GENEL - 08 Şubat 2019 Cuma 09:51

Prof. Dr. Demir: "Hortum anında çukura girin"

A
A
A
Prof. Dr. Demir: "Hortum anında çukura girin"

Hortumların kısa sürelerde etkili olmasına rağmen oldukça büyük boyutlarda hasara yol açabileceğini belirten Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğr.

Hortumların kısa sürelerde etkili olmasına rağmen oldukça büyük boyutlarda hasara yol açabileceğini belirten Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tuncer Demir, "Hareket halindeki araba en kısa sürede durdurulmalı ve araba terk edilerek çevredeki en yakın binaya sığınılmalıdır. Etrafı açık arazide ve civarda sığınılacak bir yer bulunulmaması durumunda, mümkünse bir çukura girmek ve yere çömelerek beklemek en uygun yoldur" dedi.


Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tuncer Demir, Akdeniz bölgesinde son günlerde can ve mal kaybına yol açan şiddetli fırtına ve hortum felaketinin görülme sebebi ve hortum anında ne gibi tedbirler alınması gerektiği konularında açıklamalarda bulundu.



"Hortumların görülebilme ihtimali fazla olabilir"


Son dönemde Akdeniz üzerinde hortum olaylarının fazla görülme sebebinin küresel ısınmadan dolayı kış mevsiminde Akdeniz sularının ortalama sıcaklığının beklenin üzerinde olmasından kaynaklanabileceğini belirten Demir, "Önümüzdeki yıllarda da Akdeniz’in su sıcaklığının yıllık veya mevsimsel ortalamaların üzerinde olması durumunda ve Akdeniz üzerinde karşılaşan polar ve nemli tropikal hava kütleleri arasında sıcaklık ve nemlilik farklarının çok daha fazla olması durumunda benzer türde hortumların görülebilme ihtimali fazla olabilir" diye konuştu.



"13 dakika olarak belirlenmiştir"


Hortumların tam olarak ne zaman meydana geleceğinin önceden kestirilmesinin oldukça zor olduğunu dile getiren Demir şöyle konuştu:


"Hortumlar çok uzun mesafelere gidemezler, kısa ömürlüdürler ve genellikle 20 kilometreden sonra özelliklerini yitirirler. Genellikle kısa süreli ve dar alanlı olarak meydana geldiği için hortumların tam olarak ne zaman meydana geleceğinin önceden kestirilmesi oldukça zordur. Uluslararası standartlara göre hortumun ne zaman meydana geleceğini önceden kestirme zamanı 13 dakika olarak belirlenmiştir. Hortum bir bölgeyi etkilemeden hemen önce çok güçlü gök gürültülü yağış ve kasırga türünde rüzgar başlar. Genellikle, koyu gri renkte gökyüzünde yoğun küme bulutlarının varlığı, iri dolu taneleri ve tren sesini andırır güçlü ses/gürültü hortumun yaklaştığına işaret eden en önemli belirtilerdir."


Hortumların kısa sürelerde etkili olmasına rağmen oldukça büyük boyutlarda hasara yol açabileceğine dikkat çeken Demir, hortumun oluşturduğu vakum etkisinin, bir havuz veya nehir yatağında suları tamamen içine çekebileceğinin altını çizdi. Demir, "Yüksek hızdaki rüzgarlar insanları bir yerden başka bir yere süratle fırlatabildiği gibi, yerden kaldırdığı insanları belirli bir yükseltiye kadar çıkardıktan sonra tekrar aşağı bırakabilir. Hortumun sebep olduğu can kayıpları ve yaralanmalar genellikle, hortumun en şiddetli olduğu anlarda havaya fırlatılmış yeryüzü kaynaklı cisimlerin insanlara çarpması sonucunda meydana gelir" ifadelerini kullandı.



"Betonarme binalara girilmelidir"


Hortum ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda dikkatli olunması gerektiğini kaydeden Demir sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu durumlarda genellikle betonarme yapılar içinde bulunmak oldukça güvenlidir. Böyle yerlerde banyo, merdiven boşlukları gibi alanlar en uygun yerler olup mümkünse pencerelerden ve balkonlardan uzak durulmalıdır. Okul, devlet dairesi gibi yerlerde önceden belirlenmiş sığınaklara gitmek veya sığınak yoksa zemin katlarda beklemek hortumdan zarar görme ihtimalini azaltır. Prefabrik gibi hafif ve güçsüz yapılardan uzak durulmalı ve mümkünse en kısa sürede çevredeki betonarme binalara girilmelidir. Hortum esnasında hareket halindeki araç içinde bulunmak oldukça tehlikelidir. Bu gibi durumlarda hareket halindeki araba en kısa sürede durdurulmalı ve araba terk edilerek çevredeki en yakın binaya sığınılmalıdır. Etrafı açık arazide ve civarda sığınılacak bir yer bulunulmaması durumunda, mümkünse bir çukura girmek ve yere çömelerek beklemek en uygun yoldur. Civarda çukur alan bulunulmaması durumunda yere en yakın seviyede ve cenin pozisyonunda kalarak beklemek en doğru hareket olacaktır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.