ASAYİŞ - 20 Mayıs 2024 Pazartesi 14:10

Kaplan davasının gizli tanığı: “Ayhan dişlerimi çekti”

A
A
A
Kaplan davasının gizli tanığı: “Ayhan dişlerimi çekti”

Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 20’si tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada dinlenen tanık Doğan, ”Zorla ağzımı açtılar Ayhan ağzımı açar açmaz dur bakayım diye dişlerimi çekti. Ona yalvardım, beni öldür ama bana eziyet etme dedim” dedi.

Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Bora Kaplan, Adnan Kaplan, Fethi Koyuncu ile diğer sanıklar ve taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı yargılamanın bu celsede müşteki ve tanık beyanlarıyla devam edeceğini bildirdi.

“Zamanla bildiklerim ağır gelmeye başladı”

Yaşanan olayların kendisini etkilediğini ifade eden Erkan Doğan psikolojisinde bıraktığı izin geçmeyeceğini söyleyerek, “Barış Kurt’u başıma bu olaylar gelmese tanımazdım. Bu kişi hem şirket sahibi hem de siyasi partinin il teşkilatındadır, bende kendisinin şoförlüğünü yapıyordum. Şirketin her işine koştuğum için Barış Kurt bana güvenirdi. Para işlerini ben yapardım, her yere beraber giderdik. Telefon konuşmalarına şahit oldum. Zamanla bildiklerim ağır gelmeye başladı. İhalelerde yaptıkları uygunsuzluklar, kamuda yaptıkları usulsüzlükler. Yanından ayrılmayı aklıma koydum. Yanından ayrılırken hakkım olan tazminatı almak istedim. Harçlık gibi ödemeler yapıyordu. Ayrıldıktan sonra hiçbir şekilde parayı vermeye yanaşmadı” dedi.

Tazminatı alamayınca Barış Kurt’a mesaj attığını söyleyen Erkan Doğan, beyanlarına şöyle devam etti:

”Mesaj attım, ‘yeter artık hesaplaşalım. Beni oyalıyorsun’ dedim. Bir takım bağlantılarını açık ederim diye mesaj attım o da rahatsız oldu, gizli numaradan aradı. Kendisi çok hat kullanırdı. ‘Özveren sokağa gel’ dedi. Arabanın içinde Ayhan Bora Kaplan vardı, araca bindim. Ayhan’ın sahibi olduğu mekana gittik, gece hayatım yoktur. Sesli ortamları sevmem Barış Kurt çok iyi bilir Ayhan’ın mekanı olduğunu biliyordum şüphelendim ama Barış Kurt’la daha önce fiziksel kavga yaşamadığımdan bana zarar vereceğini düşünmedim. Ayhan, Barış’a çok değer verdiğini onu rahatsız etmememi söyledi. Ayhan bana önce vurdu orada kim varsa beni darbetti.”

“Yalvardım beni öldür ama bana eziyet etme dedim”

Kendisinin ellerini ve ayaklarını bağlayarak bir arabanın bagajına koyduklarını iddia eden Doğan, “Akman Plazaya götürdüler. Ayhan Bora Kaplan geldi. Ayhan her geldiğinde ‘abi geldi’ diye hitap ediyorlardı. Sandalyede oturdum dişlerimi çektiler sonra kendimden geçtim saatlerce darp edilmiş haldeydim. Sesim çıkmadı, direnecek halim yoktu. Zorla ağzımı açtılar Ayhan ağzımı açar açmaz dur bakayım diye dişlerimi çekti. Beni aşağı atabileceklerini düşündüm. Ayhan yeniden geldi ona yalvardım beni öldür ama bana eziyet etme dedim. Açlık, acı, kan kaybı her şey birbirine karıştığı için saatleri bilemiyorum. Hem bu dünyada hem öbür dünyada bunlardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı. Tanık Erkan Doğan’ın beyanları devam ederken Bora Kaplan ifadeye dahil olmaya çalıştı. Mahkeme başkanı Bora Kaplan’ı duruşma düzenini bozması sebebiyle salondan dışarıya çıkarttı. Duruşma devam ediyor.

Olayın geçmişi

İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütünün Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda, farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’nin 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdiği bildirildi. Bora Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede, Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.

Ahmet Furkan Gülap

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de üreticiye ekipman desteği Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, toplumda herkesin birbirine destek ve yardımcı olması gerektiğini belirterek, "Mersin’i ve Türkiye’yi kavga etmekle kalkındıramayız. Birbirimizin bileğini bükmek, ayağına dolanmak, aşağıya çekmekle bir yerlere gelemeyiz. Biz kardeşiz. Etnik yapımız, inanç grubumuz ne olursa olsun, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyoruz" dedi. Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından ‘destek büyükşehirden, üretim çiftçiden’ sloganıyla düzenlenen ‘Sulama Borusu, Makine Ekipman ve Arıcılık Malzemeleri Dağıtım Töreni’ne katıldı. Akdeniz ilçesi Camili Mahallesi’nde düzenlenen törende Akdeniz ve Toroslar ilçelerindeki üretici, yetiştirici ve çiftçilere 3 farklı kapsamda destekler sağlandı. Törende konuşan Seçer, halkın arasına girdiğinde enerjisinin arttığını, yorgunluğu unuttuğunu belirterek, "Bir siyasetçide başta insan sevgisi, görev, vatan ve millet aşkı yoksa o siyasetçiden iyi bir siyasetçi olmaz. Siyasetçi önce insanı, vatanını ve milletini sevecek, yaptığı işten keyif alacak. Tüccar ve sanayici üretim yapıp para kazanmaktan keyif alır ama siyasetçi ne tüccar ne bir sanayicidir, o bir kamu görevlisidir. Biz sizin mutluluğunuzla mutlu oluyoruz. Bizim kazancımız vatandaşlarımızın mutluluğu" sözlerine yer verdi. Mersin ile gurur duyduğunu vurgulayan Seçer, "Mersin Türkiye’nin en güzel şehirlerinden bir tanesi. Güzel yurdumun her köşesi güzel ama Mersin bir başka güzel. Mersinimizin değerini bileceğiz, koruyacağız ve Mersinimize sahip çıkacağız" diye konuştu. "Bugüne kadar Mersin’den Ankara’ya uzanacak sulama borusu desteği yaptık" Dağıtım töreni kapsamında; Toroslar ve Akdeniz ilçeleri için yapacakları destekleri anlatan Seçer, makine ekipman desteğinin toplam 36 adet olacağını söyledi. Toroslar’a toplam 20 makine ekipman desteği verileceğini ifade eden Seçer, Akdeniz ilçesine ise toplam 16 adet makine ekipman desteği sağlanacağını söyledi. Her yıl 100 kilometre yapılan sulama borusu desteğinin bu yıl 110 kilometreye çıkarıldığını söyleyen Seçer, "Su bizim can damarımız, her şeyin başı su. Kıraç, meyilli ya da yer altından su çekilen arazilerde sulama borusu ve motopomp olmazsa olmaz. Biz her yıl 100 kilometre sulama borusu desteği veriyoruz ve proje başladığı günden bugüne Ankara’ya uzanacak kadar (464 kilometre) sulama borusu desteği yaptık. Bu destekler her yıl da devam edecek. Akdeniz ve Toroslar’a toplam 9 bin 22 metre dağıtım yapılacak. 7 bin 360 metre sulama borusu desteği Toroslar’ın; Arslanköy, Atlılar, Çağlarca, Evrenli, Işıktepe, Musalı, Yüksekoluk Sulama Birliklerine dağıtılacak. Akdeniz ilçemize ise 1662 metre dağıtım yapılacak. 450 metre çelik boru Camili Sulama Kooperatifi’ne,1212 metre HDPE boru ise Parmakkurdu Sulama Kooperatifine verilecek" diyerek, verilen desteklerin her bölgenin ihtiyacına göre projelendirildiğini aktardı. Toplumda herkesin birbirine destek ve yardımcı olması gerektiğinin altını çizen Seçer, "Mersin’i ve Türkiye’yi kavga etmekle kalkındıramayız. Birbirimizin bileğini bükmek, ayağına dolanmak, aşağıya çekmekle bir yerlere gelemeyiz. Biz kardeşiz. Etnik yapımız, inanç grubumuz ne olursa olsun, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyoruz" ifadelerini kullandı. "Memnuniyetle çalışıyoruz" Program kapsamında Toroslar ve Akdeniz ilçelerinde arıcılık yapan 139 kişiye arıcılık desteği yapılacağını söyleyen Seçer, il genelinde ise bu rakamın bin 708 olduğunu belirtti. Arıcılık destek paketi içerisinde arıcı maskesi, körük, eldiven, el demiri, 3 kilogram temel petek ve 2 kutu arı parazit ilacı olduğunu aktaran Seçer, "Arı yetiştiricilerimize lazım olan her şey var. Çünkü bu çalışmaları yapan Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ama Mersin İli Arı Yetiştiricileri Birliği ile çalışıyorlar. Yani işi bilen ile çalışıyoruz. Onun için doğru işler oluyor ve bunlar her yıl artarak devam ediyor. ‘Bu yıl yaptık seneye yok, paramız yok, nasıl olsa 1 sene önce Mersinliler yüzde 60 oy verdi, yan gelip yatalım. 5 yıl sonra gidip yine oy isteyelim’ demek olmaz. Oy için çalışan belediye başkanı olmaz. ‘Memnuniyetle çalışıyoruz’ diyoruz. Memnuniyetle de çalışacağız. Destekleri alan çiftçilerimize hayırlı ve uğurlu olsun" şeklinde konuştu. "Tarihin en büyük altyapı yatırımlarını yapıyoruz" Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) tarafından il genelinde çok önemli altyapı yatırımları gerçekleştirildiğini ve belirli bir plan-program çerçevesinde hem merkez hem de kırsal tüm bölgelerin altyapı sorunlarını tamamen çözeceklerini dile getiren Seçer, "Tarihin en büyük altyapı yatırımlarını yapıyoruz. Şu anda MESKİ’nin yaptığı yatırımlar toplamda 17 milyar liranın üzerindedir. Yaklaşık 3-3,5 milyar liralık bir kredi arayışımız var. O projeleri de kattığımız zaman ilçelerimizin ve Mersin’in merkezinde kanalizasyon, arıtma gibi hiçbir sorun bırakmayacağız" dedi. "Biz bu destekleri çok isabetli destekler olarak görüyoruz" Sulama kooperatiflerine Güneş Enerji Santralleri (GES) yapmaları tavsiyesinde bulunan Seçer, onaylanan projelere yüzde 50 oranında destek sağladıklarını, tıpkı sulama borusu desteği gibi bu desteğinde üreticiler için çok önemli olduğunu kaydetti. Seçer, "En büyük gideriniz enerji gideri. Bakın sulama borusu desteği yapıyoruz. Onunda gideri yüksek ama onu da yapın. Bunlar önemli yatırımlar ve biz bu destekleri çok isabetli destekler olarak görüyoruz. Bizimle iş birliği içerisinde mutlaka bu çalışmaları yapın" sözlerine yer verdi. "Suyun değerini bilerek kullanmak lazım" Konuşmasına suyun önemine dikkat çekerek devam eden Seçer, "Pamukluk İsale Hattı da tamamlanınca Mersin’in her noktası su yönünden ihya olacak" diye konuştu. Bölgenin yeterli yağış alamaması nedeni ile özellikle sulama suyunda bu sezon sorunlar yaşanabileceğini vurgulayan Seçer, "Bu yıl su kıt, suyun değerini bilerek kullanmak lazım" dedi ve içme suyunun tarımsal sulamada kullanılmaması gerektiğini hatırlatarak, vatandaşları bu konuda duyarlı davranmaya davet etti. "Biz bu ülkeyi; bilimle, ilimle ve irfanla kalkındıracağız" Atatürk’ün, Türk Ulusuna temelleri çok sağlam atılmış bir cumhuriyet bıraktığını kaydeden Seçer, hem Suriye’de yaşanan gelişmelere hem de İran ile İsrail arasında yaşanan çatışmalara dikkat çekerek, "Hep bir arada olalım. Bizim güçlü olmamız lazım. Güçlü olmanın yolu da her şeyden öte bir ulusal birlik duygusunun ve vatan sevgisinin olmasından geçiyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle ve minnetle anıyorum. Bize temelleri çok sağlam atılmış bir cumhuriyet kurmuş. Bizler de şanlı bayrağın altında bir arada ve kardeşçe yaşayalım" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Başkan Seçer tarafından yetiştirici ve üreticilere temsili dağıtımlar gerçekleştirildi.
Antalya Darp sonucu hayatını kaybeden oğlunun bağışlanan kalbini, dua ederek uğurladı Antalya’nın Kaş ilçesinde darp sonucu ağır yaralanan 33 yaşındaki Muzaffer Ancın’ın beyin ölümü, tedavi gördüğü Antalya Şehir Hastanesi’nde gerçekleşti. Ailesinin bağış kararıyla kalp, akciğer, karaciğer ve iki böbreği farklı illerdeki hastalara nakledilmek üzere yola çıkarıldı. Baba Mustafa Ancın, oğlunun kalbini ameliyathaneden çıkarken ellerini açıp dua ederek uğurladı.Kaş ilçesinde 9 Haziran’da darp sonucu ağır yaralanan 33 yaşındaki Muzaffer Ancın, kaldırıldığı Antalya Şehir Hastanesi’nde yaşam mücadelesini kaybetti. Darp sonrası bilinci kapalı şekilde hastaneye getirilen Ancın’ın, 3-4 gün süren yoğun bakım tedavisinin ardından beyin ölümü gerçekleşti. Ailesinin onayıyla organ bağışı işlemleri başlatıldı.Antalya İl Sağlık Müdürlüğü ve Ulusal Organ Nakli Koordinasyon Merkezi’nin yönlendirmesiyle yapılan planlamada, Ancın’ın kalbi, karaciğeri acil koduyla, sol böbreği tam doku uyumuyla Antalya’daki hastanelere nakledilmek üzere yola çıkarıldı. Akciğeri İstanbul’a ve sağ böbreği ise yine tam uyumlu alıcıya ulaştırılmak üzere Bursa’ya gönderildi.Organ nakli koordinasyon sürecinin tamamlanmasının ardından Antalya Şehir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Cennet Doğanay, şu ifadelere yer verdi:"Hastanemizde tedavi görmekte olan ve 19 Haziran 2025 tarihinde yapılan tetikler sonucunda beyin ölümü gerçekleştiği tespit edilen 33 yaşındaki değerli hastamız Muzaffer Ancın’ın ailesi son derece anlamlı ve insanlık namına önemli bir karar alarak organ bağışında bulunmuştur. Aile insanlık adına gösterdikleri bu davranış için minnettarız. Acımız büyük, kelimeler yetersiz. Ancak zor zamanda gösterdikleri yüce gönüllülük, başka hastalara umut, sağlık ve yaşam sevinci oldu. Antalya Şehir Hastanesi olarak bu onurlu ve insanlık adına son derece anlamlı kararı veren Ancın’ın kıymetli ailesine en derin taziyelerimizi sunuyor ve aynı zamanda gösterdikleri yüksek vicdan ve duyarlılıktan ötürü şükranlarımızı ifade ediyoruz. Bu onurlu karar sayesinde akciğer ve kalp uygun alıcılarına tedarik edilmek üzere yola çıkarılmış, karaciğer acil kodu ile başka bir merkezde bekleyen hastaya, sağ ve sol böbrek tam doku uyumu ile iki hastamıza umut olmuştur. Organ bağışı, hayat kurtarır. Bir insanın alacağı bu karar birden fazla kişiye yeniden yaşam şansı sunar. Bu örnekte olduğu gibi bir bağış beş kişiye yaşam sunmaktadır. Vatandaşlarımızı organ bağışı konusunda duyarlılığa davet ediyor ve hayatın bir gün kendilerine ya da sevdiklerine ne getireceğini unutmadan bu sorumluluğu paylaşmaya davet ediyoruz.""Tek tesellimiz, oğlumun organlarının başkalarına hayat verecek olması"Muzaffer Ancın’ın babası Mustafa Ancın ise, organ bağışı kararını acılarını bir nebze hafifleten bir umut olarak tanımladı. Gözyaşlarını tutamayan ve "Üzüntümüz büyük ama tek tesellimiz, oğlumun organlarının başkalarına hayat verecek olması" diyen Ancın, "Onlar yaşadıkça ve insanlık için, vatan, millet için iyilikler yaptıkça inşallah oğlum da hissedecek. Ahiretin kurtulmasına sebep olacak. Biz bu teselliyle hayatımızı devam ettireceğiz. Üzüntümüz çok büyük ama bir yandan da buruk bir sevincimiz var. Böyle bir şey herkese nasip olmaz. Evladıma nasip oldu. Ben bunun için çok gururlu bir babayım. İnşallah evladımın, oğlumun organları başka kişilere hayat olur, can olur. Bu canlar oğlumu unutmasınlar. Yaşadıkları sürece oğluma dualarını esirgemesinler. Organlar kime gitti bilmiyorum. Kime giderse gitsin ama her can kutsaldır. Hangi cana hayat olacaksa onlar da evladımı yaşamları boyunca dualarında unutmasınlar."Organların hastaneden çıkışı sırasında, Muzaffer Ancın’ın ailesi gözyaşları içinde vedalaştı. Mustafa Ancın oğlunun kalbi ameliyathaneden çıkartılırken ellerini açıp dua etti. Ancın ve aile üyeleri diğer organları da ameliyathane kapısında uğurladı. Ambulanslara nakil kutuları taşınırken edilen dualar, vedanın sessiz ama anlamlı bir parçası oldu.