GÜNDEM - 18 Aralık 2025 Perşembe 12:04

MSB: "İHA, F-16 uçaklarımız tarafından takip edilmiş, prosedürlerin tamamlanmasını müteakip en uygun yerde kontrollü bir müdahaleyle düşürülmüştür"

A
A
A
MSB: "İHA, F-16 uçaklarımız tarafından takip edilmiş, prosedürlerin tamamlanmasını müteakip en uygun yerde kontrollü bir müdahaleyle düşürülmüştür"

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Karadeniz hava sahasından Türkiye’ye giriş yapan ve imha edilen İnsansız Hava Aracı hakkında "Yapılan değerlendirmeler neticesinde, hava sahası emniyetinin muhafazası ile vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin korunması amacıyla, kontrolden çıktığı anlaşılan İHA, F-16 uçaklarımız tarafından takip edilmiş, prosedürlerin tamamlanmasını müteakip en uygun yerde kontrollü bir müdahaleyle düşürülmüştür" açıklamasında bulundu.


Milli Savunma Bakanlığı haftalık basın bilgilendirme toplantısı, bakanlıkta bulunan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgilendirme Salonu’nda gerçekleştirildi. Basın bilgilendirme toplantısında açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme ilişkin gelişmeleri aktardı.


Son bir haftada 6 PKK’lı terörist teslim oldu


Türk Silahlı Kuvvetlerinin hem yurt içerisinde hem de sınır ötesinde Türkiye’nin güvenliği için durmaksızın çalışmaya devam ettiğini söyleyen ve bu kapsamda son bir haftada gerçekleştirilen faaliyetler hakkında bilgilendirmede bulunan Tuğamiral Zeki Aktürk, "6 PKK’lı terörist teslim oldu. Operasyon bölgelerinde mayın ve el yapımı patlayıcı ile mağara, sığınak ve barınak tespit ve imha çalışmalarına devam edilmiştir. Kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin engellenmesi ve terörle mücadele etkinliğinin artırılması kapsamında sınır güvenliğinde alınan etkili ve modern teknolojiye dayalı tedbirlerle son bir hafta içerisinde. 8’i terör örgütü mensubu olmak üzere 192 şahıs yakalanmış, 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 9 bin 683 oldu. Engellenen 2 bin 414 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 65 bin 277’ye ulaşmıştır. Yine, bu hafta içerisinde; Hakkâri ve Van hudut hatlarında yapılan arama-tarama faaliyetlerinde toplam 284 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiştir" diye konuştu.


"İsrail’in; Suriye ve Lübnan’daki saldırıları ve bölgede izlediği yayılmacı politika bölgesel barış ve istikrarı tehdit etmeye devam etmektedir"


İsrail’in izlediği politikayı değerlendiren ve bunun bölge için tehlike oluşturduğunu söyleyen Aktürk, "İsrail’in; Suriye ve Lübnan’daki saldırıları ve bölgede izlediği yayılmacı politika, Gazze’de sağlanan ateşkesi ihlal edici operasyonları ve insani yardım faaliyetlerini engelleyici tutumu, bölgesel barış ve istikrarı tehdit etmeye devam etmektedir. İsrail’in yürüttüğü bu politika, Birleşmiş Milletlerin itibarının ve uluslararası hukuka olan inancın, sadece bölge ülkeleri nezdinde değil, dünyada da sorgulanmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, Gazze’ye insani yardımların kesintisiz ve güvenli şekilde ulaştırılması ve sivillerin acil ihtiyaçlarının karşılanması, geçtiğimiz hafta bölgede meydana gelen sel felaketi nedeniyle daha da elzem hâle gelmiştir. Uluslararası toplumun, İsrail’in hem saldırgan eylemlerine hem de insani yardımların bölgeye istenen düzeyde erişmesini geciktirici tutumuna karşı, yaptırım gücü olan bir irade ortaya koyarak adımlar atması gerektiğini vurguluyor, bu minvalde başlatılacak her türlü uluslararası girişime destek vereceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz" ifadelerini kullandı.


7’nci T-70 helikopterinin 23 Aralık’ta Hava Kuvvetlerine teslim edilecek


Türk Silahlı Kuvvetlerinin daha güçlü daha donanımlı ve daha hazırlıklı hâle getirilmesi için envantere yeni alımlar yapıldığını söyleyen ve son alımlara yönelik bilgilendirme yapan Aktürk, "Bu kapsamda, Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda; Lazer Arayıcı Başlıklı Uzun Menzilli Tanksavar (L-UMTAS) füze, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR-O), KARAOK Tanksavar Silah Sistemi, Modernize edilen M60T tankı ile Bayraktar TB-3 SİHA, muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanarak envantere alınmıştır. Genel Maksat Helikopteri projesi kapsamında 7’nci T-70 helikopterinin 23 Aralık’ta Hava Kuvvetlerimizin envanterine alınması planlanmaktadır. Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz tarafından hafta içerisinde; çeşitli adet ve çapta silah ve mühimmatın teslimatı gerçekleştirilmiş, Savunma Sanayii Başkanlığımız ile ortak proje kapsamında ülkemizin ilk piyade tipi Modern Makineli Tüfeğinin (MMT) kalifikasyonu başarıyla tamamlanmıştır" ifadelerine yer verdi.


Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk’ün basın bilgilendirme toplantısı sonrasında Millî Savunma Bakanlığı, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularıyla ilgili açıklamalarda bulundu.


"İHA, F-16 uçaklarımız tarafından takip edilmiş, prosedürlerin tamamlanmasını müteakip en uygun yerde kontrollü bir müdahaleyle düşürülmüştür"


Pazartesi günü Karadeniz’den Türkiye’ye girdiği ve uygun bir noktada düşürüldüğü açıklanan İnsansız Hava Aracı (İHA) hakkında detaylı açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı, "15 Aralık 2025 tarihinde, Karadeniz yönünden hava sahamıza yaklaşan bir İHA tespit edilmesi üzerine, ilgili tüm birimlerimizce yürürlükteki mevzuat ve standart operasyonel prosedürler çerçevesinde tespit, teşhis ve takip süreci derhal başlatılmıştır. Süreç; söz konusu İHA’nın irtifa, sürat ve boyut olarak tespitinin güçlüğü ve düşük radar kesit alanına sahip olması nedeniyle tek bir sensör verisine dayanmaksızın radar, elektro-optik, elektronik harp ve erken ihbar sistemlerinden elde edilen çoklu verilerin karşılıklı doğrulaması esas alınarak yürütülmüştür. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, hava sahası emniyetinin muhafazası ile vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin korunması amacıyla, kontrolden çıktığı anlaşılan İHA, F-16 uçaklarımız tarafından takip edilmiş, prosedürlerin tamamlanmasını müteakip en uygun yerde kontrollü bir müdahaleyle düşürülmüştür" açıklamasında bulundu.


Hava sahasına ilişkin alınan tüm kararların, sivil hava trafiği dâhil olmak üzere hava sahası emniyetinin korunması, yerleşim alanlarına yönelik risklerin önlenmesi ve elde edilen verilerin bütüncül değerlendirilmesi esaslarına dayalı olarak, yüksek hassasiyetle verildiğine dikkat çeken Milli Savunma Bakanlığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:


"Bu kapsamda uygulanan yöntem, yerleşim alanlarına yönelik riskleri bertaraf eden, sivil havacılık faaliyetlerinin emniyetini de önceleyen en ihtiyatlı ve güvenli yaklaşım olarak icra edilmiştir. Havada vurularak imha edilen İHA’nın, çok küçük parçalara ayrılarak geniş bir alana dağıldığı değerlendirilmektedir. Bu durum sahada tek parça veya bütünlük arz eden enkaz tespitini zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede, arama-tarama ve teknik inceleme faaliyetleri ilgili birimlerce titizlikle sürdürülmekte olup, doğrulama süreçleri tamamlanmadan olay hakkında yapılan spekülatif değerlendirme ve dezenformasyon içerikli iddialara itibar edilmemesi önem arz etmektedir. Hava sahamızın kontrolü; radar, erken ihbar, elektronik harp ve önleme unsurlarını kapsayan, katmanlı ve entegre bir mimariyle 7 gün 24 saat esasına göre sağlanmaktadır. Hava savunma sistemlerinden beklenen; hava sahasına giren unsurların tespiti, teşhisi, takibi ve imhasıdır. Bahse konu İHA ile ilgili süreç başarıyla yönetilmiş ve sonuçlandırılmıştır. Hava savunma sistemimizin zaafiyet içinde olduğu yönündeki iddialar da gerçeği yansıtmamaktadır. Elde edilen tecrübeler ışığında tespit, teşhis ve reaksiyon süreçleri düzenli olarak gözden geçirilmekte, operasyonel prosedürler ve teknik kabiliyetler sürekli olarak geliştirilmektedir."


Ukrayna ve Rusya uyarıldı


Gerçekleşen sürecin ardından Rusya ve Ukrayna ile iletişime geçildiğini açıklayan Bakanlık, "Tüm bunlara ilave olarak; Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaş dolayısıyla Karadeniz’in güvenliğine yönelik bu tür olumsuzluklar konusunda her iki tarafın da daha dikkatli olmaları hususunda muhataplarımız ikaz edilmiştir" açıklamasında bulundu.



MSB: "İHA, F-16 uçaklarımız tarafından takip edilmiş, prosedürlerin tamamlanmasını müteakip en uygun yerde kontrollü bir müdahaleyle düşürülmüştür"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Garanti BBVA’dan otoyolu projesi için ‘Sürdürülebilirlikle Bağlantılı’ finansman Garanti BBVA, Antalya-Alanya Otoyolu Projesi için sağlanan 1,7 milyar euro tutarındaki finansmanda kredi vadesi boyunca ‘Sürdürülebilirlik Koordinatörü’ olarak görev alarak, Türkiye’de kurumsal bir şirkete sağlanmış en büyük sürdürülebilirlikle bağlantılı kredi işlemlerinden birini gerçekleştirdi. Garanti BBVA, Antalya-Alanya Otoyolu Projesi için sağlanan 1,7 milyar euroluk sürdürülebilirlikle bağlantılı finansmanda kredi vadesi boyunca ‘Sürdürülebilirlik Koordinatörü’ olarak görev aldı. Türkiye’nin en önemli altyapı projelerinden birine sağlanan bu finansman, Türkiye’de kurumsal bir şirkete sağlanmış en büyük sürdürülebilirlikle bağlantılı kredi işlemlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Proje kapsamında Garanti BBVA, aynı zamanda kendi portföyünde bir ilki gerçekleştirerek ilk sürdürülebilirlikle bağlantılı IRS (faiz swap) işlemini de hayata geçirdi. Türk bankalarının yanı sıra uluslararası bankalar ve kalkınma finansmanı kuruluşları dahil olmak üzere toplam 14 finansal kuruluşun yer aldığı yapı, sürdürülebilir finansal mimarinin gelişimi açısından örnek bir iş birliği modeli oluşturuyor. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sinem Edige, "İmza attığımız bu finansman modeli, Türkiye’de sürdürülebilir altyapı yatırımları için yeni bir ölçüt oluşturma özelliğine sahip. Bağımsız Ekonomik Etki Değerlendirme Raporu’na göre bu proje; doğrudan harcamalar, tedarik zinciri bağlantıları ve çalışan gelirlerindeki artış yoluyla bölgenin ekonomik katma değerini belirgin şekilde artıracak. Banka olarak hem çevresel hem ekonomik etki oluşturan bu projenin kredi vadesi boyunca sürdürülebilirlik koordinasyonunu üstlenmekten gurur duyuyoruz" dedi. Sürdürülebilirlik hedeflerine paralel kurgulandı Yapılan açıklamaya göre Garanti BBVA, sürdürülebilir finansman alanındaki öncülüğünü, altyapı projelerinde sürdürülebilirlik odaklı yeni nesil finansman modelleriyle güçlendirmeye devam ediyor. İmza atılan bu Antalya-Alanya Otoyolu Projesi finansmanı, güçlü bir sürdürülebilirlik çerçevesi doğrultusunda kurgulandı. Bu kapsamda; sürdürülebilir inşaat uygulamaları, yenilenebilir enerji kullanımı, EV şarj altyapısının oluşturulması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi gibi alanlar projenin öncelikli sürdürülebilirlik hedeflerini oluşturuyor. Ayrıca proje, IFC Performans Standartları ve Ekvator Prensipleri gerekliliklerini referans alarak uluslararası sürdürülebilirlik kriterlerine örnek teşkil ediyor. Otoyol tamamlandığında Antalya-Alanya arasındaki yolculuk süresi 2,5-4 saatten 36 dakikaya inecek; turizm, ticaret ve bölgesel hareketlilik açısından güçlü bir ekonomik etki oluşturması bekleniyor.
Van Kışın kapanan yollara karşı Van’da "Anne Oteli" hizmeti Van’da kış aylarında yolların kapanma ihtimaline karşı, kırsal mahallelerde yaşayan hamile kadınlar ile bebekleri tedavi gören anneler için "Anne Oteli" hizmeti sunuluyor. Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen "Anne Oteli" uygulaması; kış şartlarının ağır geçtiği bölgelerde sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmayı hedefliyor ve annelere hem güvenli bir ortam hem de çeşitli eğitimlerle destek sağlıyor. Doğuma az bir süre kalan hamile kadınlar, yolların kardan kapanması ihtimaline karşı Anne Oteli’nde misafir edilerek doğuma güvenli bir şekilde hazırlanıyor. Bunun yanı sıra, doğum sonrası yoğun bakımda tedavi gören bebeklerin anneleri de bu otelde konaklayarak bebeklerinden ayrılmadan tedavi sürecini takip edebiliyor. Hamile ve lohusa kadınlara konforlu bir konaklama ortamı sunan otelde, aynı zamanda hijyen, anne sütünün önemi ve bebek bakımı gibi konularda eğitimler veriliyor. Van’ın kırsal mahallelerinin yanı sıra çevre illerden gelen kadınların da yararlanabildiği bu hizmet, çok sayıda anneye ulaşmayı başardı. Misafir anne uygulaması kapsamında 2025 yılında 2 binin üzerine hamile kadın otelde ağırlanarak doğuma güvenli bir şekilde hazırlanma imkânı buldu. "Annelerimiz için konforlu ve güvenli bir ortam sunuyoruz" Konuya ilişkin konuşan Hastane Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, Anne Oteli’nde aynı anda yaklaşık 50 anneyi misafir edebildiklerini belirtti. Bu yıl içerisinde 2 binin üzerinde anneyi ağırladıklarını ifade eden Başhekim Doç. Dr. Sarıkaya, "Anne Oteli’nin kuruluş amacı; gebelik sürecinde, doğum eylemi başlamadan önce herhangi bir risk ya da zorluk yaşayan annelerin hastane ortamında takip edilmesini ve doğumlarının güvenli bir şekilde hastanede gerçekleşmesini sağlamaktır. Özellikle Bahçesaray gibi uzak ilçelerimizde yaşayan ve doğum eylemi başladığında hastaneye ulaşması zaman alabilecek anneleri burada misafir ediyoruz. İl genelinin geniş bir coğrafyaya yayılmış olması, uzak köy ve ilçelerin bulunması nedeniyle anne oteliyle muhtemel riskleri en aza indiriyoruz. Aynı zamanda annelerimiz için konforlu ve güvenli bir ortam sunuyoruz" dedi. "Annelerimizin tüm ihtiyaçları karşılanıyor" Gebelik takibi için misafir edilen annelerin kapasiteyi doldurmadığından, farklı bir uygulamayı da hayata geçirdiklerini ifade eden Sarıkaya, "Yeni doğum yapmış ve bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören anneleri de, bebekleriyle daha yakın olabilmeleri ve rahat emzirebilmeleri için anne otelimizde misafir ediyoruz. Bu süreçte annelerimizin tüm ihtiyaçları da karşılanıyor. Anne otelimiz, yenidoğan yoğun bakım ünitesinin hemen karşısında yer alıyor. Bu sayede anneler, anne sütünü çok kısa sürede ve kolaylıkla bebeklerine ulaştırabiliyor. Bunun yanı sıra yemek, sosyal alanlar ve en önemlisi eğitim imkânları da sunuluyor. Annelerimize emzirme, bebek bakımı ve sağlıklı büyüme sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda arkadaşlarımız tarafından kapsamlı eğitimler veriliyor. Bu organizasyonun hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm sağlık çalışanlarımıza ve çalışma arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum" diye konuştu. 10 gün önce doğum yaptığını dile getiren İkra Çakır ise "Erken doğum yaptım bu yüzden bebeğim kuvözde kaldı. O süreç devam ediyor. Anne oteli çalışanlarının ilgisi çok iyi, bu yüzden çok memnun kaldık. Uzakta yaşadığımız için burada kaldık" şeklinde konuştu.
Erzurum ETÜ’de insani yardım ağları ve gençliğin rolü konuşuldu Erzurum Büyükşehir Belediyesi (EBB) koordinatörlüğünde Avrupa Birliği Erasmus+ programı doğrultusunda yürütülen "KA220: IMPACT HUB: AI-Powered Youth Participation Model for Inclusive Governance" projesi kapsamında düzenlenen "Uluslararası İnsani Yardım Ağları: Koordinasyon, Etik ve Gençlik" programı Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. ETÜ ve EBB koordinasyonunda, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Bilim ve Fikir Topluluğu’nun iş birliğiyle gençlerin insani yardım süreçlerindeki rolünü ve etik sorumluluklarını mercek altına almak amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi Başkanı Dr. Tasnim Atatrah, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. EBB Genel Sekreteri Aynalı: Proje Gençlerin Liderlik Kapasitesini Güçlendirecek Prof. Dr. Muammer Yaylalı Konferans Salonunda düzenlenen programın açılışında konuşan EBB Genel Sekreteri Zafer Aynalı, gençlerin yerel ve küresel insani yardım süreçlerindeki rolüne değinerek: "Gençlerin üreteceği fikirlerin yerel uygulamalara dönüşmesi, gönüllülük ağlarının koordineli ilerlemesi ve kamu hizmetlerinin erişilebilirliğinin artırılması için gerekli adımları atıyoruz. Bugün burada gençlerimizin bilgi, vicdan ve dayanışma ekseninde bir araya gelmesi bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Etkinlik, gençlerin kriz anlarında doğru bilgiye ulaşma, güvenli iletişim kurma ve etik ilkeleri uygulama becerilerini geliştirmelerine olanak sağlayacak. Bu süreç, aynı zamanda gençlerin liderlik kapasitelerini güçlendirecek ve onların toplumsal sorumluluk bilincini pekiştirecek" diye konuştu. Rektör Çakmak: Üniversitelerin Görevi İnsan Onurunu Koruyan Bir Kültür İnşa Etmektir Üniversitenin insan hakları ve gençlik odaklı rolünün önemine dikkat çeken Rektör Çakmak ise: "Impact HUB projesi, öğrenci odaklı katılım modellerini güçlendirecek. Gençler, çeşitli etkinlikler aracılığıyla eylem planları geliştirecek, kurumlar arası koordinasyonu derinleştirecek ve insan hakları perspektifini somutlaştıracak. Üniversitelerin görevi yalnızca bilgi aktarmak değil, aynı zamanda insan onurunu koruyan bir kültür inşa etmektir. Bugün gönlümüz, dünyanın farklı bölgelerinde zulme uğrayan kardeşlerimizledir; en hayırlı gün, bu zulümlerin son bulduğunu gördüğümüz gün olacaktır" ifadelerini kullandı. DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı Atatrah: Gençlerin Katkısı Geleceğin Etik Ve Profesyonel Liderliğine Yapılan Değerli Bir Yatırımdır Programın onur konuğu DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı Dr. Tasnim Atatrah ise sağlık krizlerinde koordinasyon ve gençlerin rolünün önemine vurgu yaparak: ’Türkiye’de yürüttüğümüz çalışmalar, insan hakları yaklaşımının somut sonuçlara dönüşmesinin güçlü bir örneğidir. Acil durum hazırlığı, ruh sağlığı hizmetlerinin güçlendirilmesi ve kırılgan topluluklara hizmet sunumunun iyileştirilmesi gibi alanlarda desteğimizi sürdürüyoruz. Kaynakların ihtiyaç sahiplerine ulaşması, mahremiyetin korunması ve şeffaflığın sağlanması temel önceliklerimizdir. Bugünkü programda gençlerin farklı düşüncelerini, enerjisini ve bağlılığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Onların katkıları, geleceğin etik ve profesyonel liderliğine yapılan değerli bir yatırım sağlayacak" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından devam eden programda öğrenci grupları, barınma, gıda, eğitim ve mülteci hakları gibi temel konuları kendi perspektiflerinden ele alarak hazırladıkları bildirgeleri katılımcılara sundu. Gençler, "bir obje, bir hak" başlığıyla hazırladıkları dijital fotoğraf sergisinde gündelik objeler aracılığıyla insan hakları hikayelerini aktardı. Ayrıca kampüs genelinde gerçekleştirilen video röportajlarında, öğrenciler insan haklarının özünü tek cümleyle nasıl ifade edebileceklerini paylaştı. Programın en dikkat çekici bölümlerinden biri, DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı Dr. Tasnim Atatrah ile öğrenciler arasında gerçekleşen interaktif soru-cevap oturumu oldu. Gençler, sahadaki "zarar vermeme" ilkesi, kriz anında koordinasyon ve insani yardım kariyer yolları hakkında doğrudan sorular yöneltti. Etkinlik, teşekkür belgelerinin takdimi ve Dr. Atatrah’ın küresel deneyimlerini aktardığı özel atölye çalışmasıyla son buldu. Etkinlik kapsamında düzenlenen hayır çarşısı itkinliğinden elde edilen gelir ise B.M. Dünya Gıda Programı’nın Gazze gıda yardım fonuna bağışlandı.
Samsun Başkan Kurnaz’dan yaş almışlara vefa: "Her biri ayrı ayrı kıymetli" Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Aktif Yaşam Merkezi, Ata Ocağı ve Huzur Konağı’ndan hizmet alan yaş almış kadınlarla bir araya gelerek, "Her biriniz bizler için ayrı ayrı değerli ve kıymetlisiniz" dedi. İlkadım Belediyesi ve Samsun Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde hizmet veren Aktif Yaşam Merkezi, Huzur Konağı ve Ata Ocağı, yaş almış misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Yaş almış bireylerin kişisel bakımlarının yapıldığı, sağlıkla ilgili kontrollerinin gerçekleştirildiği ve el becerileri kurslarının verildiği merkezlerde, misafirlerin eğlenmeleri ve sosyalleşmelerine yönelik faaliyetler de düzenleniyor. Bu kapsamda, merkezin misafiri olan kadınlara yönelik eğlence programı düzenlendi. "Onların mutluluğu bizim mutluluğumuz’ Acem Tekkesi’nde düzenlenen kadınlara yönelik yıl sonu eğlence programına katılan İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Büyüklerimiz için özel olarak hizmete aldığımız Ata Ocağı ve Huzur Konağı ve Aktif Yaşam Merkezi’mizin kıymetli kadın misafirlerini yıl sonu eğlencesi programında ağırlamaktan mutluluk duyduk. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle yaş almış bireylerimizin kişisel bakımlarını yapıyor, sağlıkla ilgili takiplerini gerçekleştiriyor; sosyalleşmeleri, boş vakitlerini değerlendirmeleri ve el becerilerini geliştirmeleri için kurslar düzenliyoruz. Misafirlerimizin yanı sıra aileleri de bu hizmetten oldukça memnun kalıyor. Büyüklerimizin sosyalleşmelerine bir nebze olsun katkıda bulunmak için yıl sonu eğlence programı düzenledik. Çünkü her biri bizler için ayrı ayrı değerli ve kıymetlidir. Onların bu ve benzeri etkinliklerde gözlerindeki mutluluğu görmek bizleri de son derece mutlu ediyor. Önümüzdeki süreçte kıymetli büyüklerimizle daha farklı etkinliklerde yine bir araya geleceğiz" diye konuştu.