ASAYİŞ - 10 Nisan 2012 Salı 19:12

DOKTOR VE POLİSE SALDIRDILAR

A
A
A
DOKTOR VE POLİSE SALDIRDILAR

Antalya`nın Alanya ilçesinde kendilerini jiletle yaralayan 2 kişi ile yanlarında bulunan 2 kişi, tedavi olmak için gittikleri hastanede önce doktora, ardından polise saldırdı.
Edinilen bilgiye göre, kendilerini jiletle yaralayan Yusuf A. (26) ve Metin G. (19) ile yanlarında bulunan arkadaşları Ahmet Y.(19) ve Hakan D. (19), tedavi olmak için Alanya Devlet Hastanesi`ne gitti. Alkollü oldukları öne sürülen 4 kişi, önce acil servis doktoru Ömer Faruk Tünay`a saldırdı. Gürültü üzerine acil servise gelen polis memuru Öztürk Ş. de, olaya müdahale ettiği sırada şahısların saldırısına uğradı.
Hastanenin görevli güvenlik görevlileri ve olay yerine gelen polis ekibi tarafından etkisiz hale getirilen 4 kişi, polis merkezine götürüldü. İfadeleri alınan şahıslar, "görevli memura mukavemet, tehdit, hakaret ve kasten yaralama" suçlarından adliyeye sevk edildi. Zanlılardan Ahmet Y. ve Hakan D. savcılıktaki sorgularının ardından serbest bırakılırken, Yusuf A. ve Metin G. ise tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bu bayram sporcusundan diyabet hastasına kadar herkes baklava yiyebilecek Sakarya’da baklava ustası özel olarak getirttiği doğal tatlandırıcı olan prebiyotik lifli stevia kullanarak baklava üretiyor. Yaşlıların, diyabet hastalarının ve sporcuların da baklava yiyebileceğini aktaran tatlı ustası Özcan Kocaman, "Yaşlılarımızın çoğu şeker hastası oldukları için birer tane yiyip kendilerini tatmin ediyorlar ama bunlardan istedikleri kadar yiyebilirler" dedi. Diyabet hastaları, yaşlılar ile sporcular tarafından pek fazla tercih edilmeyen bayramların vazgeçilmezi olan baklavaya, Sakarya’da tatlı dükkanı sahibi Özcan Kocaman yeni bir boyut getirdi. Yaptığı Ar-Ge çalışmalarının ardından Paraguay ve Brezilya bölgelerine özgü bir bitki olan prebiyotik lifli stevia kullanarak sıfır kalorili baklavayı üretti. Tadı gerçeğini aratmayan tatlının kilosu 500, porsiyonu ise 95 liradan satılıyor. "Bu tatlıyı yapmak için 3 yıl uğraştım" Bu baklavayı yapabilmek için 3 yıl uğraş verdiğini söyleyen tatlı dükkanı işletmecisi Özcan Kocaman, "Bu tatlıyı şeker hastaları, diyabet hastaları ve sporcular rahatlıkla yiyebilir. Bu tatlımızı doğal tatlandırıcı stevia ile yapmaktayım. Stevia, Güney Amerika’da yetişen bir bitki. Bitkinin yapraklarından oluşan stevia ile tatlımızı yapmaktayız. Bunun içinde laktozsuz süt kullanıyorum, stevia ve şekersiz sıvı kremşanti var. Bunda şeker oranı sıfırdır. Herkes rahatlıkla yiyebilir ve bunu en çok tercih eden sporcular. İstanbul’dan sporcular sürekli gelip tatlıyı tüketmektedir. Bu bizim burada pek yaygın değil. Yaşlılarımızın çoğu şeker hastası oldukları için birer tane yiyip kendilerini tatmin ediyorlar ama bunlardan istedikleri kadar yiyebilirler. Çünkü bundan şeker oranı sıfırdır. Sütlü ve normal olarak iki çeşit baklava var. Normalde çok pahalı çünkü stevia yurt dışından geldiği için biraz külfetli ama ben bunları normalde kilogram fiyatını 500 TL’den veriyorum. Herkes yesin tadına baksın diye. Bir porsiyonunda yaklaşık 4 tane var ve fiyatı 95 TL" dedi.
Muş Köy çocukları müzik eşliğinde geleneksel oyunlar oynadı Muş Kültür Sanat Spor ve Doğa Derneğinin gönüllü gençleri, köy okulunda eğitim öğretim gören öğrencileri ziyaret ederek, düzenledikleri etkinliklerle mutlu bir gün geçirmelerini sağlıyor. Gönüllü gençler, köylerdeki çocukların yaz tatiline eğlenerek girmesini sağlamak için kendi imkanları ile zorlu coğrafyadaki yerleşim yerlerine ulaşıyorlar. Bu kapsamda merkeze 30 kilometre uzaklıktaki Hasköy ilçesine bağlı Karakütük köyüne giden gönüllüler, burada çocuklarla müzik eşliğinde geleneksel oyunlar oynadı. Çocukların yüzlerini boyayan, palyaço kıyafeti giyerek eğlendiren ve hediyeler dağıtan gönüllüler, şimdiye kadar köylerde okuyan 1000’e yakın öğrenciyi ziyaret ederek etkinlik düzenledi. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Bayrak, bir yıl içerisinde yaklaşık 1000 çocuğa ulaşarak onları mutlu etmeye çalıştıklarını söyledi. Geçmiş yıllardan bu yana sevgi ve hoşgörü temelli faaliyetler inşa ettiklerini belirten Bayrak, “Kültürümüzde, örf ve adetlerimizin bir gereği olarak çocukları sevindirmeye yönelik vicdani çalışmalar ve etkinlikler gerçekleştirdik. Bugün de onlardan birini Hasköy ilçesine bağlı Karakütük köy okulunda yaptık. Buraya gelerek öğrencilerimizle buluştuk, onlara çeşitli hediyeler getirdik ve palyaço getirdik. Palyaçoyla eğlendiler, çeşitli hediyelerimizi dağıttık ve çocuklarla güzel vakit geçirdik. Onlar mutlu, biz de mutluyuz. Bütün etkinliklerimizin devamını da yapmayı planlıyoruz. Bu etkinlik çerçevesinde geçmişten bu yana birçok okula gittik. Özellikle merkez ve ilçelerimize bağlı ilköğretim okullarına gittik. Buralarda da bu tür faaliyetler yaparak şu ana kadar ortalama 1000’e yakın öğrenciyle buluştuk” dedi. Öğrencilerden Hayrunisa Kılıçaslan ise “Okulların tatil olmasına kısa bir süre kala Muş’tan ablalarımız ve abilerimiz geldiler, çeşitli etkinlikler yaptılar, yüzümüz boyadılar ve hediyeler verdiler. Bu bizim için bir karne hediyesi oldu” ifadelerini kullandı. Öğrencilerden Berfin Kılıçaslan da, düzenlenen etkinlik kapsamında ilk defa palyaço ile buluştuklarını ifade ederek çok mutlu olduklarını söyledi.
Giresun Kurban satıcıları, yurtdışı bağışlardan ve marketlerden şikayetçi Giresun Yaylalarında yetişen kurbanlıklar Giresun’da pazara inmeye başladı. Aksu mahallesindeki hayvan pazarında Giresun’un çeşitli ilçelerinden ve yaylalarından gelen hayvanlar pazarda yerini aldı. Kümbet, Kulakkaya ve Bektaş yaylalarında kurban bayramı için yetiştirdikleri hayvanları pazara indiren hayvan sahipleri, yırt dışı kurban bağışlarının ucuz olmasından ve marketlerin de kurban eti satışından şikayetçi. Üniversiteyi yarıda bırakarak baba mesleği hayvan besiciliği yaptığını anlatan Şakir Yılmaz, “Ben hayvancılığın bir geleceği olduğunu düşünerek, üniversiteyi bırakıp baba mesleğim olan hayvancılığa yöneldim. Giresun’un Kümbet Yaylası’nda, Sağrak Yaylası’nda aylardır kurbanlık için beslediğim küçükbaş hayvanlarımı pazara getirdim. Ancak günlerdir bir müşteri bile alıcı çıkmadı. Bunun başlıca nedeni yurtdışı kurban bağışları bizim sattığımız kurbanlıklardan daha ucuz. Bizde saman fiyatına göre, ülkemizdeki ekonomik şartlara göre bir fiyat belirleniyor. Belirlenen fiyata göre ülkemizdeki kurbanlıklar daha pahalı gelince vatandaş da yurtdışına daha ucuz kurban bağışı yapıyor. Bir de artık marketler bile kurban eti satmaya başlamış. Kimse kurbanı alıp uğraşmak istemediği için marketten kurban eti alıp dağıtıyor. Bu da ne kadar caizdir bilemiyorum ama biz besicilere büyük darbe vuruyor” dedi. -Devlet desteğiyle hayvancılığa başladı ama umduğunu bulamadı Devletin genç çiftçi desteğiyle hayvancılığa başladığını ancak, beslediği hayvanların elinde kaldığını ifade eden Kamil Akar ise, “Devlet bana 33 koyun 2 koç verdi ben de hayvancılığa başladım. Borçla saman aldım, aylardır emek harcadım ki kurbanda satar ihtiyacımı karşılarım diye. Bir taraftan hayvancılığa destek verilirken diğer taraftan yurtdışı kurban bağışlarının ucuz olması, marketlerin dahi kurban eti satması, yurtdışından kurbanlıkların getirilmesi bizim gibi girişimcilerin direncini kırıyor. Ben şimdi geldim daha siftah yapmadım. Pazarda bir tane alıcı vatandaş yok. Kurban kesecek kimi arıyorsam çoğu yurt dışı bağışı yapacağını söylüyor. Şimdi devletin desteğiyle hayvancılık yapmaya çalışan ve aylardır kurbanı bekleyen benim gibiler ne yapsın” dedi.