SAĞLIK - 17 Mart 2018 Cumartesi 13:28

Memiş: "Adil bir döner sermaye olmazsa sistem geriye gidecektir"

A
A
A
Memiş: "Adil bir döner sermaye olmazsa sistem geriye gidecektir"

Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Metin Memiş, "Bu sistemi silip yeniden bir sistem kurmalıyız.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Metin Memiş, "Bu sistemi silip yeniden bir sistem kurmalıyız. Burada havuzu ikiye ayıracaksınız sağlık çalışanı havuzu, hekim havuzu. Ve siz önümüzdeki süreçte çalışanların adil bir döner sermaye almasını sağlamazsanız, sistem artık geriye gitmeye başlayacaktır" dedi.


Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık- Sen) Antalya Şubesi’nin Teşkilat Toplantısı, Kemer ilçesi Göynük Mahallesi’ndeki bir otelde gerçekleştirildi. Program kapsamında Zeytin Dalı Harekatı şehitleri için dua edildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Sağlık -Sen Genel Başkanı Metin Memiş, Zeytin Dalı Harekatı’nda mücadele eden tüm Mehmetçiklere selamlarını göndererek, başarılar diledi. Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini dile getiren Memiş, ülkenin ne zaman şahlanışa geçse oyunların oynandığını kaydetti.



"Omuz omuza mücadele edeceğiz"


Türkiye’nin millet olmanın ruhunu yedi düvele gösterdiğinin altını çizen Memiş, "Çanakkale Destanı’nı millet olarak yazdık, millet olmanın son örneğini 15 Temmuz gecesi gösterdik. O gece de Türkü, Laz’ıyla Kürt’üyle omuz omuza mücadele ettik. Bu ülkeyi işgal ettirmeyeceğimizin mesajını verdik. Sağlık Sen Teşkilatı olarak demokrasi nöbetlerinde ön saflarda yer aldık. Bugünde Zeytin Dalı Operasyonu’yla, Suriye sınırındaki terör örgütlerinin yapılanmasını yok etmek ve ülkeyi parçalamak isteyenlere karşı yaptığımızı herkes biliyor. Millet olarak ayaktayız, bugün hep birlikte omuz omuza mücadele ederek. Ülkemizi bölmek isteyenlere müsaade etmedik asla müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.


Suriye operasyonlarını iç siyaset malzemesi yapanları eleştiren Memiş, "Hala oradakilere terör örgütü diyemeyenler, terörle mücadeledeki süreci görmeyenler aynı zamanda bunu uluslararası arenada da Türkiye’yi karalama politikası haline getirmeye çalışıyorlar. Kim ne derse desin, kim ne yapsın, bu bir diriliş varoluş, mücadelesidir. Bu ülkenin geleceği için hep birlikte mücadele edeceğimizi bir kez daha ilan ediyorum" dedi.



"Evet biz tarafız"


"Bizim bir anlayışımız, bir davamız, bir yolumuz var" diyen Metin Memiş, "Biz bayrak inmesin, vatan bölünmesin, ezan dinmesin, mazlumlar umutsuz kalmasın diye tarafız, bizim tarafımız bu. O nedenle bize yandaşsınız diyorlar. Evet milletin yanında olmak, milletin yanında olanların yanında olmak, mazlumların umudu olanların yanında olmak, yedi düvele meydan okuyanların yanında olmak, darbecilerin karşısında olanların yanında olmak, yandaşlıksa evet yandaşız, yandaş olmaya devam edeceğiz. Bunu söyleyenlere bakıyoruz nasıl yandaş oldukları son 2 ayda ortaya çıktı. Bazı sendikaların nasıl siyaset bağlantılı olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye’de zor iş çamur at izi kalsın anlayışıyla yapılıyor. Bizim davamız bu ülkenin bekası davası, biz milletin sözcüsü olacağız, ülkemize sahip çıkacağız, mazlumların sesi olacağız diyerek sahada sesimiz sözümüz oldunuz. Bu mücadeleyle ülkemiz bugünlere geldi. Yasaklara karşı mücadeleyi hep birlikte verdik" diye konuştu.



"Bizim davamız memleket davasıdır"


Sendikacılık anlayışlarını eleştirenleri sert bir dille Metin Memiş, "’Siz aldığınız paraya bakın. Sizin ne işiniz var başörtüsü kat sayı engellerin kaldırılmasıyla, siz kimsiniz de darbelere karşı oluyorsunuz’ diyerek bizi eleştirdiler. Ama Allaha hamd olsun 28 Şubat sürecinin, 23 senesini geride bıraktık. Bu süreç sadece siyasi müdahale değildi. Aynı zamanda bu ülkeye yapılan ekonomik müdahaleydi. O süreçte 22 bankanın içi boşaldı. Ülke ekonomisini allak bullak etiler. Milletin değerleriyle oynadılar. 28 Şubat süreci 10 yıl sürmedi, bu süreci bin yıl unutmayacağız, unutturmayacağız. O hainliği yapanları bu millete hesap soranları unutmayacağız. Bedel ödeyen tüm kardeşlerimize selam olsun diyoruz. Bizim davamız memleket davası, ülkemizin bekası davası, milletimizin geleceği, çocuklarımıza onurlu gelecek bırakma davasıdır" dedi.



"Döner sermaye sistemini silip yeni sistem kurmalıyız"


Hizmet ve çözüm odaklı sendikacılık anlayışıyla birçok kazanılan hakkın altına imza attıklarının altını çizen Memiş, "Döner sermaye adaletsizliğinden bahsediyoruz. Adaletsiz bir sistem. Emek çok önemli. Döner sermayenin emekliliğe yansıtılması üzerinde de çalışıyoruz. Bu sistem her yerinden dökülüyor. Döner sermaye ve nöbet konusunu dünden bugüne gelen süreci çok iyi anlatmalıyız. Bu sistemi silip yeniden bir sistem kurmalıyız. Burada havuzu ikiye ayıracaksınız sağlık çalışanı havuzu, hekim havuzu. Ve siz önümüzdeki süreçte çalışanların adil bir döner sermaye almasını sağlamazsanız, sistem artık geriye gitmeye başlayacaktır. Bizi dinleyecek bir yapının hala olmadığını görüyoruz. 6 aydır atamalarla uğraşılıyor. Her bakanın yoğurt yiyişi farklı. Her bakan politika üzerinde oynama yapıyor. Bunun bedelini sağlık çalışanları ödüyor. Güçlü bir yapı kurulursa bu sorunun çözüme kavuşturulacağını bekliyoruz" ifadelerine yer verdi.


Yıpranma payı konusuna da değinen Memiş, "Bu pay net şekilde yakın zamanda geliyor. Torba yasada yıpranma payı hakkı var. ‘Biz yıpranmayı belirli bir tarafa vereceğiz’ dediler. ‘Buna asla olmaz’ dedik. Bir kesim yıpranma ne işe yarar diyor, boşa istedik diyorlar. Yıpranmanın içi boş olsa niye zorlasınlar. Yıpranma payı erken emeklilik getiriyor. 4 yıla bir yıl olarak yıpranma gelecek. Yıpranma payının tüm çalışanları kapsayacak ve kimseyi mağdur etmeden eşit şekilde verilmesi için çalışıyoruz. Bu kazanıma sahip çıkın" diye konuştu.



"Sağlıkta istihdam sayısı artıyor"


Türkiye’de sağlık sisteminin değişim ve dönüşüm içinde olduğunu belirten Memiş, "Şehir hastaneleri açılıyor. Personelimiz için yürüme mesafeleri öncekinin 3 katına çıktı. Bundan sonra 30 yakın daha şehir hastanesi açılacak. İstihdam politikaları noktasında sıkıntılar var. İstihdam sayısının artırılmasını talep ettik. 36 bin sağlık çalışanı alınacağı duyuruldu. Önümüzdeki yıllar 20 binli alımların yapılmasını sağlarsak yakın zamanda istihdam sorunumuz çözülür" dedi.


Üniversite hastanelerindeki sorunlara da değinen Metin Memiş, şunları söyledi:


"Üniversite hastaneleriyle ilgili çok önemli bir çalışma hazır. Ekonomi Koordinasyon Kurulu öncülüğünde önemli kararlar alındı. Ama bunun çıkma süreci bekleniyor. Üniversite hastanelerinin sorunları yakın zamanda çözülecek. Üniversite Hastaneleri Birliği kurulacak bu uygulama sayesinde çalışan kardeşlerimizin sorunları da çözülecek."


Sağlık Sen Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk, "Kardeşliğimiz son zamanlarda bir kez daha hedef alınmıştır. Terör örgütleri ülkemizin huzurlu ortamını ortadan kaldırmak için harekete geçmişlerdir. Dün Malazgirt, İstanbul’un Fethinde, Çanakkale’de Sakarya’da Dumlupınar’da son olarak 15 Temmuz’da Türk milletini bir arada tutan milli birlik ve kardeşlik şurubu bir kez daha gördük. Bu zorlu süreçte bize düşen birbirimize sımsıkı sarılmaktır. Birlik ve beraberliğimizin kardeşliğimiz üzerinden oynanan bu oyunlara izin vermeyelim" diye konuştu.


Kuluöztürk, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutlayarak, tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Boğazından bıçaklanan kadının saldırıya uğradığı anlar kamerada Ankara’nın Sincan ilçesinde bir kadının ölümüne sebep olan bıçaklı saldırı an be an güvenlik kamerasına yansıdı.Sincan’da dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda S.K. (34) isimli şahıs, bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga ettiği Edanur K.’yi (28) boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Edanur K., hastanedeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Saldırgan S.K. ise polis ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Dün yaşanan olay ise çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde S.K.’nin Edanur K.’ye saldırdığı anlar an be an kaydedildi.“Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı”Öte yandan, Edanur K.’nin arkadaşı olan Kader Düzgün, olayın ardından açıklamalarda bulundu. Düzgün, Edanur’un psikolojik sıkıntıları olabilir fakat hiçbir insan bu şekilde öldürülmeyi hak etmiyor. Cinayete kurban giden birçok kadınlarımız, çocuklarımız var. lütfen kadınlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkalım. Edanur daha 27 yalındaydı. Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kızdı. Ailesi paramparça durumda, eşi de aynı şekilde. Tabi ki hepimiz hata yapabiliyoruz. Hepimizin psikolojik olarak sorunlarımız var. Kendisi de aynı şekilde psikolojik destek de alıyordu. Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı” açıklamasında bulundu.
Karabük Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu. (YE-
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır.” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu , EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) nedir Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, 1985 yılında İran, Pakistan ve Türkiye tarafından kurulan uluslararası bir kuruluş olup üye sayısı Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan’ın da katılımı ile 10’a ulaştı. Teşkilatın amacı üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmak, EİT Bölgesi içindeki ticari engelleri kaldırarak bölge içi ticareti geliştirmek ve EİT bölgesinin küresel pazarlarla bütünleşmesini teşvik etmek suretiyle üye ülkeler arasındaki kültürel ve tarihi bağları güçlendirmek olarak ifade ediliyor. Bu bakımdan EİT, Türkiye’yi Orta Asya Cumhuriyetleri ve Güney Asya ülkeleri ile bir araya getiren önemli bir platform niteliği taşıyor. (MEK-NK)
İstanbul sigortaladım.com’dan yeni sigorta ürünü sigortaladım.com, yeni ürünü Aracıma Garanti Sigortası’nın başladığını duyurdu. Sigorta, araçların en önemli aksamların da oluşabilecek arızaları güvence altına alıyor. Dijital sigorta platformu sigortaladım.com, yeni ürünü Aracıma Garanti Sigortası’nın başladığını duyurdu. Garantisi biten tüm araçlara yapılabilen sigorta, araçların en önemli aksamların da oluşabilecek arızaları güvence altına alıyor. Yeni ürün, sigortanın yürürlükte olduğu süre içinde araçta meydana gelen arıza sonucu; aracın doğru şekilde çalışmasını sağlamak için sigorta kapsamına giren parçaların onarılması ve gerektiği durumlarda değiştirilmesi sebebiyle oluşan masrafları kapsıyor. Sigorta ile araçları motor, manuel/otomatik şanzıman, aks, aktarma grubu, direksiyon, fren aksamı, yakıt sistemi, elektrik, konfor elektrik, soğutma sistemi, klima sistemi, egzoz grubu veya güvenlik sistemlerinde oluşabilecek mekanik ve elektrik arızalarını teminat altına alıyor. Verilen bilgiye göre; araç sahipleri, Aracıma Garanti Sigortası poliçesi satın aldıklarında, poliçe kapsamındaki D-Ekspert’den ücretsiz full ekspertiz hizmeti alıp, garanti sigortasını aktif hale getirebiliyorlar. Poliçe şartlarından tam olarak faydalanabilmek için 1 ay içerisinde ücretsiz ekspertizin yaptırılması zorunlu olan sigortadan 8 yaşını ve 160 bin km’yi geçmemiş araçlar faydalanabiliyor. Bu ürünle poliçe sahipleri, yılda 2 kez ve olay başına 2 bin TL’ye kadar araç çekici hizmetinden de yararlanarak arızalı araçlarını en yakın yetkili servise çektirebiliyorlar. Ayrıca arızanın 10 iş günü içerisinde giderilememesi halinde, poliçe kapsamında sigorta şirketi tarafından ikame araç da temin ediliyor. Aynı zamanda bu ürünü satın alanlara özel 1.000 TL’lik ücretsiz yakıt çeki de hediye ediliyor. Poliçe ücretleri araç modeline, markasına, kilometresine ve motor hacmine göre değişiklik gösterirken satın alındıktan sonra 12 ay veya 20 bin km süresince geçerli olacak. Sigorta, yalnızca otomobiller için değil, hafif ticari ve suv’lar için de geçerli olacak. sigortaladım.com’un Genel Müdür Yardımcısı Orçun Kızıltepe, “Sıfır araçların yüksek maliyetleri sebebiyle ikinci el araçlarımızın değeri daha da artmaya devam ediyor. Pazardaki ticaretin yoğunluğu, kimi zaman istenmeyen olaylara da yol açabiliyor. İkinci el araçlarda ortaya çıkabilecek mağduriyetleri engellemek ve yaşanan olumsuz durumları sonlandırmak öncelikli hedefimiz. Bu nedenle tüm araç sahiplerinin, özellikle aracının garantisi biten kullanıcıların, Aracıma Garanti Sigortası’nı yaptırarak araçlarını güvence altına almalarını öneriyor ve önemsiyoruz. sigortaladım.com olarak gelişmiş teknolojimiz ve altyapımız ile müşterilerimize güncel, doğru ve avantajlı sigorta seçenekleri sunuyoruz. Kullanıcılarımız, sunduğumuz teklifler arasından ihtiyaçlarına en uygun poliçeyi tercih ederek daha güvenli bir sürüş sağlayabilirler” dedi.
Zonguldak Taksi durağında dehşet anları kamerada Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde evinin geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü yapan oğlunun durakta darp edildiğini öğrenen anne şikayetçi oldu. Darp anı ise güvenlik kamerasına yansıdı. İddiaya göre, Karadeniz Ereğli ilçesinde taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlamaya çalışan 19 yaşındaki Özay Kızıl, aynı durakta taksicilik yaptığı öğrenilen T.Y. ve M.A.’nin şiddetiyle karşılaştı. Daha önce geçirdiği motosiklet kazası sebebiyle iki kez beyin ameliyatı geçiren Kızıl, durağın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde bir tartışma sonrası darp edildi. Evini geçindirmek için çalışan oğlunun şiddete maruz kaldığını kendisine ulaştırılan güvenlik kamerası görüntüleriyle öğrenen anne Özlem Ak, 2 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu. Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan anne Ak, “Oğlum eve alın teriyle ekmek getiriyor sanıyorduk meğerse kan teriyle getiriyormuş” dedi. Oğlu Özay Kızıl’ın saldırganlardan korktuğunu söyleyen anne Ak, “Görüntüler elime geldi. Daha önce de çocuğuma üç kez yapılmış aynı kişiler tarafından, benim çocuğum korkuyor. Neyle tehdit ediliyor bilmiyorum. Ben yardım istiyorum. Çocuklarıma hem annelik hem babalık yaptım. Çocuğum küçüklüğünden beri çalışıp bize bakıyor. İki kız kardeşi var. Ben bir yerde çalışmıyorum. Çocuğumun getirdiği parayla geçiniyoruz. Çocuğum alın teri getiriyor derken kan teri getiriyormuş. Neden yani bu, bütün annelere, bütün büyüklere sesleniyorum. Bana yardımcı olun. Çocuğum neden dayak yiyor” diye gözyaşı döktü. Oğlu Özay Kızıl ile görüştüğünde “Konuyu kapat anne” dediğini söyleyen Ak, “Çocuğum korkuyor. Üç aydır çocuğumu tanıyamıyorum. Savcılığa gittik şikayetçi olduk. Ben çocuğumun hayatından endişeliyim. İki yıl önce motosiklet kazası geçirdi. İki kere beyin ameliyatı oldu. Ameliyatlı olduğu halde çalışmaya çalışıyor. Bu dayağın sebebi ne? Benim çocuğum ne yapmış da dayak yiyor. Ben görüntüleri izledikçe içim parçalandı. Anne olarak ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. Olay sonrası taksi durağının başkanını aradığını söyleyen anne Özlem Ak, “Durak başkanını aradım. Olay üç gün önce olmuş. Daha hiçbir şey yapmamış. Pazar günü toplantıyı beklediğini ve ceza keseceğini söyledi. Ben de durak başkanına ‘Bu ceza beni tatmin etmez. Bu olayın sebebini öğrenmek istiyorum. Neden benim çocuğum sürekli bunlar tarafından darp ediliyor. Çocuğuma ne yaptırmak istiyorlar. İstedikleri ne, bunu öğrenmek istiyorum’ dedim. Çocuğumu darp edenlerden birinin telefonunu aldım. Kendisini aradım. Çocuğumu neden darp ettiklerini sorup, beyin ameliyatı geçirdiğini hatırlattım. Bana ‘Sen bu konuyu kapat. Sonu iyi olmaz’ deyip kardeşinin de avukat olduğunu söyledi. Ben gariban biriyim ben uğraşamam diye düşündüler. Kardeşi avukat olan önüne geleni darp mı etsin” ifadelerine yer verdi.