SAĞLIK - 27 Ağustos 2017 Pazar 10:34

Kanser hastalarına ’evcil hayvan besleyin’ tavsiyesi

A
A
A
Kanser hastalarına ’evcil hayvan besleyin’ tavsiyesi

Memorial Antalya Hastaneleri Onkoloji Bölüm Başkanı Prof.

Memorial Antalya Hastaneleri Onkoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, hematolojik kanserlerde lösemi ve ağır kemoterapi alan grupların dışındaki kanser hastalarının evlerinde rahatlıkla evcil hayvan besleyebileceğini belirterek, "Evcil hayvanlar kişinin hastalıkla mücadelesini ve yaşama gücünü üst düzeye çıkıyor. Basit bir iki kurala uymakla size en içten sevgiyi veren, bakışlarıyla rahatlatan, sizi rehabilite eden kedi ve köpeğinizden uzak kalmayın" dedi.


Son yıllarda kanserde çok önemli gelişmeler ve değişimler olduğunun altını çizen Prof.Dr. Özdoğan, modern tıbbın tüm gelişmelerini hekimleriyle hastanelerde uyguladıklarını kaydetti.


Kanser denilince ölüm gibi yanlış bir algı oluştuğundan yakınan Prof.Dr. Özdoğan, “Zannediliyor ki kanserde çok fazla bir yol alınmadı. ‘Ben falanı tanıyorum yaşamını kaybetti, o zaman kanserde bir gelişme yok.’ Öyle değil bugün binlerce insanın yaşamı modern tedavilerle kurtuluyor ve sağlıklı yaşamlarına dönüyor. Aslında, bir miktar ’kanser çok mu arttı’ sorumuzun arkasında da bu var. Çünkü o kadar çok iyileşen var ki tabi o iyileşen insanları biz sanki kansermiş gibi algılıyoruz” diye konuştu.



"Meme kanserinde yüzde 90 tedavi"


Erken tanı ile meme kanserinin tedavisinde başarı oranlarının yüzde 90’ı geçtiğini vurgulayan Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, “Artık şifaya ulaşma oranları çok yüksek. Son 50 yılı değerlendirdiğimizde yüzde 60’lardan yüzde 90’ları buldu. Yarı oranda iyileşme sağlandı. Tabi ki zor hastalarımız, güç hastalarımız var onlarla da tıp inanılmaz mücadele ediyor. Meme kanserlerinde bir inanılmaz yeni hedeflenmiş akıllı ilaç tedavileri gelişmeleri oldu” ifadelerine yer verdi.



“Kanserden korkmuyoruz”


‘Akciğer kanseri denilince hepimiz titrerdik’ diyen Prof.Dr. Özdoğan, "Bugün akciğer kanserinde gerek kemoterapilerde gerek immünoterapiler ve hedeflenmiş terapilerle akciğer kanserini artık ciddi bir kısmını 4. evre akciğer kanserinde bile sıra dışı başarılar artık konuşulmaya başlandı. Bugün sadece bir hapla eskiden birkaç ayda kaybedeceğimiz hastalar bir bakıyoruz, birkaç yıldır yaşıyor. Elinde içtiği bir tane hapı var, saçı dökülmemiş ciddi bir yan etki görülmemiş, son derece mutlu, son derece iyi yaşam sürüyor. Artık kansere bakışımızın değişmesi gerekir. Birde şunu unutmayalım ülkemizde artık yaşam süresi uzuyor bugün ortalama yaşam süresi erkeklerde 70 kadınlarda 80 daha da üstünü istiyoruz. Dolayısıyla kanser bir yaşlılık hastalığıysa önümüzdeki süreçte de biz yaşlandıkça gerek prostat kanseri, gerek akciğer kanseri, gerek diğer kanserlerle karşılaşacağız. Ama artık kanserden korkmuyoruz bakın şu konuşmamın içinde onlarca kanser kelimesi kullandım ve bizi rahatsız etmedi. Çünkü artık adapteyiz insan bilmediği şeyden korkar dolayısıyla kanserdeki gelişmeler artık bizlere mutluluk veriyor" dedi.



"Doktorunuza güvenin"


Türkiye’de gelişigüzel uygulanan alternatif tıbbı da sert bir dille eleştiren Prof.Dr. Özdoğan, “Halkın doktorculuk oynama isteğiyle, alternatif tıp alanındaki işte bitkisel ürünler ticari ürünler destek tedavileri adı altında öyle bir pazara ulaştı ki artık bu halkımızın da doktorculuk oynama arzusu örtüşünce çılgınlık yaşanır oldu. Ülkemde insanlar hak ettikler tedavilerden uzak kalabiliyor. Veya doktoruna söylemeden kullandığı bir takım zarar verebilecek ürünler içerikler bir takım kimyasallar ile hastalarımıza zarar verebiliyor. Yapılan tedavilere güvenirsek hekimler sizin için en doğru şeyleri oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.



Sağlıklı yaşam önerileri


Kanserin nasıl önlenebileceğini bildiklerini anlatan Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, “Bu kadar rahat konuştuğumuza göre nasıl önleyeceğimizi de biliyoruz. Bugün sigarayı kesersek sigara çok önemli neredeyse tüm kansere bağlı ölümlerin yüzde 50 nedeni. Her iki kişiden biri sigaraya bağlı ölüyor. Bunu artık neden haykırarak söylemiyoruz, yerine elektronik sigara koyarak yerine farklı bir şeyler koyarak, bunu çözemeyiz. Sigaradan vazgeçeceğiz ve çocuklarımızı da uzak tutacağız. Sağlıklı yaşayacağız, aşırı beslenmeyeceğiz. Beslenme konusunda o kadar çok spekülasyonlar yapılıp insanların kafası karışıyor ki biz yoruluyoruz artık emin ol beslenme ile ilgili öneriler çok basit pazarınıza çıkın ve alışverişinizi yapın ucuz o kadar çok şey ülkemizde ulaşabiliyorsunuz. Meyve, sebze, limon, zeytinyağı, sarımsak, yoğurt. Bunlar ulaşamadığınız şeyler mi” dedi.



"Çocuğumuza spor alışkanlığı kazandıralım"


Çocuklara mutlaka spor alışkanlığının kazandırılması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr. Özdoğan, “Hiçbir şey yapamıyorsak yürüyelim. Çocuklarımızı sürekli bilgisayar oynamaya, masa başında oturtmalara, sürekli bireysel yapacağı şeylere odaklamayalım. Onları takım oyunlarına, sportif faaliyetlere taşıyalım ki, gelecekte diyabetten korunsunlar, kalp ve damar hastalığından korunsunlar, kanserden korunsunlar. Çok güzel şeyleri algılar olduk toplumca. Ne geldi artık ne kaldı. Kanserden nasıl korunacağımızı artık biliyoruz. Artık bu işleri daha güzel yapmaya ihtiyaç var. Bu alanları yaptığımız işi icra ederken daha mutlu daha sevgi dolu daha insanları mutlu edecek alanlar oluşturalım" şeklinde konuştu.



"Kanser hastası rahatlıkla hayvan besleyebilir"


Türkiye’nin artık kanserde rehabilitasyonu konuşması gerektiğini işaret eden Prof.Dr. Özdoğan, “Kanserli hastanın rehabilitasyonunu konuşalım, yaşam kalitesini nasıl artırırız onu konuşalım. Onu yaşadığı sürece nasıl güvenli hale getiririz onu konuşalım. Kanser ve kanser tedavisi sürecinde çok fazla yanlış bilgiler var ve çok şey okuyoruz ki. Yanlış yöneliyoruz. En çok sorunlardan birisi, ‘Hocam meme kanseri tanısı aldım, evimde kedim var, bunu başkasına bırakayım mı?’ Bakın evcil hayvanlar o kadar kıymetli ki, günlük yaşantıda baktığımızda aslında bizi sosyal izolasyondan kurtarıyor karşılıksız bir sevgi alışverişi karşılıksız bir sevgi alışverişi ve sorumluluk duygusu, pozitif motivasyon doğuruyor. Hatta öyle duygusal ilişkiler var ki birçok yakın arkadaşınızdan bile o evcil hayvanlar size katkı sağlıyor. Siz üzüldüğünüzde üzüntünüzü paylaşıyor. Onunla dolaşıp hareket edebiliyorsunuz, egzersiz yaptırabiliyor ve yaşamınıza renk katabiliyor. Akşam sizi bekleyen birisi oluyor. Tüm bunları kaybetmek son derece anlamsız” dedi.



"Evcil hayvanınızdan uzak kalmayın"


Prof.Dr. Özdoğan şöyle devam etti: “Lösemi ve ağır hematolojik kanserler dediğimiz alanların tedavisi dışında, bugün bir meme kanserinin tedavisi, kalınbağırsak kanserinin tedavisi, bir akciğer kanseri tedavisinde, evcil hayvanların uzak tutulması doğru değil tam tersine evcil hayvanları dünya yaşamın içine sokmaya başladı. Hatta pet terapi sistemleri dediğimiz, hayvan terapi, hayvanla tedavi çalışmaları ortaya çıkmaya başladı. Bugün radyoterapi alan hastalara günde beş dakika hayvanla olan iletişimi onun motivasyonunu arttırıyor, onu daha pozitif alana doğru çekiyor. Hastalığı ile mücadele gücünü artırıyor, stres hormonlarını azaltıyor, anksiyeteyi azaltıyor, uykuyu düzeltiyor, kendini daha iyi hissediyor, yaşamla mücadelesi daha üst düzeye çıkıyor. Ve dolayısıyla evcil hayvanlar kanser tanı tedavi sürecinde yanlış bilinen olgulardan birisidir. Dolayısıyla ben bir meme kanseri olan hastama, bir ev kedisi varsa, aşılarını yaptırın, düzenli bakımını yaptırın, bir de onunla yakın temasınız olunca ellerinizi yıkayın diyorum. Daha öte bir şey yok. Basit bir iki kurala uyduğunuz zaman evinizin en içten doğan sevgiyi veren, sizi bakışlarıyla rahatlatan, size yürüyüşte eşlik eden, yüzdüğünüzde sizinle beraber yüzen kediniz ve köpeğinizden uzak kalmayın. Ama emin olun kanser tedavisi bir ilacı ya da bir hapı ağızdan veya damardan vermek değildir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da manda yetiştiriciliği için araştırmalar sürüyor Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Üzümlü ilçesinde gerçekleştirdiği işletme ziyaretinde manda yetiştiriciliğinin il tarımı açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. İl Müdürü Koçaker, Üzümlü ilçesine bağlı Denizdamı Köyü’nde üretici Kenan Tiryaki’ye ait işletmede incelemelerde bulundu. Toplam 27 manda ve 28 inekten oluşan büyükbaş hayvan işletmesini ziyaret eden Koçaker, işletmede yürütülen faaliyetler hakkında üreticiden bilgi aldı. Ahır şartları, hayvan sağlığı, besleme uygulamaları ve üretim kapasitesi yerinde incelendi. Ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın manda yetiştiriciliği açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, il genelindeki sulak alanların bu üretim modeli için büyük avantaj sunduğunu ifade etti. Manda sütünün besin değeri bakımından son derece zengin olduğunu vurgulayan Koçaker, bu ürünün hem insan sağlığı hem de katma değerli üretim açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Erzincan’da manda yetiştiriciliğinin köklü bir geçmişe dayandığını hatırlatan Koçaker, son yıllarda manda varlığında yaşanan azalmanın nedenlerine yönelik kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından manda yetiştiriciliğini desteklemek amacıyla çeşitli destekleme ve hibe programlarının uygulandığını belirten Koçaker, üreticilerin bu desteklerden en üst düzeyde faydalanmasının hedeflendiğini kaydetti. Koçaker ayrıca, manda yetiştiriciliği konusunda tecrübeli üreticilerle sahada birebir görüşmelerin sürdüğünü, elde edilen veriler doğrultusunda üretimin yeniden canlandırılmasına yönelik planlamalar yapıldığını ifade etti. Erzincan’da manda varlığının artırılması, yerel üretimin güçlendirilmesi ve kırsal kalkınmaya katkı sağlanması amacıyla çalışmaların kararlılıkla devam edeceği vurgulandı.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu" dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, aylık üretici ve market fiyat çalışmasına dair açıklama yaptı. Bayraktar, açıklamasında Aralık ayında üretici market fiyatlarındaki farklılıklarla girdi maliyetlerinde yaşanan değişimleri aylık ve yıllık olarak değerlendirdi. TZOB olarak bazı önemli ürün ve gıdalardaki aylık fiyat değişiklikleri ve spekülatif hareketler konusunda kamuoyunu bilgilendirmek üzere üretici ve market fiyat çalışmasını yaklaşık 20 yıldır her ay gerçekleştirdiklerini belirten Bayraktar, gerçekleştirilen çalışmada Türkiye genelinde beş bölgeden Ziraat Odalarının kanalı ile fiyatlar alınarak yapıldığını sözlerine ekledi. TZOB’un paylaştığı rakamların tüm bölgelerdeki farklı satış kanallarından alınan fiyatların ortalamasına dayandığını da kaydeden Bayraktar, "Rekolte, paketleme-ambalajlama, depolama ve işçilik maliyetleri, nakliye giderleri, ihracat akışı, aracı kârları, fire gibi zincirin tüm aşamaları fiyat oluşumunu etkilemektedir. Dolayısıyla üretici market fiyat makasının varlığı inkâr edilemez bir gerçektir. Önemli olan bu farkın nedenlerini doğru değerlendirmektir. Bu makasın fazla açıldığı durumlarda spekülatif faaliyetleri göstererek ilgili kurumların harekete geçmesini sağlamaktır" açıklamasında bulundu. "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Bayraktar, yıllık üretici market arasındaki fiyat farklılıklarını açıklayarak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda; 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu. Geçen yıla göre bu yıl markette en fazla fiyat artışı yüzde 133,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını, yüzde 110,4 ile elma, yüzde 106,6 ile fındık, yüzde 100,8 ile Antep fıstığı izledi. Geçen yıla göre bu yıl markette fiyatı en fazla düşen ürün ise yüzde 40,6 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 39,8 ile marul, yüzde 39,5 ile karnabahar ve yüzde 29,1 ile kuru soğan takip etti. 2025 yılında, üreticide takip edilen 33 ürünün 16’sında fiyatlar artarken, 15 üründe fiyat düşüşü yaşandı. 2 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Geçen yıla göre bu 2025’te üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 343,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 160,4 ile Antep fıstığı, yüzde 159,3 ile kuru kayısı, yüzde 125,4 ile fındık izledi. Geçen yıla göre bu yıl, üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 58,8 ile sivri biber görüldü. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 56,3 ile karnabahar, yüzde 54,8 ile marul, yüzde 51,2 ile kuru soğan takip etti." "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü" Aralık ayı üretici-market fiyat değişimine de değinen Bayraktar, "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat farkını, yüzde 245,6 ile mandalina, yüzde 238,5 ile kabak, yüzde 238 ile yeşil soğan takip etti. Havuç 4,2 kat, mandalina 3,5 kat, kabak ve yeşil soğan 3,4 kat fazlaya markette satıldı. Üreticide 8 lira olan havuç 33 lira 93 kuruşa, 10 lira 50 kuruş olan mandalina 36 lira 29 kuruşa, 19 lira 25 kuruş olan kabak 65 lira 17 kuruşa, 12 lira 75 kuruş olan yeşil soğan 43 lira 10 kuruşa satıldı. Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürün; markette kabak, üreticide mandalina olurken, fiyatı en fazla düşen ürün; markette Ayçiçek yağı, üreticide beyaz lahana oldu" diye konuştu. "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı görüldü" Market fiyatlarındaki değişime ilişkin de konuşan Bayraktar, "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı, 11’inde fiyat azalışı görüldü. Aralık ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 97,5 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 77,3 ile domates, yüzde 75 ile salatalık ve yüzde 53,3 ile patlıcan takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 16,1 ile ayçiçek yağı oldu. Ayçiçek yağındaki fiyat düşüşünü yüzde 12,2 ile toz şeker, yüzde 11,2 ile portakal, yüzde 5,1 ile ıspanak izledi" bilgisini paylaştı. "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı oldu" Bayraktar, aynı şekilde üreticideki ürünlerin fiyat değişimlerini de paylaşarak, "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı olurken, 15’inde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Aralık ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 38,1 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 28,5 ile marul, yüzde 27,3 ile havuç ve yüzde 18,9 ile pırasa izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 69,4 ile mandalinada görüldü. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 56,6 ile salatalık, yüzde 50,6 ile patlıcan, yüzde 44,5 ile kabak takip etti. Seralarda güzlük sezon bitti ve baharlık sezon için dikimler yapıldı. Ürünler henüz hasat olgunluğuna gelmediğinden bu geçiş aşamasında arz azaldı ve salatalık, patlıcan, kabak ve domateste üretici fiyatları arttı. Kuru soğan, patates, portakal, havuçta talep olmayışı fiyatların düşmesine sebep oldu. Lahana ve marulda arz artış sebebiyle fiyatlar düştü" ifadelerine yer verdi. Aralık ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere de değinen Bayraktar, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Aralık ayında, Kasım ayına göre amonyum sülfat gübresi yüzde 4,4, amonyum nitrat yüzde 2,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,8, oranında artarken, ÜRE gübresi yüzde 0,4, DAP gübresi yüzde 0,1 azaldı. Geçen yılın Aralık ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 50,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 46,3, DAP gübresi yüzde 41,1, amonyum nitrat yüzde 33,3, amonyum sülfat gübresi yüzde 32,9 oranında arttı. Aralık ayında Kasım ayına göre süt yemi yüzde 2,6, besi yemi yüzde 2,2, son bir yılda süt yemi yüzde 29, besi yemi ise yüzde 30,6 oranında arttı. Tarım ilacı fiyatları geçen aya göre yüzde 19,4 oranında artarken, yıllık yüzde 27,1 oranında artış gösterdi. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 12,8 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 6,6 oranında azalış gösterirken, yıllık bazda yüzde 21,9 oranında arttı."
Ankara Palandöken: "Yeni yıl esnafımıza bol kazanç ve bereket getirsin" Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın toplumsal dayanışmanın ana unsuru olduğunu belirterek, "Yeni yıl esnafımıza bol kazanç ve bereket getirsin" dedi. TESK- Genel Başkanı Bendevi Palandöken yeni yıl vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınladı. Palandöken mesajında şu ifadelere yer verdi: "Değerli halkımız, kıymetli vatandaşlarımız, değerli esnaf ve sanatkârlarımız, 2025 yılı boyunca ülke olarak ekonomik zorluklarla mücadele ederken, esnaf ve sanatkârlarımız da bu sürecin en önemli yükünü taşıyan kesimlerden biri olmuştur. Enflasyonla mücadelede sabırla ve fedakârlıkla hareket eden esnafımız, her şeye rağmen vatandaşımıza hizmet etmeyi sürdürmüştür. Hem halkımız hem de esnaf ve sanatkârlarımız, yaşanan sıkıntıların geride kalması adına 2026 yılına umutla bakmaktadır. Geçtiğimiz yıl boyunca esnaf ve sanatkârlar camiası olarak, toplumun huzurunun korunması için üzerimize düşeni yapmaya gayret ettik. Bilindiği üzere esnafımız yalnızca ticaret yapan bir kesim değil, aynı zamanda bulunduğu çevrede güvenin ve düzenin temel unsurudur. Bu bilinçle sesimizi her platformda duyurmaya, esnafımızın sorunlarını dile getirmeye devam ettik. Esnaf ve sanatkârlarımızla birlikte 2026 yılının ülkemiz için birlik ve beraberlik içinde geçmesini temenni ediyorum. TESK olarak, esnaf ve sanatkârlarımızın çatı kuruluşu sıfatıyla girdi maliyetlerinin düşürülmesi, finansman sorunlarının hafifletilmesi ve piyasa dengesinin sağlanması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Değerli yurttaşlarım, hem ticaretin hem de ülkemizin huzur ve güven ortamının teminatı olan esnaf ve sanatkârlarımızla birlikte, yeni yılda sorunların aşılacağına inanıyorum. Çözüm odaklı adımların hayata geçirilmesi için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz."
Mardin Mardin’de kayyum iptali için açılan davaya ret İçişleri Bakanlığı tarafından 4 Kasım 2024 tarihinde görevden uzaklaştırılan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün, kayyum atanmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle açtığı davada, Mardin 1. İdare Mahkemesi kararını verdi. Mahkeme, davanın reddine hükmederek İçişleri Bakanlığı tarafından tesis edilen işlemi hukuka uygun buldu. Ahmet Türk’ün avukatları tarafından Mardin 1. İdare Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, görevden uzaklaştırma ve kayyum atanmasını gerektirecek hukuksal bir dayanağın bulunmadığı ileri sürüldü. Mahkeme görevden uzaklaştırmayı haklı buldu Mardin 1. İdare Mahkemesi kararında, belediye başkanları hakkında açılan soruşturma veya kovuşturma sonucunda adli yargı mercilerince verilen kesinleşmiş mahkumiyet kararları uyarınca seçilme yeterliliğinin kaybedilmesi halinde 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 44. maddesi gereğince başkanlıktan düşürülmelerinin doğal olduğu belirtildi. Anayasa’nın 127. maddesinde düzenlenen görevden uzaklaştırma müessesesinin ise bir "tedbir" niteliğinde olduğu vurgulandı. Mahkeme, somut olayda görevden uzaklaştırma işleminin gerekçesinin; Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/6 esas sayılı Kobani Davası kapsamında Ahmet Türk hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl hapis cezası verilmiş olması, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/142 esas sayılı dosyasında terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan davanın devam etmesi ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2024/7685 sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma olduğunu kaydetti. Kararda, büyükşehir belediye başkanlarının görevleri gereği Anayasa ve kanunlar önünde sorumluluk taşıdığı, görev ve yetkilerini kullanırken devlete sadakatle bağlı olmaları gerektiği ifade edildi. Mahkeme, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında verilen ve kesinleşmemiş olsa dahi silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl hapis cezasının, görevin sadakatle yerine getirilmesi ilkesiyle bağdaşmadığını, yargılamaların mahiyeti itibarıyla davacının görevini Anayasal düzene, hukuka ve mevzuata bağlı kalarak yürütüp yürütmediği konusunda ciddi şüphe oluşturduğunu değerlendirdi. Mardin 1. İdare Mahkemesi, Ahmet Türk tarafından açılan davanın reddine karar verdi. Kararla birlikte 3 bin 998,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 40 bin TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine hükmedildi. Mahkeme ayrıca, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolunun açık olduğunu belirtti.