca zirve vesilesiyle ikili iş birliğimizi daha da güçlendirecek 11 belge imzaladık ve zirve bildirisini kabul ettik. Ziyaretim kapsamında İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’yla da yararlı bir görüşme gerçekleştirdik. İkili münasebetlerimizin derinleştirilmesi hususunda atılacak adımları ve bölgesel gelişmeleri kendileriyle de değerlendirme fırsatımız oldu. Cumhurbaşkanı Mattarella’yı ve Sayın Meloni’yi ülkemize davet ettim. Ayrıca Papa Fransuva’nın vefatı nedeniyle Vatikan’a taziye ziyaretinde bulundum ve Papalık Makam Vekili Kevin Joseph Farrell’le görüştüm" açıklamasını yaptı.


İtalya Cumhurbaşkanı ve Başbakanıyla görüşmelerinde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecine desteğini istikrarlı şekilde ortaya koyan İtalya’nın bu istikamette somut katkılarını beklediklerini kendilerine ifade ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa Güvenlik Mimarisi’nin yoğun şekilde tartışıldığı bir dönemde Türkiye’nin Avrupa’nın ekonomik ve askeri güvenliği bakımından kritik önemini görüşmelerimizde vurguladık. Bu konularda yakın eş güdüm içinde çalışmalarımızı sürdürme konusunda mutabık kaldık. Ukrayna bağlamında sahada ve diplomasi masasında yaşanan son gelişmeleri de ele aldık. Akdeniz ve Orta Doğu’da barış, güvenlik ve refahın sağlanabilmesinin ancak İsrail-Filistin meselesinin iki devletli nihai bir çözüme kavuşmasıyla mümkün olabileceğini tekraren vurguladık. Gazze’de ateşkese dönülmesi, Filistin devletinin tanınması ve insani felaketin ortadan kaldırılması için İtalya’nın desteğinin daha güçlü şekilde gösterilmesi beklentimizi ifade ettik. Suriye’de ve Libya’da istikrar ve barışın temin edilmesi için yapılabilecekleri de değerlendirdik. Suriye’nin terör unsurlarından temizlenmesi, devlet kurumlarının güçlendirilmesi, yaptırımların sona erdirilerek yeniden inşa faaliyetlerine hız verilmesi konularında görüş alışverişinde bulunduk. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" dedi.


İtalya’nın özellikle Afrika’ya yönelik müşterek adım atma konusunda Türkiye’ye teklifi bulunduğuna değinenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizce iş birliği yapılmaması için hiçbir sebep yok. Rahatlıkla İtalya’yla böyle bir adımı atabiliriz. Bu teklife sıcak baktığımızı ben de görüşmemizde Sayın Meloni’ye ifade ettim. Nitekim şu anda Afrika’dan beklentiler var. Afrika konusunda bizim yaklaşımımız bellidir. Afrika’yla ticaret, yatırım, insani yardım ve diplomasi gibi pek çok alanda tarihi adımlar attık. Biz Afrika ülkeleri ile göz hizasında ve ’kazan-kazan’ esaslı bir ilişki kurduk ve bunu da genişletiyoruz. Bu yaklaşımımızı paylaşan Batılı ülkelerle de Afrika kıtasında iş birliği zeminimizi genişletmekten memnuniyet duyarız. Bu doğrultuda ikili ve üçlü iş birliklerine, ortaklıklara her zaman sıcak bakıyoruz. İtalya ile karşılıklı ticaret hacmimizi 30 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkarabilecek güç, her iki tarafta da var. İtalya ile ilişkilerimiz geçmişten bu yana gayet olumlu bir seyir izliyor. Tarihi bağlarımız, aynı denizi paylaşmamız, köklü iş birliğimiz, ortak çıkarlarımız ve benzer düşündüğümüz konuların çokluğu, ilişkileri geliştirmekte elimizi güçlendiriyor. Bu nedenle ayakları yere basan, sağlam hedefler koyuyor ve onlara ulaşmak için gayret gösteriyoruz. Ticaret başta olmak üzere birçok alanda Türkiye ve İtalya arasındaki dayanışmanın artırılması temel hedefimizdir" değerlendirmesinde bulundu.


İtalya ile Türkiye arasında güçlü bir iş birliği ve ortak projeler geliştirme potansiyeli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya ile iş birliği alanlarından birinin de savunma sanayisi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Bu konuda gerek bizim firmalarımızın oradaki yatırımları gerek İtalyan şirketlerin coğrafi ve kültürel yakınlığın da etkisiyle Türkiye’ye ilgisinin artması iki ülkenin de çıkarınadır" ifadelerini kullandı.



"Yıllardır bu konuda çok önemli adımlar attık ve belirli bir mesafe de aldık"


Sadece savunma sanayii değil, havacılık, uzay gibi yüksek teknoloji odaklı sektörlerde de iş birliği fırsatlarını değerlendirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savunma sanayii son zamanlarda Avrupa ülkelerinin odaklandığı bir alan. Biz yıllardır bu konuda çok önemli adımlar attık ve belirli bir mesafe de aldık. İlerleyişimizi sürdürüyoruz. Geliştirdiğimiz silah sistemleri, hava, kara ve deniz mühimmat ve araç-gereç dünya tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor. İtalya’da savunma sanayiinde tecrübeye sahip bir ülke. Karşılıklı olarak teknoloji transferi Türkiye’nin yerli savunma sanayini güçlendireceği gibi İtalya’ya da yeni bir bakış ve enerji sağlayacaktır. Bu alanda İtalya gibi önemli bir ülke ile yapacağımız dayanışma, ülkelerimizin alacağı mesafeyi artırır. Bizim bu konudaki görüşümüz, yüzde 100 yerli ve milli savunma sanayii hedefimize ulaşmak. Yunanistan ile de iş birliğini iyi komşuluk, dostluk ve müttefiklik temelinde ilişkileri geliştirmenin gayreti içerisindeyiz" şeklinde konuştu.


"Terörsüz Türkiye konusunda önemli süreçten geçiliyor. Önümüzdeki günlerde terör örgütü PKK’nın kendini feshedeceği ve silahları bırakacağı yönünde açıklama yapması bekleniyor. Bu yönde haberler var. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Artık Türkiye PKK terörü konusunda sona geldi mi?" sorusunu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuda istihbarat teşkilatımız çalışmalarını devam ettiriyor. Bildiğiniz gibi Sırrı Süreyya Önder DEM heyetinin içerisindeydi. Allah şifalar versin. Bu işi, biliyorsunuz, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız yürütüyor ve İbrahim Kalın Bey bu konuda çalışmalara öncülük yapıyor. Hedefimiz Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini dinamitlemeye çalışan terör belasından artık tamamen kurtulmak ve geleceğe yürümektir. Biz, terörle mücadelede önemli başarılar elde ettik. Demokratikleşme konusunda, en ileri adımları attık. Terörün artık tamamen ortadan kaldırılması ve yeni bir dönemin kapılarının açılması için de Cumhur İttifakı olarak güçlü, kararlı bir irade ortaya koyduk. Artık terör örgütü de çıkmaz yola girdiğini anlamalı ve kendilerine yapılan çağrının gereğini yerine getirmelidir. Bu süreçteki en büyük motivasyonumuz evlatlarımıza terörsüz bir Türkiye, terörsüz bir ülke bırakmak. Biz motivasyonumuzu koruyoruz. Sivil siyasetin güçlendiği, huzurun kökleştiği, kaynaklarımızın geleceğe, teknolojiye, kalkınmaya ayrılacağı bir Türkiye için çalışıyoruz. Türkiye’de tefrikaya artık yer olmadığını dost-düşman görecek, milletimizin toplu vuran sinesini hiçbir topun sindiremeyeceğini anlayacaklardır. Daha önce de söyledim: Terörsüz Türkiye bir al-ver süreci değil, bir kardeşlik iklimidir. Milletimizin onlarca yıllık özlemidir" açıklamasını yaptı.


Suriye’nin toprak bütünlüğünün Türkiye için vazgeçilmez olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye hükümetinin de aynı hassasiyetle hareket ettiğini biliyoruz. Suriye’deki silahlı grupların Suriye Savunma Bakanlığı çatısı altında toplanması ve Suriye’nin birliğine, bütünlüğüne katkı sağlaması oldukça önemli. Federatif yapı konusu ise ham hayalden öteye gitmeyen bir husustur. Suriye gerçekliğinde de yeri yoktur. Suriye’de federal yönetim hayalleri kurarak, bölgeyi tehdit edecek kararlar değil, bölgenin istikrarına hizmet edecek kararlar almalarını tavsiye ederim" diye konuştu.


Bölgede oldubittilere müsaade etmeyecek, Suriye ve bölgenin kalıcı istikrarını tehdit edecek, tehlikeye sokacak hiçbir girişime izin vermeyeceklerinin altını bir kez daha çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye’de Şam yönetimi dışında bir otoritenin de, Suriye ordusu dışında silahlı yapılanmanın da kabul edilmeyeceği Suriyeli yetkililerce ilan edildi. Çalışmalarını da bu yönde sürdürüyorlar. Bizim de sınır güvenliği konusunda yaklaşımımız benzer. Sınırlarımızın hemen ötesinde bir ve bütün Suriye dışında herhangi bir zorlama yapıya müsaade etmeyiz. Bütün grupların bir ve bütün Suriye için çalışması, enerjilerini de kuvvetlerini de bu amaç için seferber etmesi en akıllıca seçenektir. Suriye’de tüm grupların temsilini, diyalogunu önceliyoruz. Soğukkanlılıkla, binlerce yıllık devlet müktesebatımızla, sükunetimizi koruyarak barışa hizmet ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.



"Suriye’nin yanında olmaya devam edeceğiz"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ile ilgili gelişmelere ve bölgedeki güvenlik durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı, İstihbarat Başkanı, Savunma Bakanı ve Enerji Bakanı’nın Suriye tarafıyla temaslarını sürdürdüğünü belirterek, bu görüşmelerin sıkı şekilde devam ettiğini söyledi. Suriye’nin inşa ve ihyası için birçok adım atılması gerektiğine inandıklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin Suriye ile 910 kilometrelik sınırının hafife alınamayacağını dile getirdi. Erdoğan, "Biz, her türlü imkânımızla Suriye’nin yanında olacağımızı hep söyledik, söylüyoruz" dedi.


Yatırımcı firmaların Suriye’de atacağı adımların ülkenin yeniden ayağa kalkmasına katkı sağlayacağını belirten Erdoğan, "Oradaki bazı olumsuz gelişmeler çok daha dikkatli hareket edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bizim yatırımcı firmalarımızın Suriye’de atacağı adımlar, Suriye’nin ayağa kalkmasına yardımcı olacaktır. İnşa ve ihya faaliyetleri kapsamında atılacak adımlar, Suriye’nin kendisine gelmesini sağlayacaktır. Bu konuda Antalya’daki 4. Diplomasi Forumu’nda bunları Sayın Şara’yla da görüşme imkanımız oldu. İnşallah bu adımları atmaya devam edeceğiz. Burada da durmak yok, yola devam" diye konuştu.


İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin kentlerinde başlattığı şiddet ve saldırganlık dalgasını genişlettiğini belirten Erdoğan, İsrail’in Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarını da değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail, bölgemizde çatışmayı, kan ve gözyaşını yaymak için çaba sarf ediyor. Gazze başta olmak üzere Filistin kentlerinde başlayan şiddet ve saldırganlık dalgasını aşama aşama genişletiyor. Lübnan’da döktükleri kan, Lübnan halkına çektirdikleri ortada. Şimdi ateşi Suriye’ye yaymak, orada da kan dökmek yoluna girdiler. İsrail’in Suriye topraklarına yönelik saldırıları, Suriye’deki yeni yönetim ile başlayan olumlu iklimi baltalama girişimidir. İsrail’in yaptığı provokasyondur ve bu kabul edilemez. Komşumuz Suriye’yi yeni bir istikrarsızlık bataklığına sürükleyecek her türlü girişime karşı tepkimizi çeşitli şekillerde gösteririz. Bizim derdimiz bölgemizde daha fazla çatışma değil, daha fazla barış ve huzurdur" açıklamasını yaptı.


Suriye’deki en büyük tehdidin terör örgütleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oradaki zaten risk belli; terör örgütleri. Terör örgütleriyle ilgili de zaten Suriye yönetimi adımlarını çok güvenli bir şekilde atıyor. Bu süreçte de Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarımızla, MİT Başkanımızın Suriye’ye yaptıkları ziyarette bunları da kendileriyle görüşme fırsatları oldu. Ona göre de ne tür adımlar atacağımızı belirledik" şeklinde konuştu.



"İsrail kalıcı ateşkesi benimsemiyor, insani yardım öncelik kazandı"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de kalıcı ateşkes konusunda İsrail’in bugün itibarıyla bir irade ortaya koymadığını belirterek, "Şu anda geldiğimiz noktada İsrail, kalıcı bir ateşkesi bugün itibarıyla benimsemiş durumda değil. Amerika Birleşik Devletleri’nin baskısı olmadan İsrail’in bir kalıcı ateşkes garantisi verme niyeti yok. Rehineleri bırakma karşılığında belli bir süre ateşkesi kabul eder gözüküyor" dedi.


Dışişleri Bakanlığı’nın Batılı ülkeler, Filistin ve İsrail tarafıyla insani yardımlar konusunda görüşmeler yürüttüğünü aktaran Erdoğan, ateşkes ve insani yardım başlıklarının daha önce birlikte ele alındığını ancak şu an yaşanan açlık ve yoksulluk nedeniyle insani yardım koridorunun açılmasının öncelik kazandığını belirtti. Erdoğan, "Dışişleri Bakanlığımız hem Batılılarla hem Filistinlerle hem de İsrail tarafıyla aralıklı olarak insani yardımlar üzerine görüşmeler yapıyor. Çünkü önceden ateşkesle insani yardımlar çok içiçe götürdüğümüz iki konuydu. Ama şimdi açlık ve yoksulluk öyle bir noktaya geldi ki, Filistinlilerin çatışmanın dışında sivil kayıpları çok fazla olabilir. Dolayısıyla biz bir metot değişikliğine gitmedik ama ateşkesi vurgularken şu anda ağırlıklı olarak insani yardımlar için koridorun açılmasını öne çıkardık. Taraflar kendi savaşını sürdürseler de sivil nüfusun rehin tutulmaması, bunların temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmaması önemli. Şimdi uluslararası topluma bunu söylüyoruz. Önceden ateşkesle insani yardımları çok ilişkilendiriyorlardı. Şimdi biz onu biraz ayırdık. Ama bu durumda bile İsrail ilave bir baskı görmediği sürece şu anda bir gevşeme yok" ifadelerini kullandı.


Erdoğan, insani yardımların belli bir noktaya kadar ulaşımının mümkün olduğunu ancak bu ara yine ulaşımın kesintiye uğramış durumda olduğunu söyledi.



"Geçici ateşkes, kalıcı barışa kapı aralayabilir"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın 8-10 Mayıs tarihleri arasında ilan edeceğini duyurduğu ateşkes kararına ilişkin de, "Temennimiz odur ki bu ateşkesi biraz daha geliştirelim, genişletelim. İnşallah bu geçici ateşkes devamında kalıcı barışa bir kapı aralar. Biz zaten en başından beri Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın adil ve kalıcı bir barışla sona erebileceğini söylüyoruz. Bu konuda umudumuzu hiç kaybetmedik. Zaman zaman çatışmaların şiddetlendiği anlarda bile, tarafları bir masa etrafında topladık ve barış için müzakereyi önerdik. Böylesi zamanlar provokasyonlara ve müdahalelere açıktır. Bu nedenle süreci zehirlemek isteyenlere fırsat vermeden, Rusya da Ukrayna da samimi bir şekilde barışı dillendirmeli ve artık bu savaş bitmelidir. Bu savaş, sadece iki ülke için değil, küresel güvenlik açısından da oldukça önemli. Çünkü bu savaş herkese kaybettirmiştir. En çok da Rusya ve Ukrayna kaybetmiştir. Adil bir barışın ise asla kaybedeni olmaz. Barış sürecinin uzun vadede başarılı olabilmesi için her iki tarafın karşılıklı güven oluşturması önemli. Türkiye olarak barışa katkı sağlamaya ve destek vermeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.



"Trump ile yüz yüze görüşme ilk fırsatta gerçekleşecek"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile ilk fırsatta yüz yüze görüşme yapacaklarını açıkladı. Erdoğan, telefon görüşmelerinin samimi, verimli ve dostane bir havada geçtiğini belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin köklü ve derin olduğunu ifade eden Erdoğan, görüşülecek birçok konu ve atılacak çok sayıda adım bulunduğunu kaydetti. Bu kapsamda bakanlıkların hazırlık çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, görüşmenin zamanlamasının da bu çalışmalar çerçevesinde ele alındığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile zaman zaman telefon diplomasisi yoluyla temasların sürdüğünü belirterek, "Dostum Trump’la yeni dönemde ikili ilişkilerimize çok farklı bir ivme kazandıracağımıza inanıyorum. Kendisinin Rusya-Ukrayna başta olmak üzere barış vizyonunu da destekliyoruz. Türkiye’nin hassasiyetlerini gözeten tavrını memnuniyetle karşılıyoruz. Suriye konusunda da iki lider olarak birbirimizi anladığımızı görüyoruz. Farklı düşündüğümüz alanlarda da makul bir zeminde uzlaşma arayışlarımız da elbette ki sürecektir. Farklı çevrelerce risk olarak görünen konuları da diyalogla, diplomasiyle aşabileceğimize inanan iki lideriz" vurgusunu yaptı.



"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni asla yalnız bırakmayız"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) gerçekleştireceği ziyaret öncesi değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, hafta sonu TEKNOFEST ekibinin Kıbrıs’ta çalışmalar yürüteceğini, kendisinin de cumartesi günü KKTC’de olacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de inşa edilen yeni parlamento ve cumhurbaşkanlığı binalarının gıpta edilecek eserler olduğunu belirterek, yargı binalarının yapımıyla ilgili sürecin de başlatıldığını söyledi. Erdoğan, millet bahçeleri ve sosyal donatılarla birlikte bölgede önemli yatırımların hayata geçirildiğini kaydetti. Kıbrıs adasında iki devletli çözümle tarihi sorunların geride bırakılabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu doğrultuda çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için gayretlerimizi de artırarak sürdüreceğiz. Türkiye olarak asla KKTC’yi yalnız ve kimsesiz bırakmayız. Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerini her platformda savunmak, Türkiye Cumhuriyeti olarak tarihi ve insani anlamda sorumluluğumuz. Bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getirme hususunda da son derece kararlıyız. Türk Dünyası’nın da kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceğini düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.



"Bu tür davranışlar bizim kitabımızda yazmaz, çünkü bu tür yolsuzluğa biz tevessül etmeyiz"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili dava sürecinde gündeme gelen jammer ve güvenlik kamerası bantlama görüntüleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, İçişleri Bakanı’nın bu konuda gerekli açıklamayı yaptığını belirterek, "Bunun cevabını İçişleri Bakanımız zaten en güzel şekilde verdi ve bu tür bir uygulamanın olmadığını, olamayacağını bildirdi. Fakat ana muhalefetin başındaki zat, inanın sorsanız jammer nerede ne işe yarar, bunu bile bilmez. Benim kendi çalışma ofisimde, kendi odamda hangi aletler var, bunun hesabını herhalde Özgür Özel’e verecek değilim. Kalkıp da kameraları bantlamak, onlarla uğraşmak, bu tür davranışlar bizim kitabımızda yazmaz. Öyle bir uygulama bizde yok, buna gerek de yok. Çünkü bu tür yolsuzluğa biz tevessül etmeyiz. Orada valizlerle ne taşınmış? Bu benim işim mi? O valizlerle kim ne getirdi, ne götürdü onun hesabını onlar versin. Ama bunu yapmıyorlar, yapamıyorlar. Paniklemiş vaziyetteler. Bu süreçte tüm iddialar yargıya intikal etmiş durumdadır. Hatırlarsınız, eskiden gazeteler, ayıplı iş yapanların fotoğraflarını yayımlar, gözlerine de bant çekerlerdi. Ayıplı siyasetin odağı CHP, millete bantların arkasına yine neyi sakladıklarını, hangi şaibeli işlere giriştiklerini izah etmek zorundadır. Ayrıca konunun güvenlik kaygısı olmadığı, güvenlik güçlerimizin açıklamalarıyla açık bir şekilde ortaya çıkmıştır" dedi.



"Mevcut CHP yönetimi, siyaseti enfekte etmektedir"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamaları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili yolsuzluk iddialarına ilişkin, "Bizim bu noktada herhangi bir sıkıntımız olmadığı için rahatız, ama ana muhalefetin başındaki zatın bu konuda derdi çok. Mevcut CHP yönetimi, siyaseti enfekte etmektedir. Sokakları karıştırarak, insanları birbirlerine düşürerek, gündem değiştirme telaşları açıkça görülmektedir. Bunlar, kendilerini kurtarmak için ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyecek kadar izanı kaybetmişler. Düşünün, bir siyasi parti, -ki ana muhalefet partisinden söz ediyoruz- yolsuzluk iddialarını örtbas etmek için illegal örgütlerle iş birliği yapıyor, Ticaret Kanunu’nu ihlal ediyor ve dahası milli güvenliği tehdit edecek bir noktaya geliyor. Batı’ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarıyor. Türkiye’nin ekonomisini, şirketlerini, yargı mensuplarını tehdit edecek kadar ileri gidiyor. Bunları milletimizin ferasetine havale ediyorum" şeklinde konuştu.



"İstanbul’da bir tek riskli yapı kalmayıncaya kadar çalışacağız"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti. İstanbul’daki deprem gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğini belirten Erdoğan, "İstanbul’da meydana gelen deprem, hepimizi derinden üzdü ve kentsel dönüşümün ne kadar hayati önemi haiz olduğunu gözler önüne serdi. Sayın Kurum İstanbul’a oradaki CHP’li birçok yerel yöneticiden daha fazla gidiyor zaten. CHP Genel Başkanı İstanbul’a depremden ancak 5 gün sonra gitti. Onda da İstanbul halkıyla dayanışmak için değil, birilerine tekmil vermek için gitti. Biz İstanbul’un dertlerini bazı koltuk sahiplerinin fersah fersah ötesinde dert edinip, çözmek için gecesini gündüzüne katan bir hareketiz ve hükümetiz. Çünkü İstanbul, ülkemizin kıymetlisidir. Türkiye’nin bütün şehirleri gibi İstanbul’a da hizmet etmek şereftir. Bugüne kadar koparttıkları gürültülerle İstanbul’da kentsel dönüşümün önüne engeller çıkarttılar. Biz o engelleri aşmak için gayret gösteriyoruz, ancak engellemeler İstanbul’a zaman kaybettiriyor. En son depremde bir kez daha görüldü ki, bu gürültücülerin dertleri İstanbul değil. Bunların dertleri başka. Biz, İstanbul’da bir tek riskli yapı bırakmayıncaya kadar çalışacağız. Deprem gerçeğini akıllardan çıkartmayacak ve kentsel dönüşüm bilincini artıracağız. Yoksa bugün kentsel dönüşüme karşı propaganda yapanlar, her felakette olduğu gibi Allah korusun İstanbul’da yaşanacak büyük bir felakette milletimizi bir başına bırakacak. Biz İstanbul’u onların eline ve insafına terk edemeyiz" açıklamasını yaptı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP, millete bantların arkasına yine neyi sakladıklarını, hangi şaibeli işlere giriştiklerini izah etmek zorundadır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Sakaryaspor - Hatayspor maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 17. haftasında oynanan Sakaryaspor-Hatayspor maçının arından iki takımın teknik sorumluları basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Trendyol 1. Lig’in 17. haftasında Sakaryaspor, sahasında karşılaştığı Hatayspor’u 3-0 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Hatayspor Teknik Direktörü Gökhan Alaş, "Sakaryaspor, tecrübeli ve bireysel yetenekli oyunculara sahip olan bir takım. Ancak atletizm konusunda belli sıkıntıları olduğunu da gözlemlemiştik. Maça başladığımızda özellikle ön alan baskısında birebir eşleşmeli bir baskı pozisyonu almayı, topun arkasına geçtiğimiz durumda da adamdan çok alanı korumaya yönelik bir savunma anlayışıyla maça hazırlandık. Aslında maçın başında bunu biraz da başarabilmiştik. Ancak bir anlık dalgınlık, kademe hatalarında verdiğimiz zafiyet maalesef 1-0 geriye düşmemize sebebiyet verdi. Tabi skor dezavantajını yaşadıktan sonra bizim adımıza oyuna tutunmak kolay olmuyor. İkinci yarıda bazı hamlelerle oyunu canlandırmaya çalışsak da kulübeden oyuna dahil ettiğimiz genç oyunculardan oyunu çevirmeye yönelik bir çıkış beklemek çok iyimser bir tablo olur. Çünkü onlar gelişim odaklı baktığımız süreci pozitif yönde kendi adlarına çevirmeye çalıştığımız bir grup. Gene de mücadelelerinden memnunum. Tabi ki mağlup olduğumuz için çok üzgünüz. Sezonun ilk galibiyetini almak üzere bir anlayışla hazırlandık ama gene üzüntülü bir şekilde buradan ayrılıyoruz. Yapacak bir şey yok. Önümüzdeki maçlara bakacağız. Hatalarımızı tekrara masaya yatıracağız. Kendi adımıza düzeltmemiz gereken bölümleri düzeltip, gençleri bu konuda eğitmeye devam edeceğiz. Kalan maçlarda da Sakaryaspor’a başarılar diliyorum’’ dedi. "Biraz temkinli başladık, ikinci yarı oyunu çözdük’’ Sakaryaspor Teknik Sorumlusu Furkan Köseoğlu ise, "Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Alemdar bize bir görev tebliğ etti. Biz de elimizden geldiği kadar kısa zamanda takımı toparlamaya çalıştık. Etki etmişiz midir, ufak tefek dokunuşlar yaptık tabi. Önümüzde Çorum maçı var ona hazırlanacağız. Elimizden geldiği kadar bu armayı yükseltmek için, biz Sakarya’nın çocuğuyuz. Elimizden geleni yapacağız. Şuan iyi gidiyoruz moral olarak, inşallah. Kolay bir maç gibi görünüyor ama kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir takım karşımızda. Biraz temkinli başladık. İkinci yarı oyunu çözdük. Mete’nin durumu kötü ama Burak, Çorum maçına sahada olur" diye konuştu.
Kırıkkale Kırıkkale’de FETÖ, uyuşturucu ve dolandırıcılık suçlarından aranan 4 hükümlü yakalandı Kırıkkale’de FETÖ, uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık ve taksirle ölüme neden olma suçlarından haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunan 4 hükümlü, jandarma ekiplerince yakalanarak cezaevine teslim edildi. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla İl Jandarma Komutanlığınca aranan şahısların yakalanmasına yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında farklı suçlardan haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunan 4 firari hükümlü yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) üye olma suçundan aranan M.R.K. (57), uyuşturucu ticareti yapma suçundan aranan A.G. (35), resmi belgede sahtecilik, Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlama ile kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından aranan A.H. (25) ve taksirle ölüme neden olma suçundan aranan N.Y. (56) jandarma ekiplerince yakalandı. Yakalanan şahıslardan M.R.K. hakkında kesinleşmiş 8 yıl 1 ay 15 gün, A.G. hakkında 4 yıl 2 ay, A.H. hakkında 1 yıl 1 ay hapis cezası bulunduğu belirlenirken, söz konusu 3 hükümlü tutuklanarak Keskin Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na teslim edildi. Hakkında kesinleşmiş 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası bulunan N.Y. ise, tutuklanarak Sulakyurt Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na teslim edildi. Jandarma ekiplerinin kent genelinde aranan şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğü bildirildi.
Giresun Giresun’da fındık fiyatı 250 TL’ye geriledi, üretici umudunu yeni yıla bıraktı Giresun’da serbest piyasada fındık fiyatları son bir ayda yaşanan düşüşle 250 liraya kadar gerilerken, elinde ürün bulunan üreticilerin fiyatların yeniden yükselmesine yönelik beklentisi yılbaşından sonraya kaldı. Sezona 270 liradan başlayan fındık fiyatları kısa sürede 350 liraya kadar yükselirken, son bir aylık süreçte yaklaşık 100 liralık düşüş yaşadı. Rekolteye göre pazara inen fındık oranının yüzde 70’lere ulaştığı belirtilirken, üreticinin elinde yaklaşık 130 bin ton ürün kaldığı tahmin ediliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Keşap Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şahin, "2025 yılı fındık hasadının ardından fiyatlar 350 liraya kadar çıktı, ancak yaşanan dalgalanmalar sonucunda bugün serbest piyasada fındık 250 liradan işlem görüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hasat döneminde açıklanan 453 bin tonluk rekoltenin büyük bölümü pazara indi. Üreticiler fiyatların daha da yükseleceği beklentisiyle acil ihtiyacı olmayan ürünlerini piyasaya sürmedi. Ancak beklenti gerçekleşmedi, fiyatların gerilemesiyle hem üreticiler hem de yüksek fiyattan alım yapan tüccarlar hayal kırıklığı yaşadı. Sezon başından bugüne 260 ila 350 liradan fındık alan tüccarlar da fiyatların artacağı düşüncesiyle satış yapmadı, ancak onların da beklentileri boşa çıktı" dedi. Elinde fındığı bulunan üretici ve tüccarın umudunun yılbaşı sonuna kaldığını ifade eden Şahin, "Üretici ve tüccar, artık sanayicinin stoklarının tükenmesini bekliyor. Fabrikaların yeni yılın ilk aylarından itibaren ürün tedariki için yeniden piyasaya inmesi bekleniyor. Bu süreçle birlikte yeni yıl sonrasında serbest piyasada bir hareketlenme yaşanabilir ve fındık fiyatlarının yeniden yükselmesini umut ediyoruz" diye konuştu.
Ankara Sahiplendiği köpeklere cinsel istismarda bulunup öldüren doktor hakkında gerekçeli karar açıklandı Ankara’da sahiplendiği köpekleri cinsel istismarda bulunup öldürmekten 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan doktor hakkındaki gerekçeli karar açıklandı. Sahiplendiği köpeklere cinsel istismarda bulunup öldürdüğü gerekçesiyle Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan doktor Muhammet Mustafa Duman (28) hakkında verilen cezanın gerekçesi açıklandı. Mahkeme, sanık Duman’ın Mart ve Nisan 2025 tarihleri arasında farklı zamanlarda sahiplendiği en az 8 yavru köpeğe ikametinde cinsel saldırıda bulunarak öldürdüğünün kamera kayıtları, dijital materyaller, bilirkişi raporları ve tanık beyanlarıyla sabit olduğunu belirtti. "Kamera, dijital delil ve mesajlar birbirini doğruladı" Gerekçeli kararda, sanığın 30 Mart 2025’te 5 yavru köpeği, 26 Nisan 2025’te ise 3 yavru köpeği ikamet ettiği villaya getirdiği, kısa süre sonra çöp poşetleri ve kutularla evden ayrıldığı, ardından temizlik yaptığının kamera kayıtlarıyla tespit edildiği bilgisi yer aldı. Sanığa ait cep telefonunda ele geçirilen ve silinen dosyalardan kurtarılan videolarda, kanlar içinde hareketsiz yavru köpeklerin bulunduğu, sanığın bu görüntüleri kayda aldığı ve kardeşine göndererek silmesini istediği mesajlaşmaların bulunduğu kaydedildi. "Duvar boyama ve temizlik delil karartma olarak değerlendirildi" Mahkeme, sanığın karakoldaki ilk ifadesinden sonra serbest bırakılmasının ardından duvarlardaki kan izlerini yok etmek amacıyla evini boyadığı, gece saatlerinde babasıyla birlikte evden çöp poşetleri ve eşyalarla ayrıldığı tespitlerine yer verdi. Gerekçeli kararda bu durumun delil karartma çabası olduğu ifade edildi. Sanık Duman’a ait cep telefonunda yapılan incelemede ise hayvanlara yönelik cinsel içerikli binlerce görüntünün izlendiği, bazı görüntülerin ekran görüntüsü alınarak kaydedildiği, internet aramalarında "hayvan ile cinsel birliktelik" ve "Bestialii" (zoofili, hayvanlarla cinsi münasebet sapkınlığı) gibi anahtar kelimelerin kullanıldığının belirlendiği kaydedildi. Mahkemenin bu kapsamda sanığın müstehcenlik suçunu da işlediğine hükmettiği belirtildi. Sanığın sahiplendiği köpeklerin ikametinin camını açık unuttuğundan ötürü kaçtıklarını iddia etmesine ilişkin ise kararda, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve inandırıcılığının bulunmadığı anlatıldı. Yavru köpeklerin yürümekte dahi zorlandığı anlatılan gerekçeli kararda, köpeklerin cama tırmanarak kaçmalarının mümkün olmadığı belirtildi. Kararda, sanığın cinsel amaçlarla söz konusu yavru köpekleri evine getirdikten hemen sonra bu köpeklere cinsel saldırırda bulunarak öldürdüğü, daha sonra bu yavru köpekleri poşetlere koyarak aynı gün çöpe atarak cesetlerinden kurtulduğu anlatıldı. Buna istinaden sanığın cep telefonuyla çektiği görüntü kayıtlarında da poşet üzerinde ölü vaziyette kanlar içinde yavru bir köpeğin bulunmasının bu durumu kanıtladığı ifade edildi. "Zincirleme suç hükümleri uygulandı" Gerekçeli kararda, sanığın eylemleri farklı tarihlerde farklı hayvan gruplarına, yenilenen kasıtla işlediği gerekçesiyle ayrı ayrı suçlar olarak değerlendirildiği belirtildi. Bu nedenle sanık hakkında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28/A maddesi kapsamında ayrıca zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezaların artırıldığı belirtildi. Yerel mahkemede yapılan son duruşmada sanık Duman, ’köpekleri öldürme’ suçundan 5 yıl 2 ay, ’hayvanlara cinsel istismar’ suçundan ise 4 yıl 7 ay olmak üzere toplam 9 yıl 9 ay hapis cezası ile 20 bin 550 lira adli para cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca sanık Duman’a ’müstehcenlik’ suçundan 1 yıl 15 gün hapis ve 750 lira adli para cezası verilmiş ancak cezada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti.