SAĞLIK - 06 Ekim 2023 Cuma 14:28

Miyom kanama her 4 kadında bir görülüyor

A
A
A
Miyom kanama her 4 kadında bir görülüyor

Rahmin kas dokusundan kaynaklanan iyi huylu tümörler miyom olarak adlandırılıyor. Adet kanamasında artış, adet süresinde uzama ve adet arası kanama miyom belirtileri arasında yer alıyor. Miyomlar her 3-4 kadından birinde görülürken çoğunlukla endişeye neden olmuyor.


Her miyom tedavi gerektirmezken, miyomların kanser çıkma oranı ise yüzde 1’in altında. Ancak rahim iç duvarının yapısını etkileyen miyomlar, kısırlığa, gebelikte kanamaya ve hatta düşüklere neden olabilir. Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Günakan, ırka göre kadınlarda görülme oranı yüzde 50’lere kadar ulaşan miyomlar hakkında bilgi verdi. Hormon bağımlı bir tümör olan miyomların görülme sıklığının üreme çağındaki kadınlarda arttığını belirten Günakan, çocukluk ve ergenlik çağında miyom görülmediğini ve mevcut miyomların menopozla birlikte küçüldüğünü aktardı.


Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Günakan, miyomların belirtilerinin yerleşim yeri, büyüklüğü ve sayısına göre değişiklik gösterdiğini söyledi. Birçok hastada belirti görülmediğini aktaran Günakan, “En sık hastaneye başvuru sebebi kanamadır. Bu durum, adet kanamasındaki artış, sürede uzama, adet arası kanama şeklinde olabilir” ifadelerini kullandı.


Büyük miyomların karın ön duvarında elle hissedilebileceğini belirten Günakan, sık idrara çıkma, idrar kaçırma, tam idrar yapamama hissi ve kabızlık gibi durumların miyom belirtisi olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Çok büyük miyomların, dolaşım sistemini ve kalbi etkileyebileceğini kaydeden Günakan, şunları kaydetti:


“Çok büyük miyomlar, böbrekten idrar akışını bozabilir, karın içinde damarlara baskı yapabilir. Alt karın bölgesinde ağrı, adet sırasında veya cinsel ilişki sırasında ağrı miyom nedenli diğer bir semptom olarak karşımıza çıkabilir. Rahim iç duvarının yapısını etkileyen miyomlar kısırlığa veya gebelikte kanama ve düşüklere neden olabilir”



Miyom tanısı nasıl koyulur


Günakan, miyom tanısı ve tedavisi hakkında da bilgi verdi. Miyom tanısında en sık kullanılan yöntemin ultrason olduğuna dikkati çeken Günakan, “Ultrasonografi hastaya göre vajinal veya karından yapılabilir. Vajinal ultrasonografi teknik olarak daha fazla bilgi vericidir. Çoklu miyomlarda, rahim duvarı içindeki veya baskı yapan miyomlarda tanıyı netleştirmek, daha objektif olarak yorum yapmak ve cerrahiye hazırlık açısından manyetik rezonans görüntüleme sonraki basamakta kullanılabilir” ifadelerine yer verdi.


Günakan, rahim iç duvarında yer alan miyomların tanısının rahim ağzından girilerek yapılan işlemle konulabileceğini hatta eş zamanlı olarak miyomun çıkarılabileceğini dile getirdi.



Miyom gebelikte risk oluşturur mu


Günakan, gebelikte miyom varlığının, miyomun yerine göre düşük tehdidi, ağrı ve kanama gibi risklerin artışını tetikleyebileceğini belirtti. Gebelik öncesinde olan miyomların gebelikteki hormonların uyarısı ile büyüme eğilimine girdiğini vurgulayan Günakan, “Gebelikte büyüyen miyomlarda dejenerasyon ismi verilen değişiklik ağrıya neden olur. Bu ağrılar nadiren doğum veya düşüğü tetikleyebilir. Aynı zamanda miyomlar yerleşim yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak vajinal doğuma engel olabilir ve sezaryen doğum gerekebilir” değerlendirmesinde bulundu.


Miyomların nadir de olsa kısırlığa neden olabileceğini de açıklık getiren Günakan, tedavi sonuçlarının yüz güldürücü olduğunun altını çizdi.



Miyomların takip ve tedavisi


Günakan, miyomların takip veya tedavisinin miyomun yerine, büyüklüğüne, hastanın yaşına, hastanın üreme öyküsüne, klinik ve semptomların geneline bakılarak planlandığını söyledi. Her miyomun tedavi gerektirmediğini söyleyen Günakan, en sık tercih edilen tedavi yöntemi olan cerrahi tedavi hakkında şöyle konuştu:


“Cerrahi tedavi miyomektomi denilen rahmin korunarak sadece miyomun çıkarılması veya rahmin alınması şeklinde olabilir. Rahmin korunması üreme çağındaki, görece daha genç ve çocuk istemi olan hasta gruplarında ilk seçenektir. Miyomektomi sonrası miyomların tekrarlama ihtimali mevcuttur. Miyomektomi ameliyatında kapalı teknikler sıklıkla kullanılmaktadır. Tekniği cerrahın tecrübesi, miyomların sayısı, yeri, kanser şüphesi olup olmaması ve miyomun büyüklüğü belirler. Açık teknikte miyomlar bütün olarak karından çıkarılırken kapalı tekniklerde vajinal yolla bütün olarak, parçalara ayrılarak torbalar içinde çıkarılabilir.”



İlaçla miyom tedavisi


Günakan, bir diğer tedavi yöntemi olan medikal tedavinin, gebeliklerini ve aile planlamasını tamamlamamış üreme çağındaki hasta grubunda sıklıkla tercih edildiğini belirtti. İlaç seçiminin hastanın şikayetlerine göre yapıldığını aktaran Günakan, “İlaç tedavisi ile miyomların küçülmesi sağlanarak etkileri azaltılabilir veya cerrahisi kolaylaştırılabilir. Rahim iç duvarındaki veya buraya komşu olan miyomlar için diğer bir medikal tedavi seçeneği progesteron hormonu salgılayan rahim içi araçlardır” açıklamasında bulundu.


Günakan, cerrahi operasyon geçirmek istemeyen hasta gruplarında alternatif tedavi yöntemlerinden bir diğerinin miyom embolizasyonu olduğunu aktardı. Girişimsel bir tedavi yöntemi olan miyom embolizasyonunun detaylarını paylaşan Günakan, “Görüntüleme eşliğinde miyoma giden damarların tespit edilerek bunların özel damar tıkayıcı ajanlarla tıkanması ile miyomun beslenmesinin durdurularak miyomun küçültülmesi prensibine dayanır” diye konuştu.


Günakan, histerektomi olarak adlandırılan rahimin alınması ameliyatınınsa çocuk isteği olmayan ve 40 yaş sonrası hasta grubunda daha çok tercih edildiğini belirtti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.
Düzce Düzce itfaiyesi 700 yangına müdahale etti Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü 2025 yılı boyunca bildirilen 1700 ihbarın 857 adedi için ekip yönlendirdi, 700 yangına müdahale etti. İtfaiye Müdürlüğü bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların içeriği hakkında bilgi verdi. Ekipler toplamda bin 700 çağrıyı yanıtladı. Acil durumlara müdahale süreci kapsamında toplam 857 yangın ihbarına ekip yönlendirilirken bu ihbarlardan bina, atölye, motorlu araç, depo ile ormanlık alandan oluşan 696 adedi fiilen söndürüldü. Ayrıca 2025 yılı boyunca toplam 540 insan ve hayvan kurtarma çalışması, 90 trafik kazası ihbarında 58 adet kurtarma çalışması yapıldı. Yine evrak çalışmaları kapsamında müdürlük tarafından bin 200 adet yangına uygunluk ruhsatı düzenlendi. Bunların yanı sıra 180 kez su tahliye çalışması ve 61 adet baca temizleme denetimi gerçekleştirildi. 116 kez tatbikat ve eğitim düzenlendi Acil durumlara müdahale kapasitesinin artırılması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla yoğun bir eğitim süreci planlayan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca 116 kez tatbikat ve eğitim organize etti. İtfaiye’nin görevlerinin öğrenilmesi, ekipmanlarının tanıtılması amacıyla yürütülen eğitimler kapsamında 4 bin kişiye birebir teorik ve pratik eğitim programı düzenlenerek sertifika verildi. Dış görevlerde Düzce farkı Özellikle yaz aylarında yoğun şekilde meydana gelen orman yangınlarına müdahale için de dış görevlere katılan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca toplam 22 ekip ile dış görev çağrılarına yanıt verdi, müdahale çalışmalarına destek oldu.