EKONOMİ - 30 Kasım 2025 Pazar 09:53

TESK Başkanı Palandöken: "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı"

A
A
A
TESK Başkanı Palandöken: "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı"

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Vergi sisteminde olması gereken bellidir; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı" dedi.


Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu tarafından 4 oturum halinde Antalya’da düzenlenen ‘TESK İstişare, Değerlendirme, Eğitim ve Mesleki Dayanışma Toplantısı’ gerçekleştirildi. Toplantının açılışına Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, eski Dışişleri Bakanı ve Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ile Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan katıldı. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in ev sahipliğinde yapılan toplantıda ayrıca TESK’e bağlı 82 birlik ve 13 mesleki federasyon başkanı olmak üzere yaklaşık 800 yönetici yer aldı. Toplantının kapanışına ise Esnaf, Sanatkarlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü Taha Enes Şener katılım sağladı.



Esnafın kredi faizleri yeni yılda düşecek


Toplantıda esnaf ve sanatkarların güncel sorunları detaylı şekilde ele alınırken, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yeni yılda esnafın kullandığı kredi faizlerinin düşeceğini açıkladı. Bakan Bolat, bu önemli gelişmeyle birlikte esnaf ve sanatkara yönelik diğer müjdelerini de toplantı salonunda birebir aktardı. Bu kapsamda, finansman maliyetlerinin yüzde 25’in altına çekileceğini duyurdu.



"Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı"


Toplantıda ’basit usul’ uygulamasının esnafı hazırlıksız yakaladığını söyleyen TESK Genel Başkanı Palandöken, enflasyonla mücadelenin en önemli ayağının rekabet kurallarının tam olarak işlemesi olduğunu, rekabetin olmadığı bir ülkede enflasyonun düşmeyeceğini kaydetti. Palandöken, "Bu nedenle esnaf yaşasın ki ekonominin gerçek rekabet gücü oluşsun. Bugün böyle bir yapıda artık sanatkar da kalmadı; babasının mesleğini sürdürecek genç de kalmadı. Yanında çalışan işçi 7 bin 200 prim günüyle emekli olurken esnaf 9 bin günde emekli oluyor. Biz de diyoruz ki bizi de 7 bin 200 günde emekli et, dükkanımızı başkasına devretmek zorunda kalmayalım. Maaş istemiyoruz, para istemiyoruz. Ekonomi düzelsin, ondan sonra maaş da verirsin. Peki biz neden ayda 14 bin lira fazla prim ödüyoruz? Bu haksızlık giderilsin. Vergi sisteminde olması gereken bellidir; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı. Biz vergi vermeyelim demiyoruz. Muhasebecilerin yaptığı hesaplamada ne çıkıyorsa gidip devletimize ödeyelim. Yeter ki adaletsizlik düzelsin" açıklamalarında bulundu.



TESK Başkanı Palandöken: "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.