SAĞLIK - 17 Ekim 2025 Cuma 10:51

Kırgızistanlı minik Baihan, Türkiye’de yapılan kemik iliği nakliyle hayata tutundu

A
A
A
Kırgızistanlı minik Baihan, Türkiye’de yapılan kemik iliği nakliyle hayata tutundu

Aslen Kırgızistanlı olan ve Türkiye’de yaşayan ailenin 2 yaşındaki oğlu Baihan Baktybekova, kemik iliği nakli olarak sağlığına kavuştu.


Kırgızistanlı bir ailenin oğlu Baihan Baktybekova, 2 yaşında lösemi tanısı aldı. Sakarya’da bir hastanede 6 ay tedavi gören Baihan , ardından kemik iliği nakli için Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne geldi. Burada muayene edilen minik Baihan’ın kemik iliği nakli olmasına karar verildi. Nakil olan Baihan, şu anda 5 buçuk yaşında ve nakil sayesinde hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Uzmanlar, imkanı olan herkesi bir başkasının hayatına umut olabilmeleri için kök bağışçısı olmaya çağırıyor.


Kırgızistanlı hastanın 2 yaşında lösemi tanısı aldığını aktaran Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde görev yapan Doç. Dr. Özlem Arman Bilir, "Bu hastamız 2 yaşında lösemi tanısı alıp, Sakarya’da ilk lösemi tedavisini alan bir hastamız. 2 yaşında tanı alıyor, 6 aylık tedavisini aldıktan sonra yüksek risk grubunda olduğu için kemik iliği nakli ihtiyacı doğuyor ve bu nedenle bizim kemik iliği nakli ünitelerimize yönlendiriliyor. Hasta aslen Kırgızistanlı, ancak şu an Türkiye’de yaşıyorlar. Hastamız 2,5 yaşındayken kemik iliği nakli yaptık ve hasta şu an sağlıklı bir şekilde hayatına devam ediyor. Şu an 5 buçuk yaşında" ifadelerini kullandı.



"Nakil sonrası dönemde enfeksiyona yatkın olunabiliyor"


Hastalarda nakil sonrası sürecin çok kritik olduğunu belirten Bilir, "Nakil sonrası erken dönemde hastalarımız enfeksiyonlara çok yatkın olabiliyorlar bağışıklık sistemleri de çöktüğü için. Bu nedenle hastalarda enfeksiyon görebiliyoruz. Enfeksiyonlara bağlı ateş görebiliyoruz. Bunun yanında kemoterapinin yan etkisi olarak ağız içinde yaralar, boğazlarında yaralar oluşabiliyor. İshal olabiliyorlar. Yine aynı şekilde bağırsaklarında da yaralar oluşabiliyor. Bu dönem biraz sıkıntılı atlatabiliyoruz. Yaklaşık 15-20 gün içerisinde artık verdiğimiz kemik iliği hücreleri kemik iliğine yerleşip yeni sağlıklı kan hücreleri üretmeye başladıktan sonra enfeksiyon riskimiz bir miktar azalmakla beraber iliğin reddedilmemesi için biz bu hastalara immünsüpresif tedavi veriyoruz. Bu immünsüpresif tedavi nedeniyle halen hastalar kan değerleri iyi olsa bile enfeksiyonları açık durumda yaşıyorlar. Bunu immünsüpresif tedavi kesilene kadar ailelere çocuklarının enfeksiyon kapmaması için dikkat etmeleri gerektiğini söylüyoruz" şeklinde konuştu.


5 buçuk yaşındaki Baihan’ın annesi Nuriye Baktybekova, tatile gittiklerinde çocuğunun vücudunda morluklar çıktıktan sonra hastaneye gittiklerini aktararak, "Tatile gitmiştik morlaşma oldu vücudunda 2 yaşını doldurduğu için pediatri doktoruna gittik orada öğrendik" dedi.



"Başka ülkede ailemizden uzakta çok zor geçti"


Hastalığını öğrendikten sonra çok zor bir süreçten geçtiklerini anlatan Baktybekova, şu ifadeleri kullandı:


"Öğrendikten sonra şok olduk sonra bir soru geldi aklıma ne için benim çocuğum hastalandı? Zor günler yaşadık. Burada yalnız olduğumuz için çok zor oldu hastalıkla karşılaşmak çok zormuş başka ülkede ailenden uzakta çok zor geçti. Ama sağ olsun hastanedeki arkadaşlarımız hasta çocukların anneleri doktorlarımız çok destek oldular. Böyle bir hastalık yaşamasaydık başka insanlara başka hasta çocuklara ve anne babalarına empati kuramayacaktık. Kendin hasta olduğunda normal gibi geçecek ama çocuğun hasta olduğunda hepsi, bitmiş gibi hissediyorsun onun için annelere hep sarılmak istiyorum onlara ne kadar güçlü olduğunu söylemek istiyorum. Çocuğun tedavi süreci çok zor oluyor. 2-3 ay hastanede olduğumuz zamanlar oldu. Küçücük odada kalıyorduk çıkmadan. Şimdi de onları düşünüyorum. Dünyanın bir yerinde küçücük bir odada çocuğuna sarılarak ağlayan bir anneyi düşünüyorum ve ona çok sarılıyorum. Onlara hep dua ediyorum. Şimdi 5 buçuk yaşında oğlum şimdi çok şükür çok iyi. Okula gidiyor kendi yaşındaki çocuklarla oynuyor o çok güzel bir duygu."



Kırgızistanlı minik Baihan, Türkiye’de yapılan kemik iliği nakliyle hayata tutundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara-Budapeşte hattında yeni sayfa: Türkiye-Macaristan Ortak İstişare Mekanizması başlıyor Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye ile Macaristan arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin (YDSK) 8 Aralık’ta İstanbul’da yapılacak yedinci toplantısı öncesinde düzenlenecek Türkiye-Macaristan Ortak İstişare Mekanizması’nın ilk toplantısına katılacak. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, askeri, güvenlik, savunma sanayii ve terörle mücadele alanlarında ikili iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla kurulan Türkiye-Macaristan Ortak İstişare Mekanizması toplantısına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile Macar mevkidaşları ve savunma sanayii yetkilileri katılacak. Bakan Fidan’ın toplantı kapsamında Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile görüşmesi ve YDSK’nin yedinci toplantısına katılması öngörülüyor. Bakan Fidan’ın toplantı ve görüşmelerdeki temaslarında, Türkiye ile Macaristan arasındaki kapsamlı iş birliğinin geliştirilmiş stratejik ortaklık anlayışı temelinde her alanda daha da derinleştirilmesine yönelik çalışmaların ele alınması bekleniyor. Bu çerçevede yeni kurulan Ortak İstişare Mekanizması’nın ikili ilişkilerin kurumsal mimarisini güçlendiren ve iş birliğini daha ileri bir düzeye taşıyan önemli bir yapı taşı olduğunun vurgulanması öngörülüyor. Ekonomik ilişkilerin ilerletilmesi, ticaret hacminin artırılması ve karşılıklı yatırımların teşvik edilmesine yönelik ortak gayretlere ivme kazandırılmasını işaret edecek olan Bakan Fidan’ın enerji alanındaki stratejik iş birliğinin seyrinden duyulan memnuniyeti dile getirmesi bekleniyor. Toplantıda ortak projeler aracılığıyla iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesine yönelik imkânların da gözden geçirilmesi öngörülüyor. Toplantı ve görüşmelerde savunma sanayiinde son dönemde kaydedilen mesafenin yeni projelerle pekiştirilmesine yönelik ortak iradenin teyit edilmesi, Bakan Fidan’ın Macaristan’ın güvenlik alanında Türkiye için önemli bir ortak olduğunun altının çizmesi ve terörle mücadelede iş birliğinin müşterek menfaatler doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmesi mesajını vermesi öngörülüyor. Ayrıca Avrupa güvenlik mimarisine ilişkin girişimlerin başarısının AB’nin Türkiye gibi üye olmayan NATO müttefikleriyle daha etkin iş birliği tesis etmesine bağlı olduğuna işaret etmesi beklenen Fidan’ın Macaristan’ın Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesine yönelik yapıcı tutum ve desteğinin memnuniyetle karşılandığını ifade etmesi, Türkiye-Macaristan iş birliğinin Orta Asya ve Afrika gibi coğrafyalarda güçlenerek devam edeceğini dile getirmesi ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki iş birliğinin ikili ilişkilere sağladığı ilave değerlere vurgu yapması da bekleniyor. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze, Suriye, Balkanlar, Güney Kafkasya ve Afrika başta olmak üzere bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Mekanizmanın yılda en az bir kez Türkiye ve Macaristan’da dönüşümlü toplanması planlanıyor.
İstanbul Üsküdar’da hayrete düşüren görüntü: Binlercesi kıyıya vurdu Üsküdar’da binlerce deniz anasının sahili kaplamasıyla deniz adeta beyaza büründü. Evsel atıkların da yoğun olarak görüldüğü sahil, vatandaşların dikkatini çekti. Üsküdar Kuleli sahilinde denizin yüzeyi neredeyse tamamen denizanalarıyla kaplandı. Kıyıya vuran çok sayıdaki denizanası, sahile gelenlerin hayretle izlediği görüntüler oluşturdu. Denizanalarının yanı sıra sahil bandında biriken plastik atıklar, poşetler ve çeşitli çöpler de çevre kirliliğine neden oldu. Vatandaşlar, hem yoğun deniz anası birikimi hem de çevredeki çöpler nedeniyle oluşan görüntü kirliliğinden şikayet ederek yetkililere temizlik çalışmalarının artırılması çağrısında bulundu. Bu manzara, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununu da akıllara getirdi. "Bu kadar denizanasının olması normal değil" Bölge sakinlerinden Cemalettin Değer, bu kadar denizanasının olmasının normal olmadığını söyleyerek, "Bu durum tamamen deniz kirliği ve insanların duyarsızlığından kaynaklanıyor. Geleceğimizi tehdit ediyor. Biran önce önlen alınması gerekiyor. Sahilde ne isterseniz var. Derelerden denize gelen atıkların hepsi denizde buluşuyor. Bu kadar denizanasının olması normal değil tamamen deniz kirliliğinden kaynaklanıyor" dedi. "Geçen sene bu kadar çok yoktu, bu sene fazla" Muammer isimli diğer vatandaş ise, geçtiğimiz yıllara göre çok fazla denizanasının olduğunu ifade ederek, "Daha önceleri nadir oluyordu ama bugün çok denizanası var. Nedendir bilmiyorum. Temizlemeye geliyorlar ama fazla alamıyorlar. Geçen sene bu kadar çok yoktu, bu sene fazla. Neden olduğunu bilmiyorum. Müsilaj tetikliyor mu ? Bu sene enteresan şeyler oluyor" diye konuştu.