POLİTİKA - 09 Temmuz 2024 Salı 11:28

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye, NATO’nun bel kemiği ülkelerin başında"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye, NATO’nun bel kemiği ülkelerin başında"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, NATO’nun misyonlarına ve harekatlarına en fazla katkı sağlayan ilk 5 müttefikten biridir. Külfet paylaşımı noktasında üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Karada, denizde ve havada geliştirdiğimiz imkan ve kabiliyetlerle NATO’nun bel kemiği ülkelerin başında yer alıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD’ye gerçekleştireceği ziyaret öncesi Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.

NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını tahkim etmek, müttefiklerin imkan ve kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla istişarelerde bulunacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO’nun kuruluşunun 75. yıl dönümüne tekabül etmesi hasebiyle zirvemiz ayrı bir anlam taşıyor. Geçen sene Vilnius’ta aldığımız kararların takibini yapacağız. Bu vesileyle bir oturumda Avrupa Birliği temsilcilerinin de katılımıyla Asya Pasifik bölgesindeki NATO ortakları olan Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda’yla liderler düzeyinde bir araya geleceğiz" dedi.

Son oturumu ise NATO Ukrayna Konseyi formatında icra edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zirveden beklentimiz müttefiklerin milli güvenlik hassasiyetlerini gözeten, ittifak dayanışmasını ve birlik ruhunu güçlendiren neticelerin elde edilmesidir. Terörle mücadele ve müttefikler arasında savunma sanayi ticareti önündeki engellerin kaldırılması konusunda Vilnius’ta aldığımız kararların uygulanması bu bakımdan mühimdir. Yapacağımız görüşmelerde başta yakın çevremiz olmak üzere, dünyada artan terör tehdidine dikkat çekeceğiz. Terör örgütleriyle kararlı ve bütüncül bir mücadele yürütülmesi noktasında NATO’nun gayretlerinin arttırılması gerektiğinin de altını çizeceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına olan bağlılığının ve desteğinin herkesin malumu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ukrayna’yı desteklemek için atılacak adımları tasarlarken NATO’nun savaşın tarafı haline getirilmemesi yönündeki ilkeli duruşumuzu da muhafaza ediyoruz. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını ilk günden beri ifade ettik. Bu uğurda İstanbul Süreci başta olmak üzere önce ateşkesi temin, ardından da kalıcı barışa giden yolu açmak için elimizi başından itibaren taşın altına koyduk" değerlendirmesini yaptı.

"Silahların konuştuğu, kan döküldüğü ve can kaybının yaşandığı her gün bizim ne kadar isabetli bir yerde durduğumuzu göstermektedir" diyen Erdoğan, "Washington’da yapacağımız istişareler NATO’nun güney bölgesine yönelik yeni vizyonunun tespiti bakımından da önemli katkılar sağlayacaktır. Siber dünya, dezenformasyonla mücadele ve yükselen teknolojilerin beraberinde getirdikleri sınamalar da gündemimizde yer alacaktır. Washington zirvesi Avrupa Atlantik bölgesinin güvenliğindeki merkezi rolün NATO’ya ait olduğu hakikatini bir bir kez daha kayda geçirecektir. Türkiye, NATO’nun misyonlarına ve harekatlarına en fazla katkı sağlayan ilk beş müttefikten biridir. Külfet paylaşımı noktasında üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Karada, denizde ve havada geliştirdiğimiz imkan ve kabiliyetlerle, NATO’nun bel kemiği ülkelerin başında yer alıyoruz. Tehditlerin çeşitlenerek arttığı bu dönemde ittifaka verdiğimiz önem açıktır. Ortak değerlerimizin samimiyet testinden geçmekte olduğu Gazze’de Filistin halkına yönelik süre giden katliamları gündeme taşıyacağız" açıklamasını yaptı.

Zirvede bu vahim tablo karşısında uluslararası camianın İsrail’i durdurmakta yetersiz kaldığını ve Filistin’de adil, kalıcı barış tesis edilmeden küresel vicdanın rahat bir nefes almasının mümkün olmayacağını vurgulayacaklarını belirten Erdoğan şunları söyledi:

"Tam bütün bu meseleleri en yüksek derecede gündeme getirirken ilişkin değerlendirmelerimizi müttefik devlet ve hükümet başkanlarıyla yapacağım ikili görüşmelerde de ele alacağım."

"Kuzey Kıbrıs’ı burada tam üye noktasına nasıl taşırız, bunun gayreti içerisindeyiz"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kendi nezdinde zaten Türk devletlerinin tam üyesi konumunda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuda başta Azerbaycan olmak üzere onların yaklaşımı da bizimle hemen hemen aynı konuma gelmiştir. Son Şuşa zirvesinde de malum Kuzey Kıbrıs orada bulundu, o zirveye katıldı. Bizim arkadaşlarımızdan da Cevdet Bey ve Hakan Bey onlar da o zirvede bulundular. Şimdi bundan sonraki süreçte de bizler Kuzey Kıbrıs’ı burada tam üye noktasına nasıl taşırız, bunun gayreti içerisindeyiz. Özellikle de Türk devletleri içerisinde hukukumuzun en ileri derecede olduğu Türk devletleriyle de bunu geliştiriyoruz. Ve mümkün olduğunca da şu anda Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Bey’in o devletlerin başkanlarıyla olan münasebetlerini de geliştiriyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin NATO’nun ilk beş ülkesinden bir tanesi olduğunu bir kez daha yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rutte sonrası döneme yönelik değerlendirmelerini paylaştı. Erdoğan, "Yani bunu mali destek noktasında söylüyorum. Ayrıca NATO’ya güç katma noktasında söylüyorum. Türkiye’nin buradaki durumu bu noktada ilk beş ülke derken yani bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bu artık NATO üyesi ülkelerin hepsinin bir yaklaşımıdır ve Türkiye’ye bakışı da hepsinin böyledir. Biz bundan sonra da NATO’daki bu konumumuzu aynen güçlendirerek devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Buradan beklentimiz nedir denilirse, Vilnius’ta neler görüştüysek, neler konuştuysak, bundan sonraki süreçte de aynı durumları gerek Dışişleri Bakanım, gerek Milli Savunma Bakanım yaptıkları görüşmelerle de teyit ediyorlar. Tabii yeni genel sekreter olarak Rutte’nin oraya gelişinde Türkiye’nin rolü üst düzeyde olmuştur. Şimdi Rutte’yle de Amerika’da ayrıca görüşmelerimiz olacak. Göreve başlamadan Türkiye’yi ziyaret edeceğini bana söylemişti. Biz de şimdi tekrar bu görüşmelerimizi yapmak suretiyle adımlarımızı nasıl Stoltenberg’le çok samimi bir havada süreci işlettiysek, inanıyorum ki Rutte’yle de aynı şekilde yürüteceğiz" dedi. Erdoğan, "NATO’nun 2010 strateji belgesinde de belirtildiği gibi terör tehdidiyle başa çıkmak bugün ittifakın önemli önceliklerinden biri. Bu tehdidin bertaraf edilmesi ancak müttefikler arasında dayanışma ile mümkün.

Türkiye’nin terörle mücadelesinde ittifak ortaklarından yeterli desteği aldığını düşünüyor musunuz?

Müttefiklerden somut beklentilerinizi sıralayabilir misiniz" sorusuna şöyle cevap verdi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Tabii NATO’yla bu noktada istediğimiz konumda mıyız?

Açık, samimi söylüyorum. İşte şu anda bunları aşmanın gayreti içerisindeyiz. Özellikle NATO’yla İsrail-Filistin konusunda istediğimizi, beklediğimizi henüz alabilmiş değiliz. Temennim odur ki, şu anda Amerika’daki görüşmelerimizde inşallah bunları tekrar gündeme getirip beklediğimiz neticeyi de alırız diye düşünüyorum. Burada tabii Dışişleri Bakanımın görüşmeleri var. Milli Savunma Bakanımın görüşmeleri var. Bütün bu görüşmelerle birlikte kendilerini bu noktada da uyaracağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması adına Katar’ın ara buluculuğunda görüşmeler devam ediyor. Sizin de bu görüşmeleri yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Hatta Almanya dönüşünde olumlu gelişmeler var demiştiniz. Bu durumu zora sokan hep İsrail olmuştu bugüne kadar. Sizin bu görüşmelerden beklentiniz nedir? Acaba yakın zamanda bir kalıcı ateşkes sonucu çıkabilir mi" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Doha’da çok ciddi görüşmeler oldu. Hatta biz o gün uçakla dönüşümüzü yaparken, MOSSAD’ın başkanı da Doha’ya gitmişti. Doha’daki görüşmelerde de özellikle olumlu bazı adımlar atılmıştı. Fakat o günden bugüne henüz o adımlar noktalanmadı. Fakat biz sabırla tabii süreci takip ediyoruz. Gerek İstihbarat Başkanımız gerek Dışişleri Bakanımız süreci takip ediyorlar. İnşallah kısa zamanda buradan beklediğimiz neticeyi alırız."

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ‘Nazik Kübizm’ sergisi ile otizmin sanatsal yüzü Eskişehir’de, 10 yaşındaki otizmli sanatçı Ege Bolat’ın özgün eserlerinden oluşan ‘Nazik Kübizm’ sergisi, Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda sanatseverlerle bir araya geldi. ‘Nazik Kübizm’ sergisinde, Ege Bolat’ın birbirinden farklı tekniklerle oluşturduğu özgün eserler yer aldı. Kübizm tekniğini kendi özgün tarzıyla harmanlayan Bolat, eserlerindeki renklerin ve şekillerin oluşturduğu uyumla dikkat çekti. Bu sergi otizmli bireylerin doğru yönlendirme ile sanatsal yeteneklerini gözler önüne sererek bir farkındalık oluşturdu. Bolat’ın resim öğretmeni Sevdiye Cerrahoğlu, Ege’nin davranış bozukluklarını sanat sayesinde aştığını belirtti. “Nazik Kübizm yapıyorum demeye başladı” Ege’ye kriz anlarında ‘Nazik olur musun?’ demesiyle birlikte Nazik Kübizm’in ortaya çıktığını belirten Sevdiye Cerrahoğlu, “Ege ile Elif Tuğçe Şen sayesinde çalıştım. Onun sayesinde egeyle biz bir yolculuğa çıktık. Bu yolculukta da resim yapmaya başladık. Ege 10 yaşında otizm spektrum bozukluğu var. Davranış problemi çok fazlaydı ve bizim bir araç bulmamız gerekiyordu. Sanat bize en iyi araç oldu. Ege; kendi dilini, akımlarını, çizgi ve renklerini oluşturdu. Ege çeşitli yönlendirmeler sayesinde kendini daha açıkça ifade etmeye başladı. Bazen kriz anları ya da çok fazla gülme anları oluyordu, o anlarda Ege’ye ‘Nazik olur musun’ derdim. Ege akımları öğrendikçe belirli bir zaman sonra Nazik Kübizm yapıyorum demeye başladı ve serginin çıkış noktası bu oldu” dedi. “Özel veya değil aslında her çocuğun bir yolu var” Her çocuğun bir yolu olduğunu ve önemli olanın o yolu keşfedip rehberlik etmek olduğunu dile getiren Cerrahoğlu, “Ege resim yapmaya başladıkça resimlerini evde sergilemeye başladı ve öte yandan resim yarışmalarında ödüller aldı. Eserlerini insanlara göstermeyi çok istiyordu. Tepebaşı Belediyesi de sağ olsun bu imkânı sağladılar, biz de bu sergiyi açtık. Özel veya değil aslında her çocuğun bir yolu var. Önemli olan bu yolu onlara sunabilmektir, rehberlik ederek doğruya yönlendirebilmektir. Ege de bu yolda çok güzel bir şekilde ilerledi. Her çocuğun bir yolu var önemli olan onu keşfetmektir. Resim yapmaya başlamadan önce davranış problemlerini sert bir şekilde ifade ediyordu, artık öfkemizi de sevincimizi de üzüntümüzü de resim yaparak aktarıyoruz” diye konuştu. “Ege, resme başladığından beri çok değişti" Ege Bolat’ın annesi Yasemin Bolat çok güzel duygular yaşadığını vurgulayarak, “Aslında spor dersi alırken oraya bir resim hocası gelmesiyle bizim yollarımız kesişti. Ege’nin el ve göz koordinasyonu gelişsin, hadi resme başlasın derken birdenbire egenin akımlara olan ilgisini fark ettik. Resim hocamızın da ilgisiyle beraber bu yöne doğru bir başlangıç yaptık. Ege resme başladığından beri çok değişti. Kendini daha iyi ifade ediyor. Öfkelendiği zaman bir şeyler çiziyor. Kendini anlatmaya çalışıyor. Resim hepimize iyi geldi bu anlamda. Bizim için bu çok üst seviyede bir şey, böyle bir şeyi tahmin edemezdim. Duygularım karman çorman, ne söyleyeceğimi de bilemiyorum bu konu hakkında. İnanılmaz güzel bir duygu yaşıyorum” ifadelerini kullandı. Ege hangi alanda ilerlerse ilerlesin her daim yanında olacağını belirten Yasemin Bolat, “Ege resme başladıktan sonra duygularını daha çok kontrol etmeye başladı. Öfkesini de mutluluğunu da resme aktarmaya başladı. Bu onun iç dünyasına, bizim ev hayatımıza ve derslerine yansıdı. Bu anlamda çok iyi oldu. İleride nasıl olur bilmiyorum, belki diğer akımlara devam eder. Belki de resim yapmayı bırakıp yüzmek isteyebilir. Bambaşka şeylere de yönelebilir. Ege ne konuda ilerlerse biz her daim ailesi ve öğretmenleri olarak yanında olacağız” dedi.
Adana ’Ya ölürsün ya da bacağın kesilir’ dediler, nadir yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu Mardin’de doğum yaptığı sırada sağ leğen kemiğinde tümör tespit edilen ve doktorların ‘Ya bacağın kesilir ya da ölürsün’ diyerek ameliyat etmekten çekindiği kadın, Adana’da 6 saat süren ‘Pelvik rezeksiyon’ ameliyatıyla yeniden sağlığına kavuştu. Mardin’de yaşayan 35 yaşındaki Tayyibet Aldemir’e, 3 sene önce 3. çocuğunun doğumu sırasında sağ leğen kemiğinde tümör teşhisi konuldu. Bunun üzerine doğumdan sonra Diyarbakır’a yönlendirilen Aldemir, orada da ameliyat edilemeyince İstanbul’a sevk edildi. İstanbul’da da doktorların ‘Ya bacağın kesilir ya da ölürsün’ demesi üzerine genç kadın ameliyat olmaktan vazgeçti. Yürüyememeye başladı Gün geçtikçe yürüme kabiliyetini de kaybeden Aldemir, hem yeni doğan bebeğine hem de diğer çocuklarına artık bakamamaya başladı. 1.5 yıl boyunca acı çeken Aldemir, kızının tedavisi için Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geldi. Ameliyat olmaya karar verdi Burada Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde görevli Prof. Dr. Ahmet Kapukaya’ya başvuran Aldemir, yapılan tetkikler sonucu doktorunun da yönlendirmesiyle ameliyat olmaya karar verdi. Türkiye’de nadir yapılan ve 6 saat süren ‘Pelvik rezeksiyon’ ameliyatıyla genç kadının leğen kemiğindeki tümör temizlendi. Artık evlatlarına bakabiliyor Ameliyattan sonra sağlığına kavuşan Tayyibet Aldemir artık kimseden yardım almadan hem 3 çocuğuna hem de evine bakabiliyor. “Hastanemizin alt yapısı ameliyatlar için müsait” İhlas Haber Ajansı’na konuşan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kapukaya, “Hastamız bize geldiğinde tümörü çok ilerlemişti. Ameliyat olması halinde yüzde 98 bacak kaybı, yüzde 95’de ölüm riski var denilmişti. Ancak Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanemizin alt yapısı bu tür ameliyatları yapmaya çok müsait. Bizde hastamıza riskleri anlattık ve ekip halinde bu ameliyatı gerçekleştirdik. Leğen kemiğini bölgeden çıkarttık, tümörü temizledik ve vücuttan alınan diğer kemiklerle o bölgede yeni bir leğen kemiği oluşması için kaynamaya bıraktık” diye konuştu. “Sağlığıma kavuştum” Ameliyattan önce çok zor günler geçirdiğini anlatan Tayyibet Aldemir, “Çocuklarıma dahi bakamıyordum, komşular, akrabalar evlatlarıma bakıyordu. Ameliyattan sonra çok rahatladım. Şuanda çok iyiyim. Türkiye’de birçok özel ve devlet hastanesine gittim ancak bir türlü ameliyat olamadım. Adana’da ameliyat oldum ve sağlığıma kavuştum” dedi.