TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bütün bölge ülkeleri örnek olduğu gibi bütün dünyayı da sonu belli olmayan bir türbülansın içine büyük bir çatışmanın içine ve bir ateş çukurunun içine yuvarlanmaktadır. Bunun için Türkiye olarak saydığımız ve burada dile getirmediğim diğer bütün sorunlarda temel özelliğimiz olan meselelerin barış yoluyla, diplomasi yoluyla, müzakere yoluyla çözülmesi yönündeki kararımızı bir kere daha ifade etmek istiyoruz" dedi.
Kurtulmuş, Gürcistan Meclis Başkanı Papuashvili ile görüştü ve ortak basın toplantısı düzenledi.
Kurtulmuş, Türkiye ve Gürcistan’ın tarihten gelen çok derin kültürel dostluk geçmişleri ve dostlukları olan iki ülke olduğunu belirterek, "Bugün de iki ülkenin Cumhurbaşkanlığının inisiyatifinde ikili ilişkilerimiz giderek derinleşmekte, kökleşmektedir. Bu çerçevede Parlamenter diplomasi bakımından da bizlerin Türkiye-Gürcistan ilişkilerinin gelişmesine yapacağımız fevkalade önemli katkıların olduğu kanaatindeyiz. Bu alanda neler yapılabileceğini kapsamlı bir şekilde bu gelişmede ele aldık ve var olan bu ilişkilerin arttırabilmesi için başta dostluk gruplarımız olmak üzere karşılıklı olarak dostluk gruplarımızın çalışmaları ayrıca Meclislerimizde var olan komisyonların ortak çalışmaları ve bu çerçevede zaten başlatılmış olan sürecin de geliştirilerek sürdürülmesi konusunda mutabık kaldık" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Ukrayna-Rusya, Filistin toraklarındaki çatışmalara değinerek, "Hemen kuzeyimizde Rusya ve Ukrayna arasında devam eden ve ne yazık ki yarım milyon insanın şimdiye kadar ölmesine neden olan bir savaş bazıları istemediği için hala sürdürülmektedir. Aynı şekilde ikinci yılına yaklaşmakta olan İsrail Gazze’deki zulümleri, katliamları, soykırımları sadece Gazze’yle de sınırlı kalmamış Filistin topraklarının her yerine her tarafına sirayet ettirilmiştir. Netanyahu ve çetesi Filistin’de işlemiş olduğu bu suçların örtülmesi için savaşı genişletmek, savaşı derinleştirmek adına İran’a saldırılarına başlamış ve böylece İran saldırılarıyla hem Gazze gündemini uluslararası gündemden bir şekilde dışarıya çıkarmak hem de savaşı derinleştirerek bölgedeki istikrarsızlığı kalıcı hale getirmek için son derece riskli son derece tehlikeli bir adım atmıştır. Çok açık söylemek isteriz ki İsrail hükümetinin hem de bölgedeki bütün sorunların çözülmesi için neredeyse tarafların tamamında barış perspektifinin hakim olmaya başladığı bir dönemde örneğin Kafkaslar’da sorunların barışla çözülmeye başladığı bir dönemde, İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuyla nükleer müzakerelerine görüşmeye başladığı bir dönemde Rusya’yla Ukrayna arasında barışın gerçekleştirilebilmesi için müzakerelerin başlatılmasının konuşulduğu bir ortamda birdenbire gündemi değiştirerek bu coğrafyada barışın imkansız hale getirilmesi için attığı bu adımı bir kere daha şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyoruz. Bu yol doğru bir yol değildir. Bu yol çıkar bir yolda değildir. Bütün bölge ülkeleri örnek olduğu gibi bütün dünyayı da sonu belli olmayan bir türbülansın içine büyük bir çatışmanın içine ve bir ateş çukurunun içine yuvarlanmaktadır. Bunun için Türkiye olarak saydığımız ve burada dile getirmediğim diğer bütün sorunlarda temel özelliğimiz olan meselelerin barış yoluyla, diplomasi yoluyla, müzakere yoluyla çözülmesi yönündeki kararımızı bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Bu coğrafyadaki bütün sorunların mutlaka müzakereyle sürdürülmesi gerekir" dedi.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"İçinde bulunduğumuz süreç bize bir kere daha gösteriyor ki bu coğrafyada hele hele Türkiye gibi bütün etrafı sorunlarla kuşatılmış olan coğrafyada yaşayan bir ülkede mutlaka iç barışı temin etmek, mutlaka içimizdeki sorunları gerçekten birlik ve beraberlik ruhuyla çözebilmek, barış ve kardeşliği sağlamak her şeyden çok daha önde gelmektedir. Bu çerçevede Türkiye’nin bölgesindeki gelişmelerde Türkiye’nin başlatmış olduğu terörsüz Türkiye hedefini gerçekleştirme, bu süreci bir milli birlik beraberlik ve kardeşlik ruhuyla devam ettirme, demokratik standartları yükselmiş, vatandaşlarımızın hepsinin kendisini eşit ve özgür hissettiği bir Türkiye’yi inşa etme mücadelemizin ne kadar önemli olduğu bir kere daha ortaya çıkıyor. İnşallah önümüzdeki kısa bir süre içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bütün siyasi partilerden oluşacak ortak bir komisyon kurularak, milli birlik ve kardeşliğin temin edilmesi ve bu sürecin kuşkusuz, kusursuz bir şekilde sonlandırılabilmesi için yani bir daha bu memlekette asla çatışmanın yer almadığı, asla farklılıkların ayrılık vesilesi haline getirilmediği bir ülkeyi tesis etmek, kurmak için canla başla çalışacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin önümüzdeki dönemde üstüne düşen en önemli görevlerden birisi de bu süreci açıklıkla, şeffaflıkla ve herkesin katılımını sağlayacak bir şekilde sürdürmek ve sonlandırmaktır. Ben bir kere daha bu duygularla Türkiye’nin bu yeni sürecinin en güzel şekilde sonuçlanması yönündeki dileğimi ifade etmek istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak bu süreçte oluşacak komisyon çalışmalarında her türlü şekilde elimizi, ruhumuzu, bedenimizi taşın altına koyarak sonuç almak için gayret sarf edeceğimizin bilinmesini arzu ediyorum."
Papuashvili, iki ülke arasında güçlü, çok yönlü stratejik ortaklığa dönüşen ilişki olduğunu söyleyerek, "Ülkelerimiz arasında karşılıklı saygı ve güvene dayalı her geçen yılda güçlenen ilişkilerimiz vardır. Buna çok kıymet veriyoruz. Bugünkü toplantıda parlamentolar arasındaki bağların derinleştirilmesi ve ekonomi enerji ve eğitim gibi sektörlerde de iş birliğine dayalı çalışmada dahil bir çok konuyu ele aldık. Kafkasya’da barış ve istikrarı teşvik etme konusunda ortak bir vizyonumuz var" diye konuştu.
