SAĞLIK - 23 Kasım 2025 Pazar 09:32

Sağlık Bakanlığı her gün 1.7 milyon hastaya randevu veriyor

A
A
A
Sağlık Bakanlığı her gün 1.7 milyon hastaya randevu veriyor

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ile günde ortalama 1.7 milyon hastaya randevu verildiğini açıkladı.


Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, MHRS ile günde ortalama 1.7 milyon kişiye randevu verildiğini belirterek, dünyada bu seviyede hizmet veren tek hastane planlama sistemi olduğunu söyledi. Randevu sorunları iddiaları hakkında konuşan Memişoğlu, "Randevu sorunu var deniliyor. Bugün ‘Randevu alamadım’ diyen vatandaşımız varsa kendi aile hekimine gider, eğer gerçekten aile hekimi o hastanın herhangi bir hastanede randevu ihtiyacı varsa alabildiğini görecek. Şimdiye kadar 6 milyon vatandaşımıza aile hekimleri hastanelerden randevu alabildi" dedi. Yoğunluğun azaltmak için randevu talebi yüksek branşlarda poliklinik sayısının artırıldığını, mesai kaydırma uygulamalarının yaygınlaştırıldığını, vatandaşlara randevuların mesajla hatırlatıldığını ifade eden Memişoğlu, randevu problemini yüzde 90 azalttıklarını açıkladı. Memişoğlu, OECD’nin raporuna dikkati çekerek, "Hastaların yüzde 22’sinin bir-iki ay beklediği, yüzde 26’sının iki ay ile bir sene arasında beklediği görülüyor. Yüzde 4’ü de uzman hekimden randevu alabilmek için bir seneden fazla beklemek zorunda kalıyor" ifadelerine yer verdi.



Aile hekimlerinde reçete yazmaya kısıtlama iddialarına cevap


Aile hekimlerinde reçete yazmanın kısıtlandığı iddialarına yönelik Memişoğlu, "Yazdıkları reçetenin üçte biri antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu ilaçlardan oluşuyordu. Akılcı ilaç kullanımı doğrultusunda yapılan düzenlemelerle bu ilaçların kullanım oranı beşte bire kadar geriledi. Aile hekimlerinin düzenli aralıklarla kronik hastalık ve kanser taramaları yapmalarını teşvik edecek düzenlemelerle obezite, kardiyovasküler hastalık, diyabet, hiper-tansiyon gibi kronik hastalıklarının taramalarında büyük bir artış sağlandı. Son bir yılda toplam 105 milyon tarama ve izlem yapıldı" dedi.



Sağlık Bakanı Memişoğlu, kamu hastanelerinde 438 MR ve 689 BT cihazıyla hizmet verildiğini ve 2025 yılının ilk altı ayında yaklaşık 16 milyon MR ve 17 milyon BT çekimi gerçekleştirildiğini açıkladı. Ayrıca Bakan Memişoğlu tetkikler için ortalama randevu süresinin USG’de 5 gün, MR’da 9 gün, BT’de ise 2 gün olduğunu belirterek, "Acil hastalarımıza gerekli tüm tetkikler ve görüntüleme hizmetleri anında verilmektedir" dedi. Memişoğlu, akılcı görüntüleme programı olan RADİS’i 2026 yılında devreye alacaklarını açıkladı.



Hekimlerin yurt dışına gittiği iddialarına cevap


Sağlık Bakanı Memişoğlu, hekimlerin yurt dışına gittiği iddialarına yönelik, "Toplam 233 bin hekimimizden 2025 yılında yurt dışına giden hekim sayımız sadece 412. Bunun yanında geçmiş yıllarda yurt dışına giden hekimlerimizden 249’u bu yıl ülkemize geri dönerek sağlık sistemimize katıldı. 2024 yılında 15 bin 382 hekimimiz tıp fakültelerimizden mezun olmuştur" ifadelerine yer verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Düğünlerinde söyledikleri şarkı başlarına bela oldu İzmirli çiftin düğünlerinde seslendirdikleri ’Ne Bilsin Eller’ şarkısı sosyal medyada viral olunca, eserin sahibi Ankaralı Coşkun uzlaşma için 300 bin lira talep ederek dava açtı. Başkaya çifti, hiçbir maddi kazanç sağlamadıklarını belirterek sanatçıya davayı geri çekmesi ve şarkıyı birlikte söyleme çağrısında bulundu. İzmir’de yaşayan konservatuar mezunu Hasan Başkaya ve amatör olarak şarkı söyleyen memur Öznur Başkaya, 2023’ün Haziran ayında dünya evine girdiler. Müzik tutkunu Başkaya çifti, düğünlerinde Ankaralı Coşkun’a ait ’Ne Bilsin Eller’ şarkısını söyleyerek çıkan çift, hem bu günlerini ölümsüzleştirdi hem de düğüne katılanlardan büyük alkış aldı. Şarkı söyledikleri video, sosyal medyada; özellikle de düğün sayfalarında paylaşıldı ve eserin sahibi Ankaralı Coşkun da videolardan birinin altına yorum yazarak çifti tebrik etti. Başkaya çifti, büyük ilgi gören görüntülerin ardından beklemedikleri bir süreçle karşılaştı. Eserin sahibi Ankaralı Coşkun olarak bilinen Coşkun Direk’in, videonun yayılması üzerine çift hakkında şikayetçi olduğu ve uzlaşma için 300 bin lira talep ettiği ortaya çıktı. "Kendi hesabımda bin 500 beğenide kaldı, başka sayfalarda milyonlara ulaştı" 2023 Haziran ayında evlenen Başkaya çifti, düğün girişinde birlikte seslendirdikleri şarkının sosyal medyada defalarca paylaşılmasıyla kısa sürede gündem olduğunu söyledi. Müzik öğretmeni Hasan Başkaya, görüntülerin kendi hesaplarından değil, çeşitli düğün sayfaları tarafından paylaşıldığını belirterek, "Eşim amatör olarak söyledi. Gelinliğiyle şarkı söylemesi çok dikkat çekti. Kendi hesabımda bin 500 beğeni kaldı ama farklı hesaplar milyonlara ulaştı" dedi. Başka platformlarda yayılan videonun ardından, çift şarkıyı resmi olarak söyleyebilmek için Ankaralı Coşkun’la iletişime geçip muvafakatname almak istedi; ancak olumlu yanıt alamadı. "Önce tebrik etti, sonra dava açtı" Hasan Başkaya, videonun ilk paylaşıldığı günlerde Ankaralı Coşkun’un kendi hesabına alkış emojisi bırakarak tebrik ettiğini, hatta "Hakkını helal et abi, izinsiz söyledik" şeklindeki yorumuna da yanıt verdiğini söyledi. Başkaya, daha sonra yaşanan süreci şöyle anlattı: "Bir süre sonra soruşturma açılacağını söyledi ve attığı yorumu sildi. Biz videodan hiçbir maddi kazanç sağlamadığımızı ifade ederek ifademizi verdik. Uzlaşmacı, bizden 300 bin lira istediğini iletti. Bu rakama çok şaşırdık. Hayatımda böyle bir para görmedim." "Bize yasakladı ama hala birlikte söylemek istiyoruz" Eserin Ankaralı Coşkun tarafından artık kendilerine yasaklandığını belirten Başkaya, telif yasalarının bu konuda büyük bir boşluk taşıdığını savundu. "Maddi kazanç olmadan bile izinsiz söylemek dava konusu olabiliyormuş. Story atsanız bile başınıza gelebiliyor. Bu tüm müzisyenleri ilgilendiren ciddi bir konu" dedi. Ankaralı Coşkun’u hala çok sevdiklerini söyleyen Hasan Başkaya, tüm sürece rağmen şarkıyı onunla birlikte söyleyip klip çekmeyi dahi teklif ettiklerini belirtti. Başkaya, "Biz onu severek dinliyoruz. Davayı geri çekmesini istiyoruz, başka bir isteğimiz yok" ifadelerini kullandı.
Burdur DSİ’ye ait kepçenin çalınıp define arandığı iddiası Burdur’da çalışma yapan Devlet Su İşleri’ne (DSİ) ait kepçe gece saatlerinde kimliği belirlemeyen şahıslar tarafından çalınarak yakındaki bir bölgede define arandığı iddia edildi. Daha sonrasında şahıslar kepçeyi geri getirirken durum kepçede bulunan takip cihazı sayesinde ortaya çıktı. Olay, geçtiğimiz günlerde Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Alanköy’de meydana geldi. İddia göre, DSİ’nin bahse konu köydeki çalışması nedeniyle bölgede bulunan bir kepçe, kimliği belirlemeyen şahıs ya da şahıslar tarafından gece saatlerinde çalındı. Daha sonrasında şahıslar tarafından 700 metre uzaklıktaki bölgeye götürülerek burada define arandı. Yaklaşık 2 saat boyunca kepçeyi kullanan şahıslar daha sonrasında kepçeyi aldıkları gibi bırakarak kayıplara karıştı. Olay ise kepçedeki takip cihazı sayesinde ortaya çıktı. DSİ ekipleri tarafından durum ilk olarak jandarma bildirildi. Jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmalar neticesinde köyde yapılan çalışmada görevli ve kepçeyi kullanan DSİ personellinin ifadesine başvuruldu. İfadede personel durumdan haberinin olmadığını belirtirken tahkikatın çok yönlü olarak devam ettiği öğrenildi. Olayı gerçekleştiren şahısların bulunması ve şahıslar tarafından çıkarılan bir define varsa da bulunması için çalışma başlatıldı. Öte yandan, köye ismini veren Alanköy Höyüğü’nün bu bölgede olduğu, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından 2009 yılında alınan kararla bölgenin 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak belirlendiği öğrenildi.
Ankara Şentepe Teleferik Hattı çürümeye terk edildi Başkentte uzun yıllardır Yenimahalle-Şentepe güzergahında hizmet veren teleferik hattı, hukuki sürecin ardından sürdürülemez bulunarak süresiz şekilde durduruldu. Ankara Büyükşehir Belediyesinin (ABB) bağlı kuruluşu EGO Genel Müdürlüğü, Yenimahalle-Şentepe arasında toplu taşıma hizmeti sunan teleferik sisteminin Mimarlar Odası’nın 2013’te açtığı dava sonucunda süresiz olarak kapatıldığını bildirdi. Teleferik hattının altyapı, imar veya ruhsat süreçlerine yönelik hukuki itirazların neticesinde; mahkeme kararı, hattın mevcut haliyle devam etmesine izin vermedi. EGO yetkilileri, hattın yeniden hizmete alınabilmesi için ‘imar planlarının ve teknik düzenlemelerin yenilenmesi’ gerektiğini bildirdi. Şentepe ve çevresinde yaşayan vatandaşlar, teleferiğin kapanmasıyla birlikte toplu taşımada büyük mağduriyet yaşandığını söylüyor. Özellikle Şentepe’de yaşayan yaşlılar, öğrenciler ve sabah-akşam çalışanlar için alternatif toplu taşıma araçlarının yetersiz kaldığını belirtti. Genel Müdürlükten yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Mimarlar Odası tarafından 2013’te Ankara Büyükşehir Belediyesine açılan dava sonuçlanmış olup mahkemenin ’imar planının iptaline’ karar vermesi sebebiyle yeni bir düzenleme yapılana dek teleferik işletmemiz süresiz olarak kapatılmıştır. Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması adına ulaşım hizmetimiz, aynı güzergahta 271 numaralı hatta konulacak ek otobüs seferleri ile sürdürülecektir." "Çoluk çocuk güzelce binip gidiyordu" Teleferiğin ulaşımı rahatlattığını ve bir an önce açılması gerektiğini belirten Ali Üren, "Teleferikten çok memnundum. Çoluk çocuk güzelce binip gidiyordu. İlk açıldığında bir sene kadar bedava hizmet verdi. Memnuyduk yani. Trafiğe kaldık. Otobüsle gidiyoruz. Teleferikte oturarak gidiyorduk. Sağı solu seyrederek, manzarayı seyrederek gidiyorduk. Yetkililerden bir an önce açmalarını istiyorum. Keşke yapılsa da huzura kavuşsam" diye konuştu. "Ankara’yı yönetenlere yazıklar olsun" Zamanında teleferiğin yapılmasını çok güzel karşıladıklarını ama şu an kullanılamaz hale geldiğini vurgulayan ve bu yüzden belediye yönetimine isyanda bulunan Nurettin Köksal ise, "Bu teleferik yapıldı. Hizmet edildi. Bunun eksikleri varsa yapılıp tekrar halkın hizmetine sunulması gerekir. Yapılan hizmet çürümesi için bırakıldıysa yazıklar olsun. Ankara’yı yönetenlere yazıklar olsun. Bu teleferiğin eksiği varsa yapılıp tekrar hizmete girmesini temenni ediyoruz. Genç öğrenciler çok kullanıyordu bunu. Trafiği çok rahatlatıyordu" şeklinde konuştu. "Vatandaşın suçu ne?" Teleferiğin mahkeme kararı ile kapatılmasından ötürü Keçiörenliler’in trafiğe mahkum bırakıldığının altını çizen Metin Gündoğar ise, "Teleferiği çok kullanıyordum. Hiçbir yere gidemiyoruz. Buna bir çözüm bulunması lazım. Buranın bir an önce açılmasını istiyoruz. Bu kadar hizmet yapılmış, bu kadar masraf yapılmış. Niye kapanıyor? Vatandaşın suçu ne? Vatandaşın suçu ne yani, ben anlamıyorum. Biri geliyor, kapatıyor. Biri geliyor, açıyor. Nedir yani? Ben 1973’ten beri buradayım, böyle bir şey görmedim yani" ifadelerini kullandı. "Rezillik yakadan paçadan akıyor" Hanım Gökçe isimli vatandaş ise Keçiören’de ulaşımın çok zorlandığını belirterek, "Teleferiğe öğrenciler biniyor, vatandaşlar biniyordu. Dolmuşlarda ferah gidip geliyorduk. Şimdi kalabalık dolmuşlar. Açılmasını istiyoruz biz. Açılsın, dünya kadar masraf ettiler. Yazık, günah değil bu masraflara. Vatandaş rahat gitsin. Açılmasını istiyoruz biz. Mansur Yavaş’a selam söyleyelim, açsın teleferiğimizi bizim? Öğrencilerimiz, vatandaşımız rahat gitsin gelsin. Rezillik yakadan paçadan akıyor" dedi.