GENEL - 14 Ocak 2020 Salı 14:36

Antalya Gazeteciler Cemiyeti 36 yaşında

A
A
A
Antalya Gazeteciler Cemiyeti 36 yaşında

Antalya Gazeteciler Cemiyeti, 36’ncı kuruluş yıldönümünü kutluyor.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti, 36’ncı kuruluş yıldönümünü kutluyor.


Kurulduğu günden bugüne gazetecilik mesleğinin sorunlarının çözümü ile ilgili faaliyetlerinin yanı sıra Antalya’nın ve ülkenin önemli projelerine paydaş olarak da öne çıkan Antalya Gazeteciler Cemiyeti, 36’ncı kuruluş yıldönümünü kutluyor.


Konuya ilişkin AGC’den yapılan açıklamada, "Yüklendiği misyonu ve gerçekleştirdiği vizyon projelerle ülkenin saygın cemiyetleri arasında yer alan AGC, mesleki örgüt olmanın yanı sıra, turizm, tarım ve ticarette öncü olmuş bir kentin sorumluluk bilinci ile yoluna devam ediyor. AGC, dış ülkelerdeki meslektaşlarımızla gerçekleştirdiği partnerlik projeleri çerçevesinde hem mesleğimizin hem de bir dünya kenti olan Antalya’nın gelişimine ve tanıtımına katkı koyuyor, ülkemiz ve kentimiz yararına ortaya konulan projelerdeki partnerliğiyle de kamu yararına önemli işlere imza atmaya devam ediyor. Her geçen gün büyüyen Antalya Gazeteciler Cemiyeti, bugüne kadar hayata geçirdiği birçok projenin sürdürülmesi noktasında ciddi çabalar göstermektedir. Eğitim gören çocuklarımıza verdiğimiz bursların yanı sıra Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ve Akdeniz Gazeteciler Federasyonu’nda da mesleki örgüt çatısı olarak önemli görev üstlenmektedir. AGC, meslektaşları için sağlık projeleri, eğitim projeleri, sportif faaliyetler, sosyal faaliyetler gibi etkinlikler düzenlemekte, önemli projelerde kentimizin STK temsilcileri, üniversiteler ve kamu kurum kuruluşları ile omuz omuza çalışmaktadır" denildi.


Geleneksel Antalya Basın Ödülleri ve Hasan Özkay Fotoğraf Yarışmasının titizlikle sürdürüldüğü ifade edilen açıklamada, "Meslektaşlarımızın emeklerinin ödüllendirilmesi devam ettirilmektedir. Kuruluşundan bu yana gazetecilerin sorunlarına her zaman sahip çıkan Antalya Gazeteciler Cemiyeti, bundan sonra da mesleki saygınlığımızın yeniden kazanılması için her türlü çabayı gösterecektir. Basın özgürlüğü evrensel normlara göre halkın gerçekleri öğrenme, bilgilenme hakkı vardır. Türkiye’de haber akışının engellendiği, medyada haberlerin gizlendiği, istenmeyen haberlerin üzerinin örtüldüğü, görmezden gelindiği bir ortamda halkın gerçekleri öğrenemeyeceği, ilgilenemeyeceği açıktır. Bu açıdan bakıldığı zaman Türkiye’de basın maalesef özgür değildir. Bu nedenle de ‘özgür bir medya ortamının yolu gazetecilerin örgütlülüğüyle mümkündür. Bu örgütlerden birisi de AGC’dir ve 36 yıldır aynı misyonla çalışmalarına devam etmektedir" ifadelerine yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.