GÜNDEM - 29 Nisan 2025 Salı 11:46

Türk Eğitim-Sen Başkanı Geylan: "Türkçe varsa, Türkçe konuşulan her yerde Türk kültürü yaşar"

A
A
A
Türk Eğitim-Sen Başkanı Geylan: "Türkçe varsa, Türkçe konuşulan her yerde Türk kültürü yaşar"

Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) Genel Başkanı Talip Geylan, "Türkçe varsa, Türkçe konuşulan her yerde Türk kültürü yaşar; Türk kültürü yaşadıkça Türk milleti var olur" dedi.


AESEB ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 25-27 Nisan 2025 tarihleri arasında Kuzey Makedonya’da bir dizi istişarede bulundu.


Kuzey Makedonya’da ilk olarak Üsküp Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü ziyaret eden Geylan, öğretim üyeleri ile bir araya geldi.


Burada bir konuşma gerçekleştiren Geylan, Türk Eğitim-Sen’in ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği olarak meslektaşlarının her daim yanlarında olacaklarını ifade ederek, "Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Emin, Kuzey Makedonya’daki Türkçe eğitim ve Türkçe öğretmen yetiştirme süreciyle ilgili detaylı ve doyurucu bilgiler verdi. Hiç şüphesiz Kuzey Makedonya’daki Türk varlığının korunması anlamında Türkçe’nin yaygınlaştırılması en önemli husustur. Bu anlamda Osman hocamın ve meslektaşlarımızın kaygılı gayretlerinden ziyadesiyle memnun oldum. Türk Eğitim Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği olarak soydaş meslektaşlarımızın her daim yanlarında olacağımızı ifade ediyorum" açıklamasında bulundu.



"Geylan Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçisini ziyaret etti"


Geylan, Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçisi Fatih Ulusoy’u ziyaret ederek, görüş alışverişinde bulundu. Ziyarette Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Makedonya Eğitim Müşaviri Ali Rıza Altunel de yer aldı. Geylan, "Kuzey Makedonyalı soydaşlarımızın eğitim sürecine dair önemli destek ve duyarlılığına şahit olduğum sayın Büyükelçime milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.


Kuzey Makedonya’da ayrıca Türkçe yayın yapan Yeni Balkan Gazetesi’ni de ziyaret eden Geylan, ziyarette gazetenin sahibi ve yayın yönetmeni Sayın Mürtaza Sulooca tarafından gazetenin çalışmaları hakkında bilgi aldı. Geylan ziyarette şu ifadelere yer verdi:


"Dijital platformlardaki yayınlarıyla hem Kuzey Makedonya’da hem de dünyanın dört bir yanında seslerini duyurduklarını ifade eden Mürtaza bey, ayrıca yayınlamış oldukları kitaplar ve çocuklar için çıkardıkları Bahçe dergisiyle soydaş çocuklarımızın eğitimine büyük destek sunduklarını belirtti. Kısıtlı imkânlarla büyük ve milli bir hizmeti yürüten Yeni Balkan gazete ve yayınevinin tüm emektarlarını kutluyor ve teşekkür ediyorum."


Geylan, Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği, Türk Eğitim Sen ve Kuzey Makedonya Türk Öğretmenler Derneği işbirliğiyle düzenlenen ‘Güncel Kuzey Makedonya Türkçe Eğitim Sistemi Çalıştayı ve Hizmet İçi Eğitim Programı’na da katıldı. programda Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Makedonya Eğitim Müşaviri Ali Rıza Altunel, Kuzey Makedonya Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Vildan Daut, Uluslararası Vizyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Vecdi Can ve Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcımız Cengiz Kocakaplan da yer aldı.



"Bir milletin ruhunu yoğuran en kudretli güç eğitimdir"


Açılış oturumunda bir konuşma yapan UAESEB ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, bir milletin ruhunu yoğuran en kudretli gücün eğitim olduğuna dikkat çekerek, "Dünyanın hızla değiştiği bir çağda, eğitimle değişime yön vermek bir zorunluluktur. Günümüz dünyasında artık devletler, toplumlar ve bireyler birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Adil kalkınmayı hedefleyen geçmişte, günümüzde veya gelecekte ortak paydaları bulunan devletler ve topluluklar eğitimden sağlığa, güvenlikten teknolojiye kadar her alanda dayanışma halinde olmaya mecburdur. ‘Birlikte yürürsek güçlüyüz, yüreğimiz birlikte çarparsa yorulmayız, birlikte düşünürsek yenilmeyiz!’ anlayışıyla kurulacak uluslararası iş birliği, yalnız devletlerin değil, tüm bireylerin ve mesleklerin ortak sorumluluğudur. İşte bu bakış açısıyla kurulan Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği ‘Eğitimle birleşen yüreklerin önce Türk Dünyası’nı sonra dünyayı aydınlatması’ hedefi ile bir araya gelmiştir" açıklamasında bulundu.



"Geniş bir alana yayılan Türk Dünyası, ortak dil, kültür ve tarih bilinciyle yeniden birleşmekte"


Tarihin akışı içinde farklı coğrafyalarda yaşayan Türk halklarının, geçen yüzyıllarda birbirinden uzaklaştığını fakat, 20. yüzyıldaki gelişmeler bu ayrılıkları gidermeye başladığını söyleyen Geylan, "Bugün, Türkiye’den Azerbaycan’a, Kazakistan’dan Kuzey Makedonya’ya kadar geniş bir alana yayılan Türk Dünyası, ortak dil, kültür ve tarih bilinciyle yeniden birleşmektedir. "Dilde, fikirde, işte birlik" idealiyle yola çıkan Gaspralı İsmail Bey’in mirası, Ziya Gökalp, Mustafa Kemal Atatürk, Zeki Velidi Togan, Ahmed Cevad ve Cengiz Aytmatov gibi büyük isimlerin fikir ve çabalarıyla bugün çok daha anlamlı hale gelmiştir. UAESEB’e üye sendika ve derneklerin mensupları bu büyük idealin eğitim cephesinde taşıyıcısı ve uygulayıcısı olarak görev yapmaktadır" diye konuştu.



"Eğitimde yenilenme; öğretmenlerin, akademisyenlerin ve öğrencilerin sorumluluğunda ortak bir görev olarak benimsenmelidir"


Türkiye’de, Kuzey Makedonya’da veya dünyanın hangi köşesinde olursa olsun, eğitim süreçlerini çağın gereklerine göre geliştirmenin artık sadece bir tercih değil, hayati bir zorunluluk olduğunu belirten Geylan, eğitim kurumlarının, yeniliklere açık olmaması veya durağan kalmasının, toplumların geleceğini karartma tehlikesi taşıdığını bildirdi. Bu bağlamda, eğitimde yenilenmenin; öğretmenlerin, akademisyenlerin ve öğrencilerin sorumluluğunda ortak bir görev olarak benimsenmesi gerektiğine vurgu yaptı.



"Türkçe varsa, Türkçe konuşulan her yerde Türk kültürü yaşar; Türk kültürü yaşadıkça Türk milleti var olur"


Dilimize ve kültürümüze sahip çıkmanın önemine değinen Geylan, şunları kaydetti: "Eğitimciler olarak, Ahmet Yesevi’nin yolundan giderek, Fuzûlî’nin derin şiirlerinden beslenerek, İsmail Gaspıralı’nın ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ çağrısını yükselterek Yahya Kemal Beyatlı, Necati Zekeriya gibi Türk milletinin manevi ve bilimsel mimarlarıyla aramızdaki gönül bağını geleceğe taşımalıyız. Bizlere emanet edilen bu kutlu görevin sancaktarlığını yapmak, Mehmet Akif’in ‘Âsım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek’ sözündeki ideal gençliği yetiştirmek, ortak davamızdır. Bugüne kadar neler başardığımızı, bugün neler yaptığımızı ve yarın hangi zirvelere ulaşacağımızı, bu yolda attığımız her adım bizlere muştulamaktadır. Bu ancak dilimize ve kültürümüze sahip çıkıp muhafaza etmekle ancak mümkün olabilecektir. Türkçe varsa, Türkçe konuşulan her yerde Türk kültürü yaşar; Türk kültürü yaşadıkça Türk milleti var olur."



"Türkçemize sahip çıkmak, milletimizin istikbalini korumak demektir"


Türkçenin, sadece iletişim aracı değil; geçmişin mirası, geleceğin teminatı olduğunu vurgulayan Geylan, "Bu yüzden Türkçemize sahip çıkmak, milletimizin istikbalini korumak demektir; çünkü dilini yaşatan milletler, tarih sahnesinden asla silinmezler. Türkçe öğretimi ve Türk kültürünün aktarımı, bu yenilenme sürecinin temel taşıdır. Türkiye’den Balkanlara, özellikle Kuzey Makedonya’nın bereketli topraklarına kadar uzanan coğrafyada Türkçe’nin köklü tarihi izleri bulunmaktadır. Bu nedenle eğitim süreçlerinin güçlendirilmesi, ortak hafızamızı canlı tutmak adına hayati önem taşımaktadır" dedi.



"Dilimiz ve kültürümüzün zenginliğini geleceğe taşımak için ortak hareket etmek zorundayız"


Türkçe’nin, sadece bir dil değil, bizi birbirimize bağlayan güçlü bir kültür köprüsü olduğunu söyleyen Geylan, dünyanın neresinde olursak olalım, dilimiz ve kültürümüzün zenginliğini geleceğe taşımak için ortak hareket etmek zorunda olduğumuzu kaydetti. Dilimiz var oldukça, bizlerin de var olmaya, birlikte yürümeye ve geleceğe umutla bakmaya devam edeceğini belirten Geylan, "21 Yüzyılın Türk Asrı olması hedefini kendimize koymakla aslında dünya ölçeğinde çağı yakalamayı, hatta fark oluşturacak derecede önde olmayı; göğüslenmesi gereken bir başarı kurdelesi olarak ilan etmiş olduk" ifadelerine yer verdi.


Protokol konuşmalarının ardından UAESEB ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan ile Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Makedonya Eğitim Müşaviri Ali Rıza Altunel’e plaket takdim edildi.


Açılış oturumunun ardından eş zamanlı olarak "Güncel Kuzey Makedonya Türkçe Eğitim Sistemi Çalıştayı ve Hizmet İçi Eğitim Programı gerçekleştirildi. Program, Kuzey Makedonya Türk Eğitim Çalıştayı Sonuç Bildirgesi’nin okunmasının ardından sona erdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.