EKONOMİ - 17 Aralık 2023 Pazar 11:13

Yüksek emekli aylığı için tarihe dikkat: Emeklilik dilekçesi hangi ayda verilmeli

A
A
A

Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, enflasyonun yüksek olduğu yıllarda emeklilik dilekçesinin verilme tarihi aylık bağlama oranlarında değişiklik oluşturduğunu belirterek, enflasyonun yüksek olması takdirinde yeni yılda emeklilik dilekçesinin verilmesinin daha avantajlı olduğunu ifade etti.

Enflasyonun yüksek olduğu yıllarda emeklilik dilekçesinin verilme tarihi ilk bağlanacak emekli aylığını önemli ölçüde etkiliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) emekliye ayrılan çalışanların aylıklarını bağlarken, emekli olacak kişinin çalışma yaşamı boyunca kuruma bildirilen prime esas kazançlarına, prim ödeme gün sayısına ve aylık bağlama oranına göre işlem yapmakta. Fakat enflasyonun yüksek olduğu yıllarda emeklilik dilekçesinin verilme tarihi de bağlanacak ilk aylığın tutarı bakımından önem taşımakta. Prim günü, prime esas kazancı, aylık bağlama oranı aynı olan iki kişiden biri aralık ayından önce, diğeri yeni yıla ilk ayı olan ocak ayından sonra dilekçe vermesi takdirinde bağlanan emekli aylıkları arasında farklar ortaya çıkmakta. Bu çerçevede 2021 aralık ayı ile 2022 ocak ayında emekli olan prime esas kazancı, aylık bağlama oranı aynı olan iki kişinin emekli aylıkları arasında yüzde 9 oranında fark oluştu.

Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuşan Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, emeklilik aylıkların neye göre oluştuğunu ve oluşan farkların nedenlerini değerlendirdi. Karakaş, yılbaşından önce ve sonra verilen emeklilik dilekçelerinin ne gibi farklar oluşturduğu ve bu farkların emekli aylıklarına nasıl yansıdığı konusunun vatandaşların en çok merak ettiği konuların başında olduğunu ifade etti.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) aylıkları hesaplarken prime esas kazançlarına, prim ödeme gün sayısına ve aylık bağlama oranını dikkate aldığını belirterek, “Çalışırken her ay SGK’ya bildirilen maaşınız, fazla mesainiz, tüm ücretlerin toplamı baz alınıyor. Kazançlarınızın yüksek olması da bağlanacak olan maaşın yüksek olup olmaması açısından bir numaralı etken. Yine prim ödeme gün sayınız. Yani kaç yıl hizmetiniz var, ne kadar prim gün sayınız var, 7 bin gün mü, 8 bin gün mü, 9 bin gün mü, 10 bin gün mü? Bunlar son derece etkilidir. Özellikle 2008 yılından sonra girişi olanlar için ne kadar çok çalışması olursa, aylık bağlama oranı da yüksek oluyor. Dolayısıyla maaşlar da yüksek oluyor” ifadelerini kullandı.

Emekli aylıklarının belirlenmesinde dikkate alınan bir diğer etkenin aylık bağlama oranı olduğunu ifade eden Karakaş, “Sosyal güvenlik kurumu, emeklilik maaşı bağlanması ile ilgili sisteme baktığımız zaman güçlü bir ayrımın söz konusu olduğunu görüyoruz. Birincisi 2000 yılı öncesi çalışmalar. Burada aylık bağlama oranı çok yüksek. 2000 ile 2008 yılı arasına geldiğimiz zaman aylık bağlama oranı biraz düşüyor. 2008 yılından sonra aylık bağlama oranı tamamen düşüyor. Dolayısıyla SGK maaş hesaplaması yaparken bu karma sistem üzerinden maaş bağlanıyor” açıklamasında bulundu.

Yüksek emekli aylığı için tarihe dikkat: Emeklilik dilekçesi hangi ayda verilmeli

Kamu çalışanları ile özel sektöre çalışanları arasındaki yıl farkı

Karakaş, özel sektör çalışanları ile kamu çalışanları arasında yıl kavramında farklılığın olduğunu belirterek, “Özel sektöre işçilerinin 1 Ocak 2023 ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında dilekçe verildiği zaman 2023 yılı içerisinde dilekçe verilmiş oluyor. Fakat kamu sektöründe maaşlar genelde ayın 15’inde alındığı için yıl 15 Ocak 2023’te başlıyor 14 Ocak 2024’te bitiyor. Dolayısıyla özel sektör işçileri için 31 Aralık 2023 tarihi ve öncesinde verdikleri takdirde maaşları farklı hesaplanacak. Ama 1 Ocak 2023’ten sonra verdikleri takdirde maaşlarının hesaplanması farklı olacak. Ancak kamu işçilerine baktığımız zaman 31 Aralık 2023 günü geçse bile 14 Ocak 2024 tarihine vermeleri halinde yine 2023’e göre maaşları hesaplanacak” bilgilendirmesinde bulundu.

“Özel sektör işçilerinin 1 Ocak 2024 tarihinden sonra direkçe vermesi daha avantajlı”

Emekli aylıklarının bağlanmasında, mevcut etkenlerin dışında enflasyonun da önemli bir etken olduğunu dile getiren Karakaş, “Enflasyon oranı kasım ayı itibariyle yıllık yüzde 61,98’e ulaştı. Yine orta vadeli planda büyüme yani gelişme hızı dediğimiz oran yüzde 4,4 oldu. Bütün SSK’lılar ve Bağ-Kurlar için genelleme yapmak elbette ki yanlış. Ancak genel olarak bir değerlendirme yaptığımızda, aralık ayı enflasyonu da ortaya çıktığı zaman ve bu oran yüzde 65’in üzerinde ve büyüme oranı da yüzde 4,4 ve üzeri olduğunda, özel sektör işçilerinin 1 Ocak 2024 tarihinden sonra direkçe vermelerinin daha avantajlı olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

“Enflasyon oranı yüksek olursa yeni yılda dilekçe vermek daha avantajlı”

Karakaş, yıl sonu enflasyon beklentilerinin yüzde 67,22 olduğunu hatırlatarak, “Aralık ayı enflasyonu yüksek çıkarsa, yani yüzde 4, yüzde 5, yüzde 6 gibi çıkarsa, tekrar söylüyorum, kişi özelinde değerlendirmek gerekiyor, ancak genel olarak ocak ayında dilekçeyi verenler daha avantajlı olacaktır. Enflasyon yüzde 65 civarında olduğu zaman geçen yılki gibi çok büyük bir fark çıkmayacağını öngörüyoruz. Ancak enflasyon oranı, beklenti anketlerinde olduğu gibi yüzde 67 veya daha yüksek olduğu zaman elbette ki fark açılacaktır” açıklamasında bulunundu.

“Kıdem tazminatı tavan ücretinde yüzde 50’lik artış olabilir”

Emekli olacak çalışanların yeni yılda alacakları kıdem tazminatlarında da farklılıklar olacağını dile getiren Karakaş, şu ifadelere yer verdi:

“Şu andaki kıdem tazminatına baktığımız zaman 23 bin 498 lira olduğunu görüyoruz. Yani aralık ayında emekli olacak bir işçi, maaşı 50 bin lira da olsa 60 bin lira da olsa kıdem tazminatı 23 bin 498 lira olacak. Bunun üzerinden hesaplama yapılacak. Yine asgari ücret üzerinden çalışan için 13 bin 414,50 lira üzerinden kıdem tazminatı hesaplanacak. Ancak Ocak ayına geldiğimiz zaman, şu anda ki asgari ücretin en az yüzde 50 civarında artması beklentisi de söz konusu. Dolayısıyla Ocak’ta emekli olunduğu takdirde, asgari ücretli olanlar için söylüyorum, asgari ücret üzerinden maaş hesaplanacağı için neredeyse kıdem tazminatları yüzde 50 oranında bir artış söz konusu olacak. Yine çok yüksek maaş alanlar, işçilerin ise, şu anda 23 bin 498 lirayı tavan üzerinden almalarına karşın, enflasyon verilerini göz önünde bulundurduğunda, memur maaş katsayıları dikkate alındığı için kıdem tazminatı tavanında yüzde 50 gibi bir artış söz konusu olacak. Böylece 35 bin lira civarında bir tavan söz konusu olacak.”

Kemal Diri - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de ’Yörük Göçer Kültür Kalır’ şöleni Mersin’de ’Yörük Göçer Kültür Kalır’ şöleni çerçevesinde yaşam tarzı, gelenekler, el sanatları ve kültürel değerler tanıtıldı. Yörük kültürüne özgü çadırların kurulduğu, geleneksel objeler ve günlük yaşam görsellerinin sergilendiği şölende yapılan defile de nostaljik bir kültürel yolculuğa sunuldu. Akdeniz Mesleki Eğitim Merkezi ev sahipliğinde Mersin Halk Eğitim Merkezi desteğiyle Yörük kültürünü tanıtmak amacıyla ’Yörük Göçer Kültür Kalır’ şöleni düzenlendi. Okulun bahçesinde kurulan kıl çadırında yer aldığı şölende Yörük kıyafetlerinin sergilendiği defile düzenlendi. Yörük kültürüne özgü kıyafetler, el emeği ürünler ve yöresel unsurlar tanıtıldı. Halk oyunları ekiplerinin gösterileri ve kurulan stantlar ilgi görürken geleneksel objeler de tanıtıldı. Yörük poşusunun da katılımcılara hatıra olarak verildiği program, öğrenciler ve velilerin de katılımıyla yoğun ilgi gördü. "Bu kültürü yaşatabilmenin en güzel yolu da usta öğreticilerimize düşüyor" Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürü Saim Demir, Yörük kültürünün korunmasının önemine dikkat çekti. Demir, "Günümüzde neredeyse dağlarda ve köylerde Yörükler kalmadı. Herkes büyükşehirlere indi. Bu kültürü yaşatabilmenin en güzel yolu da usta öğreticilerimize, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize düşüyor. Bu çalışmaları okullarımızın ve halk eğitimlerimizin içerisine taşıyabilirsek, kültürümüzü yok olmaktan kurtarabiliriz. Yörük deyince akla sürekli göç eden bir topluluk geliyor, oysa bizim de köylerimiz var. Yörükler yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için yüksek dağlara çıkar, kıl çadırlar kurarak yaşamlarını sürdürürler" dedi. "Yörük kültürünü tanıttık" Öğrencilerin sadece mesleki becerilerle değil kültürel değerlerle de donatılmasının önemine vurgu yapan Akdeniz Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Mete Harun ise, "Bugün burada öğrencilerimize sadece mesleki beceri kazandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kendi millî kültürlerini ve geleneklerini tanımaları amacıyla bir etkinlik düzenledik. Bu kapsamda öğrencilerimize Yörük kültürünü tanıttık. Yörük kültürü, Türk milletinin en eski ve köklü kültürlerinden biridir. Amacımız, öğrencilerimizin hem mesleki anlamda gelişmelerini sağlamak hem de kültürlerini tanıyarak vatanına ve milletine faydalı bireyler olarak yetişmelerine katkı sunmaktır. Güzel ve anlamlı bir etkinliğe imza attığımızı düşünüyoruz" diye konuştu.
Denizli Sırıklı sakinlerinden 2 bin kişilik keşkek hayrı Denizli’nin Bekilli ilçesine bağlı Sırıklı Mahallesi sakinleri tarafından Denizli Adalet Parkında 2 bin kişilik keşkek hayrı gerçekleştirdi. Denizli’nin Bekilli ilçesine bağlı Sırıklı Mahallesi sakinleri tarafından Denizli Adalet Parkında gerçekleştirilen 2 bin kişilik keşkek hayrına yoğun katılım oldu. Hayır yemeğine Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Bekilli Belediye Başkanı Önder Demir, AK Parti Denizli İl Başkan Muhammet Subaşıoğlu, Denizli Turizm İl Müdür Adem Özel, mahalle sakinler ve çok sayıda davetli katıldı. Sırıklı Mahallesi’nin, Denizli’ye en uzak ve Uşak iline sınır mahalle olduğuna dikkat çeken hayır yemeği tertip üyesi Olcay Şen, mahallenin ortak değerlerini bir arada tutmak ve şehir merkezinde yaşan mahalle sakinlerini bir araya getirmek için bu etkinliklerin devam edeceğini belirterek "Denizli ili Bekilli İlçesi’ne bağlı Sırıklı Mahallemiz, Uşak iline sınırdır. Mahallemizin çoğunluğu göç ile Denizli’ye taşındığı için, bizde Denizli’de bu etkinliği yapmaya karar verdik. Özellikle yeni nesillerin bir arada olması ve daha çok tanışması ve kaynaşması için bu tür etkinliklerimiz devam edecektir. Zamanla mahallemizin, yöremizin değerlerini de ilimizde tanıtmaya, yöresel ürünlerimizi tattırmaya gayret edeceğiz. Çeşit çeşit tadı, rengi, kokusu olan yöremize ait kavunlarımızı, üzümlerimiz, çeri domateslerimiz, buğday gavurgamızı daha çok tanıtmak ve tattırmak öncelikli hedefimizdir. Bizlerin her zaman yanında olan değerli başkanlarımıza ve davetlilerimize bizleri yalnız bırakmadığı için teşekkür ederiz" dedi.
Aydın Eşinin boğazını keserek öldüren koca, yeniden serbest bırakıldı Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 3 yıl önce 2 aylık eşinin boğazını keserek öldüren ve geçtiğimiz günlerde mahkemenin ’akli dengesinin yerinde olmadığı’ kararıyla serbest bırakılan ve gelen tepkilerin ardından yeniden tedaviye alınan Mustafa A., yaklaşık bir buçuk aylık sürecin ardından yeniden serbest bırakıldı. Olay, 31 Ağustos 2022’de Koçarlı ilçesi Satılar Mahallesi Demiroluk Yaylası mevkiinde meydana gelmişti. Necla A. (32), Koçarlı ilçesinde yaşayan Mustafa A. (33) ile 26 Haziran 2022’de evlenmişti. Henüz elindeki gelin kınası çıkmayan genç kadın, 2 aylık evliyken korkunç bir cinayete kurban gitmişti. Nişanlılık ve düğün esnasında psikolojik rahatsızlığı gizlendiği iddia edilen eşi Mustafa A. tarafından boğazı kesilerek öldürülen Necla A., gözyaşları arasında toprağa verilmişti. Yaşanan olayın ardından Mustafa A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yaklaşık 3 yıldır hapiste olan Mustafa A. hakkında ’akli dengesinin yerinde olmadığı’ yönünde rapor düzenlendi. Mahkeme, raporu dikkate alarak şahsın cezai ehliyeti bulunmadığına ve cezaevinden tahliye edilmesine karar verdi. Alınan kararın ardından Necla A.’nın ailesi karara itiraz etti. Yapılan itirazın kabul edilmesinin ardından İzmir İnfaz Hakimliği tarafından Mustafa A. hakkında tahliye kararı kaldırıldı. Mustafa A. yapılan çalışmalar neticesinde yakalanarak yüksek güvenlikli hastaneye sevk edildi. Yaklaşık bir buçuk aydır Kocaeli’nde tedavi gördüğü öğrenilen Mustafa A.’nın, yeniden serbest bırakıldığı öğrenildi.
Bursa Genetik testler kalp hastalıklarında erken teşhisin anahtarı Kalp hastalıkları, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Prof. Dr. İlhan Sezgin, genetik testlerin kalp hastalıklarının erken teşhisi, önlenmesinde giderek daha kritik bir rol üstlendiğini vurguladı. Medicana Bursa Hastanesi Genetik Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İlhan Sezgin, kalp hastalıklarının yalnızca hayat tarzı ve çevresel faktörlerle değil, aynı zamanda genetik yatkınlıkla da yakından ilişkili olduğunu belirterek şunları söyledi; "Kalp hastalıkları; genetik, çevresel etkenler ve yaşam biçiminin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Ancak bazı bireylerde genetik faktörler, kalp hastalıkları riskini belirgin şekilde artırabilmektedir." Ailevi hiperkolesterolemi, koroner arter hastalığı, kardiyomiyopatiler ve kalp ritim bozukluklarının genetik temelli olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. İlhan Sezgin, genetik testler sayesinde bu hastalıkların erken dönemde tespit edilebildiğini ifade etti. Sezgin, "Özellikle LDLR, APOB, PCSK9, MYH7, MYBPC3 ve SCN5A gibi genlerdeki mutasyonlar, kalp hastalıklarının gelişiminde önemli rol oynayabiliyor. Bu mutasyonların tespit edilmesi, hastaların erken yaşta önlem almasını ve tedaviye zamanında başlamasını sağlıyor" dedi. Genetik kökenli kardiyomiyopatiler ve aritmilerin, ani kalp durması riskini artırabileceğini belirten Prof. Dr. İlhan Sezgin, özellikle Long QT ve Brugada sendromu gibi kalıtsal ritim bozukluklarında genetik testlerin hayati önem taşıdığını vurguladı. Segin, "Bu testler yalnızca hastayı değil, aile bireylerini de koruyucu sağlık hizmetleri açısından değerlendirme imkânı sunuyor" diye konuştu. Marfan, Noonan, DiGeorge ve Ehlers-Danlos gibi bazı genetik sendromlarda kalp hastalıklarının önemli bir bileşen olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sezgin, bu hastalarda multidisipliner yaklaşımın önemini vurguladı. Sezgin, "Her sendromda kalp tutulumunun tipi ve şiddeti farklı olabilir. Bu nedenle genetik danışmanlık ve düzenli takip büyük önem taşır" şeklinde konuştu. Genetik testlerin, kişiye özel tedavi ve izlem planlarının oluşturulmasına imkan sağladığını belirten Prof. Dr. İlhan Sezgin, sözlerini şöyle tamamladı; "Genetik test sonuçları mutlaka klinik keşifler ve aile öyküsü ile birlikte değerlendirilmelidir. Medicana Bursa Hastanesi olarak, kalp hastalıklarına yönelik genetik çalışmaları başarıyla yürütüyor ve hastalarımıza bilimsel temelli, kişiselleştirilmiş sağlık hizmeti sunuyoruz."
Mersin Mersin’de kırsal mahalle buluşmaları kadın emeğini Çamlıyayla’da buluşturdu Mersin Büyükşehir Belediyesinin ‘Kırsal Mahalle Buluşmaları’ Çamlıyayla Darıpınarı Mahallesi’nde üretici kadınları ve kentlileri bir araya getirirken, kadın emeği stantlarda görünür oldu. Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından üretici kadınları desteklemek amacıyla düzenlenen ‘Kırsal Mahalle Buluşmaları’nın son durağı, Çamlıyayla ilçesine bağlı Darıpınarı Mahallesi oldu. Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer’in de katılım sağladığı etkinlikte; Darıpınarı, Sebil, Kisecik, Yalamuk ve Korucak mahallelerinden gelen üretici kadınlar stant açarak doğal ürünlerini sergiledi. Çamlıyayla’da şenlik havası esti Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, Çamlıyayla’da üretici kadınlarla bir araya gelerek stantları tek tek gezdi ve bölgeye özgü ürünler hakkında bilgi aldı. Şenlik havasında devam eden etkinlikte, Mersin merkez ilçeleri ile Tarsus’tan gelen yaklaşık 250 misafir, hem üretici kadınların ürünlerini yerinde inceleme ve satın alma imkanı buldu hem de mahalle sakinleriyle kaynaşma fırsatı yakaladı. Program kapsamında bisikletli kadınlardan oluşan Amatör Ritim Grubu sahne aldı, davul-zurna ekibi ise etkinliğe renk kattı. Türküler eşliğinde vatandaşlar halaylar çekti; çocuklar da kendileri için hazırlanan etkinlikler ve ikramlarla keyifli vakit geçirdi. Kadın emeğini görünür kılan ve kırsaldaki üretici kadınlarla kentte yaşayan kadınları bir araya getiren bu buluşmalar, kentin farklı mahallelerinde devam edecek. "Kadınlar, üretimleriyle topraklarına sahip çıkıyor" Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, daha önce de birçok kez Kırsal Mahalle Buluşmalarına katıldığını belirterek, bu etkinliklerin üretici kadınların ürettikleri ürünlerin görünür olması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Seçer, "Kırsal Mahalle Buluşmaları tam anlamıyla bir dayanışma etkinliği. Bir tarafta geleneksel yöntemlerle üretim yapan kadınlar, diğer tarafta toprağına sahip çıkan emekçi kadınlar ve kentte yaşayan kadınlar var. Kadınların her alanda görünür olması için bir aradayız" dedi. Kırsal mahallelerdeki kadınların üretimleriyle topraklarına sahip çıktıklarını ifade eden Seçer, "Dünyanın yüzde 75-80’ini küçük aile çiftçileri doyuruyor. Buradaki kadınların tamamı küçük aile çiftçisi. Üretimden vazgeçmemeleri gerekiyor. Kadınların üretime devam etmesi kız çocuklarına umut olacaktır. Bizleri bir araya getiren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer’e, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığına ve bu dayanışmaya katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kırsal Mahalle Buluşmalarımıza devam edeceğiz" Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığına bağlı Gönüllüler Şube Müdürü Hava Güngeç, Kırsal Mahalle Buluşmalarının üretici kadınlarla tüketici kadınları bir araya getiren önemli projelerden biri olduğunu söyledi. Güngeç, "Çamlıyayla Darıpınarı’ndaki stantlarda Sebil, Kisecik, Yalamuk ve Korucak mahallelerinden gelen üretici kadınların doğal ürünleri yer alıyor. Mersin merkezden gelen misafirlerimiz hem ürünleri tadıyor hem de güzel bir kaynaşma ortamı oluşuyor. Projemiz amacına uygun şekilde ilerliyor. Kırsal Mahalle Buluşmalarımıza farklı mahallelerde devam edeceğiz" dedi.
Aydın Aydın İl Sağlık Müdürü Şenkul, hastanenin ilk yatan hastaları ile bir araya geldi Aydın’ın Efeler ilçesinde yapımı tamamlanan ve hasta kabulüne başlanan Aydın Şehir Hastanesi’nde yatışı yapılarak tedavisine başlanan ilk hastalar Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü hastaları olurken, Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul Fizik Tedavi Servisi’ndeki hastaları ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Aydın’ın Efeler ilçesinde yapımı tamamlanan ve ayda ortalama 450 bin hastaya hizmet vermesi planlanan Aydın Şehir Hastanesi, hasta kabulüne başlayarak hizmete girdi. Uzun süredir yapımı devam eden ve kentin sağlık altyapısında önemli bir boşluğu doldurması beklenen hastane ile birlikte Aydın’da sağlık hizmetlerinde yeni bir dönem başladı. İlk yatışı yapılarak tedavi gören hastalar ’Fizik Tedavi’ hastaları oldu Aydın Şehir Hastanesi’nde ilk yatışı yapılarak tedavi gören hastalar Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü hastaları olurken Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul hastaları ziyaret etti. Serviste tedavi gören hastalar ve hasta yakınlarıyla yakından ilgilenen Dr. Şenkul, geçmiş olsun dileklerini ileterek hastalara çiçek ve hediyeler takdim etti. Hastalarla sohbet eden İl Sağlık Müdürü, yeni hastanenin sunduğu imkanlar ve verilen sağlık hizmetleri hakkında görüş aldı. Ziyaret sırasında hastalar ve hasta yakınları, Aydın Şehir Hastanesi’nin ferah ve modern yapısı, odaların temiz ve düzenli oluşu ile sağlık personelinin ilgisinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Hastanenin her ayrıntısının hasta konforu düşünülerek tasarlandığını ifade eden hastalar, emeği geçenlere teşekkür etti. Fizik tedavi polikliniği hekimleri ile Fizik Tedavi Servisi’nde görev yapan sağlık personeliyle de bir araya gelen Dr. Eser Şenkul, yürütülen çalışmaları yerinde inceleyerek özverili hizmetlerinden dolayı personele teşekkür etti ve görevlerinde başarılar diledi.