SAĞLIK - 03 Aralık 2025 Çarşamba 12:09

Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Ebelik anneden kızına geçen bir emanet olarak başlamıştır"

A
A
A
Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Ebelik anneden kızına geçen bir emanet olarak başlamıştır"

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Ebelik anneden kızına geçen bir emanet olarak başlamış, bilgiyle, ahlakla ve tecrübeyle yoğrularak zaman içinde profesyonel bir kimliğe dönüşmüştür" dedi.


Ankara’da Sağlık-Sen tarafından ‘Ülkemizin Yeni Doğum Politikası ile Yükselen Değer’ başlıklı Ebelik Sempozyumu düzenlendi. Programda konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Bugün burada yalnızca güncel sorunları konuşmak için değil, asırlar öncesine uzanan kadim bir mesleğin köklü yürüyüşünü yeniden hatırlamak ve yeniden güçlendirmek için bir aradayız. Çünkü ebelerimiz, insanlık tarihi kadar eski ve bağımsız bir mesleğin taşıyıcılarıdır. Ebelik anneden kızına geçen bir emanet olarak başlamış, bilgiyle, ahlakla ve tecrübeyle yoğrularak zaman içinde profesyonel bir kimliğe dönüşmüştür. Ülkemizde ebelik önce usta-çırak ilişkisiyle şekillenmiş; ardından kurslarla, ebe okullarıyla, lise ve ön lisans programlarıyla gelişmiş; bugün ise lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim verilen tam bir akademik meslek haline gelmiştir" dedi.



"Ebelik de çok ciddi manada yol aldı"


Halk Sağlığı Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol ise Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun göreve başladığı andan itibaren birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli hale gelmeye başladığını tüm Türkiye ve tüm sağlık çalışanlarının bizzat gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:


"Özellikle sağlık çalışanlarımızın birinci basamakta ve birinci basamağa değen tüm noktaların her yerinde ve hastanelerde koruyucu sağlığa katkı sağlayan tüm alanlarda büyük bir değerin yükseldiğini hep beraber görüyoruz. İşte bugün aslında burada Sağlık-Sen’imizin çatısı altında yapılan bu çalışmada da yine yükselen değerlerimizden biri olan, hak ettiği yere gelme yolculuğunda büyük bir ivme kazanan Ebelik Sempozyumu’nda beraberiz. Birinci basamağın değerine değer katan sistemle birlikte ebelik de çok ciddi manada yol aldı. Yüksek riskli gebelik programımızla beraber 2002’de başlayan ‘Sağlıkta Dönüşüm’ yolculuğunda anne ölümlerinin en az olduğu yılı yaşadık. Bir anne ölümünün sıfırdan çok büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Belki 1’in sıfırdan büyük olduğu en büyük alan anne ölümüdür. Bu kapsamda ebelerimizi sistemin tam merkezinde, yüksek riskli gebelerin ve ilk gebeliğinin son üç ayında olan tüm annelerin takibinde aslında organizasyonun komuta merkezine yerleştirmiş olduk. 3 bin 500’e yakın koordinatör ebemizle ilk gebelik heyecanını yaşayan tüm anne adaylarımızın son ayında ve tanılarını yeniden belirlediğimiz bilim komisyonumuzun ışığında belirlediğimiz tanılarla yüksek riskli kategorisine giren tüm annelerimizi gebelik sürecinde en az 4 kez arıyor, gerekirse evine gidiyoruz."


Sempozyuma Halk Sağlığı Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hasan Arslan, Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner ve davetliler katıldı.



Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Ebelik anneden kızına geçen bir emanet olarak başlamıştır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya CW Enerji bir şirketi daha güneşle buluşturdu Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji, bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa’da arazi GES’in kurulumunu başarıyla tamamladı. Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji Kaptanoğlu bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa arazi GES’in kurulumunu başarıyla gerçekleştirdi. Konu hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz, CW Enerji olarak Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine katma değer sağlayan projelere imza atmaya devam ettiklerini söyledi. Yılmaz, çevre dostu uygulamaları yaygınlaştırma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, "Türkiye’nin önde gelen grup şirketlerinden Kaptanoğlu Denizcilik Grup’a ait Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. ile güzel bir projeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda; Şanlıurfa’da firma için arazi GES’in kurulumunu tamamladık. Hayata geçirdiğimiz projemiz ile bir kez daha temiz ve yeşil enerji dönüşümüne önemli bir katkı sağladık" dedi. "Hem doğaya hem ekonomiye katkı" Kurulan güneş enerji santralinin firmanın enerji ihtiyacını çevre dostu bir şekilde karşılamanın yanı sıra çevresel sürdürülebilirliğe de büyük bir fayda sağlayacağına dikkat çeken Yılmaz, "Sanayimizin enerji ihtiyacını çevreci, ekonomik ve yerli çözümlerle karşılamak bizler için gurur verici. Projenin hem teknolojik gücümüzü hem de sürdürülebilirliğe olan katkımızı göstermesi açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Türk denizcilik sektörünün köklü ve öncü kuruluşlarından Desan Deniz İnşaat Sanayi’nin çevreci üretim yaklaşımını benimseyerek bu alanda güçlü adımlar atması son derece değerli bir gelişme" şeklinde konuştu. Yenilenebilir enerji projeleriyle hem doğaya hem de ekonomiye katkı sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Yılmaz, temiz enerji çözümleriyle karbon ayak izini azaltma misyonlarını da yerine getirdiklerini kaydetti. Sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz Türkiye’nin birçok farklı il ve ilçesinde kurulumunu tamamladıkları hem çatı hem arazi güneş enerji santralleri ile iz bırakmayı sürdürdüklerine dikkat çeken Yılmaz, "Geliştirdiğimiz yüksek verimli, son teknoloji güneş panelleriyle yüksek performans ve güvenilirliği odağına alan güçlü bir markayız. Üretimini gerçekleştirdiğimiz paneller, dayanıklılıkları, uzun ömürleri ve yüksek performans değerleriyle her ölçekteki projeye maksimum verimlilik sağlıyor. Uluslararası kalite standartlarına uygun olarak ürettiğimiz ürünlerimiz, zorlu iklim şartlarında dahi güvenle çalışabilecek bir teknolojiye sahip. Uzun yıllara dayanan tecrübemizle müşterilerimize yalnızca bir enerji çözümü değil, sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz" diye konuştu. Her yeni projede doğaya, ekonomiye ve geleceğe dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Yılmaz, önümüzdeki dönemde de güneş enerjisinin Türkiye’deki yaygınlığını artırmaya yönelik projelere imza atmaya devam edeceklerini kaydetti. "GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz" Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu da, "Tersanemizin enerji ihtiyacını çevreci ve yenilenebilir kaynaklarla karşılamak hem doğaya karşı sorumluluğumuzun bir gereği hem de ileriye dönük vizyonumuzun temel unsurlarından biri. CW Enerji ile hayata geçirdiğimiz bu çalışma sayesinde enerji tüketimimizi güneşten sağlayacağız. GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz "dedi.
Denizli 13 yaşındaki ikizler Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile mücadele ediyor 15 milyonda bir görülen Kromozom 4q Delesyon Sendromu rahatsızlığı ile dünyaya gelen ikiz kardeşler, yaşadıkları zorluklara rağmen hayata gülümsüyor. 13 yıl önce dünyaya gelen ikiz kardeşler, 15 milyonda bir görülen hastalıkla yaşam mücadelesi veriyor. Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile hayata merhaba diyen Batuhan ve Emirhan Akar kardeşler, 13 yıllık yaşamlarında karşılaştıkları zorluk ve engelleri anne ve babasının sevgisiyle aşmaya çalışıyor. Yaşı büyüyen çocuklarının bakım ve sorumluluklarının da büyüdüğünü ifade eden anne Selin Akar, "Gençlik çağına gelen çocuklarım büyüdükçe bakımları zorlaşsa da ömrümün sonuna kadar yılmadan çocuklarıma bakacağım" dedi. Soner - Selin Akar çiftinin ikinci çocukları olarak 13 yıl önce dünyaya gelen Batuhan ve Emirhan Akar doğuştan genetik bir rahatsızlık olan Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile dünyaya geldi. Hamilelik sürecinde kontrollerde çocuklarının sağlıklı olduğunu belirten anne Selin Akar, "Hamileliğimde gittiğimiz doktor, çocuklarımın herhangi bir rahatsızlığından bahsetmedi. Doğumda çocuklarımız Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile doğdu. 15 milyonda bir görülen hastalık olduğunu söylediler. Doğdukları günden itibaren tedavi sürecimiz devam ediyor. Öğrenme ve konuşma zorluğu ile hareketlerinde kısıt var. Şimdi okulda özel eğitim alıyorlar" dedi. Her gün okula gidiyorlar Batuhan ve Emirhan’ın özel eğitim sınıfında eğitim gördüğünü belirten anne Selin Akar, "Okul çağı ile birlikte çocuklarımın eğitim hayatı başladı. Gümüşsu Mahallesi’nde farklı özel eğitim sınıfında okula devam ediyorlar. Hareket ve kendilerini ifade etme konusunda güzel ilerleme var. Çocuklarımızın sosyalleşmesi ve kendilerini ifade etmeleri açısından aldıkları eğitim çok önemli" dedi. Doğumla birlikte büyük zorluklarla karşılaştıklarını belirten baba Soner Akar, Batuhan ve Emirhan’ın hayatlarındaki en güzel detay olduğunu belirterek, "Doğduklarında çok mutlu olduk. Hayatımızın en güzel ve özel anlarını Batuhan ve Emirhan’la yaşadık. Hastalıkları onları daha çok sevmemizi sağlarken aramızdaki bağı daha da güçlü yaptı" dedi. Batuhan ve Emirhan’dan büyük bir çocukları daha olduğunu belirten baba Soner Akar, "Büyük oğlumuz lise çağında yatılı olarak Çivril’de eğitim görüyor. Kardeşleri ile arasında çok güçlü bir bağ var. Batuhan ve Emirhan 13 yaşında olmalarına rağmen 4-5 yaşında bir bebek gibiler. Batuhan bana Emirhan annesine çok düşkün. Biz ve abisi ikisine de çok düşkünüz" dedi. Doğumdan sonra emekli bir öğretmenin çocuklardan birini evlatlık olarak almak istediğini belirten baba Soner Akar, "Batuhan ve Emirhan doğduktan sonra hastaneden karşılaştığımız emekli ve çocuğu olmayan bir öğretmen çocuklarımdan birini evlat edinebileceğini söyledi ama biz böyle bir şeyi hiçbir zaman düşünmedik" dedi. Bez maliyeti çok yüksek Batuhan ve Emirhan’ın ilaç ve hastane masraflarının devlet tarafından karşılandığını belirten baba Soner Akar, "Batuhan ve Emirhan’a verilen rapor ile tedavi ve ilaç giderleri karşılanıyor. Biz de Çivril Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfı aracılığıyla bakım yardımı alıyoruz. İki çocuğun da bakıma muhtaç olması yüzünden bir işte çalışmamız imkansız. Kendi evimizde hayvancılık ve çiftçilik de yapıyoruz. Çocuklar büyüdükçe bez sarfiyatları arttı. Artık gün içinde çok fazla bez değiştirmek zorunda kalıyoruz. En büyük sıkıntımız bez. Devlet bez ödemesi yapıyor. Daha önce bez desteği veriyordu o daha iyi oluyordu. Devletin verdiği ödeme ile dışardan bez almak çok maliyetli. Bu konuda da hayırseverler ve Çivril Belediye Başkanımız yardımcı oluyor" dedi. Babasının evinin bir kısmını kullandıklarını belirten Soner Akar, "Kendimize ait bir evimiz yok. Köyde babamın evinin yan tarafına küçük bir oda yaptım. İki oğlum ve eşimle burada yaşıyoruz. Tek amacım çocuklarımın sağlıklı bir hayat sürebileceği bir ortam bir ev yapmak" şeklinde konuştu. Batuhan ve Emirhan’ın bakımında en çok kıyafet sorunu yaşadığını dile getiren anne Selin Akar, "Batuhan ve Emirhan zor konuşan, zor hareket eden çocuklar. Yemeklerini ben yediriyorum bakmak zor ama güzel. Ben çocuklarımın bakımında en çok kıyafet bulmak konusunda zorlanıyorum. Bez kullandıkları için gün içinde okulda birkaç defa kıyafet değiştiriyorlar. Her gün defalarca çamaşır yıkamak zorundayım. En büyük mutluluğum onları temiz güzel kıyafetlerle okula göndermek" ifadelerini kullandı. Hayatlarını ve yaşamlarını Batuhan ve Emirhan’a göre yeniden şekillendirdiklerini belirten baba Soner Akar, "Kendimiz için değil çocuklarımız için yaşıyoruz evlenirken hayallerimiz vardı hayallerimizi öbür dünyaya bıraktık bu dünyada çocuklarımız için yaşıyoruz. Her şey onların sağlıklı bir ortamda kendilerine yetebilen birer birey olarak yetişmeleri" dedi.