EKONOMİ - 12 Aralık 2025 Cuma 12:54

Merkez Bankası Başkanı Karahan: "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız"

A
A
A
Merkez Bankası Başkanı Karahan: "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız"

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Fiyat istikrarının sağlanması amacı doğrultusunda alınan mesafeyi önemsediklerini belirtti. Karahan, "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız" dedi.


Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 2’nci Yüksek İstişare Konseyi toplantısını gerçekleştirdi. Ankara’da gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan gerçekleştirdi. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise programa onur konuğu olarak katıldı.


Toplantıda konuşan Karahan, Merkez Bankası olarak real sektörle çift yönlü iletişime önem verdiklerini ifade ederek, şubelerinde görev yapan uzman ekiplerin, 2013 yılından bu yana firmalarla, real sektör temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdiğini belirtti. Karahan, "Makro ve mikrobiyatrilerden yaptığımız analizleri, saha görüşmelerinden elde ettiğimiz bilgilerle destekliyoruz. Elde ettiğimiz bilgileri hem karar alma süreçlerinde kullanıyoruz, hem de çeşitli sektörlerdeki durum ve yapısal sorunlar hakkında tespit yapma fırsatı buluyoruz. Bunları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşıyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında iki bin 500’den fazla firmayla, son 5 yılda da toplamda yaklaşık 15 bin firma ile görüştük. Bu sene bu iletişimi bir adım öteye taşımaya karar verdik. Bu doğrultuda para politikası ve makroekonomik görünüm adlı toplantılar yapmaya başladık. Birçok şehirde sanayi ve ticaret odalarıyla, esnaf odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Yeni yılda da bu toplantılara devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


"Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız"


Yapılan çalışmalarda 3 temel öncelikleri olduğuna değinen Karahan, "Rezerv yeterliliğini sağlamak, KKM bakiyesini azaltmak ve fiyat istikrarını tesis etmek. Merkez Bankası net rezervlerinde 120 milyar dolardan fazla artış kaydettik. Geldiğimiz noktada Merkez Bankası rezervlerinin artık günlük bazda takip edilmediğini görüyoruz. Bu da bize piyasanın, rezervlerimizin belli bir yeterlilik seviyesine ulaştığını düşündüğünü söylüyor. Bildiğiniz gibi şartlı bir yükümlülük olan KKM hesaplarının bakiyesi 143 milyar dolara ulaşmıştı. Şu anda bu bakiyenin 1 milyar doların altına indiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu konuyu da başarıyla gündemden çıkarmış oluyoruz. Üçüncü ama en önemli önceliğimiz fiyat istikrarı. En önemli diyorum çünkü rezerv ve KKM konularının kök sebebi olan yüksek enflasyon, aynı zamanda vatandaşın alım gücünü ve yaşam standartını düşürüyor. Bu nedenle ilk olarak enflasyonu kontrol altına almayı hedefledik. Aldığımız tedbirlerle enflasyonun yüzde 75’i aşmamasını sağladık. Daha sonra dezenflasyonu tesis ettik ve geldiğimiz noktada enflasyonun yüzde 31 seviyesine indiğini görüyoruz. Fiyat istikrarının sağlanması amacı doğrultusunda aldığımız mesafeyi önemsiyoruz. Hem kısa dönem göstergeler hem de orta vadeli görünüm bize dezenflasyonun sürdüğünü ve süreceğini gösteriyor. Bu düşüşün kalıcılığını sağlamak için sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Elbette bu dönemde uygulanan politikaların real sektör üzerine bir takım etkileri söz konusu. Ancak geldiğimiz noktada ekonomideki büyümenin kompozisyonun değişerek devam ettiğini görüyoruz. Bununla birlikte ciddi bir sektörel dönüşümün de gerçekleştiği açık. Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız" dedi.


"Fiyat istikrarı demek faizlerin kalıcı olarak düşük olması demek"


Fiyat istikrarının önemine değinen Karahan, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:


"Bildiğiniz gibi fiyat istikrarına giden yolda bazı maliyetler olabiliyor. Bu maliyetlere neden katlanılması gerektiğini anlatmak istiyorum. Sonrasında bugüne kadar enflasyonda yaşadığımız düşüşü nasıl sağladığımızı, bunun hangi kaynaklar aracılığıyla gerçekleştiğini anlatacağım. Bu aynı zamanda bize bundan sonraki düşüşün nasıl olacağı hakkında da bir fikir verecek. Son olarak kamuoyunda sık sık konuşulan faiz kararlarımız hakkında bir değerlendirme yapmak istiyorum. Burada hem vatandaş için hem real sektör için önemli olan, belirleyici olan piyasadaki faizler. Piyasadaki faizler ne zaman düşer? Piyasa faizleri Merkez Bankası’nın politika faizinden nasıl ve ne ölçüde etkilenir? Bu etki hangi unsurlara bağlıdır? Bu konuda bir değerlendirme yapacağım. Böylelikle kararlarımızı alırken göz önünde bulundurduğumuz bazı unsurları da vurgulayacağım. Merkez Bankamızın internet sitesini açtığınızda sol üst köşede şöyle bir ifade görürsünüz. Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Bu fiyat istikrarı konusu neden bu kadar önemli ki, temel amacı bu olan bir kurum kurulması gerekli görülmüş. Bir ülkenin refahı için fiyat istikrarı neden bu kadar kritik? Fiyat istikrarının önemini anlamanın yolu, fiyat istikrarı olmadığında yani yüksek enflasyon ortamında neyi kaybettiğimizi analiz etmekten geçiyor. Hepimiz dönem dönem yaşamışızdır. Bazı şeylerin kıymetini en iyi onu kaybettiğimizde anlarız. Bu nedenle önce yüksek enflasyonun maliyetini anlatarak başlamak istiyorum. Her şeyden önce yüksek enflasyon demek, alım gücünde düşüş demek. Ücretlerde yaşanan artışların refahı aynı ölçüde artıramaması demek, yaşam standartlarına yansımaması demek. Bunun yanında her ne kadar yüksek enflasyon dönem dönem yüksek büyüme ile birlikte görülse de aslında aynı zamanda istikrarsızlık demek. Yüksek enflasyon dönemlerinde büyümenin çok oynak olduğunu görüyoruz. Bazı dönemlerde çok yüksek olabilen büyüme takip eden dönemlerde yavaşlayabiliyor. Maliyet artışları da benzer şekilde hareket ediyor. Bu nedenle yüksek enflasyon dönemleri genelde öngörülebilirliğin son derece düşük olduğu dönemler. Bunun neticesinde de böyle dönemlerde uzun vadeli planların ve uzun vadede verimlilik artışı sağlayacak yatırımların yapılması zorlaşıyor. Dolayısıyla bu dönemler uzun sürdüğü takdirde ekonominin verimliliği düşüyor ve uzun vadeli potansiyeli de zarar görüyor. Fiyat istikrarını sağladığınızda ise aynı zamanda öngörülebilirliği tesis etmiş oluyorsunuz. Bunun yanında fiyat istikrarı demek faizlerin kalıcı olarak düşük olması demek ve finans sektörü tarafından uzun vadeli finansmanın uygun şartlarda sağlanabilmesi demek. Uzun vadeli finansman imkanı ve öngörülebilirlikle birlikte düşük enflasyon yatırım ortamında ciddi bir iyileşme sağlar. Bu iyileşme ile beraber uzun vadeli yatırımlar yapılabilir hale gelir. Ülkenin büyüme potansiyeli artar, büyüme sürdürülebilir hale gelir. Büyümenin getirdiği refah artışı toplumun birçok kesimi tarafından daha dengeli şekilde paylaşılabilir."


"Özel tüketim büyümesinin dengelenmesi, ekonomideki büyüme için oldukça önemli"


2020 yılından sonra Türkiye’nin yeniden yüksek enflasyonla tanıştığına değinen Karahan, 5 yıllık süreçte enflasyonun ortalama olarak yaklaşık yüzde 45 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Karahan, "Bu dönem aynı zamanda para politikasının gevşek olduğu, kredi maliyetlerinin düşük tutulduğu ve kredi miktarının da oldukça bol olduğu bir dönemdi. Yani yatırım yapmak isteyenin, finansmana ulaşmak isteyenin ne erişim ne maliyet açısından zorlanmayacağı bir ortamdı. Böyle bir dönemde yatırımların hızlanmasını beklersiniz. Ancak veriye baktığımızda fiyat istikrarı döneminde neredeyse yüzde 8’i bulan yatırım büyümesinin bu söz konusu dönemde hızlanmak bir yana yavaşladığını gördük. Bu son dönemin bir başka özelliği ise büyüme oranlarının fiyat istikrarı dönemine benzer olması. 2004-2019 yılları arasında ortalama yüzde 5.5 kadar büyüyen Türkiye ekonomisi, ondan sonraki 5 yılda da benzer oranda büyüdü. Peki yatırım büyümesi bu dönemde zayıfladı ise ekonomi nasıl aynı hızda büyümeye devam etti? Sorunun cevabı aslında özel tüketimde yatıyor. Fiyat istikrarı döneminde yıllık bazda yüzde 4.5 büyüyen özel tüketim, yüksek enflasyon döneminde yüzde 10 oranında ve neredeyse tarihi olarak en büyük seviyelerde büyüdü. Bu büyüme kompozisyonu çok sağlıklı değil. Verilere baktığımızda yüksek enflasyon döneminde yani 2020’den sonraki dönemde yatırımlar Yüzde 5.7 büyürken özel tüketim yüzde 10 oranında yani yatırımlardan çok daha yüksek oranda büyüyor. Üretim kapasitesinin bu hızla artmadığı bir ekonomide bu kadar hızlı özel tüketim büyümesi ancak ithalatla mümkün. Nitekim ekonomimizde de bunu gördük. 2023 başında cari açığın milli geliri oranı ithalattaki artış kaynaklı yüzde 5’i aştı. Fiyat istikrarını sağladığımızda bu büyüme kompozisyonunun geçmişte olduğu gibi düzeleceğini yani yatırım tüketim dengesinin çok daha sağlıklı seyredeceğini düşünüyoruz. Özel tüketim büyümesinin dengelenmesi ve büyüme kompozisyonunun iyileşmesi dezenflasyon için önemli olduğu kadar ekonomideki büyümenin dengeli olabilmesi için de oldukça önemli. Bildiğiniz gibi parasal sıkılaşmaya başlayalı iki yıldan fazla bir süre oldu. Geldiğimiz noktada büyüme kompozisyondaki dengelenmenin ne boyutta olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Şu anda baktığımızda yatırım büyümesinin yüzde 7,7 olduğunu özel tüketimdeki hızla artışında önemli ölçüde törpülendiğini görebiliriz. Ve tıpkı anlattığım gibi yatırım büyümesinin özel tüketimden daha hızlı olduğu ve dolayısıyla büyümenin daha sürdürülebilir olduğu bir görünüm elde etmiş olduk" ifadelerini kullandı.



Merkez Bankası Başkanı Karahan: "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ümraniye’de gençler için ekonomik menü sunan mekan kapılarını açtı Ümraniye’nin en yoğun noktalarından Santral Etkinlik Alanı’nda gençlere yönelik uygun fiyatlı menüleriyle dikkat çeken "Bir Başka Burger" hizmete açıldı. Ümraniye’nin en yoğun noktalarından biri olan Ümraniye Metro Çıkışı - Santral Etkinlik Alanında gençlere yönelik uygun fiyatlı ve kaliteli hizmet sunacak yeni "Bir Başka Burger" şubesi hizmete açıldı. Ekonomik lezzet alternatifleri arayan özellikle öğrenciler, yeni işletmeye yoğun ilgi gösterdi. Ümraniye Belediyesi tarafından desteklenen projeyle, gençlerin güvenilir ve hesaplı bir lezzet noktasına kolayca ulaşması amaçlanıyor. Yeni şubenin açılışı, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım tarafından gerçekleştirildi. "Gençlerimize ne yapsak azdır" Açılışta basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Yıldırım, fiyatların uygun olduğunu ifade ederek, " Ümraniye’de gençlerimize söz vermiştik. ‘Bir Başka Burger’ adı altında damak tadı çok güzel, hem uygun fiyatlı hem de kaliteli bir işletmeyi hizmete açıyoruz. Burgerlerimiz soyadan değil, tamamen gerçek etten ve tavuktan hazırlanıyor. Gençlerimize hakiki etten yapılan lezzetli burgerleri sunuyoruz. Fiyatlarımız menü şeklinde; içinde patates ve içecek bulunuyor. Menüde 110 veya 120 gram et ya da tavuk burger, patates ve içeceğiyle birlikte, oturma alanında sıcak sıcak gençlerimize sunuyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Gençlerimize ne yapsak azdır. Daha önce de söylediğimiz gibi, üç yıldır kahveyi 15 TL’den vermeye devam ediyoruz. Hem üniversiteli hem liseli gençlerimiz, karekodu okutarak öğrenci olduğunu doğruluyor ve menüsünü alıp afiyetle yiyor. Hayırlı uğurlu olsun" dedi.
İzmir Ege Üniversitesinin yeni rektörü Prof. Dr. Musa Alcı göreve başladı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ege Üniversitesine Rektör olarak atanan Prof. Dr. Musa Alcı, düzenlenen devir teslim töreniyle görevi Prof. Dr. Necdet Budak’tan devraldı. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararı ile Ege Üniversitesinin yeni rektörü belli oldu. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddesi uyarınca Ege Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Musa Alcı atandı. Gerçekleşen atamanın ardından Ege Üniversitesi Rektörlüğünde devir teslim töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Alcı, "Ege Üniversitesi, ülkemizin dördüncü sırada bölgemizde ise ilk sırada kurulan bir yükseköğretim kurumudur. Bu sene üniversitemiz yetmişinci yılını kutluyor. Prof. Dr. Necdet Budak hocamızın döneminde üniversitemiz, tam akreditasyon ve araştırma üniversitesi statüsü alarak önemli kazanımlar elde etti. İnşallah bundan sonra da el birliği ile üniversitemizi daha ileriye taşıyacağız. Ege Üniversitesinin kurucu rektöründen başlayarak, görev yapan tüm rektörlerimize şükranlarımı sunuyorum. Hayatta olanlara teşekkür ediyorum. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Ege Üniversitesi olarak yeni dönemdeki önceliğimiz eğitim-öğretim ve araştırma-geliştirme başta olmak üzere akademiye ağırlık vereceğiz. Üniversitemizi hep birlikte daha ileriye götüreceğiz. Beni Rektörlük görevine layık gören başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a şükranlarımı arz ederim" dedi. Rektörlük görevini Prof. Dr. Musa Alcı’ya devreden Prof. Dr. Necdet Budak ise, "17 Ekim 2017 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın tensip ve takdirleriyle atanarak onurla yürüttüğüm Rektörlük görevini bugün, değerli öğretim üyemiz Prof. Dr. Musa Alcı’ya devrediyorum. Beni bu göreve layık görerek üniversiteme hizmet etme onurunu bahşeden Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’nin 1955 yılında kurulan dördüncü üniversitesi olan Ege Üniversitesi, köklü geleneği ve güçlü akademik birikimiyle her zaman ülkemizin gururu olmuştur. Bu büyük mirasa layık olmak için hep birlikte çok çalıştık; üniversitemizin bugün ‘Araştırma Üniversitesi’ statüsüne yükselmesi ise en büyük mutluluklarımızdan biri olmuştur. Bu başarı, yalnızca bir yönetimin değil; akademisyeninden öğrencisine, idari personelinden tüm paydaşlarına kadar büyük bir ailenin ortak emeğidir. Hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Bugün görevi devralan Prof. Dr. Musa Alcı’ya yürekten başarılar diliyorum. Ege Üniversitesinin daha da büyüyüp güçleneceğine; bilimde, araştırmada ve uluslararasılaşmada çok daha ileri noktalara ulaşacağına inancım tamdır. Her zaman olduğu gibi, bundan sonra da Ege Üniversitesinin ve Sayın Rektörümüzün yanında olacağımı özellikle belirtmek isterim. Bu bayrak, aynı kararlılık ve heyecanla yoluna devam edecektir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Necdet Budak, rektörlük görevine atanan Prof. Dr. Musa Alcı’ya çiçek takdiminde bulundu. Prof. Dr. Musa Alcı kimdir? Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamlayan Prof. Dr. Alcı, yüksek lisans eğitimini de aynı fakültede tamamladı. Doktorasını Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde tamamlayan Prof. Dr. Musa Alcı, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Devreler ve Sistemler Anabilim Dalında 2000 yılında doktor öğretim üyesi, 2010 yılında doçent ve 2016 yılında profesörlük unvanı aldı. 2017 - 2020 yılları arasında Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Bölüm Başkanlığı görevini de üstlenen Prof. Dr. Alcı; Sistem Tanılama, Yapay Zeka, Bilgisayarda Öğrenme ve Örüntü Tanıma, Benzetim, Modelleme ve Tanıma, Elektrik-elektronik Mühendisliği, Bulanık Kümeler ve Sistemler, Sistem Dinamiği ve Kontrolü ile Mühendislik ve Teknoloji alanlarında akademik çalışmalar yürütüyor.
Düzce "Düzce eğitim öğretimde otobana çıkacak" DÜZCE(İHA) – Düzce’de öğrencilerin daha iyi ve güvenli bir alanda eğitim görebilmesi amacıyla şehir merkezinde bulunan İsmetpaşa Ortaokulu’nun yeni taşındığı binası yapılan törenle eğitim öğretime açıldı. Vali Selçuk Aslan, Düzce’nin eğitim öğretimde otobana çıkacağını söyledi. Düzce’de eğitim yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Düzce kent merkezinde bulunan ve trafikte sorun oluşturan İsmetpaşa Ortaokulu, öğrencilerin daha güvenli ve iyi şartlarda eğitim görmesi için Darıcı Mahallesi’nde yapılan yeni binasına taşındı. Okul binasının eğitim ve öğretime başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Törene Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Düzce İl Milli Eğitim Müdürü Gülşen Özer, il protokolü, eğitim camiası ve öğrenciler katıldı. Törende öğrencilerin halk oyunu gösterisi katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi. "412 eğitim kurumumuz 6 bine yakın eğitim ordumuz söz konusu" Vali Selçuk Aslan, Düzce’de eğitimi daha verimli kılacaklarını belirterek "Yoğun bir emeğin sonucu olarak eğitim öğretime teslim ediyoruz. Bugün Düzce’de 412 eğitim kurumumuz, 6 bine yakın eğitim ordusu söz konusu. Düzce eğitim öğretimde otobana çıkacak. Daha güçlü donanımlı kılacağız" dedi. 3 okul kazandırdık Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün girişimleriyle Kasım Aktaş Ortaokulu ve Azmimilli İlkokulu’nun ardından İsmetpaşa Ortaokulu’da eğitim camiasına kazandırıldı. Öğrenciler; modern donanımı ve geniş sosyal–sportif alanlarına kavuştu. Başkan Özlü törende yaptığı konuşmada eğitim yatırımları için hayırseverlerle görüştüğünü belirterek, "Bunlardan biri Kasım Aktaş. ‘Okul yapacağım’ dedi ve yaptı. Kalanını ise Milli Eğitim Bakanlığımız tamamladı. İsmetpaşa Okulu’nun eski yerinde bir öğrenciye bir metrekare yer düşüyordu. Düzce Lisesi’nin mimarisinde olacak dedim ve benziyor. Buranın özel önemi var benim için, hayırlı uğurlu olsun" ifadelerinde bulundu. Milletvekili Ayşe Keşir’de hayırlı olmasını dileğinde bulundu. Konuşmaların ardından yapılan dua sonrası İsmetpaşa Ortaokulu eğitim öğretime açıldı. Açılış protokol üyeleri okulu gezerek öğrencilerle süre sohbet etti.