POLİTİKA - 18 Kasım 2025 Salı 11:48

Emine Erdoğan, "Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi"ne video mesaj gönderdi:

A
A
A
Emine Erdoğan, "Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi"ne video mesaj gönderdi:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi"nin, aile kurumunun güçlendirilmesinde yeni bir vizyonun inşasına ilham vereceğine inandığını bildirdi.


Emine Erdoğan, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda’nın eşi Diana Nausediene’nin ev sahipliğinde düzenlenen "Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi"ne video mesaj gönderdi.


Zirvenin, tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Emine Erdoğan, bu anlamlı buluşmaya öncülük eden Nausediene’ye teşekkür etti.


Emine Erdoğan, geniş aileler, birlikte kutlanan bayramlar, farklı kuşakların aynı sofrada buluştuğu günlerin çoktan dünyanın nostalji arşivinde yerini aldığını belirterek, bu değişimin yalnızca modern dünyanın yeni yüzü değil aile sonrası gerçekliğin yaklaşan ayak sesleri olduğunu ifade etti.


Günümüzde ailenin toplumun, temel düzenleyici birimi olma vasfından uzaklaştığına dikkati çeken Emine Erdoğan, düşen evlilik ve doğurganlık oranlarıyla aile-sonrası kültürün şimdiden yükselişe geçtiğini, giderek daha fazla bekar ve çocuksuz hale gelen toplumlarla dünyanın yaşlandığını bildirdi.


Emine Erdoğan, 2030’da dünyada her 6 kişiden birinin 60 yaşın üzerinde olacağının, 80 yaş nüfusun ise 2050’ye kadar 3 kat artacağının öngörüldüğünü aktararak, "Öte yandan doğurganlık oranı, kadın başına 2,2’ye gerilerken ülkelerin yarısından fazlası, çoktan kritik eşik olan 2,1’in altına düşmüş durumda. Oysa her doğum, dünyanın baharına yeni bir gün ekler. Doğum oranlarının düşmesi, genç nüfusun azalmasıysa ekonomik büyümeyi yavaşlatır. Sosyal güvenlik ve sağlık sistemleri üzerinde ciddi mali baskılar oluşturur. Kısacası kendini yenileyemeyen dünya, kaçınılmaz olarak büyük bir çıkmaza sürüklenir." değerlendirmesinde bulundu.


Aile kurumunun, medeniyetin kalbi olduğuna inanan bir ülke olarak, 2025 yılını "Aile Yılı", 2026-2035 dönemini ise "Aile ve Nüfus On Yılı" ilan ettiklerini anımsatan Emine Erdoğan, "Zira nasıl ki kökleri çürüyen bir ağacın, ayakta kalması mümkün değilse aile kurumunun, temellerinin zayıfladığı bir toplum da geleceğe güvenle bakamaz. Bu nedenle ülkemizde çalışma ve aile hayatı arasındaki çatışmayı bertaraf edecek politikalar uyguluyoruz. Konut edinme ve evlilik kredileri, çalışan anne ve babalar için doğum izni, kreş desteği, esnek çalışma saatleri, anneler için süt izni ve bilinçlendirme kampanyaları gibi birçok hizmetle gençleri ve aileleri destekliyoruz." ifadelerini kullandı.


Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Aile Dostları Grubu’nun bir mensubu olarak yürüttükleri aile diplomasisiyle ailenin önemini, uluslararası toplumun gündemine taşıdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:


"Bunu yaparken sosyal politikalar kadar manevi değerlerin hatırlatıldığı bir anlatıya da yer veriyoruz. Çünkü, bugün evlilik ve ilk anne olma yaşının ileriye atılmasında, tek kişilik hane halkı ve tek ebeveynli aile yapısındaki artışta kültür endüstrisinin önemli bir payı var. Bu endüstri, bireyi hayatın merkezine konumlandırıyor. Başarıyı yüksek katlı iş merkezleriyle ölçüyor. Geleneksel aile modelini, kariyer yolculuğunun en büyük engeli gibi gösteriyor. Buna karşılık insanlara yücelttiği yalnız, dijitalleşmiş ve hazcı bir dünyayı teklif ediyor. İnanıyorum ki, Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi, tüm bu meseleleri ele alacağımız bir platform olacak ve aile kurumunun güçlendirilmesinde yeni bir vizyonun inşasına ilham verecektir."


- "Aileyi merkeze alan adımların, dünyaya yeni bir nefes olacağına inanıyorum"


Emine Erdoğan, NSosyal hesabından zirveyle ilgili yaptığı paylaşımda ise şu ifadeleri kullandı:


"Aileyi merkeze alan adımların, yaşlanan ve yalnızlaşan dünyaya yeni bir nefes olacağına inanıyorum. Bu inancı paylaşan değerli isimlerin buluştuğu Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi’ne video mesajla katılmaktan memnuniyet duydum. Böylesi anlamlı zirveye öncülük eden Litvanya Devlet Başkanı’nın eşi, kıymetli dostum Diana Nausediene Hanımefendi’ye gönülden teşekkür ediyorum."



Emine Erdoğan, "Büyüyen Avrupa 2025 Uluslararası Zirvesi"ne video mesaj gönderdi:

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.