GENEL - 22 Ekim 2016 Cumartesi 14:06

Altemur Kılıç’ın cenazesi İstanbul’a gönderildi

A
A
A
Altemur Kılıç’ın cenazesi İstanbul’a gönderildi

Antalya’nın Alanya ilçesinde bir süredir tedavi gördüğü hastanede 92 yaşında vefat eden gazeteci ve diplomat Altemur Kılıç’ın cenazesi, defnedilmek üzere İstanbula gönderildi.
Kılıç’ın naaşının bulunduğu tabutun üstü Türk bayrağıyla örtülerek tekbir sesleri içerisinde morgdan alınarak cenaze aracına yerleştirildi. Ardından çenaze aracı yine Tekbir sesleri arasında Acil Servis önünde bekleyen eşi Güzide Kılıç’ın yanına getirildi. Türk Bayraklı tabutu gören Güzide Kılıç göz yaşlarına boğuldu. Merhum Altemur Kılıç’ın hem gelini aynı zamanda yeğeni olan Çiğdem Özeren de eşine sarılarak ağladı.
Atatürk’ün silah arkadaşı Kılıç Ali’nin oğlu Altemur Kılıç’ın cenazesi, Alanya Başkent Üniversitesi Alanya Araştırma ve Uygulama Hastanesinde eşi Güzide Kılıç, gelini Çiğdem Özeren, MHP’li Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, MHP İlçe Başkanı Mustafa Türkdoğan ve onlarca partili tarafından alındı. Merhum Kılıç’ın vasiyeti üzerine MHP’liler morga girerek tabuta Türk Bayrağı serdiler. Tekbir sesleri içinde morgdan çıkartılan tabut cenaze aracına yerleştirildi. MHP’liler burada dua ettiler. Yine tekbir sesleri içinde cenaze aracı, Acil Servis önünde bekleyen eşi Güzide Kılıç’ın yanına götürüldü. Cenaze aracı açıldığında eşinin Türk bayrağına sarılı tabutunu gören Güzide Kılıç göz yaşlarına boğuldu. Burada yine MHP’liler tekbir getirdiler ve dua ettiler. Sonrasında cenaze aracı İstanbul’a gitmek üzere yola çıktı.
"Eşimin vasiyeti, tabutun Türk Bayrağına sarılmasıydı"
Eşinin vasiyetini açıklayan Güzide Kılıç, "Çok büyük bir Türk milliyetçisi idi. Vasiyeti, babasının koynuna girmek ve Türk Bayrağı’na sarılmaktı. Kore Gazisi olduğu ve Atatürk aşığı olduğu için son arzusu buydu" dedi.
Gelini Çiğdem Özeren ise şunları söyledi:
"Babam çok ender bir adamdı. Hepimizin başı sağ olsun. Türkiye’mizin başı sağ olsun. Ben son geldiğimde konuştu, hep söylediği zayıfladığım oldu. Her zaman Türk bayrağı ile gömülmek istiyordu. Atatürk’ü biz ondan öğrendik. Tarihi o öğretti. Ender bir babaydı, ender bir insandı. Karıncayı bile incitmekten çekinen bir insandı. Gazeteleri arasında yaşayan birisiydi. Güzel bir hayat yaşadı doktorlarımız da son günlerinde onu hep rahat ettirdi. Biz aslında İstanbul’a tedavi için götürmek istedik ancak kalp Doktoru Olcay Eldem çok iyi baktığından ve ona güvendiğinden Alanya’da kalmak istedi."
Koruması Savaş Özbek, merhum Altemur Kılıç’ın insanları çok sevdiğine dikkat çekerek başından geçen bir olayı şöyle anlattı:
"İstanbul’da bir programdan çıkmıştık. Mecidiyeköy’de bir silahlı saldırıya uğramıştık. Biz de korumaları olarak hemen karşılık vermiştik. Altemur beyin bana araçta sorduğu şey, ’Acaba onların da canı yanmış mıdır? Ölmüşler midir?’ olmuştu. Bu kadar sevecen, kimseye zararı olmayan bir insandı."
Altemur Kılıç’ın vefatının ardından cenaze aracının tedarik edilmesinden, diğer tüm detaylara kadar bizzat ilgilenen MHP’li Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, "Ülkemizin başı sağ olsun. O bir Türk milliyetçisiydi. Tüm yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Burada yaşadığı bu süreçte ondan bir çok şey öğrendik. Türkiye büyük bir değerini kaybetti. Allah rahmet eylesin" şeklinde konuştu.
Altemur Kılıç’a son görevi yerine getirmek için hastane önüne onlarca ülkücü ile birlikte gelen MHP Alanya İlçe Başkanı Mustafa Türkdoğan şunları söyledi:
"Atatürk’ün en yakın isminin emanetiydi. Altemur Kılıç beyefendi hayatı boyunca hep Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet etmiş bir Türk milliyetçisiydi. Kılıç Ali Paşa gibi çok önemli bir şahsın oğlu. Kendisi aynı zamanda merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş döneminde partimizde Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yapmıştır. Bu nedenle bu cenaze bizim cenazemizdir. burada Alanya Belediyemiz gereğini yaptı. Vasiyeti gereği tabutunu Türk bayrağına sardık, İstanbul’a gönderdik. Türk milletinin başı sağ olsun. Ailesine ve ülkücü camiaya baş sağlığı diliyorum."
Altemur Kılıç’ın doktoru Kalp Cerrahı Olcay Eldem, Kılıç’ın yaklaşık 12 yıldır hastanelerinde kardiyoloji ve nöroloji ekipleri tarafından takip edildiğini söyleyerek, "Son 4 yıldır yaşlanmaya bağlı nörolojik durumunda ağırlaşma meydana gelmişti. 2.5 ay kadar önce de beslenme ve yutma zorluğu nedeniyle ve buna bağlı olarak gelişen akciğer enfeksiyon nedeniyle hastanemizin yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Yaklaşık 75 gün boyunca beslenme desteği verildi. Arasına alevlenen arası sönen enfeksiyonlar dolaysıyla güçlü ve etkili antiyobiklerle müdahale edildi. Fakat 10 gün kadar önce tekrar alevlenen ağır enfeksiyon nedeniyle etkili antibiyotklerle tedavi eldimesine rağmen cevap alınamadı. Septik şok diye bilinen enfeksiyon durumlarında oluşan dolaşım yetmezliği meydana geldi. bu durumda başta akdeniz ve böbrek olmak üzere çoklu organ yetmezliği bunun üzerine bindi. Bütün müdahaleler ve tedaviler maalesef başarılı olmadı. Gazi Altemur Kılıç’ı 20 ekim perşembe günü 16.20’de kaybettik ebediyete intikal etti" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.