GÜNDEM - 29 Eylül 2024 Pazar 10:10

Sonbaharda toplanan kış aylarında yenilen Ankara armudunun ilginç yolculuğu

A
A
A
Sonbaharda toplanan kış aylarında yenilen Ankara armudunun ilginç yolculuğu

Kış aylarına kadar depolarda olgunlaşmaya bırakılan ve kışın tüketilen Ankara armudunun hasadına başlandı.


Ankara’nın Çubuk ilçesinde Ankara armudu olarak bilinen kış armudunun hasadına başlandı. En büyük özelliğinin kış aylarında olgunlaşması olan armut, hasat edilmesinin ardından önce üretici depolarında bekletiliyor. Bu depolarda 2-3 ay bekleyerek olgunlaşan Ankara armudu, yumuşayıp tüketime hazır olduğunda ise manavlardaki yerleri alıyor. Tadının yoğun olmasıyla bilinen Ankara armudu, kış aylarında komposto ve tatlı gibi birçok alanda kullanılabiliyor.


Armut Hasadına ilişkin konuşan Kuruçay Köyü Derneği Başkanı Ali Tohumcu, köylerinde yapılan armut hasadına ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Tohumcu, “Ankara armudunun özellikle İç Anadolu bölgesinde yetişen ve İç Anadolu bölgesinde yoğunluğu Ankara’da olan özellikle Çubuk’ta yetişen armut çeşididir” diye konuştu.


“Bu armut aralık ayına kadar üreticinin depolarında saklanır”


Ankara Armudunun diğer armut türlerine göre çok daha dayanıklı olduğunu sözlerine ekleyen Tohumcu, “Mesela şu an hasat yapıyoruz. Ama bu sene 20 gün önceden hasat yapıyoruz. Biraz erken oldu. Normal şartlarda Ekim ayının ortalarına doğru hasadı başlardı. Bu armut aralık ayına kadar üreticinin depolarında saklanır. Oluşmaya başladıktan sonra tüketiciye sunulur. Armudumuz, sulu aroma değeri yüksek ve kaliteli bir armut çeşididir” açıklamasında bulundu.


“Armut toplandığı anda yenmiyor”


Armudun olgunlaşma süresine ilişkin de konuşan Tohumcu, “Armut toplandığı anda yenmiyor. Armut, özellikle biraz depolarda bekleyecek. Havalar soğuduğunda armut oluşacak ve tüketiciye, pazara sunulacak. Kış armudumuz şu anda dağlık arazideki bahçemizde olduğu gibi buralardan köydeki üreticinin deposuna inecek. Aralık ayına kadar bekleyecek. Aralık ayında sonra olgunlaşma başladıktan sonra armut oluştukça pazara ve tüketiciye sunulacak” şeklinde konuştu.


“Ankara armudunun şeker oranı düşüktür”


Ankara armudunun neden bu kadar ünlü olduğuna da dikkati çeken Tohumcu, “Tamamen iklimsel olarak değerlendirilir. Burada yüksek bir rakım var, Ilıman bir iklim var. Toprağın humuslu olması armudun oluşumuna katkı sağlıyor. Armut, insanların bağırsaklarının temizlenmesinde, kalp sağlığında da Ankara armudunun özellikleri var. Ankara armudunun şeker oranı düşüktür. O yüzden kaliteli bir armuttur” ifadelerini kullandı.


“Ankara armudunun coğrafi işaret belgesinin Çubuk’a kazandırılması gerek”


Tohumcu Çubuk’un şu anda 4 tane coğrafi işaretli ürünü olduğunu belirterek, “Bunlardan bir tanesi Çubuk Turşusu. Dünyaca ünlü. Dünyada 22 ülkeye pazarlanabilen bir marka Çubuk Turşusu. Ardından Çubuk Vişnesi var. Agat Taşı ve Homaça var. Bunlara ilaveten Ankara armudunun da coğrafi işaret belgesinin Çubuk’a kazandırılmasının gerektiğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.


“Armut üretiminde bu sene masraflar arttı”


Ankara Armudu üreticisi Orhan Çakır ise bahçesinde yaklaşık 300 armut ağacını bulunduğunu ve bu ağaçlardan 6-7 ton arası armut hasadı beklediğini söyleyerek, “Normalde daha fazla bekliyorduk. Ama iklimden dolayı yarı yarıya belki yarıdan fazla bir düşüş oldu. Kalitede olmadı fazla yağmur yağması sebebiyle fazla ilaç yaptık, masraflar arttı” açıklamasında bulundu.


“Armudun üretilmesine devam edilmesi gerekiyor, dışarı bağımlı olmak da iyi değil”


Ankara armudunun üreticideki fiyatlarına değinen Çakır, “Fiyatlar düştü. Şu anda ben bu armudu 25’e satmam lazım ki tatlı para kazanayım. Seneye devam edeyim. Ama öyle para şu an yok. Pazarlarda ortalama fiyat 15-20 arası konuşuluyor. Bizim işçiliğimiz kendimizden olduğundan iyi kötü karşılıyor. Dışardan olduğu zaman zor. İşçiliğimizi kendimiz karşılayarak devam ediyoruz. Gücümüzün yettiği yere kadar yapmaya devam edeceğiz. Başka işimiz yok zaten. Üretime devam edilmesi gerekiyor. Yoksa durum kötüye gidiyor. Üretmedikten sonra millet ne yiyecek? Hep dışarı bağımlı olmak da iyi değil” ifadelerine yer verdi.


“Eve gittiğiniz zaman hemen çürüyecek bir armut değil”


Kuruçay armudunun tadına herkesin bakması gerektiğini de vurgulayan Çakır, “Diğer şehirlerden gelen halde satılan armutlar gibi değildir bizim armudumuz. Görünüşü biraz ufak ama çok lezzetli, tatlı, sulu ve dayanıklı bir armuttur. Eve gittiğiniz zaman hemen çürüyecek bir armut değil. Evin ısı durumuna göre 1-2 ay hiçbir şey olmadan durur. Biz ayıklama yaptığımız zaman hafif bir çizik olsa dahi biz onu ıskartaya ayırıyoruz. Çizik olmasa bu armut 3 ay hiçbir şey olmadan bekler” dedi.



Sonbaharda toplanan kış aylarında yenilen Ankara armudunun ilginç yolculuğu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.