GENEL - 15 Aralık 2017 Cuma 14:35

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘fetva’ açıklaması

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘fetva’ açıklaması

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Diyanet İşleri Başkanlığı en zor şartlar dahil İslam’ın akaidine muhalif hiçbir fetva vermemiştir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Diyanet İşleri Başkanlığı en zor şartlar dahil İslam’ın akaidine muhalif hiçbir fetva vermemiştir" dedi. Erbaş, bu duruşun tarihi süreç içerisinde övülmeyi hak eden bir duruş olduğunu söyledi.


Antalya’da 4. Diyanet İşleri Reisi Eyüp Sabri Hayırlıoğlu Sempozyumu düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakultesi Sinan-ı Ümmü Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya İl Müftüsü Osman Artan, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Öfke, din görevlileri ile ilahiyat fakültesi öğretim görevlileri ile öğrenciler katıldı. Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "En zor şartlar dahil İslam’ın akaidine muhalif hiçbir fetva vermemiştir. Bu açıdan Diyanet İşleri Başkanlığının bu duruşu tarihi süreç içerisinde her zaman anılmayı, her zaman övülmeyi hak eden bir duruştur" dedi.


Diyanet İşleri Başkanlığının Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar giden uzun tarihsel tecrübeleri olduğunu belirten Ali Erbaş, vesayet yılları ve darbe dönemlerinin Diyanet açısından daha zorlu günler olduğuna dikkat çekti. Erbaş, "Kuruluşundan bir müddet sonra sayısı 5 bin civarında olan bütün personeli elinden alınarak vakıflara bağlanmış 1946’ya gelindiğinde koskoca kurum 8-10 kişiden ibaret kalmıştır. Ahmet Hamdi Akseki, yazıları ve görüşleri sebebiyle iki kere idamla yargılanmıştır. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından 1960-1965 yılları arasında beş başkan değişmiştir. Önce Ömer Nasuhi Bilmen sekiz ay gibi kısa bir süre görev yapabilmiş, kendisine gelen baskılara itiraz ederek istifasını vermiştir. Daha sonra Hasan Hüsnü Erdem, Diyanet İşleri Başkanı olmuş, aynı şekilde yapılmak istenen bazı dini reformlara itiraz etmiştir" dedi.



"Her zaman övülmeyi hak eden bir duruştur"


Bugüne kadar teşkilatta 17 başkanın görev yaptığını aktaran Erbaş, 4. Diyanet İşleri Reisi Eyüp Sabri Hayırlıoğlu’nun bir hukuk adamı olması, din eğitimi alması ve köklü bir aileden gelmesinin, dönemde özellikle din-siyaset ilişkisi, laiklik, ezanın aslı gibi okunması, din eğitimi kurumları gibi toplumun bütün kesimlerini yakından ilgilendiren birçok soruna çözüm üretmesini kolaylaştırdığını ifade etti.


Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşundan bugüne tüm çalışmalarında 3 hassasiyetinin ön plana çıktığını dile getiren Erbaş, "Birincisi, İslam’ın hakikatlerini ve ilkelerini her şeyin üstünde tutmuştur. En zor şartlar dahil İslam’ın akaidine muhalif hiçbir fetva vermemiştir. Bu açıdan Diyanet işleri Başkanlığının bu duruşu tarihi süreç içerisinde her zaman anılmayı, her zaman övülmeyi hak eden bir duruştur.


İkincisi, milletimizin sağlam bir inançla ilelebet payidar olması için çalışmıştır. Nitekim Cumhuriyet döneminin en önemli kamu müesseselerinden olan Diyanet İşleri Başkanlığı, devlet içinde halkımızın en çok sahiplendiği kurum olmuştur. Üçüncü olarak ise devletin bekasını sürekli önemsemiştir. Milletin devletiyle irtibatını kuvvetlendiren bir kurum olmuştur. Köklü mazisine, medeniyet birikimine dayalı ufku ile dini konularda devlete rehberlik ederek onu hatalı ve zararlı yaklaşımlardan her zaman korumaya çalışmıştır. Hep devletinin yanında yer almıştır ve önderlik yapmıştır, uyarı vazifesini her zaman yapmıştır" diye konuştu.



"Müslüman azınlıkların, soydaşlarımızın ve İslam topluluklarının rehberi olmuştur"


Başkanlığın bugün dünyanın her yerinde hizmet veren küresel bir teşkilat olduğunu belirten Erbaş, "Bugün geldiğimiz noktada Diyanet İşleri Başkanlığımız, yetkileri ve imkanları ile hamd olsun dünyanın hemen her yerinde hizmet eden, şuan itibariyle 104 noktada hizmet eden küresel bir teşkilat olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet Vakfımızla beraber sadece kurban yardımı, kurban dağıtımı vesilesiyle 60 ülkede 250 bin hisse kurban dağıtmıştır bu sene. Gerçekleştirdiği uluslararası şuralar, toplantılar ve çalışmalar ile Müslüman azınlıkların, soydaşlarımızın ve İslam topluluklarının rehberi olmuştur. Yaptığı sosyal ve insani yardımlarla mazlumların umudu insanlığın vicdanı olmuştur. Milli birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, inancımızı diri tutan çalışmaları ve doğru bilgi ve kuşatıcı bir yaklaşımla yaptığı rehberlik ile milletimizin ortak zemini ve değeri olmuştur" ifadelerini kaydetti.


Konuşmasının ardından Diyanet İşler Başkanı Ali Erbaş’a, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal tarafından çiçek takdim edildi. Erbaş daha sonra Diyanet İşler Başkanlığının yardımı ile yapımı devam eden üniversite kampüsünde bulunan Akdeniz Üniversitesi Camii’nde incelemede bulundu, ardından cuma namazını Muratpaşa Camii’nde kıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin MERCEK’te kuaförlük kursu başladı Kadın ve genç istihdamını artırmak için verdiği kurslara hız kesmeden devam eden Mersin Büyükşehir Belediyesi, Halkkent MERCEK Meslek Edindirme ve Eğitim Merkezi’nde kuaförlük kursu ile zanaat öğrenmek isteyenlere kapılarını açtı. Kuaförlükten bahçıvanlığa, İngilizce dil eğitiminden hasta-yaşlı bakım hizmetlerine, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğinden temel makyaj eğitimine kadar bir dizi kursa ev sahipliği yapan kurs merkezinde belgelerini alanlardan kimileri kendi iş yerini açarken kimileri de belediyede iş bulma şansı yakaladı. Bine yakın kursiyeri mezun ettiklerini söyleyen Halkkent MERCEK sorumlusu Latife Eşiyok, “Biz genelde istihdama yönelik kurslar açarak vatandaşlarımızın daha çok iş sahalarına yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Halkkent’teki vatandaşlarımız şehir merkezindeki vatandaşlarımıza oranla daha dezavantajlı kesimde kalıyorlar. Biz de bu hizmeti ayaklarına getirerek daha çok insana ulaşıyoruz, özellikle kadın istihdamına yönelik kurslarımızı daha çoğaltarak yardımcı oluyoruz” dedi. Kursların bitmesinin ardından kursiyerleri Kariyer Merkezine yönlendirdiklerini söyleyen Eşiyok, “’Teksin Mersin’ uygulaması üzerinden her ayın 15 ve 20 tarihleri arasında hangi kursları açtığımızı paylaşıyoruz. Bu şekilde vatandaşlarımız online olarak bize başvuru yapabiliyorlar” diyerek, online başvuru yapamayanların da kurs merkezine gelerek başvuru yapabileceğini söyledi. Eşiyok, “Biz daha çok kurs açarak, daha çok vatandaşımıza ulaşmaya ve istihdamı artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu. “Kursiyerlerimiz çok şanslı” Sabah temel makyaj eğitimi, öğleden sonra ise fön çekim tekniklerini gösterdiklerini söyleyen eğitmen Türkan Şahgül, “Öğrencilerimizi yetiştiriyoruz, kuaförde neler yapılıyorsa burada da öğrencilerimize öğretmeye çalışıyoruz. 12 kursiyerimiz devam ediyor. Bütün eğitimleri alıyorlar” ifadelerini kullandı. Ustalık belgesi almak için 832 saat eğitim alınması gerektiğini söyleyen Şahgül, “Kursiyerlerimiz bu konuda çok şanslı. Normalde bu tarz kursları özel ve çok yüksek ücretlerde veriliyor. Çok memnunuz, bize böyle güzel hizmetleri sunduğu için Büyükşehir Belediyesine teşekkür ediyorum” diyerek, kurslardan mezun olup iş yeri açan kursiyerlerinin de olduğunu belirtti. “Neden geleceğin kuaförlerinin Halkkent MERCEK’ten çıkmasını istemeyelim?” Uzun zamandır MERCEK’te kurslara katıldığını söyleyen Kerem Akıllıok, güler yüzlü bir ekipten aldığı eğitimden çok memnun olduğunu vurguladı. Kuaför olmayı hayal ettiğini söyleyen Akıllıok, “Neden geleceğin kuaförlerinin Halkkent MERCEK’ten çıkmasını istemeyelim? Buradan Vahap Başkanımıza böyle bir kursu Halkkent bölgesinde bize sağladığı için çok teşekkür ediyorum. Çünkü bir tık daha şehirden uzakta kalıyoruz. Ulaşım tabii ki de her yere var ama bu tarz bir kurs yerini buraya açtığı için ayrıca teşekkür ederiz” diyerek, bu kursların bitiminde kuaför olmayı hayal ettiğini ve ilerde kendi iş yerini açacağını söyledi. “Tarak tutmayı bile bilmezken şu an fön çekebiliyoruz” Kendisi için bu kursların inanılmaz bir fırsat olduğunu vurgulayan Emine Özdoğan ise “Kursun açıldığını duyunca hemen başvurdum. İyi ki de katılmışım. Gerçekten bir ev hanımının gelip kendini geliştirebileceği güzel bir kurs. Hocalarımız sağ olsun bu konuda bize çok yardımcı oluyor. Tarak tutmayı bile bilmezken şu an fön çekebiliyoruz, makyaj konusunda yine öyle fırça tutmayı bilmezken şuan öğreniyoruz. Kendimizi daha çok geliştireceğiz ve eğitmenlerimiz bu konuda üzerine düşen her şeyi yapıyor, üzerimize çok düşüyorlar” sözlerine yer verdi. Kurslardan yararlanmak isteyen kadınlara seslenen Özdoğan, “Evde televizyonun karşısında vakit geçirmek yerine burada gelip kendimizi geliştirebiliriz. Bulunmaz bir fırsat. Teksin üzerinden başvurularını yapabilirler” dedi.
Gaziantep Sürücü 9 kişinin öldüğü kazayı hastalığına bağladı Gaziantep’in İslahiye ilçesinde beton tankerinin yolcu minibüsüne çarptığı ve 9 kişinin öldüğü, 11 kişinin yaralandığı kazanın ardından tanker sürücüsü Mehmet Göğüş’ün ifadesi ortaya çıktı. Göğüş, hızının 70-80 kilometre arasında olduğunu ve tansiyon hastası olduğunu ifade ederek gözlerinin karardığını söyledi. Gaziantep’in İslahiye ilçesinde beton tankerinin yolcu minibüsüne çarptığı ve 9 kişinin öldüğü, 11 kişinin yaralandığı kazanın ardından her iki sürücünün ifadeleri ortaya çıktı. Tanker sürücüsü Mehmet Göğüş, hızının 70-80 kilometre arasında olduğunu belirtirken minibüs sürücüsü Latif Örs, “Kamyon o kadar hızlıydı ki lastikleri yerden kesilerek adeta uçarak bize doğru geliyordu” dedi. “Tansiyon hastasıyım gözlerim karardı” Tanker sürücüsü Mehmet Göğüş, "Narlı ilçesinden Kalesan firmasına ait araçla firmaya ait beton maddesini yükleyerek İslahiye’de bulunan Güçlü beton firmasına saat 11.00 civarında boşalttıktan sonra Pazarcık ilçesine doğru giderken ne alkol kullandım ne de uykusuzdum. Yola çıktıktan 5 dakika sonra gözlerimin karardığını hatırlıyorum. Ben tansiyon hastasıyım düzenli olarak ilaç kullanırım. Kalp, şeker, tansiyon hastalıkları mevcuttur. Araçtaki hızım 70-80 kilometre arasındaydı. Rahatsızlandığımı düşünüyorum hiçbir şey hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı. “Kamyon adeta uçarak bize doğru geliyordu” Minibüs sürücüsü Latif Örs ifadesinde, “27 K 5127 plakalı yolcu minibüsünde Hatay yolu istikametinde ilerlerken ağabey mevkiinde karşı şeritten hızla beton mikser aracının bize doğru yaklaşmakta olduğunu gördüm. Kamyonun hızı o kadar yüksekti ki lastiklerin yerden kesildiğini gördüm. Araç uçar vaziyette bize doğru geliyordu. Durumu fark eder etmez aracı sağa doğru kırdım. Kaçmaya çalıştım ancak kaçamadık. Trafik kurallarına uygun şekilde hareket ettim” dedi
Trabzon Şoförler hariç herkesi suçladı, hainlikle itham etti Trabzon’un Sürmene ilçesinde 2 Mayıs günü yaşanan dolmuşçu-öğrenci servisi kavgası ile ilgili konuşan Sürmene Şoförler Odası Başkanı Ekrem Yılmaz, olaya karışan şoförlerin dışındaki herkesi hainlikle suçlayarak ülkedeki 1,5 milyon şoför esnafının Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ başta olmak üzere Trabzon Büyükşehir ve Sürmene Belediye Başkanları hakkında tazminat davası açmalarını istedi.Sürmene Şoförler Odası Başkanı Ekrem Yılmaz, Trabzon’un Sürmene ilçesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri ile dolmuş şoförleri arasındaki 2 Mayıs günü yaşanan darp olayı ile ilgili Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde bugün bir basın toplantısı düzenledi.Toplantıda hayli öfkeli ve gergin olduğu gözlenen Yılmaz, “Sürmene’de öğrenciler ve minibüs şoförleri arasında bir olay yaşandı. Savcılığa intikal etti. Savcı karakolda ifadeleri aldı. Öğrenciler ve şoförler gözaltına gerek olmadığı kanaatiyle serbest bırakıldı. Daha sonra bir durak görevlisi ile vatandaşlar gözaltına alınıyor. Nezarette sabaha kadar bekletiliyorlar. Gece 3’te karakol, şoförleri adliyeye gönderiyor. Sürmene Belediye Başkanı yanında bürokratla beraber geliyor, hakimlerle görüşüyor. Olayla ilgili Sürmene belediye başkanı sosyal medyada algı yapıyor. Diyor ki, biz Trabzon Valiliği, Sürmene Kaymakamlığı koordinasyonunda rektörlükle beraber belediye otobüslerini Sürmene’ye göndereceğiz, kampüse kadar çıkacaklar. Yani şoförler suçlu görülüyor” dedi.Konuşmasında Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’i de suçlayan Yılmaz, “ ’Öğrencilerin yanındayım. Öğrencileri taşıma işini üstleneceğim, belediye arabaları ile öğrencileri bedava taşıyacağım’ diyor. O da şoförlerin suçlu olduğuna dair algı yapıyor. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı şoföre karşı hainlik yapıyor. Kumpas kuruyor. Bunları açıkça söylüyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Trabzon Belediye Başkanını tüm Sürmeneli bütün bürokratlara şikayet ediyorum. Şoförün üzerinde algı yaptığı için haindir. Benim şoförümü terörist diyerek hain ilan ettiği için kesinlikle haindir” diye konuştu.Ekrem Yılmaz konuşmasında sosyal medyada kendilerine yönelik bir linç kampanyası yürütüldüğünü de ifade ederek “Çocuklardan biri tweet atıyor. Diyor ki, ‘Sürmene’de durdurulup gasp edildik. Arabadan aşağı alındık ve şoförler tarafından gasp edilip dövüldük.’ Kesinlikle böyle bir şey yok. Öğrenciler şoförleri dövdü. Bu da tespitlidir. Ümit Özdağ, Trabzon Belediye Başkanı ve Sürmene Belediye Başkanı hakkında 1,5 milyon şoförün tazminat davası açmasını rica ediyorum” çağrıda bulundu.