POLİTİKA - 13 Ağustos 2017 Pazar 18:42

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:

A
A
A
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ülkenin aleyhine işlediği suçtan dolayı cezaevinde bulunan milletvekiliyle ilgili konunun kendisine ulaşmaması için suyu bulandırmaya çalıştığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ülkenin aleyhine işlediği suçtan dolayı cezaevinde bulunan milletvekiliyle ilgili konunun kendisine ulaşmaması için suyu bulandırmaya çalıştığını söyledi. Erdoğan, "Bu olayla alakalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın. İçeriden değişik haberler alıyorum. ’Buradan çıkmadığım halde bilgiler vereceğim’ diyor içerideki zat" dedi. Suriye ve Irak’ta bütün oynanan oyunları yakından takip ettiklerini, gereken durumlarda sahada varlığımızı göstermekten çekinmeyecek şekilde hazırlıkları sürdürdüklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Körfez bölgesindeki sıkıntıların suhuletle çözüme kavuşturulması için her türlü gayreti gösteriyoruz" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin içinden geçtiği son dönemdeki karmaşık durumda parti içinde yolunu kaybedenler olduğunu, fireler verildiğini ancak yaşanan saldırının büyüklüğüne bakıldığında bu oranın çok küçük olduğunu söyledi.


5003 kişi oturma kapasiteli dünyanın üçüncü, Avrupa’nın en büyük kongre merkezi olan EXPO 2016 kongre merkezinde parti teşkilatlarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, partiyi sırtlamak yerine partinin sırtına binenleri kenara çekmenin de millete karşı sorumluluğun gereği olduğunun altını çizdi. Erdoğan, "Partimizin çatısı altında FETÖ ile iltisakı olanları asla barındıramayız. Yol yakınken nerede FETÖ ile bağlantısı olanlar varsa hemen bize bildirin. Anında kapıya koymaya mecburuz. Bunlar bu milleti böldüler, ümmeti parçaladılar. Utanmadan, sıkılmadan şu anda Pensilvanya’da, Almanya’da park ettiler. Daha siz çok yerlere kaçacaksınız. Afrika’ya kaçacaksınız. Ama siz kaçacaksınız biz kovalayacağız" dedi.


Antalya’da partisinin genişletilmiş il divan toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın 16. yılını kutlayacak olan AK Parti’nin bugünlere gelmesinde emeği geçen tüm teşkilat mensuplarına teşekkür etti.


2001 yılında ülkeye ve millete hizmet için çıktıkları yolda 15 yılı iktidar olmak üzere başarı şan ve şerefle dolu tam 16 yılı geride bıraktıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2001 yılı da henüz oy verme çağına yeni gelmiş olan gençlerimiz bugün şairin ’yaş 35 yolun yarısı eder Dante gibi ortasındayız ömrün’ dediği bir yaşa ulaştılar. AK Parti kurulduğunda henüz yürümeyi yeni öğrenen çocuklar, liseyi bitirip üniversiteye adım atmaya hazırlanan oy verebilen gençler oldular. Kimin sayesinde AK Parti sayesinde. Partiyi kurduğumuzda seçme 18 seçilme 30’du, ya zor olan seçmektir, seçilmek kolay, hatta bir zamanlar Taksim meydanına dört ayaklı koysam seçtiririm diyen siyasetçiler çıktı. Biz ne yaptık önce 30’u 25’e çektik sonra seçme de seçilme de 18 olacak dedik ve bunu başardık dedik başardık, yani gencine, kıymet veren hareket AK Parti hareketidir. Zira fetih gençliğinin bir özelliği var bir çağ kapattı bir çağ açtı bizim ecdadımız bir çağ kapatıp bir çağ açtığına göre onun torunları da 21. asrı ecdadının asrı haline dönüştürecektir, inanıyorum" dedi.


Bu doğrultuda bir hedef belirlediklerini, 2053, 2071 dediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "26 Ağustos’ta Malazgirt’teyiz inşallah, tüm gençliğimizi orada beraber bulunmaya davet ediyorum bizler inşallah Sultan Alparslan’ın torunları olarak o heyecanı o doğuş hareketinin olduğu yerde hep beraber yaşayacağız, geçen ilki yapıldı bundan sonra Çanakkale gibi Malazgirt’i de anacağız. Bizler böylesine uzun süredir ülkemize ve milletimize hizmet etme şerefine erişen bir partinin genel merkezin teşkilatlarının ve mahalli idarelerinin yöneticileri olarak kendimizi bahtiyar addediyoruz" dedi.



"Partimizde yolunu kaybedenlerin sayısı, saldırıya oranla çok az sayıdadır"


Türkiye’nin 15 yılının ancak kuruluş dönemiyle mukayese edilecek önemde hadiselerle geçtiğini, özellikle son dört yılda içeride ve dışarıda Türkiye tarihinin en büyük saldırılarına maruz kaldığı bir dönem olarak kayıtlardaki yerini aldığını söyleyen Erdoğan, "Bu dönemde bir ülkeye yöneltilebilecek tüm saldırıları gördük yaşadık Türkiyeyi hedefe alanlar AK Parti’yi boş bırakır mı partimize de çok tuzak kuruldu, 2013’teki Gezi olaylarının ve 17 -25 Aralık emniyet-yargı -darbe girişiminin, 2014’teki mahalli idareler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2015’teki 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin bölücü örgütün çukur eylemlerinin DEAŞ saldırıların, 2016’daki 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü, son olarak da 16 Nisan halk oylamasının mecrasından çıkarılma gayretlerinin tüm bunların amaçlarından biri de AK Parti’yi sarsmak ve mümkünse parçalamak istediler. Hamdolsun Allah’ın yardımı, milletimizin desteğiyle ve dava arkadaşlarımızın metanetiyle tüm bu saldırıları boşa çıkardık. Ülkemizin bu karmaşık döneminde partimiz içinde de yolunu kaybedenler elbette oldu milletvekillerinden belediye başkanlarından teşkilat mensuplarından bazı firelerle elbette karşılaştık fakat yaşadığımız saldırısının büyüklüğünü dikkate aldığımızda hamdolsun bunların sayısı oranı çok küçüktür, Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemdeki güçlü duruşları sebebiyle tüm teşkilat mensuplarına milletim ve şahsım adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Az önce Eren’in annesiyle görüştüm. Allah rahmet eylesin. Eren kaç kardeş biliyor musunuz? Bunlar 13 kardeşler. Anneye bak anneye. Ayşe Hanım’ın 13 evladı vardı bir tanesi de Eren’di. Bana dedi ki, ’Siz en az 3 dediğiniz zaman ben yanlış mı yaptım diye düşündüm’ dedi. Dedim, ’Olur mu? Sen Allah’ın ve Resulü’nün dediğini yaptın. Sen cenneti 13 evladınla teminat altına aldın" dedi.



"Artık parlamenter demokrasi yok"


Ahde vefanın siyaset ahlaklarının vazgeçilmez bir unsuru olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemize ve partimize ihanet edenlere karşı ne kadar öfkeliysek bu çatı altında hizmet veren tüm kardeşlerimize muhabbet doluyuz. Yeri gelir kapıda bekçi oluruz. Yeri gelir o kapıya su taşırız. Aksi takdirde bu büyük yapıyı ahenkle verimli şekilde çalıştırma imkanından mahrum kalırız. Artık parlamenter demokrasi yok. Artık yüzde 34 ile seçim kazanmak yok. Şimdi yüzde 50+1 alacaksın en az. Buna hazır mıyız?



"Partimizin çatısı altında FETÖ ile ilişkisi olanları asla barındırmayız"


Partiyi sırtlamak yerine partinin sırtına binenleri kenara çekmenin de millete karşı sorumluluğun gereği olduğunun altını çizen Erdoğan, "Partimizin çatısı altında FETÖ ile iltisakı olanları asla barındıramayız. Yol yakınken nerede FETÖ ile bağlantısı olanlar varsa hemen bize bildirin. Anında kapıya koymaya mecburuz. Bunlar bu milleti böldüler, ümmeti parçaladılar. Utanmadan, sıkılmadan şu anda Pensilvanya’da, Almanya’da park ettiler. Daha siz çok yerlere kaçacaksınız. Afrika’ya kaçacaksınız. Ama siz kaçacaksınız biz kovalayacağız" şeklinde konuştu.



Antalya’ya yeni havalimanı


Antalya’nın batı tarafına yeni havalimanının inşasına yıl sonuna kadar başlamayı ve en geç 2021 yılında hizmete almayı planladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Expo alanına yeni projeler düşündüklerini, o projelerle Expo alanını çok daha iyi kullanacaklarını söyledi.


"Geçtiğimiz günlerde ana muhalefet partisinin başındaki şahıs bir Alman dergisine röportaj veriyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Normal şartlarda herhangi bir siyasetçi böyle bir imkanı ülkesinin menfaatine kullanır. Alman kamuoyuna ülkesini şikayet ediyor. Hem de öyle bir şikayet ediyor ki adeta Alman yatırımcılar, turistler Türkiye’den uzak dursun diye bangır bangır bağırıyor. Neymiş efendim Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği yokmuş. Önce inkar etmeye çalıştı. Mızrak çuvala sığmayınca ben bunları her yerde söylüyorum diyerek sıyrılmaya çalıştı.Yazıklar olsun ekmeğini yediği suyunu içtiği, milletvekili ve emekli olarak maaşını aldığı ülkesine böyle bir ihaneti yapan ve bunu savunan zata ne desek boştur. Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Sözde adalet yürüyüşü yaptı. Onun yol güvenliğini kim sağladı? Bu hükümet sağladı. Birçok istihbaratlar geldi ama hükümetimiz o güvenliği sağladı. Türkiye’de adaletsizlik varsa peki İzmir’de işçiler günlerde grev yaptılar. Onların hak arayışındaki adaleti nereye koyacaksın Bay Kılıçdaroğlu? Şişli’yi çöpleri işgal etti. Onlara yönelik sözde adalet yürüyüşü yapan sen, onların adalet arayışına neden cevap vermedin? Bunları adalet madaletle işleri yok. Bunları derdi ülkeyi karıştırmak" dedi.



"Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşırmayın"


Kılıçdaroğlu’nun ülkenin aleyhine işlediği suçtan dolayı cezaevinde bulunan milletvekiliyle ilgili konunun kendisine ulaşmaması için suyu bulandırmaya çalıştığını söyleyen Erdoğan, "Bu olayla alakalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın. İçeriden değişik haberler alıyorum. ’Buradan çıkmadığım halde bilgiler vereceğim’ diyor içerideki zat" diye konuştu.


Konuşmasında ülkede özgürce yaşamanın bedeli olarak şehitler verildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yüreğimizi yakıyor ama ülkemizde özgürce yaşamanın bedeli var. Her alanda, mücadelemizin sürdüğü FETÖ davalarını, ilgili arkadaşlarımız çok yakından takip ediyor bu davaların da hem milletimizin vicdanını tatmin edecek hem de hukuki olarak en küçük bir eksiğe meydan vermeyecek şekilde neticeye ulaşacağına inanıyoruz" dedi.



"Suriye ve Irak’ta oynanan oyunların takipçisiyiz"


Suriye ve Irak’ta bütün oynanan oyunları yakından takip ettiklerini, gereken durumlarda sahada varlığımızı göstermekten çekinmeyecek şekilde hazırlıkları sürdürdüklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Körfez bölgesindeki sıkıntıların suhuletle çözüme kavuşturulması için her türlü gayreti gösteriyoruz. Bize göre dünyanın öteki ucu olan Kuzey Kore’nin merkezinde bulunduğu krizle ilgili endişelerimizi ifade ettik, Japonya ve Güney Kore gibi yakın dostlarımızı tedirgin eden bu gerilimin silahlar ve füzeler ateşlenmeden son erdirilmesini diliyoruz" dedi.



"2019 seçimleri çok önemli"


Gerek Türkiye’nin içinden geçtiği süreç, gerek dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin mutlaka güçlü olması gerektiğini gösterdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güçlü olmanın yolu da imkanlarımızı ve potansiyelimizi en doğru şekilde kullanmaktan geçiyor. 2019 seçimle bu bakımdan ülkemizin geleceğinde belirleyici bir dönüm noktası olacaktır AK Parti olarak 2019’a kadar olan dönemi çok iyi değerlendirmek zorundayız hem teşkilatlarımızdaki değişimi hem hükümet çalışmalarını bu anlayışla titiz bir şekilde yürüteceğiz milletimizin bize olan sevgisi desteği mecburiyetinden veya mahkumiyetinden değil, ülkemize en iyi şekilde hizmet ediyor olmamızdan kaynaklanıyor, bugün de milletimiz bizden icraat bekliyor ülkemizde rekabet edebileceğimiz biri ana muhalefet olmadığı için kendi kendimizle rekabet etmek durumundayız. Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizi 3 kat büyüttük şimdi hedefimiz 2023 hedeflerimize ulaşmaktır. Bu da ülkemizde önümüzdeki 6-7 yılda şu andakinden iki kat fazla büyütmekten geçiyor. Gelişmekte olan pek çok ülkenin düştüğü orta gelir tuzağını aşmak için bunu başarmak zorundayız. Hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz ama önce 2019 seçimlerinde ihtiyacımız olan neticeye ulaşmamız gerekiyor" dedi.


Erdoğan konuşmasının ardından salondan ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Üniversite- sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş şartlarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, muhtarlarla buluştu İlçedeki 43 mahalle muhtarıyla kahvaltı programında bir araya gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, muhtarların talep ve önerilerini dinleyerek, “Birlikte kamusal yararı gözetecek, halkı esas alacak işler yapmalıyız. Çünkü amacımız halka hizmet. Halk olduğu için bizler varız. Bu anlayışla çalışmalıyız” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 43 mahalle muhtarı ile kahvaltı programında buluştu. Esenyurt Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen programa CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, Esenyurt Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Kuzğun ve mahalle muhtarları katıldı. Programda yaptığı konuşmada yönetim anlayışında her zaman muhtarları önemseyeceğini söyleyen Başkan Özer, “Muhtarlar yerel yönetimlerin en küçük birimi olmalarına rağmen demokrasinin temel taşıdır. Sizleri her zaman önemsiyoruz. Birlikte kamusal yararı gözetecek, halkı esas alacak işler yapmalıyız. Çünkü amacımız halka hizmet. Halk olduğu için bizler varız. Hepimiz halkın hizmetkarıyız ve bu anlayışla çalışmalıyız” diye konuştu. “Muhtarlar benim en yakın çalışma arkadaşlarım” Muhtarlarla iş birliği içerisinde çalışmanın önemine değinen Başkan Özer şöyle konuştu: “Daima halkın talepleri bizim kişisel çıkarlarımızın ve taleplerimizin önünde olacak. Her birimiz eşit ve özgür olduğumuz takdirde toplum da eşit ve özgür olur. Hep birlikte bu anlayışı yüreğimize ve beynimize kazımamız, birbirimizi bu anlayışla sevmemiz lazım. Ben muhtarlarımızı bu anlayışla seviyorum. Muhtarlar benim en yakın çalışma arkadaşlarım. Onları önemsiyorum çünkü bu kenti önemsiyorum. Muhtarlarımızla el birliği yapacağız, çalışacağız ve bu anlamda çalışmayanları uyararak yanlışları düzelteceğiz. Onun için muhtarların bu konuda bana yardımcı olmalarını istiyorum.” “Esenyurtluluk kimliği oluşturmalıyız” İlçede Esenyurtlu kimliği oluşturmayı hedeflediğini söyleyen Özer, “Sizlerden bir ricam olacak; Görevli olduğunuz mahallelerin demografik yapısı, engelli bireylerin durumu, hasta ve ihtiyaç sahibi bireylerin sayısı gibi konularda bir rapor çıkarabilirsiniz. Böylelikle mahallelerinizi daha yakından tanıma şansımız olur. Çünkü her mahallenin kendine ait bir sosyolojisi, bir ekonomisi, bir kültürel, siyasal ve sosyal yapısı olabilir. Bunları bilmemiz, o mahallelerin ihtiyaçlarını daha kolay giderme hususunda bizlere rehber olacaktır. Bir de mahalleler arasında geçişkenlik sağlayalım. Esenyurt’ta en büyük problemlerimizden biri şu; herkes bir çatıda örgütlenmiş. Halbuki bizim bir Esenyurtlu kimliği oluşturmaya ihtiyacımız var. Bu konuda da nasıl ki siz en küçük yapı birimiyseniz en büyük görevde size düşüyor. Sizin bir kısmınız belki burada doğmamış olabilir. Ama çocuklarınız burada doğdu, onların çocukları da burada doğacak. Artık onlar ben Rizeliyim, Şırnaklıyım demeyecek. Çünkü onlar Esenyurt’ta doğmuşlar ve gözlerini Esenyurt’ta açmışlar. Onlara bir Esenyurtluluk kimliği oluşturmalıyız.” “Bir barış ve kardeşlik şehri oluşturacağız” Esenyurt’u bir barış ve kardeşlik şehrine dönüştürmek istediğini vurgulayan Özer şöyle konuştu: “Bir barış ve kardeşlik şehri oluşturacağız. İhtiyaç sahiplerine el uzatacağız. Bir aşevi projemiz var, onu en kısa sürede hayata geçirerek ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek vereceğiz ve kent lokantaları açacağız. Temel düşüncemiz; yoksul dostu bir barış ve kardeşlik şehri oluşturmak. Bunu başarırsak eminim diğer işlerde arkasından gelir. Zaten Esenyurt’ta çok işimiz var. İş insanlarımıza, ilçemizin zenginlerine Esenyurt’a bir okul, bir kreş, bir imalathane ve bir muhtarlık binası yapın diyeceğiz. Bugüne kadar belediye kendini kapatmış, bu işlerin önünü açamamış. Biz bu işlerin önünü açacağız. Ben ilk yaptığım toplantıda iş insanlarımızdan kente destek sözleri aldım. Üç gün önce Ekrem Başkan ile görüştüm. Burada fabrika sahiplerinin katılacağı bir büyük toplantı yaparak Esenyurt’un sorunlarını masaya yatıracağız. Her birimiz, bu sorunların bir ucundan tutacağız, sorunları aşmayı birlikte başaracağız.”
Adana Madde kullanıp hırsızlık için iş yerine giren kadın yakalanınca ortalığı birbirine kattı Adana’da madde kullandıktan sonra bir iş yerinin camını kırıp hırsızlık yapmak için içeri giren kadın, yemek yerken yakalanınca ortalığı birbirine kattı. İş yerinin kendisine ait olduğunu savunup polise direnen kadın, tutuklandı. Öte yandan, kadının 19 suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, olay, geçtiğimiz gün merkez Seyhan ilçesi İbo Osman Caddesi’nde sabah saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, uyuşturucu madde kullanan ve gasp, kapkaç gibi suçlardan 19 suç kaydı bulunan Özlem D. (38), giyim mağazasının camını kaldırım taşıyla kırıp içeri girdi. Yemekleri yerken buldular Çevredekilerin durumu mağaza sahibine bildirmesi üzerine dükkanına gelen mağaza sahibi, Özlem D.’yi buzdolabındaki yiyecekleri yerken buldu. Polisi arayan iş yeri sahibi, kadından dışarı çıkmasını istedi. Ancak kadın, olumsuz cevap verdi. Yaka paça gözaltına aldı İhbar üzerine gelen polis ekipleri, şüpheliden dışarı çıkmasını istedi. Ancak tüm ikna çabalarına rağmen şüpheli çıkmayı reddetti. Bunun üzerine içeri giren polis, kadını yaka paça dışarı çıkarttı. Bu sırada Özlem D.’nin madde etkisi altında olduğunu tespit eden polisler, sağlık ekiplerini çağırdı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Özlem D.’nin ellerini bağlayıp sedye ile ambulansa taşıdı. ‘Burası benim dükkanım’ diyerek bağırdı Özlem D.’nin ambulansa bindirildiği sırada, ‘Burası benim dükkanım. Amcamdan bana kaldı. Benim dükkanıma çöktüler. Annemi çağırın’ diyerek bağırması dikkat çekti. Hastaneye kaldırılan Özlem D., tedavisinin ardından polis merkezine götürüldü. İfadesinde de iş yerinin kendisine ait olduğunu savunan kadın daha sonra sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. Özlem D., çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. "Görünce çok şaşırdım" İhlas Haber Ajansı’na konuşan komşu esnaflardan Hamza Çelik, "Cam kırma sesini duydum ve kadın içeri girdi. Hemen iş yeri sahibini aradım. Sonra polisler geldi kadın direndi ama gözaltına aldılar. Çok şaşırdım onu öyle görünce" dedi.
İstanbul Üniversite-sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş koşullarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”