EKONOMİ - 22 Mart 2025 Cumartesi 09:10

Reklam Kurulu, yanıltıcı reklamlara toplam 32 buçuk milyon TL ceza uyguladı

A
A
A
Reklam Kurulu, yanıltıcı reklamlara toplam 32 buçuk milyon TL ceza uyguladı

Ticaret Bakanlığı, Reklam Kurulu’nun yanıltıcı reklamlara toplam 32 buçuk milyon TL ceza uyguladığını açıkladı.


Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kurulu, 13 Mart 2025 tarihinde 355 sayılı toplantısını gerçekleştirdiği belirtilerek, "Kurul’un karara bağladığı 141 adet dosyadan 131’i mevzuata aykırı bulunmuş olup 1 adet dosya hakkında tedbiren durdurma kararı verildi. Mevzuata aykırı bulunan dosyalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplamda 32 milyon 481 bin 507 TL idari para cezası uygulanmasına, ayrıca 5 adet dosyada da tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi adına erişim engeli idari tedbiri uygulanmasına karar verildi" denildi.


Açıklamaya göre, Tüketicilerin ekonomik tercih ve menfaatlerini yakından etkileyen reklam ve ticari uygulamaların ele alındığı toplantıda; hazır giyim sektöründe indirimli satışlar, teknoloji sektöründe belirtilen niteliklerin üründe bulunmaması veya bu özelliklerin ülkemizde kullanılamamasına ilişkin bilgilerin verilmediği tanıtımlar ile sıfır faiz vaadiyle gerçekleştirilen yanıltıcı reklamlara ilişkin konular öne çıktı.



Hazır giyim sektöründe gerçekçi olmayan indirimli satışlar incelendi


Reklam Kurulu tarafından yakından takip edilen indirimli satış kampanyalarına ilişkin sektörel denetimlerden biri de hazır giyim sektöründe gerçekleştirildi. Yapılan denetim sonucunda aykırılığı tespit edilen 8 dosya hakkında toplam 4 milyon 800 bin TL idari para cezası uygulanmasına karar verildi.


Reklam Kurulu, fahiş fiyat iddialarının gündemde olduğu bu dönemde indirimli satışlara ilişkin gerçekleştirdiği denetimler ile; "Gerçeğe aykırı belirlenen yüksek fiyatlar üzerinden oluşturulan sahte indirim algısı ile tüketici tercihlerinin manipüle edilmesinin önlenmesi, Gerçeğinden daha yüksek indirim yapıldığı veya indirimin düşünmeye fırsat vermeyecek kadar kısa süre için geçerli olduğu algısı oluşturulması gibi tüketici iradesini baskı altına alan pazarlama uygulamalarının tüketici refahına olumsuz etkisinin azaltılması, Haksız rekabetin ülke ekonomisine olumsuz etkisinin önlenmesi yoluyla tüketiciyi korunmayı amaçlanmakta.



Reklamında vadedilen özellikleri taşımayan ürün reklamları incelendi


Teknoloji sektöründe faaliyet gösteren firmanın aynı kategori altındaki tüm cep telefonu modellerinin özel bir uygulamaya sahip olduğu izlenimi oluşturacak şekilde reklam yapmasına rağmen bu kategorideki bazı modellerin belirtilen özelliğe sahip olmadığına ilişkin bilgiye reklamda yer verilmediği tespit edilmiştir. Tüketicilerin satın alma kararını etkileyecek nitelikteki bilgilerin reklamın ana mesajında belirtilmemesi nedeniyle tüketicilerin taraf olmayacağı bir satın almaya yönlendirildiği ve ana vaadin istisnası niteliğindeki bilgileri içermeyen söz konusu reklamların tüketicileri aldatıcı ve yanıltıcı olduğu değerlendirilerek idari yaptırım kararı verildi.


Diğer taraftan, bir otomotiv firmasının çevrimiçi video paylaşım ve sosyal medya platformunda yer alan Türkiye hesabında tanıtımı yapılan otomobil modeline ilişkin olarak "Ses Tanıma Özelliği" videosu paylaştığı, ancak aracın donanım paketinde mevcut olan bu fonksiyonunun ülkemizde ilgili altyapının desteklenmemesi nedeniyle aktif olarak kullanılamadığı görülmüştür. Bu nedenle reklamda sunulan ana vaadin gerçeği yansıtmadığı ve tüketicilerin yanıltıldığı gerekçesiyle anılan reklamlara ilişkin idari yaptırım kararı verildi.


Son dönemde, otomotiv şirketleri "yüzde 0 faiz" temasıyla yürütülen kampanyalara yönelmiştir. Bu kapsamda otomotiv sektöründe "peşin faiz ödemesi" olmasına rağmen reklamın ana mesajında kredi faiz oranının "yüzde 0" olarak belirtildiği, tüketicilerin satın alma kararını etkilemek amacıyla reklamın ana mesajında peşin faiz nedeniyle tüketicinin faiz yüküne katlanmasına rağmen tanıtımların sıfır faizli yapılarak tüketici tercihlerinin manipüle edildiği tespit edildi. Ayrıca faiz oranının yer aldığı reklamlarda tüketicilerin en uygun kredi teklifini seçebilmesi ve sektörde adil rekabetin sağlanabilmesi için belirtilmesi zorunlu olan kredinin toplam maliyetini yüzdesel olarak gösteren yıllık ve aylık maliyet oranlarına yer verilmediği, diğer yandan "yüzde 0 faiz" gibi tüketicilerin ekonomik davranış biçimini etkileyen ana vaadin gerçeği yansıtmadığı tespit edilmiş ve tüketicileri yanıltıcı olduğu değerlendirilen söz konusu reklamların tedbiren durdurulmasına karar verildi.



Tüketici hassasiyetini gözetmeyerek eksik bilgilendirilme yapanlara müsaade edilmedi


Türkiye’de satışa sunulan bazı ayakkabıların yurtdışı internet sitelerinde yayınlanan tanıtımlarında, ürün bileşeninde domuz derisi kullanıldığı belirtilmesine rağmen Türkiye’deki satış sayfasında yer alan ürün açıklamalarında "deri", "doğal deri" gibi ifadelerin kullanıldığı tespit edildi. Reklam Kurulu, ürün içeriğine ilişkin olarak tüketicileri eksik bilgilendirdiği tespit edilen 4 firma hakkında durdurma cezası ile birlikte 3 milyon 457 bin 160 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.