EĞİTİM - 19 Haziran 2025 Perşembe 11:22

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: "2024-2025 eğitim-öğretim yılında 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 86 bin 136’ya ulaşmıştır"

A
A
A
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: "2024-2025 eğitim-öğretim yılında 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 86 bin 136’ya ulaşmıştır"

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Öğretmen atama sayısının yetersiz kalması nedeniyle, açık, ücretli öğretmenler aracılığıyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Sendikamızın tespitlerine göre, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 86 bin 136’ya ulaşmıştır" dedi.


Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 2024-2025 eğitim öğretim yılının sona ermesi dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Geylan, Türk Eğitim-Sen olarak yıllardır eğitimin her alanında mülakatın kaldırılması, yazılı sınavın esas alınması gerektiğini ifade ettiklerini belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı bu akılcı ve gerçekçi talebimize yanıt vermiyor. 2023 KPSS’de ilk 20 bine girmiş olmasına rağmen mülakatta elenen öğretmenlerimizin feryatları devam ediyor. Türk Eğitim Sen olarak bu öğretmenlerimize verdiğimiz hukuki destekler neticesinde maddi hata bulunan işlemlere yönelik iptal ve yürütmeyi durdurma kararları veriliyor. Bu kararlar mağdur öğretmenlerin haklılığını gözler önüne seriyor. MEB’den talebimiz; iptal ve yürütmeyi durdurma kararı verilen işlemlerin mağduriyet yaşayan tüm adaylar için emsal kabul edilmesi ve bu doğrultuda adil bir düzenleme yapılmasıdır. Bu adil düzenleme ise 2023 KPSS’de ilk 20 bine girmiş tüm adayların atamasının gerçekleştirilmesiyle olacaktır. Öte yandan MEB mülakat ısrarından vazgeçmeli, eğitimin tüm alanlarında yazılı sınavı esas alan, hakkaniyete uygun, objektif ve şeffaf bir sistemi hayata geçirmelidir" dedi.



"2024-2025 eğitim-öğretim yılında 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 86 bin 136’ya ulaşmıştır"


Geylan, 21’inci yüzyılın ‘Türkiye Yüzyılı’ olacağının vurgulanmasına rağmen buna uygun bir öğretmen atamasının planlanmadığına dikkati çekerek, "Öğretmen atama sayısının yetersiz kalması nedeniyle, açık, ücretli öğretmenler aracılığıyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Sendikamızın tespitlerine göre, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 86 bin 136’ya ulaşmıştır. Bu öğretmenlerin 38.602’si eğitim fakültesi mezunu, 39 bin 463’ü lisans mezunu (eğitim fakültesi hariç) ve 8 bin 71’i ön lisans mezunudur. Norm kadro ihtiyacı ise 75 ilde 100 bin 541’dir. Bu veriler ışığında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025-2026 eğitim-öğretim yılı için en az ücretli öğretmen sayısı kadar atama gerçekleştirmesi gerekmektedir. Ayrıca öğretmen atamaları sadece kadrolu olarak yapılmalıdır. Aksi takdirde, yetersiz atama sayıları ve düşük ücretlerle çalışan ücretli öğretmenlerle eğitimde gelişmeyi sağlamak mümkün olmayacaktır" ifadelerini kullandı.



"Proje okulları, siyasi, ideolojik, kişisel çıkarların değil; kaliteli, nitelikli eğitimin merkezi haline getirilmelidir"


Bu eğitim öğretim yılında proje okullarıyla ilgili ciddi tartışmalar yaşandığını, görevden alınan öğretmen ve yöneticiler için öğrencilerin okullarında çeşitli tepki eylemleri gerçekleştirdiğini hatırlatan Geylan, "Yıllardır dile getirmekten dilimizde tüy bitti; proje okullarına öğretmen ve yöneticilerin keyfi şekilde görevlendirilmesi hak ihlalidir! Bu okullar, birilerinin adeta arka bahçesi haline getirilmiştir. Belli siyasi ve ideolojik grupların, yapıların, türlü cemiyetlerin rahatça hareket edebildiği bu okullarda liyakat ilkesi yerle yeksan edilmiş; bunun sonucu olarak eğitimde adalet ve güven duygusu ciddi şekilde zedelenmiştir. Bu noktada atılması gereken adımlar açık ve nettir; özel program ve proje uygulayan okullar kapsam içinde bırakılarak, proje okullarının sayısı azaltılmalıdır. Proje okullarındaki yönetici atamaları, MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalıdır. Liyakati esas alan, sınavla yapılan atama usulü mutlaka uygulanmalıdır. Proje okulları, siyasi, ideolojik, kişisel çıkarların değil; kaliteli, nitelikli eğitimin merkezi haline getirilmelidir" değerlendirmesinde bulundu.



"Aile bütünlüğünün sağlanması öğretmenleri verim çalışması için önem arz etmektedir"


Aile bütünlüğünün sağlanmasının öğretmenlerin etkili ve verimli çalışması açısından büyük önem arz ettiğini belirten Geylan, sözlerine şöyle devam etti:


"Ne yazık ki her tayin döneminde öğretmenlerimiz belirsizlik nedeniyle büyük bir stres yaşamaktadır. Eş durumu nedeniyle aileleriyle birleşemeyen öğretmenlerimizin motivasyonu azalmakta; akılları ailelerinde kaldığı için mesleki verimlilikleri düşmekte ve bu durum, kaliteli hizmet üretmelerine engel olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl "sıraların çalıştırılması usulü" sistemini uygulamaktadır. Bu kapsamda sıralar 22 Mayıs 2025 tarihinde çalıştırılmış, ikinci uygulama ise 12 Ağustos 2025 tarihinde yapılacaktır. Ancak, il içi isteğe bağlı yer değiştirme başvurularında sıraların çalıştırılmasına bağlı olarak, iller arası isteğe bağlı yer değiştirme başvurularında kontenjan sayıları düşük görünmektedir. Bu durum, il dışı tayin bekleyen birçok öğretmenimizin mağduriyetine neden olmaktadır. Dolayısıyla 12 Ağustos 2025 tarihinden sonra oluşacak boş kontenjanların tamamı ilan edilerek, iller arası yer değiştirme talebinde bulunan öğretmenlerimize ikinci bir başvuru hakkı tanınması büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, Türk Eğitim Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na yazılı başvuruda bulunduk. 2025 yılı "Aile Yılı" olarak ilan edilmiştir. Aile Yılı da göz önünde bulundurarak, başta eş durumu olmak üzere tüm mazeret tayin talepleri istisnasız karşılanmasını talep ediyoruz. Her tayin döneminde öğretmenlerimizin aynı sorunu yaşamaması için il/ilçe emri hakkı mutlaka getirilmelidir. Aile birliğinin korunması, Anayasamızın 41. maddesi ile güvence altına alınmış temel bir haktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu anayasal sorumluluğunu yerine getirerek, öğretmenlerimizin yaşadığı mağduriyetleri ivedilikle gidermesi bir zorunluluktur."


Lise eğitiminin süresinin yeniden revize edilmesiyle ilgili tartışmaların kamuoyu gündeminde yerini koruduğunu aktaran Genel Başkan Geylan, "Sendikamız, bu sürecin; öğretmenlerin, akademisyenlerin ve tüm eğitim paydaşlarının geniş katılımıyla, bilimsel veriler ışığında yürütülmesi gerektiğine inanmaktadır. Zira yangından mal kaçırırcasına yapılan her düzenleme, eğitimi karanlığa sürüklemekte; nitelikten, şeffaflıktan ve katılımcılıktan uzak uygulamalar telafisi güç zararlara yol açmaktadır. Bu noktada, sendikamız konuyla ilgili bir komisyon oluşturarak detaylı analizler yapmaktadır. Bu sürecin ardından konuyla ilgili çalıştay düzenleyerek, hazırlanan raporlarla sürece katkı sunacağız, itirazlarımızı, yapıcı eleştirilerimizi ve somut önerilerimizi karar vericilere ileteceğiz. Talebimiz, lise eğitimine yönelik her türlü değişikliğin; paydaşların ortak aklıyla, bilimsel esaslara dayalı, aceleye getirilmeden ve programlı şekilde hayata geçirilmesidir" dedi.



Geylan, açıklamasına şöyle devam etti:


"Lise eğitimiyle ilgili mesleki eğitimin önemini vurgulamak istiyorum: Bu yıl üniversite sınavına 2 milyon 560 bin öğrenci başvurdu. Geçtiğimiz yıl bu sayı 3 milyon 120 bindi. 12 yıllık zorunlu eğitimi tamamlayan öğrencilerin 17-18 yaşlarında üniversite sınavına girdiği düşünüldüğünde, üniversiteyi kazanamayan gençlerimize o yaşta hangi mesleği kazandırabileceğiz? Üstelik üniversiteyi kazanmak, her zaman iş bulmak anlamına gelmiyor. Üniversiteden mezun olan gençlerin önemli bir kısmı diplomalarıyla iş aramakta ve ne yazık ki iş bulmakta zorlanmaktadır. Tüm bu gerçekler, mesleki eğitimin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Eğitimin her kademesinde yönlendirme süreci sağlıklı bir şekilde yürütülmeli; meslek liseleri hem teşvik edilmeli hem de başarılı öğrencilerin bu okulları tercih etmesi desteklenmelidir. Öte yandan, okullaşma oranları okul öncesinde yüzde 84,26, ilkokulda yüzde 95,03, ortaokulda yüzde 91,45, ortaöğretimde 87,97, yükseköğretimde yüzde 42,72’dir. Okullaşma oranlarının yüzde 100 seviyesine ulaşması ve tüm çağ nüfusunun eğitim alması, en önemli taleplerimizden biridir. 2024 OECD Bir Bakışta Eğitim Raporuna göre, öğrenci başına eğitim kurumlarına yapılan toplam harcama okul öncesinde Türkiye’de 3.930 dolar iken, OECD ortalaması 11.735 dolar; ilkokulda Türkiye’de 4.038 dolar iken, OECD ortalaması 11.902 dolar; ortaokulda Türkiye’de 4.194 dolar iken, OECD ortalaması 13.528 dolar; ortaöğretimde Türkiye’de genel programlarda 3.424 dolar iken, OECD ortalaması 12.314 dolar; mesleki programlarda Türkiye’de 6.308 dolar iken, OECD ortalaması 14.646 dolar; yükseköğretimde Türkiye’de 10.657 dolar iken, OECD ortalaması 20.499 dolardır. Öğrenci başına yapılan harcama oranı OECD ülkeleri düzeyine çıkarılmalıdır. Mayıs ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 25.092 TL, yoksulluk sınırı ise 81.734 TL’dir. Yıllık enflasyon ise yüzde 35,41 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu durumda, eğitim çalışanları yoksulluk sınırında maaş almaktadır. Artan enflasyon, hayat pahalılığı ve eriyen ücretler, idarecilerden öğretmenlere, yardımcı personelden memurlara kadar tüm eğitim çalışanlarını olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu noktada, çalışanları enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak için ek zam yapılması, refah payının kalıcı hale getirilmesi ve enflasyon oranının maaşlara aylık olarak yansıtılması gerekmektedir. Ayrıca, ek ders ücretlerinin %100 oranında artırılması, tüm ilave ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması ve ücretli öğretmenler de dahil olmak üzere tüm öğretmenlere her nöbet görevine karşılık ek ders ücreti verilmesi önemlidir. Her yıl Eğitim-Öğretim Yılı başında sadece öğretmenlere ödenen Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına bir asgari ücret tutarında ödenmelidir. Bu, eğitim çalışanlarının motivasyonu açısından büyük önem taşımaktadır. Okullarımızda, memur, hizmetli ve güvenlik görevlisi ihtiyacı çok fazladır. MEB, eğitimde tasarruf yapılamayacağı gerçeğini göz önünde bulundurmalı ve eğitim-öğretim hizmetlerinin daha verimli ve nitelikli bir şekilde yürütülebilmesi için personel ihtiyacını karşılamalıdır. Ayrıca, yardımcı hizmetli personel alımları, işlerin aksatılmaması adına ‘kadrolu’ olarak yapılmalıdır. Bu minvalde bir yıl boyunca özveriyle görev yapan öğretmenlerimiz başta olmak üzere tüm kıymetli eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize mutlu bir tatil dönemi diliyoruz. Ayrıca bu hafta sonu yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda ter dökecek öğrencilerimize başarılar diliyoruz."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsunspor’dan "bahis" soruşturması açıklaması Samsunspor maçı ile alakalı olarak, "Ne kulüp olarak ne yöneticiler ne de oyuncularımız bazında böyle bir soruşturmaya söz konusu olan taraf değiliz. Kaldı ki dikkatlice incelendiğinde görülecek ki o maçın içerisinde bahis oynayan ve kazanan 6 kişinin üzerinden yürütülen bir soruşturma" dedi. Son bahis soruşturmasında incelemeye alınan Kasımpaşa-Samsunspor maçı hakkında açıklamalarda bulunan Veysel Bilen, "Dün başlatılan yeni bahis soruşturması kapsamında geçen sezon oynanan Kasımpaşa-Samsunspor maçı da bu bağlamda bahis oynayanlar açısından dikkate alınan ve bu soruşturma kapsamına giren bir konu oldu. Samsunspor kulübümüzle ilgili olarak asla ve kata bu soruşturmanın bir tarafında biz yokuz. Onu net söylüyorum. Ne kulüp olarak ne de yöneticiler bazında ne de oyuncularımız bazında böyle bir soruşturmaya söz konusu olan taraf değiliz. Kaldı ki dikkatlice incelendiğinde görülecek ki o maçın içerisinde bahis oynayan ve kazanan 6 kişinin üzerinden yürütülen bir soruşturma bu" diye konuştu. "Açılmış ve açılacak her davada alnımız ak, yüzümüz pek" Yasalara ve hukuka bağlı bir kulüp olduklarına değinen Veysel Bilen, "Maalesef bazı basın yayın kuruluşlarında ve organlarında Samsunspor da bu olayın içerisindeymiş gibi yapılan yorumlar, haksız ve mesnetsiz bir biçimde başkanımızın isminin zikredilmiş olması gerçekten kelimelerle ifade edilmeyecek kadar yanlış bir davranış. Samsunspor olarak her dönem yasalara bağlı, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu inancımızı sonuna kadar sürdürerek açılmış ve açılacak her türlü soruşturmada ve davada alnımız ak, yüzümüz pak şekilde devletimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Ederiz de. Bu konuda başkanımızın kesin talimatı, bugün değil ilk şirketleştiğimiz günde verilmiştir. Asla ve kata ‘Biz ne Türkiye Futbol Federasyonu’nun talimatlarına ne yasalara ne kanunlara ne yönetmeliklere aykırı bir işlemin içinde olmayacağız. Devlete bir kuruş borcumuz olmayacak.’ Çok şükür bugün devlete bir kuruş borcu olmayan ve bugüne kadar da hakkımızda en ufak bir şüphe dahi uyanmamış bir kulübüz. Ama bizim bu tertemiz mazimize ve bugünkü şartlarda futbolun içinde bu kadar temiz kalmaya çalışmamıza rağmen belli çevreler, başkanımızın iş hayatını dahi olayın içine katmaya çalışıp suyu bulandırmak istiyorlar. Hukuksal olarak biz bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu hukuki merciler nezdinde talep ettik. Zaten dosyada gizlilik var. Gizlilik kararı olduğu için biz de taraf olmadığımızdan herhangi bir bilgi sahibi değiliz. Ama istenildiği takdirde her türlü desteği vereceğimizi hem beyan ettik hem de yazılı olarak başvurduk" şeklinde konuştu. "Thomas Reis ile bu sezon da önümüzdeki sezonlarda da devam edeceğiz" Teknik Direktör Thomas Reis’in, "Henüz anlaşma sağlamadık" yönündeki açıklamalarına da değinen Bilen, "Her şey kâğıdın üstünde yazılı imzayla değil. Birincisi, gönül imzası var mı? Huzurlu bir ortam var mı? Çalışıyor mu? Bugün buradayız, yarın hiçbirimiz burada olmayabiliriz. Başkanımızın ifade ettiği gibi biz Thomas Reis ile bu sene de önümüzdeki sezonlarda da devam edeceğiz. Hocanın da buna bir itirazı yok. Hocanın söylediği orada şu; bir kontrata imza attınız mı şeklinde bir algılama olduğu için, yoksa kendisi sonradan düzeltti. ‘Benim burada bir mutsuzluğum yok, ben burada mutluyum, kalbimle gönül bağım var, devam edeceğim’ diye. Günü geldiği zaman da başkanımızın yoğun trafiği nedeniyle o imza töreni gerçekleşmedi. Yoksa onun ötesinde bir sorun yok" ifadelerini kullandı.
Gaziantep 25 Aralık Panorama Müzesi’ne ziyaretçi akını Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi, Gaziantep’in kurtuluş gününün kutlandığı hafta boyunca ziyaretçi akınına uğradı. Tarihle sanatı başarıyla harmanlayan, Fransız işgaline karşı verilen destansı Antep Direnişi’ni tüm gerçekliğiyle gözler önüne seren 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi, 25 Aralık Kurtuluş Günü dolayısıyla 5 gün boyunca toplam 10 bin ziyaretçiyi ağırladı. Millî Mücadele ruhunu gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi, Gaziantep’in kurtuluş destanını panoramik anlatım, etkileyici görsel efektler ve tarihî canlandırmalarla sunarak büyük ilgi görüyor. Özellikle öğrenciler, aileler ve tarih meraklılarının yoğun ilgi gösterdiği müze, ziyaretçilerine hem duygusal hem de öğretici bir deneyim yaşatıyor. Bu yönüyle kentin kültürel ve tarihî hafızasına önemli katkılar sağlıyor. Resim çalışmaları, ünlü Rus ressam Alexander Samsanov tarafından 4 yıl süren bir çalışmayla tamamlanan 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi’nde, 14 yağlı boya tablo, 3 diorama ve 13 metre yüksekliğinde, 122 metre uzunluğunda, 1.586 metrekarelik alana sahip, tuval ağırlığı 2.379 kilogram olan yağlı boya panoramik resimler yer alıyor. Müzede sergilenen eserlerin önemli bir bölümü ise Antep Harbi şehit ve gazi yakınları tarafından bağışlandı.
Bursa BURTOM Sağlık Grubu 2026 rotasını belirledi BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü, 2026 stratejik planında öncelikli gündem maddesinin sağlık turizmi olacağını belirterek, uluslararası hasta departmanının kapasitesinin artırılmasının hedeflendiğini, ayrıca demografik değişimleri dikkate alarak, yaşlı bakım ve geriatri alanındaki entegre tesis yatırımları için fizibilite çalışmaları sürdüreceklerini söyledi. Küplü, 10 yıllık projeksiyonda ise BURTOM’u, konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri üreten, teknolojiyi merkeze alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı. Başta Bursa olmak üzere yaklaşık 15 ildeki tıbbi görüntüleme ve tanı merkezleri, tıp merkezleri ve diğer sağlık birimleriyle ayda 200 bini aşkın kişiye hizmet veren BURTOM Sağlık Grubu, 2025 yılını kurumsal yapısını güçlendirdiği, hizmet standardını yükselttiği ve operasyonel verimliliğini maksimuma taşıdığı bir "konsolidasyon dönemi" olarak tamamlarken, 2026 yılında verimlilik esaslı bir büyüme stratejisi izleyerek, tüm paydaşlar için değer oluşturan, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonunu kararlılıkla sürdürecek. BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü, 2025 performansını ve 2026 vizyonunu değerlendirirken, hem kurumun hem de Türkiye sağlık sektörünün geleceğine dair mesajlar verdi. 2025 kurumsal sürdürülebilirliğin pekiştiği yıl 2025’in BURTOM için özel bir anlam taşıdığını belirten Serdar Küplü, 30. yılın yalnızca geçmiş başarıların kutlandığı bir dönem olmadığını vurgulayarak, "Bu yılı, kurumsal yapının güçlendirildiği, hizmet kalitesinin standardize edildiği ve operasyonel verimliliğin en üst seviyeye taşındığı stratejik bir dönem olarak ele aldık. Hedeflerimize ulaştığımız ve kurumsal sürdürülebilirliğimizi pekiştirdiğimiz bir yıl oldu" dedi. Aylık 200 bin kişiyi aşan hasta trafiğinin ciddi bir yönetim ve altyapı gerektirdiğini belirten Küplü, 2025’te sadece tedavi edici hizmetlerde değil, koruyucu sağlık ve erken tanı alanlarında da talebin hızla arttığını, bu nedenle teknolojik altyapı ve insan kaynağının eş zamanlı güçlendirildiğini ifade etti. Dijital dönüşüm ve insan kaynağında yeni seviye BURTOM’un 30. yıl kapsamında yalnızca teknolojik modernizasyon değil, insan kaynağının gelişimine yönelik de önemli adımlar attığını, dijital dönüşüm yatırımlarını, kurumsal eğitim ve gelişim programlarıyla birlikte yürüttüklerini belirten Serdar Küplü, "Personelimizin yetkinliklerini artıran eğitim programları, şeffaf yönetim yaklaşımı ve adil performans sistemi; kurumsal aidiyeti güçlendiren en önemli unsurlar. Bu sayede personel devir hızımız sektör ortalamasının altında seyrediyor"ifadelerini kullandı Küplü, yaşanan zorlu ekonomik şartlarda büyümeyi sürdürebilen BURTOM’un başarısının arkasında finansal disiplin, rasyonel yönetim ve orta-uzun vadeli stratejik planlama bulunduğunu, mevcut konjonktürde kısa vadeli çözümler yerine sürdürülebilir planlamaya bağlı kaldıklarını ve verimliliği artıran alanlara odaklandıklarını vurguladı. 2026 sağlık turizminde hamle ve yaşlı bakımında yeni yatırımlar BURTOM’un 2026 yatırım programında önceliği sağlık turizminin oluşturduğunu bildiren Küplü, uluslararası hasta departmanının kapasitesini artıracaklarını belirterek şunları söyledi: "Sağlık turizmi bizim için stratejik bir büyüme alanı. 2026’da bu alanda daha büyük bir uluslararası erişim hedefliyoruz. Ayrıca, demografik değişimleri dikkate alarak yaşlı bakım merkezleri ve geriatri odaklı entegre tesisler için de fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz." Yeni merkezler ve kapasite artışı gündemde BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü açıklamasında, yaklaşık 15 ilde faaliyet gösteren grubun 2026’da büyüme stratejisinin "verimlilik esaslı genişleme" üzerine kurulu olduğunu, mevcut merkezlerde teknolojik donanım ve hizmet kapasitesinin artırılmasının öncelikli hedef olarak belirlendiğini, bunun yanı sıra stratejiyle uyumlu yeni lokasyon yatırımlarının da gündemde olduğunu aktardı. Küplü, 850 kişilik kadrosu bulunan BURTOM’un, 2026’da istihdam politikasını nitelikli ve yetkinlik bazlı bir yaklaşımla yöneteceğini dile getirerek, "Sayısal büyümeden ziyade, spesifik uzmanlık alanlarında nitelikli sağlık profesyonellerinin organizasyonumuza katılmasını hedefliyoruz" diye konuştu. Küplü, "30 yıllık kurumsal hafızamızla, etik değerlerden ödün vermeden hizmet üretmeye devam edeceğiz. Tüm paydaşlarımız için değer oluşturan, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonumuzu kararlılıkla sürdüreceği" dedi. Gelecek 10 yılın vizyonu, entegre sağlık ekosistemi BURTOM’un 10 yıllık projeksiyonuna ilişkin bilgi de veren Küplü, BURTOM’u konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri geliştiren, teknolojiyi merkezine alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı. Sağlık sektörüne yönelik değerlendirmede de bulunan Küplü, 2025’i Türkiye sağlık sektörü açısından "Sürdürülebilirlik Sınavı" olarak tanımladı. Medikal enflasyonun sektörün en önemli sorunu olduğunun altını çizerek, 2026 için öne çıkan riskler arasında nitelikli insan kaynağı kıtlığı, artan işgücü maliyetleri ve döviz dalgalanmalarına bağlı medikal gider risklerinin olduğunu anlattı. Bunlara rağmen 2026’nın Türkiye için tarihi bir fırsat barındırdığını da vurgulayan Serdar Küplü, "Sağlık turizminde artık giriş seviyesi işlemlerden kompleks tedavilere geçiyoruz. Türkiye, 2026’da ‘ucuz alternatif’ değil, ‘kaliteli sağlık merkezi’ olarak konumlanabilir" diye konuştu.
Kayseri Büyükşehirin karla mücadele ekipleri tam kadro sahada Kayseri Büyükşehir Belediyesi, kentte etkisini gösteren kar yağışıyla birlikte Kayseri genelinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması adına merkez ve ilçelerde toplam 156 araç ve 421 personel ile kar küreme ve temizleme çalışmalarını yürütüyor. Büyükşehir Belediyesi, Kayseri ve çevresinde etkisini gösteren kar yağışıyla birlikte yağış öncesi aldığı tedbirler kapsamında anında karla mücadele çalışmalarına başladı. Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, sorumluluk alanında bulunan 598 kırsal mahalle yolunda, toplam 3 bin 477 kilometrelik yol ağında 148 personel ve 85 araç ile karla mücadele çalışmalarını yürütüyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ekipleri; greyder, kar küreme, yükleyici ve tuzlama araçlarıyla özellikle yüksek kesimler, ulaşımı zor bölgeler ve kritik güzergâhlarda 7 gün 24 saat esasına göre görev yapıyor. Kar yağışının başladığı andan itibaren mahalle yolları ve bağlantı yollarında hızlı ve etkin bir şekilde başlayan müdahale hummalı şekilde sürüyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ekiplerince ayrıca, muhtarlar ve ilgili kurumlarla koordinasyon sağlanarak, kırsal mahallelerde ulaşımın kesintisiz sürdürülmesi hedefleniyor. Fen İşleri Daire Başkanlığı ise kent merkezinde ulaşımda herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için 201 personel ve 71 araçla karla mücadele çalışmalarını yürütüyor. Öte yanda Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı’na bağlı ekipler de Cumhuriyet Meydanı, çarşı içi, Hunat bölgesi, balıkçılar önü, millet bahçesi ve çevresi, valilik, Seyyid Burhaneddin Mezarlığı ve çevresi, raylı sistem hattı yaya geçitleri, Erciyes dağı mıntıka bölgesi ve Mustafa Kemal Paşa Bulvarı yürüyüş yollarında 72 personel ile kar temizleme çalışması yapıyor. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, karla mücadele ekiplerinin, kar yağışının başlamasıyla kent genelinde yaşanması muhtemel herhangi bir olumsuzluğa fırsat vermemek adına teyakkuz halinde olduğunu ve alınan tedbirler kapsamında ekiplerin günün ilk saatlerinde etkisini göstermeye başlayan kar yağışı ile birlikte anında çalışmalara başladığını kaydetti. Başkan Büyükkılıç, "Bereket olarak nitelendirdiğimiz kar yağışında hemşehrileirmizin güvenliği ve ulaşımda sorun yaşanmaması için tüm ekiplerimiz sahada ve her türlü duruma hazırlıklıyız" dedi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, karla mücadele çalışmalarında koordineli bir şekilde hareket ederek, olumsuz hava şartlarının şehre etkilerini en aza indirmeyi amaçlıyor.
Sivas Trendyol 1. Lig: Özbelsan Sivasspor: 2 - Bandırmaspor: 0 Trendyol 1. Lig’in 19. haftasında Özbelsan Sivasspor, evinde karşılaştığı Bandırmaspor’u 2-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar 3. dakikada sağ kanatta topla buluşan Kamil Fidan, pasını Murat Paluli’ye aktardı. Murat Paluli, topu düzelterek sert vuruşunda kaleciyi geçemedi. 71. dakikada ceza sahası içine ilerleyen Murat Paluli, topu kale alanındaki Bekir Böke’ye aktardı. Hızlı giden topa kayarak vuruş yapan Bekir Böke, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. 1-0 78. dakikada Cihat Çelik’in pasında savunma arkasına sarkan Ethemi’nin ceza sahası içinde rakibini çalımlayarak yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlara gitti 2-0 Hakemler: Erdem Mertoğlu, Selahattin Altay, Kerem Kalkan Sivasspor: Göktuğ Bakırbaş, Murat Paluli, Okan Erdoğan, Özkan Yiğiter (Avramovski dk. 65), Emirhan Başyiğit, Uğur Çiftçi, Kamil Fidan, Charisis, Cihat Çelik, Ethemi (Kimpioka dk. 90), Badji (Bekir Böke dk. 65) Yedekler: Yiğit Baynazoğlu, Mehmet Albayrak, Malle, Feyzi Yıldırım, Mehmet Talha Şeker, Çağlayan Menderes, Savaş Ala Teknik Direktör: Mehmet Altıparmak Bandırmaspor: Arda Özçimen, Tolga Kalender, Atınç Nukan, Enes Aydın (Muhammed Gümüşkaya dk. 76), Rahmetullah Berişbek, Hikmet Çiftçi, Bacuna (Enes Çinemre dk. 86), Mücahit Albayrak, Topalli (Emirhan Acar dk. 63), Tanque (Samake dk. 76), Kehinde (N’dongala dk.63) Yedekler: Akın Alkan, Yiğit Zorluer, Cem Türkmen, Yusuf Can Esendemir Teknik Direktör: Mustafa Gürsel Goller: Bekir Böke (dk. 71), Ethemi (dk. 78) (Sivasspor) Sarı kartlar: Kehinde (Bandırmaspor), Emirhan Başyiğit, Kamil Fidan (Sivasspor)