GÜNDEM - 11 Ocak 2024 Perşembe 15:38

Millî İstihbarat Akademisi faaliyetlerine başladı

A
A
A
Millî İstihbarat Akademisi faaliyetlerine başladı

Kuruluşu gerçekleşen Millî İstihbarat Akademisi, 6 Ocak tarihi itibarıyla faaliyetlerine başladı.

Millî İstihbarat Akademisi, 2024 yılı güz döneminde yüksek lisans ve doktora programlarına öğrenci almaya başlayacak. Üniversitelerin en az dört yıllık örgün eğitim veren ilgili lisans programlarından mezun olan ve başvuru şartlarını karşılayan herkes Akademi’deki lisansüstü programlara başvurabilecek. Akademi, üniversite yapılanması şeklinde faaliyet gösterecek ve dersler alanlarında uzman akademisyenler tarafından verilecek.

Adaylar, Akademi bünyesinde açılacak istihbarat, güvenlik, bölge çalışmaları, siber güvenlik ve kriptoloji, uydu-uzay sistemleri, yapay zekâ ile veri analitiği ve benzeri programlara başvuruda bulunabilecek.

Akademinin temel faaliyet alanlarından bir diğeri de bilimsel araştırmalar yapmak olacak. Eş güdümlü olarak Ar-Ge projeleri geliştirilecek ve yürütülecek. Türkiye’nin stratejik önceliklerini ve hedeflerini göz önünde bulundurarak istihbarat ve güvenlik alanlarında araştırmalar yapılması ve projeler üretilmesi, bu alanlarda çalışan akademisyenlerin ortak bir platformda buluşmasını sağlayacak nitelikte ulusal ve uluslararası düzeylerde çalıştay, seminer, konferans, kongre gibi organizasyonların düzenlenmesi hedefleniyor.

Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye’yi ilgilendiren kritik konularda rapor, analiz gibi yayınlar yaparak kamuoyunu ve karar alıcıları bilgilendirmeyi ve farkındalık oluşturmayı da amaçlıyor.

Millî İstihbarat Akademisi yürüttüğü eğitim ve bilimsel araştırma faaliyetleri ile istihbarat ve güvenlik alanında bilimsel bilgi üreterek bu birikimi uluslararası literatüre aktarmayı ve bu süreçte Türkiye’de nitelikli ve dünya ile entegre bir istihbarat çalışmaları topluluğu oluşturmayı da planlıyor. Akademi aynı zamanda Türkiye’de istihbarat alanının bir bilim dalı olarak yerleştirilmesi ve geliştirilmesine katkı sunmayı da hedefleri arasına koydu.

Milli İstihbarat Akademisi Başkanı ise Prof.Dr. Talha Köse oldu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olan Köse Sabancı Üniversitesi Uyuşmazlık Analizleri ve Çözümleri programından yüksek lisans derecesi aldı. Ayrıca George Mason Üniversitesi Çatışma Analizi ve Çözümü Enstitüsünden doktora derecesini alan Köse, George Mason Üniversitesi (ABD), Maastricht Üniversitesi (Hollanda) ve Marmara Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak dersler verdi. Köse, İstanbul Şehir Üniversitesi ve İbn Haldun Üniversitesinin kuruluş sürecinde görev aldı ve bölüm başkanlığı yaptı. SETA düşünce kuruluşunda Toplum Masası Direktörlüğü ve Brüksel Masası Direktörlüğü görevlerini yürüttü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde görev aldı. Talha Köse güncel olarak uluslararası ilişkiler, çatışma çözümleri, barış inşası, Türk siyaseti, etnik ve mezhepsel kimlikler ve radikalleşme gibi konularda çalışmalar yürütmekte. Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde yayımlanan çok sayıda bilimsel yayını bulunmakta. Köse, ayrıca bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası akademik projede yürütücü ve araştırmacı olarak görev aldı.

Milli İstihbarat Akademisi; eğitim ve araştırma olmak üzere iki temel faaliyet alanına sahip olacak. Eğitim faaliyetleri enstitüler bünyesindeki programlar vasıtasıyla yürütülecek. Araştırma merkezleri ise bilimsel araştırma, çalıştay, sempozyum ve diğer akademik çalışmaların yürütüldüğü yapılar olarak faaliyetlerde bulunacak. Akademi bünyesinde sadece yüksek lisans ve doktora eğitimi verilecek.

Üniversitelerin en az 4 yıllık örgün eğitim veren ilgili lisans programlarından mezun olan ve akademi başvuru şartlarını karşılayan herkes Akademi’de lisansüstü eğitim için başvurabilecek. Ayrıca enstitüler bünyesindeki programların kendine özgü ders müfredatları bulunuyor. Öğrenciler istihbarat kuramı ve tarihi, araştırma metodolojileri, istihbarat ve güvenlik çalışmalarında yöntem ve analiz gibi derslerin yanı sıra Batı felsefesi, İslam sanatı, sinema gibi vizyon derslerinden de seçim yapabilecek.

Adayların başvuru sürecinde ise ALES, dil puanı ve lisans derecesinin yanı sıra bir niyet mektubu yazması beklenecek. Başvurusu kabul edilen adaylar yazılı ve sözlü bilimsel sınavlara girecek. Eleştirel ve analitik düşünce yapısına sahip, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, çevresine duyarlı ve gerçek dünya meselelerine çözüm önerileri üzerinde düşünen adayların başvurusu hedefleniyor.

Başvuru takvimi ve süreci ise Nisan ayı içerisinde Akademi resmi internet sitesi üzerinden duyurulacak. Akademide yüksek lisans ve doktora yapan öğrenciler, diğer üniversitelerde olduğu gibi akademik tez çalışmalarını tamamlayarak mezun olmaya hak kazanacak. Mezun öğrenciler özel sektör, akademi ya da devlet kurumlarında çalışabilecek.

Akademi’nin ayrıca alınan diplomanın YÖK tanınırlığı da olacak. Tamamlanan tezler YÖK ulusal tez merkezinde yayınlanacak. Araştırma merkezleri istihbarat, güvenlik, strateji, bölge çalışmaları, yapay zekâ, siber ve elektronik istihbarat gibi alanlarda bilimsel araştırma projeleri yürütecek. İlgili konularda çalıştaylar, sempozyumlar ve çeşitli bilimsel aktiviteler düzenlenecek ve araştırma ve diğer bilimsel faaliyet sonuçlarını raporlandırarak kamuoyu ile paylaşılacak. Yeni araştırma alanları da kapsama alanına girecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.