EKONOMİ - 23 Mayıs 2025 Cuma 17:06

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Enflasyon oranı düştükçe Türkiye farklı bir perspektif, farklı bir döneme doğru gelişimini devam ettiriyor"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Enflasyon oranı düştükçe Türkiye farklı bir perspektif, farklı bir döneme doğru gelişimini devam ettiriyor"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Enflasyon oranı düştükçe Türkiye farklı bir perspektif, farklı bir döneme doğru gelişimini devam ettiriyor" dedi.


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Ekonomi Şurası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ilgili bakanlık temsilcileri ile sektör meclisi başkanlarının katılımıyla TOBB ev sahipliğinde toplandı. Burada açılış konuşmasını gerçekleştiren Yılmaz, hükümet olarak her zaman programlarını, politikaları, şekillendirirken istişareyle hareket etmeye büyük önem verdiklerini bildirerek gerek orta vadeli program gibi genel programları hazırlarken gerek sektörel, tematik, bölgesel çalışmalar yaparken ilgili gördükleri tüm kesimlerle istişare içinde hareket ettiklerini vurguladı.


Başarılı olmanın şartlarından bir tanesinin kamuyla özel sektörün sürekli bir diyalog içinde olması, iş birliği içinde hareket etmesi ve birlikte hedeflere yürümesi olduğunu ifade eden Yılmaz, "Biz de sonuçta farklı ülkelere ait vatandaşlar değiliz. Aynı ülkenin vatandaşlarıyız. Aynı vatanın evlatlarıyız. Dolayısıyla temelde hedeflerimiz bir, ufkumuz, vizyonumuz bir. Önemli olan herkesin durduğu yerden bu vizyona, bu hedeflere katkı sunması, diyalog içinde, iş birliği içinde hareket edildiğinde bu rekabetçi zor dünyada avantajlarımızı ülkemizin, milletimizin lehine kullanabiliriz diye inanıyorum" ifadelerini kullandı.


Bu yılın Eylül ayından OVP’yi güncelleyeceklerini belirten Yılmaz, "Orada da bütün bu istişarelerin sonuçlarının yansıdığını hep birlikte göreceksiniz. Uyguladığımız programın 4 temel amacı var. Birincisi ve en temel amacımız enflasyonu düşürmek. Ülkemizde fiyat istikrarını tesis etmek, öngörülebilir bir ortamı hem kamu için hem özel sektör için sağlamak. Enflasyonu düşürürken bunun geçici bazı yan etkileri olabiliyor. Bunları da hep birlikte yönetmemiz gerekiyor. Ama sonuçta enflasyonun düşmesi özel kesim için reel sektör için de son derece kıymetli diye inanıyorum. Çünkü özel sektör öngörülebilirlik ister, istikrar ister, istikrarlı bir ortamda işini, yatırımlarını gerçekleştirmek ister. Kısa vadeli, dönemsel bir takım yan etkileri de hep birlikte yönetmemiz gerekiyor. Enflasyonu düşürme dışında programımızın ikinci temel amacı dengeli bir şekilde büyüme sağlamak. Dengeli bir büyüme. Neyi kastediyoruz buradan? Sadece iç taleple değil, dış taleple de büyümek. Sadece tüketimle değil, üretimle, yatırımla, ihracatla büyüyebilmek. Daha nitelikli bir şekilde büyümek, büyümeyle dezenflasyon arasında bir sıkıntı yaşanmamasını sağlamak. İkinci temel amacımız bu. Üçüncü amacımız tabii ki bunları niçin yapıyoruz? Ekonomi niçin? İnsan için, sosyal refah için. Ama bunu da kalıcı bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Aldatıcı, günlük, göz boyayıcı bir gelişme istemiyoruz. Aldatıcı politikalarla değil, geçici, göz boyayıcı politikalarla değil, sağlıklı, gerçekçi, sonuç verici politikalarla yolumuza devam etmek istiyoruz ve kalıcı sosyal refah üretmek istiyoruz. Üçüncü amacımız bu" şeklinde konuştu.


Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin maliyetlerine ilişkin konuşan Yılmaz, 2023, 2024, 2025, üçüncü yıldayız. Her yıl ortalama 35 milyar dolar civarında deprem harcaması yapıyoruz. Bu yılın sonuna geldiğimizde 100 milyar doları aşan bir harcama yapmış olacağız. Bu kolay bir iş değil gerçekten. Ağır büyük, gelişmiş dediğimiz ekonomiler içinde ağır büyük ama bunu çok şükür gerçekleştiriyoruz. Şehirlerimizi yeniden imar ediyoruz. Tamam. Bu yılın sonunda 450 bin civarında hak sahibi konutuna kavuşmuş olacak ama bununla kalmıyor. Yollar, tüneller, şehir altyapıları, hastaneler, okullar, doğal gaz bağlantıları birçok yatırımı yapıyoruz. Sanayi, organize sanayi bölgelerini yeniden inşa ediyoruz. Vergi politikalarıyla, destek oluyoruz. Dolayısıyla birçok boyutuyla dünyanın şu anda en büyük şantiyesi bizim deprem bölgemiz. Ve inşallah bu yıl sonunda bu ağır yükü büyük oranda tamamlamış olacağız. Gelecek yıl daha farklı bir perspektifimiz olacak. Yine eksiklerimizi tamamlayacağız ama bu üç yıl kadar ağır büyük olmayacak. Bu da bize reel sektör ve sosyal kesimler için daha sağlıklı bir şekilde hareket etme imkanı da sunmuş olacak. Bu dört hedefe dönük olarak programımızı hayata geçirmeye devam ediyoruz" şeklinde konuştu.


"Türkiye yoluna devam ediyor"


Dünyada bu sene beklenen büyüme rakamının 2.8 olduğunu beklene ticaret büyümesini ise 1.7 olarak aktaran Yılmaz, "Geçmişte o küreselleşme dediğimiz dönemde ticaret büyümesi genelde ekonomik büyümenin üstünde olurdu. Şimdi altında. Dünyada böyle bir tablo var. Dünyada korumacılık yükseliyor. Ticaret savaşları çok yeni boyutlar kazanmış durumda. Sayın Trump’ın yaptığı açıklamalarla küresel belirsizlik oldukça yüksek yüzeylere çıkmış durumda. Böyle bir ortamdayız. Bir taraftan da bölgemizde çok ciddi jeopolitik gelişmeler var. Kuzeyimizde, güneyimizde, bölgemizde savaşlar, çatışmalar, bunların getirdiği sorunlar sıkıntılar var. Bütün bu ortam içinde Türkiye yoluna devam ediyor. Geçen sene hem büyümeyi başardık hem de enflasyonda bir dezenflasyon sürecini başlatmış olduk. Bu da hiç de küçümsenmemesi gereken bir başarı diye ifade etmek istiyorum" açıklamalarında bulundu.


"Cari açık tahminimizden daha iyi gerçekleşecek"


Cari açıkta önemli bir iyileşmenin söz konusu olduğuna dikkat çeken Yılmaz,


Türk Lirası değerlenirken TL’de değerlenme süreci içindeyken ihracatımızın arttığını makro rakamları söylüyorum. İhracatımızın arttığını turizm gelirimizin arttığını cari açığımızın ise dramatik bir şekilde düştüğünü görüyoruz. 2023’te bir dönem 60 milyar dolarlara yaklaşmıştı cari açığımız. Geçen yılı 10 milyar dolar cari açıkla kapattık. Şu anda 12.6 milyar dolar yıllıklandırılmış açığımız. Bu sene bir miktar artacak diye tahmin etmiştik OVP’de. Yüzde 2 olacak diye tahmin etmiştik milli geliri oranla. Ama yaşanan gelişmelerden görüyoruz ki ikinin altında olacak. Yani cari açık tahminimizden daha iyi gerçekleşecek. Bu da Türkiye’nin döviz ihtiyacını azaltan finansal istikrarına katkıda bulunan borçlanma ihtiyacını azaltan son derece önemli bir gelişimdir" dedi.


Yılmaz, işsizlik oranının tarihinin en düşük seviyesinde olduğunu ve en son aylık belirlenen rakamın ise 7.9 olduğunu anımsattı.


Bütçe disiplini çok değer verdikleri ve çok önem verdikleri bir alan olduğunun altını çizen Yılmaz, "Bu alanda da depreme rağmen yüzde beşler civarında tutmayı başardık bütçe açığımızı. Depremin etkisi geçici bir etki, yapısal bir etki değil bu çok önemli. Bir süre sonra bu etki çıkacak ve bütçe oranlarımız bütçe açığını milli gelene oranı yine yüzde üçlerin altına gelecek. 22 yıllık ortalamamız 2.7 inşallah bu deprem yükü omuzlarımızdan kalktıkça bütçemiz çok daha emin bir noktaya bütçe açımız emin bir noktaya gelmiş olacak" açıklamalarında bulundu.


Yılmaz, bankacılık sektörünün güçlü bir sermaye yapısı olduğunu ifade ederek sermaye yeterlik oranı oldukça yüksek olduğunu vurguladı.


Merkez Bankasının rezervleri en son 145 milyon 7 milyar olarak açıklandığını hatırlatan Yılmaz, "Bir dönem bir gerileme oldu ama son bir iki haftada tekrar bir toparlanma sürecine girdi Merkez Bankamızın rezervleri. CDS dediğimiz küresel risk bilimimiz özellikle bu küresel belirsizlikler nedeniyle Trump tarifeleri açıklamaları sonrasında 381 baz puana kadar yükselmişti. En son geldiğimiz noktada 295 baz puana kadar geriledi. Bu küresel çalkantıdan önce 250’liler civarındaydı. 380’ler kadar yükseldi. Şu an geldiğimiz noktada 295’e kadar gerilemiş durumda. Bu gerileme eğilimde devam ediyor. Bu süreçte kur oynaklığı azalmış durumda. Yabancı para mevduatı talebi düşmüş durumda. Kur korumalı mevduat. Bir dönem çok tartışılan bir konu. Bu artık hani konuşulmaya değer bir konu olmaktan çıktı diyebiliriz" ifadelerine yer verdi.


Enflasyonda geçen yıl mayıs ayında zirveyi gördüklerini ifade eden Yılmaz " Haziran’la birlikte bir dezenflasyon süreci başladı. Zaten bunu bu şekilde planlamıştık ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Önce bir geçiş süreci olacak. Sonra bir dezenflasyon süreci olacak. 3. aşamada da kalıcı fiyat istihbarat dönemini başlayacak demiştik. Dezenflasyon süreci geçen yılın Haziran ayında başladı. 11 aydır kesintisiz bir şekilde enflasyonun yıllık oranı düşüş trendinde iş bu. En son 37,9’a kadar geriledi nisan ayı itibariyle. Bu aydaki bu ay yaşadığımız ayda da mayıs ayında da ölçü göstergelere baktığımızda dün merkez oranlarımızın da değerlendirmesi bu yöndeydi. Beklentilerin altında bir enflasyon oranı olduğunu görüyoruz. Yani bu ayda da enflasyondaki gerileme trendinin devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu da çok çok önemli" şeklinde konuştu.


"Enflasyon oranı düştükçe Türkiye farklı bir perspektif, farklı bir döneme doğru gelişimini devam ettiriyor"


Enflasyon oranı düştükçe Türkiye farklı bir perspektif, farklı bir döneme doğru gelişimini devam ettirdiğini ifade eden Yılmaz, "Yani neredeyse yarı yarıya geçen yılda bugüne oran bazında düşmüş durumda. Yıl sonunda artık 21 rakamlardan konuşacağız. Real sektörün de beklentilerinin gerçekleşmelere yaklaşmasıyla çok daha sağlıklı bir şekilde enflasyon sorunuyla mücadele edeceğiz. Aksi takdirde beklentiler sonuçta bizi de etkiliyor.


Yılmaz, programın ana çerçevesini bozmadan ana istikametimizi hiçbir şekilde zaafa uğratmadan reel sektörün taleplerine her zaman duyarlı hareket edeceklerini vurguladı.


Genel hacmi kontrol ederken selektif bir şekilde, seçici bir şekilde reel sektörün taleplerine cevap vermeye çalıştıklarını belirten Yılmaz, "Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Aynı şeyi vergi politikalarımızda da yapıyoruz, başka alanlarda da yapıyoruz. Selektif davranıyoruz.


Kredi büyümede bazı sınırlamalarla orada da selektif hareket ediyoruz. Bakın Merkez Bankamız tarafından alınan kararla ticari kredilere uygulanan büyüme sınırı hobi kredilerine yüzde ikiden yüzde iki buçuğa çıkartılmış durumda. Diğer taraftan TL cinsi kullanılan ticari kredilerde sınıra tabi olmayan birçok kredi var. Esnaf kredileri, ihracat kredileri, yatırım kredileri, tarımsal krediler, kamusal amaçlı kullandırılan krediler, savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmalara kullandırılan krediler, KOSGEB finansman desteğiyle kullandırılan krediler, uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağlanan kaynaklarla sürdürülebilirlik kapsamında hobilere kullandırılan krediler ve deprem bölgesine kullandırılan krediler büyüme sınırından istisna tutulmuş. Büyüme sınırına dahil değil" şeklinde konuştu.


Son dönemlerde yaşanan geçici sıkıntıları abartmamak gerekir diyen Yılmaz şu ifadeleri kullandı:


"Bunlar geçici. Önümüzdeki birkaç aylık süreçte ben çok farklı bir finansal ortamın oluşacağına inanıyorum. Göstergelerle bunu laf olsun diye de söylemiyoruz. Bir takım göstergelerden gidişatlar bunu görüyoruz. Şuanda biraz daha fazla hissediliyor belki finansal piyasalardaki sıkışıklık. Ama önümüzdeki aylarda daha olumlu bir perspektif daha makro anlamda da olumlu bir perspektif olacağını ifade edebilirim. Selektif bir takım adımlarla da biz bunu destekleyeceğiz ve bu süreci hep birlikte atlatacağız. Önemli olan Türkiye’yi istikrar içinde büyüyen bir ülke haline getirmek, hem istikrarı sağlamak hem de sürdürülebilir yüksek kaliteli bir büyümeyi oluşturmak."



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Enflasyon oranı düştükçe Türkiye farklı bir perspektif, farklı bir döneme doğru gelişimini devam ettiriyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.