EKONOMİ - 09 Mayıs 2024 Perşembe 14:37

TCMB Başkanı Karahan: “2024 sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik”

A
A
A
TCMB Başkanı Karahan: “2024 sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik”

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “2024 sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz” dedi.


TCMB Başkanı Fatih Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi’nde düzenlenen ‘2024 İkinci Enflasyon Raporu’ bilgilendirme toplantısında yurtta ve dünyadaki enflasyon ve ekonomik gelişmelerden para politikası stratejilerine kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu. Karahan, Merkez Bankasının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu vurgulayarak, 2023 yılı Haziran ayından itibaren güçlü bir tasarruf yaptıklarını hatırlattı. Karahan, “Fiyatlama davranışlarını ve enflasyon beklentilerini yakından takip ediyoruz. Enflasyon, hedeflerimizle uyumlu seviyelere gerileyene kadar sıkı para politikası duruşumuzu korumakta kararlıyız” diye konuştu.


2024 yılının ilk çeyreğinde yurt içi talepteki dirençli seyrin sürdüğünü dile getiren Karahan, perakende satış ve ticaret satış hacim endeksleri ile kartla yapılan harcamaların ilk çeyrekte tüketimde ivmelenmeye işaret ettiğini belirtti. Karahan, nisanda kartla yapılan harcamaların reel bazda zayıfladığını, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik yurt içi sipariş beklentilerinin de çeyreklik bazda gerilemeye devam ettiğini söyledi. Parasal sıkılaştırmanın iç talebe etkilerini çeşitli göstergeler üzerinden yakından takip ettiklerini vurgulayan Karahan, iç talebe kıyasla yurt içi üretimin daha ılımlı bir seyir izlediğini sözlerine ekledi.



“PMI verileri, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte üretimde ılımlı bir zayıflama ima etmektedir”


Mart ayı itibarıyla açıklanmaya başlanan Hizmet Üretim Endeksi’nin ise ilk çeyrekte nispeten yatay seyrettiğini söyleyen Karahan, “İlk çeyrekte artış gösteren PMI verileri, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte üretimde ılımlı bir zayıflama ima etmektedir. Kapasite kullanım oranı ise yılın ilk çeyreğindeki ılımlı düşüşün ardından, nisan ayı itibarıyla tarihsel ortalamalarının sınırlı miktar üzerindeki seyrini sürdürmüştür. İç talep ve üretime ilişkin görünüm, toplam talep koşullarının enflasyonist bir düzeyde seyrettiğine işaret etmektedir” diye konuştu.



“Cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz”


Karahan, yakın dönemde talebin zayıflaması ve beklentilerin iyileşmesiyle birlikte cari dengede düzelme gerçekleştiğini de söyleyerek, “2024 yılı ikinci yarısında parasal aktarımın gecikmeli etkisiyle iç talepte zayıflama olacağını ve bu sayede grafikte gördüğünüz cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz” diye konuştu.



“Son üç ayda enflasyonun öngörülerimizden de yüksek bir seyir izlediğini görüyoruz”


Enflasyona ilişkin yakın dönemdeki gelişmeler ve enflasyon üzerinde etkili olan unsurlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Karahan, “Son üç ayda enflasyonun öngörülerimizden de yüksek bir seyir izlediğini görüyoruz. Nitekim tüketici enflasyonu nisan ayını yüzde 69,8 ile bir önceki Enflasyon Raporu’nda sunduğumuz tahmin aralığının 0,9 puan üzerinde tamamlamıştır” bilgisini aktardı.



“Yıl sonu beklentileri Enflasyon Raporu tahminlerimizin üzerinde seyretmiştir”


Eylül ayından itibaren azalan enflasyonun ana eğiliminin geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yanı sıra, ücret güncellemelerinin de etkisiyle ocak ayında artışa döndüğünü hatırlatan Karahan, buna neden olan ekonomik görünümü özetleyerek, “Küresel emtia fiyatları rapor döneminde enerji grubu öncülüğünde yükselmiştir. Son üç aylık dönemde gıda fiyatlarında güçlü artışlar gerçekleşmiş, özellikle kırmızı et fiyatları bu gelişmede öne çıkmıştır. 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentileri gerilerken, yılsonu beklentileri Enflasyon Raporu tahminlerimizin üzerinde seyretmiştir. Öngörülerimizin aksine yılın ilk çeyreğinde toplam talep koşulları güçlü seyretmiş, kredi kullanımında artış gerçekleşmiştir. Reel ücretlerdeki artış yurt içi talep koşullarını destekleyen bir unsur olmuştur. Geçmiş enflasyona endeksleme davranışı, hizmet enflasyonunda ataletin korunmasını beraberinde getirmiş, kira alt grubu bu bağlamda öne çıkmıştır” şeklinde konuştu.


Karahan, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak, politika faizinde güçlü bir artış ve parasal koşullarda ek sıkılaşma yaptıklarını söyledi.



“Konut fiyatlarında artış eğilimi yavaşlıyor”


Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ettiklerini belirten Karahan, “Türkiye’de hizmet enflasyonundaki yüksek seyrin önemli bir bileşeni de kiralardır. Bu doğrultuda, konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Enflasyondan korunma saiki ile artan talep ve depremin yol açtığı arz-talep dengesizlikleri konut fiyatlarında yüksek oranlı artışlara sebep olmuştu. Söz konusu gelişmelerin etkileri, kiralara gecikmeli ve belirgin bir şekilde yansımaktadır. Parasal sıkılaştırma sonrasında ise, konut fiyatlarındaki artış hızı önemli ölçüde yavaşlamıştır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici enflasyonundaki eğilimin altında seyretmektedir. TCMB bünyesinde yapılan çalışmalar, diğer unsurların yanı sıra konut fiyatları değişiminin, kira enflasyonunu aynı yönde etkilediğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, konut fiyatlarındaki yavaşlamanın, ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.



“Beklentiler, yıl sonu enflasyon tahminimize üç ay gecikmeyle gelineceğine işaret etmektedir”


Parasal sıkılaştırmanın kısa vadede mal enflasyonu üzerindeki etkisinin daha belirgin olduğunu söyleyen Karahan, şu ifadelere yer verdi:


“Türk lirasındaki istikrarlı seyir, finansal koşullardaki sıkılaşma ve iç talebin zayıflaması, önümüzdeki dönemde dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere mal grubunda fiyat artışlarının yavaşlamasına neden olacaktır. Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması, dezenflasyon açısından kritik önemdedir. Enflasyonda yaşanan yukarı yönlü sürprizlerin de etkisiyle beklenti eğrisinin şubat ve mart aylarında yukarıya kaydığı gözlenmiştir. Mart ayındaki parasal sıkılaştırma sonrasında ise bu eğilim sona ermiştir. Birinci çeyrekte anket katılımcıları 3,8 puanlık yukarı yönlü enflasyon sürprizi yaşamış, ancak yıl sonu enflasyon beklentilerini 2,1 puan ile daha sınırlı bir oranda güncellemiştir. Mevcut durumda beklentiler bir önceki Enflasyon Raporu’ndaki yıl sonu enflasyon tahminimize üç ay gecikmeyle gelineceğine işaret etmektedir.”


Mart ayındaki faiz artışı ve makroihtiyati düzenlemeler sonrasında ticari kredi faizinin yaklaşık 14 puan, tüketici kredisi faizinin 18 puan ve mevduat faizinin 15 puan arttığını söyleyen Karahan, kredi faizlerinin geldiği seviyenin kredi büyümesinin yavaşlamasına ve iç talebin dengelenmesine katkı vereceğini kaydetti.



“Para politikası duruşumuz, TL mevduata geçiş eğilimine katkı vermeye devam edecektir”


Ticari kredilerin ise şubat ayına kadar istikrarlı seyrettiğini fakat mart ayında öngörülerin üstünde bir kredi talebi görülmesiyle birlikte kısa sürede ticari kredi büyümesinin güçlendiğini söyleyen Karahan, “Beklentilerin de etkisiyle oluşan bu talebi dengelemek amacıyla, faiz artışının yanı sıra, ihtiyaç kredisinde olduğu gibi kredi büyüme sınırını aşağı çektik ve zorunlu karşılık tesisi uygulamasını başlattık. Bu adımlar sonrasında TL ticari kredi büyümesi gerilerken, son dönemde yabancı para kredilerin arttığını gözlemliyoruz. Şubat ve mart aylarındaki yabancı para mevduata yönelik güçlü talep, mart ayında alınan kararlarla, hızlı bir şekilde ortadan kalkmıştır. Nisan ayında TL mevduat 539 milyar TL artarken, parite etkisinden arındırılmış yabancı para mevduat ve kur korumalı mevduat, sırasıyla 6,2 milyar dolar ve 19 milyar TL azalmıştır. Böylece, son 8 ayda Türk lirası mevduat payı yaklaşık yüzde 32’den yüzde 44’e yükselirken, Kur Korumalı Mevduatın payı yüzde 26’dan yüzde 14’e gerilemiştir. Para politikası duruşumuz ve uygulamakta olduğumuz makroihtiyati çerçeve, TL mevduata geçiş eğilimine katkı vermeye devam edecektir” dedi.



“2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik”


TCMB’nin orta vadeli tahminlerini de açıklayan Karahan, dış talebe ilişkin varsayımlarını 2024 yılı için sınırlı bir miktar yukarı yönlü güncellediklerini ve 2025 yılı için ise sabit tuttuklarını belirterek, “Konuşmamın başında bahsettiğim petrol ve emtia fiyatlarındaki görünüm çerçevesinde, 2024 ve 2025 yıllarına ilişkin ham petrol ve ithalat fiyatları varsayımımızı yukarı yönlü güncelledik. Son dönemde gıda fiyatlarındaki görünümü göz önünde bulundurarak, gıda fiyatları varsayımımızı 2024 yılı için yaklaşık 1 puan artırdık. Orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ve ekonomi politikalarındaki eşgüdümün korunacağı bir görünüm esas alınmıştır. Bu çerçevede, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 34 ve 42, 2025 yılı için ise yüzde 7 ve 21’e tekabül etmektedir” şeklinde konuştu.



“Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz”


Para politikasındaki kararlı duruşlarının yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceğine dikkati çeken Karahan, “Böylelikle yılın geri kalanında enflasyonun istikrarlı olarak gerileyeceği dezenflasyon dönemine gireceğiz. Bu dönemde, olumlu yöndeki baz etkileri ve daha önemlisi enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün devamı etkili olacaktır. Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz. Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecektir” ifadelerini kullandı.



“Belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz”


Para politikasındaki sıkı duruşlarını fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Karahan, bu süreçte iki ana koşul gözeteceklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:


“Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesidir. Bu kapsamda ana eğilim, iç talep, ithalat ve finansal koşullara ilişkin göstergeleri yakından izliyoruz. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamasıdır. Bu çerçevede geniş kapsamlı enflasyon beklentisi göstergelerini takip ediyoruz. Mart ayında attığımız adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Bu durumun etkisini krediler üzerinde görmekteyiz. Önümüzdeki dönemde bunun talebi zayıflatacağını, fiyatlama davranışlarına olumlu yansıyacağını ve dezenflasyon sürecini güçlendireceğini öngörüyoruz. Bu süreçte maliye politikalarının katkısı ve yönetilen-yönlendirilen fiyatların eşgüdüm halinde belirlenecek olması, dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde, belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri, öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız.”


Bilgilendirme toplantısı, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın basın mensuplarının sorularını yanıtladığı soru-cevap bölümü ile devam etti.



TCMB Başkanı Karahan: “2024 sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Uşaklı gençler müziğe doydu Uşak Belediyesi Tarafından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenen Gençlik Festivali’nin ikinci günü, Pera konseriyle devam etti. Festivalin ikinci gününde alanda bulunan balon futbolu, rodeo, karaoke, dev monopoly, poligon gibi etkinlikler her yaş grubundan Uşaklıya zevkli bir gün yaşattı. Kentte hizmet veren esnafların açtığı stantlar gün boyunca vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Aynı zamanda festivalde farklı lezzetler deneyen vatandaşlar, keyifle alışveriş yaparak doyasıya eğlendi. Festivalde sahne alan Dj Deejavus Narkoz Grubu öncesi gençleri coşturdu. Saat 20:00’de ön grup olarak sahne alan Narkoz hızlı bir giriş yaptı. Muhteşem yorumlarıyla festival alanını ısıtan grup müzikseverlere coşkulu anlar yaşattı. İlk şarkının ardından Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım müzisyenlere hediyelerini takdim ederek; “Gençler, bu bayramı artık hep böyle kutlayacağız. Sizin coşkunuzu gördükçe ben daha da mutlu oluyorum” dedi. Narkoz Grubu’nun hemen ardından Pera grubu sahnenin tozunu attırarak gençlerin coşkusuna coşku kattı. “Biri vardı, Sensiz ben” gibi her nesilden Uşaklının bildiği şarkıları seslendiren grup; gençlerin de eşlik ettiği unutulmaz eserleri Uşak semalarında yankılandırdı. Gençlerle birlikte müzik ziyafetine katılan Başkan Yalım; Pera’nın şarkılarının gençlik şarkıları olduğunu, grubun yeni şarkılarını da dinleyip zevkle takip ettiğini söyledi. Festivalin ikinci günü Başkan Yalım’ın sanatçılara hediyelerini vermesi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
İzmir İzmir’in genç itfaiyecileri sıkı eğitimlerle göreve hazırlanıyor İzmir Büyükşehir Belediyesinin Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezi, sınavlara girerek başarılı olan genç itfaiyecilerin zorlu; ama heyecanlı eğitimlerine sahne oluyor. Mesleğini en iyi şekilde yapmak için ter döken itfaiyeciler, birbirinden zorlu parkurları başarıyla tamamlıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığının yeni itfaiye memurları, sahaya çıkmak için gün sayıyor. 22 Nisan’da Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezinde başladıkları eğitimlerini 7 Haziran’a kadar sürdürecek itfaiyeciler, zorlu parkurlarda başarılı olmak için ter döküyor. 1 kilometre koşu, 100 metre engelli koşu, karanlık ve dumanlı odada yön bulma, itfaiye aracı ile ambulans kullanma, dağda arama kurtarma gibi uygulamalı eğitimlerden geçen genç itfaiyeciler, zorlu parkurlarda heyecan dolu anlar yaşıyor. Nitelikli eğitimle korkularını yenmeyi başardılar Arama Kurtarma Eğitmeni Mesut Topal, 15 metre yükseklikte, dağda iple iniş ve yukarı tırmanma eğitimi verdiği itfaiyecilerin heyecanına da ortak oluyor. Kolay bir iş yapmadıklarını söyleyen Mesut Topal, “İtfaiyecilik mesleğinin bir adım daha öteye gitmesi adına hepimiz çabalıyoruz. Çok zorluklarla dolu bir yol. Bu süreci başarıyla atlatacağımıza inanıyorum. Bu eğitimlere katılanların korkması, kaygılanması doğal. İlk aşamada ürkütücü, korkutucu gelebiliyor. Eğer sevgi, aidiyet duygusu, itfaiyecilik mesleğine bağlılık, sadakat söz konusuysa, bütün engeller aşılır diye düşünüyorum. Meslektaşlarımızın aldıkları eğitimler sonucu korkularını yenerek çok daha zorlu eğitimleri başarıyla tamamladıklarını görüyoruz” dedi. Araç Üstü Ekipman Eğitmeni Hakan İnan da, 32 metrelik merdivenli araç ile verdiği eğitimlerin ardından, itfaiyecilerin el hassasiyeti kazandığını belirterek, “Gittikleri bir olayda, çok katlı bir binada elektrik tellerine takılmadan, balkona daha fazla yaklaşabilecekler. Böylece canlıya zarar vermeden alabilecekler” dedi. “Bu kadar yükseğe ilk çıktığımda bacaklarım titredi” Sınavda gösterdiği başarının ardından itfaiye memuru olmaya hak kazanan tek kadın Gaye Karagöl, eğitimlerde gösterdiği performansla dikkat çekiyor. 15 metre yükseklikten iniş yaparken zorlanmadığı gözlenen Karagöl, “Eğitimler genel olarak zorlayıcı; ama çok iyi. Çalışmalar çok verimli geçiyor. Burada güzel şeyler öğrendik. Bu kadar yükseğe ilk çıktığımda bacaklarım titredi. Eğitmenlerimiz sayesinde korkularımızı yendik. Şuan çok iyi. Rahatlıkla inebiliyorum. Tekrar yukarı çıkabiliyorum. Bir sorun olmuyor” diye konuştu. “Eğitimlere başladıktan sonra 3 kilogram verdim” İtfaiye eri Mustafa Çabuk da, çok sıkı bir eğitimden geçtiklerini belirterek, “Buraya geldiğim zaman böyle sıkı bir eğitimden geçeceğimi, üst düzey, kaliteli bir eğitim alacağımı tahmin etmiyordum. Beklentimin çok üstünde bir eğitim aldım. Bu nedenle çok memnunum. Bir an önce eğitimlerimi tamamlayarak göreve başlamak istiyorum. Sabah sporumuz çok sıkı. Bu eğitimlere başladıktan sonra kendimi daha dinç ve zinde hissediyorum. Eğitimlere başladığımız günden bu yana yaklaşık 3 kilogram verdim” diye konuştu. “Kendimi göreve hazır hissediyorum” Genç itfaiyecilerden Hüseyin Güçlüol ise kapalı alanlarda yangına müdahale, tanker yangınlarına müdahale gibi eğitimlerde zorlandığını; ancak hepsinde başarılı olduğunu söyledi. Şerafettin Furkan Uçar da birçok eğitimden geçtiklerini anlatarak, kendini göreve hazır hissettiğini belirtti. İtfaiyeciliğin kutsal bir meslek olduğunu ifade eden Murat Doğan, şunları söyledi: “Yaptığımız iş çok zor ama isteyerek yaptığınız zaman güzel. Arama kurtarma yangın eğitimleri zorlu geçiyor. İzmir verdiği eğitimlerle çok nitelikli, güvenilir, önce can sonra mal güvenliğini sağlayacağına emin olacağı bir itfaiyeci kazandı.” Serkan Ayekin de sahada karşılaşma ihtimali bulunan tüm olaylara sağlıklı ve etkili müdahale için eğitim aldıklarını, bu olaylara karşı kendilerini donanımlı hale getirdiklerini söyledi.
Ankara Bakan Uraloğlu, Karayolları 100. Yıl Kütüphanesi’nin açılışına katıldı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ankara’da Karayolları 100. Yıl Kütüphanesi açılış törenine katıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası işbirliği ile hazırlanan “Karayolları’nın Asırlık Yol Çizgileri Kitabı’nın tanıtımı ve Karayolları 100. Yıl Kütüphanesi’nin açılış törenine katıldı. Bakan Uraloğlu açılış töreninde yaptığı konuşmasında, helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve heyetine Allah’tan rahmet ve İran halkına başsağlığında bulundu. Milletlerin ilerlemesini ve gelişmesini sağlayan en önemli unsurların başında zengin kütüphanelerin geldiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Günümüzün hafızasını, gelecek kuşaklara aktarmak için kütüphanelerimizi muhafaza etmeli, onları daha da zenginleştirmeli ve modern imkânlarla donatmalıyız. Ülkemizin topyekun gelişmesi için de okumalıyız, okutmalıyız. Bizler de geçmişimizi kitaplardan öğrenmeli, geleceğimizi kitapların, bilimin ışığında inşa etmeliyiz. Bu bakımdan Karayolları Genel Müdürlüğümüz tarafından hayata geçirilen bu güzide kütüphane projesi de çok yerinde ve kıymetli bir adımdır. Genel Müdürlüğümüzce muhafaza edilen kurum arşivinin yanı sıra çeşitli inşaat firmalarının ve Karayolcu arkadaşlarımızın kitap, belge ve çeşitli doküman bağışlarıyla 14 binden fazla kaynağın yer aldığı zengin bir kütüphaneye kavuştuk” ifadelerine yer verdi.
Bitlis Sağlık Müdürü Ekici: “Bitlis sağlık alanında büyük bir hamle yaşayacak” Bitlis İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Ekici, önümüzdeki birkaç yıl içinde hayırsever iş adamlarının da katkılarıyla yapılacak yatırımlar sayesinde Bitlis’in sağlık alanında önemli hamleler gerçekleştireceğini söyledi. Bitlis’te yapılacak sağlık yatırımları ve sağlık alanındaki çalışmalarla ilgili bilgi veren Bitlis İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Ekici, kentin sağlık alanında yaşayacağı değişim ve dönüşüme dikkat çekti. Bitlis’in son yıllarda ciddi sağlık yatırımları aldığını ve almaya da devam ettiğini kaydeden Ekici, Bitlis’in tam donanımlı hastaneleriyle bölgeye bir bölge hastanesi gibi sağlık hizmeti sunacağına vurgu yaptı. Bitlis’in son yıllarda ciddi sağlık yatırımları aldığını belirten Ekici, bu yatırımların kentin sağlık hizmetlerinde büyük bir dönüşüm sağlayacağını ifade etti. Son olarak Sağlık Bakanlığı ve Eren Holding arasında düzenlenen protokolle sağlık alanında Türkiye’nin bağış olarak yapılan en büyük yatırımlarına imza atıldığını hatırlatan Ekici, yapılan bu bağışla Bitlis’in en az 25 - 30 yıllık sağlık planlamasının gerçekleştiğini vurguladı. Hayırsever iş insanlarının katkılarıyla gerçekleştirilen yatırımların önemine değinen Ekici, “Bitlis, sağlık yatırımları açısından önemli bir merkez haline geliyor. Yeni yapılacak hastaneler ve mevcut sağlık altyapısının güçlendirilmesiyle sadece Bitlis’in değil çevre illerin de sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitede olacağız. Hayırseverlerimizin desteğiyle Bitlis’te sağlık alanında birçok proje hayata geçirilecek. Bu projeler, vatandaşlarımızın daha kaliteli ve hızlı sağlık hizmeti almasını sağlayacak. Yeni yapılacak sağlık tesisleri ve mevcut tesislerin modernizasyonuyla birlikte sağlık hizmetlerimizde kalite standartlarını yükselteceğiz. Amacımız, Bitlis’i sağlık hizmetlerinde öncü illerden biri haline getirmektir” dedi. Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak için yürütülen çalışmaların sürdüğünü belirten Ekici, şöyle konuştu: “Kamu tasarrufu tedbirlerinin alındığı bir dönemde Bitlis iline yapılacak olan 100 milyon dolarlık yatırımla 300 servis, 58 yoğun bakım, 25 palyatif olmak üzere toplam 383 yataklı hastane yapımına kısa süre içerisinde başlanacak. Bölge şartlarına uygun modern yapı ve mimariye sahip olacak hastane gerektiğinde 517 yatak kapasitesine kadar çıkarılabilecek. Bitlis için sağlık hizmetlerinin daha da ileriye taşınması adına önemli ve büyük bir adımı atmaktan, Türkiye’nin sağlık alanındaki en büyük bağışını almaktan dolayı çok mutluyuz. Bitlis Eren Devlet Hastanesi ve lojman yapımı için Sağlık Bakanlığı ve Eren ailesi arasında protokolün imzalanması bizleri çok mutlu etmiştir. Bitlis’imizin sağlık altyapısını güçlendirecek olan Bitlis Eren Hastanesi 300 servis, 58 yoğun bakım, 25 palyatif olmak üzere toplam 383 yataklı olacaktır. İhtiyaç halinde ise 517 yatak kapasitesine çıkabilecek ve bölge şartlarına uygun modern yapı ve mimariye sahip olacaktır. Bu yapılan bağışla da Bitlis’in en az 25-30 yıllık sağlık planlaması gerçekleşmiştir. Yapılacak hastane 3. basamak eğitim araştırma hastanesi olacak standartlara göre inşa edilecektir. Hastane ile birlikte çalışanları için 10 bin metrekare kapalı alana sahip lojman da beraberinde inşa edilecektir. Özellikle kamu tasarruf tedbirlerinin alındığı bir dönemde bir bağışçı eliyle yaklaşık 100 milyon dolar civarında bir bağışın yapılması vatandaşın devlete verdiği katkıyı göstermek adına ve diğer varlıklı insanlarımızı da bu dönemde bağışa motive etmek adına büyük bir adım olacaktır. İlimizde buna güzel örnekler olarak 112 istasyonları, diş üniteleri, aile sağlığı merkezleri hayır yolu ile yapılmış, vatandaşımız hayırda yarışır hale gelmiştir. Sağlık hizmetlerindeki kalite ve erişilebilirlik açısından büyük öneme sahip olan bu hastane, şehrimizin sağlık alanındaki ihtiyaçlarını karşılayacak, daha geniş kapsamlı hizmet sunacak ve vatandaşlarımıza daha iyi bir sağlık hizmeti sunma imkanı sağlayacaktır. Ayrıca son dönemde ilimizde bakanlığımız tarafından yatırıma alınıp ihale süreçlerinde olan Mutki ve Adilcevaz ilçelerimizdeki devlet hastanelerimiz de ilimiz adına sağlık sistemimizin ileriye taşınması adına güzel örneklerdir. Bitlis’imizin daha sağlıklı ve güçlü bir geleceği için atılan bu adımla birlikte hep birlikte daha güzel günler göreceğimize inancımız tamdır.”