ASAYİŞ - 08 Eylül 2024 Pazar 10:15

Kayıp Narin köye yakın gölet yanında çuval içinde bulundu

A
A
A

Diyarbakır'da kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeni, 19 gün sonra köye yaklaşık 3 kilometre mesafedeki gölet yanında bir çuval içinde bulundu.

Merkez Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos tarihinde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeni 19 gün sonra bulundu.

Kayıp Narin köye yakın gölet yanında çuval içinde bulundu

İçişleri Bakanı Yerlikaya duyurdu

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Narin'in cansız bedenine ulaşıldığını duyurdu. Bakan Yerlikaya, "Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde kaybolan Narin kızımızın maalesef cansız bedeni, jandarma ekiplerimiz tarafından bulundu. Narin kızımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Başımız sağ olsun" ifadelerini kullandı.

Detaylı otopsi için Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı

Narin'in cansız bedenini bulan ekipler, olay yerinde incelemelerini tamamladıktan sonra detaylı otopsi için cenazeyi Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna kaldırdı. Daha önce defalarca aramaların yapıldığı gölet kenarında çuval içinde ölü olarak bulunan Narin'in dün gece bölgeye atıldığı üzerinde duruluyor.

Kayıp Narin köye yakın gölet yanında çuval içinde bulundu

Vali Zorluoğlu bilgileri paylaşacak

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Narin Güran'ın öldürülmesi ile ilgili detaylı bilgi paylaşacak. Vali Zorluoğlu'nun jandarma komutanlığından aldığı bilgiler doğrultusunda detaylı açıklama yapması bekleniyor.

Abdulkerim Kantarcıoğlu - Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’un grafitili vagonları böyle görüntülendi İSTANBUL(İHA) Duvarları, trenleri ve iz bırakabilecekleri bir çok noktayı boyayan grafitiçiler kimilerine göre vandal, kimilerine göre ise sokak sanatçıları. Türkiye’de trenlerin grafiti ile boyanması yasadışı olmasına rağmen sanatçılar, onlarca vagonu boyayarak şehri griden kurtarıp, renk katıklarını belirtiyorlar. Kökeni eski çağlara dayanan grafiti, kendini ifade etme gelecek nesillere bir mesaj ve iz bırakmak olarak asırlar boyunca şekil aldı. Almanya’da ikinci dünya savaşı sonrası yükselen rap kültürü beraberinde bir çok farklı sanatı getirdi. Duvarları ve trenleri boyayan gençler mesajlarını veya isimlerini göstermek istediler. Dünya’da bazı ülkelerde trenlerin camlarını boyamadan yapılan grafitilere izin veriliyor. Ancak Türkiye’de yolculuk yapılan trenlerin vagonlarının boyanması yaşa dışı. Bazı belediyeler ise bu sokak sanatını değer görüp şehrin farklı noktalarında grafiticiler ile anlaşıp duvarları süslüyorlar. Grafiticiler ise bu işin bir düzen içerisinde kamu yararına çevrilmesinin şehre gri vagonlardan daha güzel estetik bir renk katacaklarını ifade ediyor. Onlarca boyalı grafiti vagonları ise havadan çekilen görüntülerde ilginç manzaralar oluşturdu. Adeta bir film platosunu andıran trenlerin bakım ve bekleme yeri görenlerin dikkatini çekiyor. İstanbul’da ise sürekli grafiti ile boyanmış vagonları görebiliyorsunuz. “Madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin” Grafiti’nin hip hop kültürünün en isyankar tarafı olduğunu ifade eden Ünlü Rap Sanatçısı Fuat Ergin, “Türkiye’de illegal şekilde duvar boyamak halkı bile kışkırtıyor. Sen terörist misin? diye sana saldırıp dövebiliyorlar. Ben rap yapmadan önce gider trenleri boyardım. Yazdıklarımız temizlenince Almanya’da camları çizmeye başladılar. Trenlere gittiğin zaman çok iyi eserler yapman gerekiyor. Çünkü onu herkes görüyor. Kamu malına zarardan doğan bir şey. Sistemin baskısına karşı verilen bir tepki aslında. Bu şehirde hepimiz birlikte yaşıyoruz. O zaman birbirimizi dinleyelim. Bu çocukları çağırın trenleri madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin deyin. Türkiye modeli için bunu konuşuyorum. Almanya’da bunu yapamazsınız. Almanya’da bu iş illegal olmasından dolayı yaşıyor” diye konuştu. “Modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor” Türkiye’nin ilk grafiti ajansı Boyalı Ellerin kurucusu Ulaş Çelik, “Benim başladığım dönemlerde biraz daha kaçak kısmı bizleri cezbettiği için o şekilde başladık. Günümüzde modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor. Birçok akademik eğitim almış kişilerde grafiti sanatı ile uğraşıyor. Artık ana akım sanat kollarından birisi oldu. Trenlere grafiti yapmak aslında bu sanatın ilk çıktığı günden bu güne gelen bir şeydir. Eskiden internet ağları çok gelişmediği dönemlerde çalışmalarımızı internete yükleyemediğimiz için trenlere grafiti yapardık. Özellikle yük trenlerine yapardık. Halkalıda tren garına gidip yurt dışındaki sanatçıların eserlerini görüp kendimizi geliştirmeye çalışırdık. Kaçak grafiti yapıyorsanız eğer yaptığınız grafitinin risk oranı yaptığınız çalışmanın karizmasını artırır” dedi. “Bunu kamu yararına çevirmek mümkündür” Yurt dışında bazı ülkelerde camı boyamazsanız trenlere grafiti yapmak yasal olduğunu ifade eden Çelik, “Ben bunun doğru yöntem olduğuna inanıyorum. Ülkemizde ise Haydarpaşa Garı’nın tadilata alınması ile birlikte kullanılmayan trenler grafiticilere açılıp boyama izni verildi. Vatandaşlar tarafından sevilen bir proje oldu. Bu grafitli trenler moda ve film çekimleri için kullanıldı. Bence diğer yolcuların görüş hakkına zarar vermeden yapılan eserler şehre değer katacaktır. Bizim ülkemizde tren boyamak yasak. Bu devlet görevlileri ve grafiticileriçin zor bir durum. Bence bunu kamu yararına çevirmek mümkündür.
Eskişehir Vali Hüseyin Aksoy: "Mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dilerim" Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Dünya Mimarlık Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayarak, "Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin bir kez daha algılandığı bugünde çalışmalarında başarılar diliyorum" dedi. Vali Aksoy, Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla resmi sosyal medya hesapları üzerinden mesaj yayımladı. Aksoy, yayımlamış olduğu mesajında, "Mimarlar, imar edilen yerlere halkın hikayelerini ve hayallerini, bir kültürün gelenekten geleceğe nakşedeni olmuştur. Tarihin ve doğal çevrenin, mimarinin şehir kültürünü yansıtan en büyük güç olduğunu, tarihi ve doğal çevrenin, kent dokusunun korunması, kültürler arası saygınlığın korunması ve yaşatılması adına yapılan eserlerin önemi büyüktür. Tarihle bağlarımızı koruyup, geçmişin güzelliklerini geleceğe aktaran mimarlarımızın önderliğinde daha iyi bir vatan, daha iyi bir yaşam, daha iyi bir gelecek en büyük temennimizdir. Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin bir kez daha algılandığı bugünde çalışmalarında başarılar diliyorum. Yaşanabilir mekanlar inşa etmek, var olan yapıları yenilemek, geçmişin kültürel ve tarihi değerlerini koruyarak planlama ve tasarımda bulunmak mimarlar ve ilgili diğer teknik elemanların çabaları ile sağlanabilmektedir. Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin algılandığı bu anlamlı gün vesilesiyle ’Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyor, tüm mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dileğiyle, sevgi ve saygılar sunarım" ifadelerini kullandı.