GÜNDEM - 09 Kasım 2024 Cumartesi 11:56

Dumansız sobalar kışın gözdesi

A
A
A
Dumansız sobalar kışın gözdesi

Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte hem çevre dostu hem de yüksek ısı verimliliği sunan yerli üretim pelet sobalara ilgi artıyor. Ulus Sobacılar Çarşısı’ndaki ustalar, bu sobanın özelliklerini, avantajlarını ve kullanım detaylarını anlattı.


Havaların soğumasıyla birlikte, ısıtma sistemlerine olan talep hızla artarken, çevre dostu pelet sobalar öne çıkmaya başladı. Ankara Ulus Sobacılar Çarşısı’nda soba imalat eden Enes Çetik, bu sobaların yüksek ısı verimliliği sağladığını vurguladı. Çetik’e göre, pelet sobalar, duman çıkarmadan, çevre dostu pelet yakıtı ile çalışıyor ve saatte 1 ile 3 kilogram arası pelet tüketiyor.


"Sobalarımız gözle görülecek duman çıkarmıyor ama baca ve cam bağlantısı gerektiriyor" diyen Çetik, kaliteli pelet kullanımının sobanın performansı üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade ediyor.



Çevre dostu ısınma seçeneği


Pelet sobaların Türkiye’de yaygınlaşmasında öncülerden Aybar Metal sahibi Volkan Aybar, üç yıl önce başladıkları üretimde dünyanın en verimli yakıtlarıyla çalıştıklarını belirterek, “Bu sobalar, kalori değeri yüksek, duman çıkarmayan, zehirlemesi olmayan temiz bir ısınma sağlıyor" diyen Aybar, bu sayede hem yurt içinde hem yurt dışında büyük talep gördüklerini ekledi. Pelet sobaların çevreye zarar vermemesi, onları klasik sobalardan ayıran en önemli özelliklerden biri olarak görülüyor" diye konuştu.



"Kullanıcıların tercihi pelet kalitesine bağlı"


Pelet sobalarda kullanılan yakıtın kalitesi de ısınma performansını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Enes Çetik, kullanıcıların bazı karışık peletleri tercih ettiğinde, sobanın beklenenden daha az verim sağladığını kaydederek, “Yüzde yüz çam peletleri çok daha yüksek performans verirken, sunta ve MDF karışımlı peletler daha düşük ısı sağlıyor” şeklinde konuştu.


Çetik, kalitesiz pelet seçiminden dolayı kullanıcıların sık sık yanma sorunlarıyla karşılaştığını, doğru pelet kullanımı, sobanın maksimum verimlilikte çalışmasını sağladığını söyledi.



Fiyat aralıkları ve modeller


En küçük model pelet soba, 70 metrekareye kadar ısıtma kapasitesine sahip ve fiyatı 8 bin 500 TL olduğunu bildiren Çetik, bu küçük modellerin oldukça talep gördüğünü ancak daha geniş alanlar için farklı modellerin de mevcut olduğunu söyleyerek, “Üstten üflemeli, 250 metrekareye kadar ısıtabilen modellerimiz 45 ila 50 bin lira arasında değişiyor” bilgisini verdi.



Yerel üretim ve yüksek talep


Pelet soba satıcısı Volkan Aybar, patentlerini aldıkları bu sobaları üç yıl önce piyasaya sürdüklerini ve o günden bu yana büyük ilgi gördüklerini vurgulayarak, “Patentimizi aldık ve şu an talebi karşılamakta zorlanıyoruz. Üretimimiz Ankara Ulus Sobacılar Çarşısı’ndaki atölyemizde devam ediyor” ifadelerini kullandı.



Dumansız sobalar kışın gözdesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ALKÜ öğrencisi, Avrupa Kupası şampiyonu oldu Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencisi Yusuf Kerim Çevik, Antalya’da düzenlenen Europeans Open 2024 Ju-Jitsu Cup’ta iki kategoride altın madalya kazanarak Avrupa Kupası şampiyonu oldu. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), sporun ve sporcunun yanında olmayı bir ilke edinerek ulusal ve uluslararası arenalarda başarıdan başarıya koşuyor. Her geçen gün spor alanındaki gurur tablolarına bir yenisini ekleyen ALKÜ, bu defa da yarışmadan altın madalya ile döndü. ALKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 1. sınıf öğrencisi Yusuf Kerim Çevik, Muay Thai Federasyonu’nun 2024-2025 faaliyet programında yer alan Europeans Open 2024 Ju-Jitsu Cup’ta büyük bir başarıya imza attı. 28-30 Kasım 2024 tarihlerinde 10 bin kişilik Antalya Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Avrupa Kupası Ju-Jitsu Müsabakaları’nda Çevik, No Gi ve Ne Waza kategorilerinde altın madalya kazanarak Avrupa Kupası şampiyonu oldu. ALKÜ Genel Sekreteri Onur Ocakdan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ayşe ÜNAL ve Dr. Öğr. Üyesi Ayça ARACI eşliğinde ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan’ı makamında ziyaret eden Yusuf Kerim Çevik, kıyasıya verdiği mücadeleyi anlatarak desteklerinden dolayı Rektör Türkdoğan, hocaları ve ailesine teşekkür etti. Rektör Türkdoğan: "Sporcumuz ALKÜ’yü ve ülkemizi gururla temsil etti" Rektör Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Yusuf Kerim Çevik’in başarısıyla ALKÜ olarak gurur duyduğunu belirterek, "Üniversitemiz, spora ve sporcuya ulusal ve uluslararası her alanda destek olmayı misyon olarak belirlemiştir. Yusuf Kerim, bu anlayışın ve çabalarımızın bir meyvesi olarak uluslararası arenada hem ALKÜ’yü hem de ülkemizi gururla temsil etti. Kendisini yürekten tebrik ediyor, destek olan hocalarına ve ailesine teşekkür ederek başarılarının devamını diliyorum" dedi. Rektör Türkdoğan konuşmasının devamında, "Sporcularımıza sağladığımız destek ve imkanlarla onların başarılarına ortak olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz" ifadelerini kullandı. Ziyaret hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
İzmir “Nasıl Bir İzmir” serisinde Körfez ve havzalar konuşuldu İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından şehrin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini şekillendirmek üzere hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi çalışmaları kapsamındaki “Nasıl Bir İzmir” panel serisinin üçüncü oturumu, “Körfez ve Havzalar” başlığı ile gerçekleşti. Toplam 8 panel ve 8 atölye çalışmasından oluşan ve Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu moderatörlüğünde düzenlenen “Nasıl Bir İzmir” serisinin üçüncü paneli İzQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. Panele çok sayıda yurttaşın yanı sıra belediyelerden, meslek odalarından ve üniversitelerden temsilciler izleyici olarak katıldı. “Körfez ve Havzalar” başlıklı panelin ilk konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Irmak Ertör, ‘mavi ekonomi’ ve ‘mavi büyüme’ kavramları üzerinde durdu. Ertör, denizlerin ekonomik büyüme için yeni mekânlar olarak görüldüğüne ve ekolojik sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekti. Ekonomik büyüme odaklı hareket etmenin oluşturduğu sorunlara işaret eden Ertör, “İzmir Körfezi özelinde başlıca sorunlarımız deniz biyoçeşitliliğinin azalması, türlerin tükenmesi, endüstriyel ve tarımsal atıklar ile buna paralel oksijen azalması, çarpık kentleşmenin denize ve kıyıya erişimi zorlaştırması. Ayrıca Aliağa, gemi söküm sektörünün etkisiyle emek ve ekoloji meselelerinin denizel ve kıyısal mekânda kesişiminin önemli bir örneği” şeklinde konuştu. “Lagünler ve deniz çayırları, deniz ekolojisi için çok önemli” Ertör’ün ardından söz alan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güzel Yücel Gier ise İzmir Körfezi’ndeki özel çevre koruma alanlarının ve Çakalburnu Lagünü gibi Ramsar alanlarının kenti su taşkınlarına karşı koruduğunu belirtti. Deniz çayırlarının deniz ekosistemi açısından önemini vurgulayan Gier, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deniz çayırları, biyoçeşitlilik açısından sulak alanlar kadar önemli. Deniz çayırları için tehditleri bulanıklık, yabancı türler, derin deşarjlar olarak sıralayabiliriz. Müsilaj ise bu sorunların en son noktasında ortaya çıkıyor. Deniz ekosisteminin korunması için disiplinler arası çalışmalar yapılmalı. Şehir plancıları ile, mimarlar ile çalışılmalı. Mimarlar kıyıyı, denizi öğrenmeli. Yerel değerlerin farkına varmalıyız ve haritalamalıyız.” “Havza çalışmaları büyük önem taşıyor” Panelin son konuşmacısı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semahat Özdemir, etkilerini yaşamaya başladığımız iklim krizinin, gelecek on yılların en sorunlu alanı olduğuna işaret ederken, şu şekilde konuştu: “Aşırı iklim olayları, kuraklık, ısı artışı, su kıtlığı, gıda güvenliği, tüm insanlık için çok önemli riskler. Ülkemiz ise, bu risklere ek olarak dört büyük sorun alanı ile karşı karşıya. Ülkemiz, iklim krizinden en çok etkilenen coğrafyalardan birisi olan Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yer almakta ve çok büyük bir kısmı, deprem riski ile karşı karşıya. Ülkemizdeki akarsu havzalarının çok büyük bölümünde ciddi kirlilik sorunu yaşanmakta. Havzalardaki yüzey suları ve yeraltı suları azalma ve kirlenme tehdidi altında, tarım topraklarımız kimyasallar ve hava kirliliği gibi nedenlerle kirlenmekte. Kirlilik sorunu yaşanan havzalarımızda üretilmekte olan tarımsal ürünler, sağlığımızı tehdit eder nitelikte. Tüm bu nedenlerle, kendi içinde bir ekosistem bütünlüğüne sahip olan havzalarımıza dair çalışmalar yapmak, stratejik planlar ve eylem planları yapmak, öncelikleri belirlemek, eylemleri hayata geçirecek aktörleri ve yöntemleri belirlemek ve ne denli başarıldıklarını izlemek çok önemli.” Panel, konuşmaların ardından soru-cevap bölümü ile sona erdi İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı tarafından kurgulanan “Nasıl Bir İzmir” çalışması, iki haftada bir tüm İzmirlilerin katılımına açık olarak gerçekleşecek paneller ve bunları takip eden atölyeler ile devam edecek. Çalışmanın, Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi’ne önemli çıktılar sağlaması bekleniyor.
Adana Esad ülkeyi terk etti, Adana’daki Suriyeliler kutlama yaptı Suriye’de 15 yıl süren iç savaşın ardından muhaliflerin Şam’a girmesiyle birlikte Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesi Adana’daki Suriyeliler tarafından düğün gibi kutlandı. Suriyeli bir genç, ”Artık ülkemize dönmenin vakti geldi. Türkler çok iyiydi, hepinizi özleyeceğiz“ dedi. Esad rejimi karşıtı muhalif gruplar, 12 günlük ilerleyişin ardından Suriye’nin başkenti Şam’a girdi. 1963’de başa gelen Baas iktidarı sona erdi. Muhaliflerin Şam’ın kontrolünü ele geçirmesi, üzerine Beşar Esad ülkesinden kaçtı. Esad’ın kaçması Adana’da yaşayan yaklaşım 250 bin Suriyeli tarafından düğün gibi karşılandı. Seyhan ilçesinde meydanda toplanan Suriyeliler Esad aleyhine sloganlar atıp Suriye bayrağı açarak 15 yıl sonra gelen zaferi kutladı. Suriyeliler konvoy yapıp şehir turu attı. “Türkiye’yi özleyeceğiz, ülkemize dönmenin vakti geldi” Kutlama alanına gelen Suriye uyruklu 19 yaşındaki Muhammed Mustafa Türkiye’de büyüdüğünü dile getirerek, ”Çok iyi oldu, çok mutluyuz. artık ülkemize dönmenin vakti geldi. Bizde buna hazırız. Artık bitti, artık dönüyoruz Allahın izniyle en yakın zamanda. Türklerde çok iyiydi, hepinizi özleyeceğiz. Türkiye’yi özleyeceğim. Aramızda dostluk bağı kalır, gelir ziyaret ederseniz. Bizde sizleri ederiz. O yüzden hepinize çok teşekkür ediyoruz. Bazı sorunlar oldu ama çok mutluyuz siz bize güzel karşılama yaptınız. Bizim bir hatamız var tüm Suriyeler adına ben özür diliyorum” dedi.